Bugün ülkemiz ve tüm dünya topluluğu için özel bir önem taşımaktadır.
Bundan 70 yıl önce sıradan insanlara sayısızca ıstırap veren nükleer testlerin başlamasıyla ülkemiz tarihindeki en trajik sayfalardan biri açılmış oldu.
29 Ağustos 1991’de Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı-Elbası Nursultan Nazarbayev’in tarihi bir kararnamesiyle dünyanın en büyük nükleer deneme sahalarından biri olan Semey (Semipalatinsk) Nükleer Test Sahası’nın kapatılması kararı alındı.
Kazakistan’ı nükleer test sahalarının çalışmalarına son veren diğer ülkeler izledi ve bunun neticesinde 1996’da Kapsamlı Nükleer Denemelerin Yasaklanması Antlaşması’nın (CTBT) kabul edilmesinin önü açılmış oldu.
Tarihi bir gün olan 29 Ağustos, Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla “Nükleer Silahların Test Edilmesiyle Mücadele Günü” olarak kabul edildi. Bu yıl dünyada, söz konusu günün kabul edilmesinin onuncu yıl dönümü kutlanmaktadır.
Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in sayesinde Kazakistan, dünyanın dördüncü nükleer silah cephaneliği statüsünden çıkarak hızla nükleer silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda öncü ülkelerden biri haline geldi. Nazarbayev’in liderliği altında, bağımsızlığını kazanmasından itibaren ülkemiz nükleer silahsız bir dünya hedefine ulaşma ve onu 21. yüzyılda insanlığın ana görevine dönüştürme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Bu fikirlerin rehberliğinde Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 2015 yılında BM Genel Kurulu tarafından “Nükleer Silahsız Bir Dünyaya Ulaşmak İçin Evrensel Beyanname”nin kabul edilmesi girişimini başlattı. Dünya jeopolitiğinin oldukça karmaşık bir hal aldığı son dönemde, Evrensel Beyanname’nin önemi daha da artmaktadır. Anlaşmada yer alan nükleer silahsızlanma konusundaki evrensel ilkeler ve yükümlülükler, güvenli bir dünyanın inşası üzerine farklı görüşler arasında köprüler kurmalıdır.
2016 yılında Washington’daki Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde Nursultan Nazarbayev, hiçbir modern savaşta kazanan tarafın olmadığı ve olamayacağı temel tezini savunarak kendi kavramsal vizyonu olan “Dünya: 21. Yüzyıl Manifestosu”nu sundu. Tam da bu yüzden herkesi nükleer silahlardan tamamen arınmış bir dünyayı tercih etmeye ve böylece sürdürülebilir bir barış coğrafyasını oluşturmaya çağırıyoruz. Blok zihniyetinden kurtulma ve uygun güven artırıcı önlemler alarak silahsızlanma sürecini yeni tarihi gerçeklere uyarlama zamanı geldi.
10 yıl önce Orta Asya’da Nükleer Silahsız Bir Bölgenin Kurulmasına İlişkin Antlaşma yürürlüğe girdi. Şimdiye kadar bu, 21. yüzyılda kurulan son nükleersiz bölgedir. Nükleer silahsızlanma ve yayılmasının önlenmesi doğrultusundaki çabalarımızla nükleer silahsızlanma bölgelerinin potansiyelini pekiştirerek üçe katlamayı teklif ediyoruz. Bu nedenle Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı’nın girişimiyle 28-29 Ağustos tarihlerinde Nur-Sultan’da nükleer silahsız bölgelerin temsilcileri toplantısı yapılacaktır.
29 Ağustos 2019 tarihinde Kazakistan Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı-Elbası Nursultan Nazarbayev ve Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev’in katılımlarıyla Nur-Sultan’da, “Nükleer Silahsız ve Küresel Güvenlik İçin Nazarbayev Barış Ödülü”nün takdim töreni yapılacaktır.
Bu ödül, savaş ve kriz korkusundan arınmış bir dünya için taviz vermeden mücadele eden siyasi ve sivil toplum liderlerinin ve örgütlerin çabalarının takdir edilmesi maksadıyla 10 Ekim 2016’da Kazakistan Cumhurbaşkanı-Elbası Nursultan Nazarbayev’in Kararnamesiyle tayin edilmiştir.
Etkinliğe Kapsamlı Nükleer Denemelerin Yasaklanması Antlaşması Örgütü (CTBTO) Genel Sekreteri Lassina Zerbo, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) eski Başkanı Yukiya Amano’nun yakınları, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) eski Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, UAEK Genel Sekreteri Tarik Rauf, İngiltere Savunma Bakanı Desmond G. Brown, Ödül Komitesi Başkanı İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ve diğer üst düzeyli isimler katılacaktır.
Son yıllarda, dünyada artan çatışma potansiyeli derin bir endişeye sebebiyet vermektedir. Dünya güçleri arasındaki artan anlaşmazlık, mevcut dünya düzenini daha dengesiz ve öngörülemez hale getirmektedir. Finansal, ticari ve ekonomik çelişkiler daha da keskinleşmektedir. Küresel kalkınma kurumlarının etkinliği azalmaktadır.
Orta Doğu’dan güven verici bir haber gelmezken, Afrika kıtasındaki çatışmalar bitmek bilmemektedir. İran’ın nükleer programı için son derece önemli Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) kaderi belirsizliğini korumaktadır. Kore Yarımadası’ndaki durum da uluslararası toplumun özel dikkatini gerektirmektedir.
Arka plandaki hal böyleyken dünyanın önde gelen aktörleri arasındaki güvensizlik artmakta ve en önemlisi BM de dahil olmak üzere uluslararası siyasi kurumların etkinliğine olan inanç kaybolmaktadır.
Bu durumda, küresel riskleri dikkatli bir şekilde değerlendirmek ve bunları ortadan kaldırmak için çabaları birleştirmek gereklidir. Gelecek nesillere ne tür bir dünya bırakacağımızı ciddi bir şekilde düşünmeliyiz.
Kazakistan küresel barışı ve güvenliği güçlendirmek, istisnasız bütün ulusların sürdürülebilir kalkınma ve refah hedeflerini gerçekleştirmek, dünyayı savaş ve şiddetten kurtarmak ve ayrıca uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalmak için aktif olarak çalışmaya devam etmektedir.
Aktif nükleer test alanını kapatan ilk ülke olan Kazakistan, CTBT’nin bir an önce yürürlüğe girmesini savunmakta ve belgeyi henüz onaylamayan ülkeleri bu yolda gereken adımları atmaya davet etmektedir. Kazakistan, CTBTO’nun çalışmalarını her zaman desteklemiştir ve desteklemeye devam edecektir.
7 Temmuz 2017’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nın kabul edilmesindeki desteğimiz Kazakistan’ın nükleer silahsızlanma konusundaki tutarlı yaklaşımının bir başka kanıtıdır. Bu yılın 29 Ağustos’unda Kazakistan, parlamento onay belgesini Antlaşma’nın depoziteri olarak BM’ye teslim etmiştir.
Uluslararası toplumun tüm nükleer karşıtı çabalarına aktif olarak katılan Kazakistan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in başlattığı yeni bir kapsamlı silahsızlanma gündemini desteklemektedir. Guterres’in nükleer silahların yayılmasının insanlığa karşı varoluşsal bir tehdit oluşturduğu görüşüne katılıyoruz. Çünkü, “bugün dünyada 15 bin nükleer silah depolanmaktadır ve bunun yüzlercesi birkaç dakika içinde fırlatılabilir. Bu durumda yeryüzünden bazı şehirler tamamıyla yok edilecek düzeyde bir felaket yaşanabilir.”
Son yıllarda, uluslararası güvenliğin temini konusundaki yetersiz politikaları ve gösterilen çabaları bir sorun yığınına dönüştürme eğilimini tersine çevirmeliyiz.
Hepimiz küresel nükleer güvenlik durumu için endişeliyiz. Bu bağlamda, Kazakistan’ın görüşlerini aşağıda maddeler halinde sunmak istiyorum.
- İlk olarak, gelecek yıl Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın (NPT) 50. yıldönümü kutlanacaktır. Bu olay, çağdaş zorlukların ve tehditlerin derinlemesine değerlendirilmesi ve daha sonra nükleer silahsız bir dünyaya ulaşmak için acil ve gerçekçi bir silahsızlanma gündeminin geliştirilmesi için bir fırsat sunmaktadır.
- Kazakistan önümüzdeki Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması İnceleme Konferansı’nın yüksek performans sergilemesi konusunda katkıda bulunmak için birlikte çalışmaya hazırdır. İlgili tüm tarafları, 2015 yılındaki İnceleme Konferansı’nın başarısızlığının tekrarlanmaması için çaba sarf etmeye çağırıyoruz.
- İkincisi, CTBT’nin yürürlüğe girme sorunu henüz çözülmedi. Kazakistan, Antlaşma’nın yürürlüğe girmesi yolunda girişimlerine devam edecektir. CTBT’nin yürürlüğe girebilmesi için Antlaşma’ya katılması gereken ülkelerin liderlerini gecikmeksizin tüm gerekenleri yapmaya davet ediyoruz. CTBT’nin bir an evvel yürürlüğe girmesini teşvik etmek için çabalarımızı birleştirmemiz gerekmektedir.
- Üçüncüsü, gelecekteki yeni başarılara doğru ilerlerken, bazen yüzyıllarca sağlam bir temel teşkil edecek geçmişteki başarılarımızı unutuyoruz. Geçmiş yıllarda, özenli çalışmaların ve inanılmaz çabaların bir sonucu olarak çok önemli anlaşmalar yapıldı ve uluslararası güvenliği güçlendirecek mekanizmalar geliştirildi.
- Müzakere yoluyla karmaşık sorunları çözmenin gerçek bir pratik örneği olarak -kuruluşunda Kazakistan’ın da katkısının bulunduğu- KOEP, diyalog ve güven atmosferi sayesinde geliştirilmiş ve kabul edilmiştir. Ülkemiz, 2013 yılında Almatı’da E3+3 ile İran arasında iki istişare turunun düzenlenmesi de dahil olmak üzere bu konuda çok taraflı müzakere sürecine destek verdi. Hem ülkemizle İran arasında ikili ticaret ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, hem de bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi anlamında KOEP’in hayata geçirilme sürecinin devam ettirilmesinden yanayız. Karmaşık ve zorlu bir süreç arz etse de küresel ve bölgesel sorunları çözmenin tek kesin ve etkin yolunun diplomatik yollarla karşılıklı kabul edilebilir bir uzlaşmanın bulunması olduğuna inanıyoruz.
- Son olarak, dünyamızı nükleerden arındırma hedefine ulaşmak adına nükleersiz bölgelerde bulunan bütün devletler çabalarını pekiştirmeye devam etmelidir.