Tarih:

Paylaş:

ABD-Afrika Zirvesi: Rusya ve Çin’e Bir Mesaj Mı?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

14 Ekim 2022 tarihinde açıklanan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Strateji ve Güvenlik Belgesi’nde Afrika’ya da bir sayfalık yer ayrılmıştır. Buna göre Afrika ülkeleriyle işbirliği ve ortak çalışmanın arttırılacağı dile getirilmiştir. Ayrıca Rusya ve Çin’in etkisinin genişlediği Afrika ülkeleriyle ilişkilerini gözden geçirmek isteyen Washington yönetimi, Afrika’yı Çin ve Rusya’nın tahakkümüne bırakmak istememektedir. Bu kapsamda Beyaz Saray, 2022 yılının Temmuz ayında açıkladığı üzere, 13-15 Aralık tarihleri arasında bir ABD-Afrika Zirvesi’nin yapılacağını duyurmuştur.[1]

Bu zirvelerin ilki, 2014 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama liderliğinde gerçekleştirilmiştir. Donald Trump döneminde ise Afrika’ya yönelik buna benzer bir zirve yapılmamıştır. Dolayısıyla Biden döneminde yapılan ikinci zirve çağrısı, ABD’nin Afrika’yı gündemine aldığının ve kıtanın gelecek dönemde daha fazla ön planda olacağı şeklinde yorumlanabilir. Zirvedeki konular; barış, güvenlik ve iyi yönetişimin sağlanması, gıda güvenliği, sağlık, iklim değişikliği, eğitim, gençlik ve diaspora bağları gibi Afrika’nın muzdarip olduğu başlıkları içermektedir.

13-15 Aralık 2022 tarihler arasında gerçekleştirilen ABD-Afrika Liderler Zirvesi’ne 54 Afrika ülkesinden 49’u davet edilmiştir.[2] Afrika Birliği Başkanı da dahil edilirse 50 liderin toplantıya katıldığı görülmektedir. Kalan ülkelerden dördü Burkina Faso, Gine, Mali ve Sudan olup; darbe durumları göz önüne alınarak zirveye davet edilmemiştir. Eritre’ye ise ikili düzeyde ilişkilerin bulunmamasından ötürü çağrılmamıştır.

Söz konusu zirve, Biden’ın görevdeki ikinci yılı açısından en önemli dış politika önceliklerinden biri olarak ifade edilebilir. Zira 50 lider ve beraberindeki birçok yetkiliden oluşan 1000 civarında Afrikalı Washington’a gelmiş ve iş, güvenlik, ticaret, gıda güvensizliği, iklim değişikliği gibi konular başta olmak üzere birçok hususta forumlar yapılmıştır. Buradaki görüşmeler hem ABD’nin Afrika’ya yönelik politikasını ortaya koymuş hem de Afrikalıların ABD’ye bakış açısını gözler önüne sermiştir.

ABD Başkanı Joe Biden, oturum aralarında ve sonrasında Afrikalı devlet başkanlarıyla görüşme gerçekleştirme imkânı bulmuştur. Avrupa ülkelerine ve Çin, Rusya ve Hindistan gibi Asya ülkelerine nazaran Afrika’daki devletlerle çok sık üst düzey toplantı gerçekleştirmeyen Washington yönetiminin organize ettiği bu zirve, ABD dış politikasını yeni bir zemine kavuşturmak adına önemli bir fırsat sunmuştur.

Bilindiği üzere, Biden’ın ABD Başkanı seçilmeden önce başlayan Washington-Pekin gerilimi Biden’ın göreve gelmesiyle devam etmiştir. Çin’in dünya genelinde artan jeopolitik ve ekonomik nüfuzuna karşılık ABD’nin etkisinin azalması ve önemli ülkelerle ilişkilerindeki bozulmalar, çok kutuplu bir sisteme evrilen dünyayı gözler önüne sermektedir.

Çin’in Afrika’da artan etkisi göz önünde bulundurulduğunda, kıta ülkelerinin neredeyse tamamında ekonomi başta olmak üzere birçok alanda önemli bir nüfuza sahip olduğu görülebilir. Ancak ABD için bunu söylemek zordur. Zira ABD ve Çin’in Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmi kıyaslandığında, bu durum net olarak gün yüzüne çıkmaktadır.

Bu bağlamda Washington yönetiminin Çin ve Rusya’nın artan etkisine karşı gerçekleştirdiği zirve hamlesi hem ABD dış politikası hem de Washington’un Afrika başkentleriyle ilişkileri bakımından oldukça mühimdir.

Zirveyle ilgili hazırlanan 34 sayfalık gündem raporunda Çin’den bir kez dahi bahsedilmemesi, Rusya’nın ise gıda güvenliği ve küresel gıda krizi bağlamında Ukrayna Savaşı’ndan dolayı iki kez yer alması, gündemin Trump zamanında yayınlanan Afrika stratejisine göre önemli değişiklikler barındırdığı anlamına gelmektedir. Trump döneminde yayınlanan Afrika stratejisinde Çin’in etkisinin ve yatırımlarının artması ön plandayken; Biden yönetiminin Çin’den hiç bahsedilmeyen bir gündem ortaya koyması dikkat çekicidir.

Çin’in son yıllarda Afrika’da ticari faaliyetlerini arttırması, askeri olarak daha görünür hale gelmesi, diplomatik açıdan neredeyse her ülkeyle olan bağları düşünüldüğünde, Washington yönetiminin tavrı daha iyi anlaşılabilir. Rusya ise Ukrayna’yla savaşta olmasına rağmen Afrika’yla ilişkilerini geliştirmesi ve Afrika ülkelerindeki varlığını arttırarak askeri ortaklıklar kurması nedeniyle ABD tarafından dikkatle izlenmektedir.

Buna istinaden zirvede bu iki ülkeden bahsedilmeden Afrika ülkeleriyle ticari ilişkilerin geliştirilmesi, Afrika diasporasının ABD içinde güçlendirilmesi, kıtadaki çatışmalar, gıda güvensizliği, iklim değişikliği ve tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi gibi konular ön plana çıkmıştır. Dolayısıyla söz konusu zirve ABD’nin bölgenin yeni dinamiklerine ayak uydurabilmesi, buna uygun politikalar üretmesi ve yeni anlaşmalar yapması adına önemlidir.

Kısaca özetlemek gerekirse, Afrika hem diplomatik hem de ekonomik bakımdan da büyük öneme sahiptir. Birleşmiş Milletler’de 54 oya sahip olan kıta, muazzam bir ekonomik pazar potansiyelini de barındırmaktadır. Bunu bilen ABD, kıtada artan Çin nüfuzuna karşı kendi fırsatlarını oluşturmak istemektedir. Zirvenin yapılmasındaki ana amaçlardan birinin de bu olduğu söylenebilir. Ayrıca 2022 yılının Temmuz ayında ABD’nin Doğu Afrika’daki kuraklıktan kaynaklı açlığın önlenmesi amacıyla 1,3 milyar dolara yakın bir insani yardımda bulunması da Afrika zirvesini açıkladığı tarihe denk gelmiştir. Ayrıca zirvenin son gününde kapanış konuşmasında ABD Başkanı Joe Biden’ın Afrika’daki gıda güvensizliğine yönelik 2 milyar dolarlık bir insani yardım yapılacağını dile getirmesi söz konusu yardımların devam edebileceğinin ve ABD’nin Afrika’daki profilini güçlendirmek istediğinin bir kanıtı olarak görülebilir. Bahse konu olan durum, ABD’nin Afrika politikasında önemli bir değişime gittiğini göstermektedir.

Zirvenin Afrika açısından önemli çıkarımlarından ilki ABD’nin Afrika Birliği’ne G20’de daimî katılımcı olması için destek vereceğini ilan etmesidir. Bu durum gerçekleşirse Afrika, bir birlik halinde daha fazla anılacak ve Afrika Birliği ise kıtadaki konumunu güçlendirebilecektir. Diğer bir çıkarım ise ABD’nin Afrika’daki gıda güvensizliği yaşayan yerlere 2 milyar dolarlık bir insani yardım yapmasıdır. Bu sayede Afrika’da açlık çeken veya gıdaya ulaşamayan birçok insan kurtulabilecektir. Son olarak ABD, Afrika ülkeleriyle çeşitli alanlarda ticaret ve işbirliği anlaşmaları imzalamış, ayrıca Başkan Biden Afrika için bazı ekonomik taahhütlerde bulunmuştur. Bu bağlamda söz konusu zirve hem Afrika’nın gelişimi ve toparlanabilmesi açısından hem de ABD’nin Çin’in kıtadaki nüfuzuna yetişebilmesi bakımından önemli görülebilir.

Sonuç olarak ABD-Afrika Zirvesi’nin hem Washington-Afrika ilişkileri hem de dünya için yeni bir dönemin başlayacağına işaret ettiği söylenebilir. 2023 yılı itibarıyla ABD’nin Afrika’da ekonomik ve insani yardım bakımından daha fazla rol alacağını öne sürmek mümkündür. Bununla beraber ABD’nin Afrika’ya yönelik bir ekonomik girişim geliştirmesi de olasıdır. Orta Asya’da Çin ve Rusya’ya cevap olarak etkisini artırmak isteyen ABD’nin bölge ülkelerine ekonomik girişim yoluyla yardımda bulunması buna örnek gösterilebilir. Bu sebeple Washington yönetiminin kıtaya yönelik yardımlarının artarak devam edeceği ve zirvenin Rusya ve Çin’e mesaj vereceği iddia edilebilir. Ayrıca Biden yönetiminin ABD’deki Afrika diasporasını düşünerek zirvenin ilk gününü buna ayırması, Afrika politikasındaki önemli değişimlere işaret ediyor olabilir.


[1] The White House, “Statement by President Biden on the U.S.-Africa Leaders Summit”, 20 Temmuz 2022, https://www.whitehouse.gov/briefing-room/speeches-remarks/2022/07/20/statement-by-president-biden-on-the-u-s-africa-leaders-summit/ (Erişim Tarihi: 12.12.2022).

[2] Anita Powell, “US-Africa Leaders Summit Brings 50 African Voices to Washington”, Voice of America, 8 Aralık 2022, https://www.voanews.com/a/us-africa-leaders-summit-brings-50-african-voices-to-washington/6869019.html (Erişim Tarihi: 12.12.2022).

Göktuğ ÇALIŞKAN
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimi alan Göktuğ ÇALIŞKAN, aynı süreçte çift ana dal programı kapsamında üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yer alan Uluslararası İlişkiler bölümünde de eğitim görmüştür. 2017 yılında lisans mezuniyetini tamamladıktan sonra Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans programına başlayan Çalışkan, bu programı 2020 yılında başarı ile tamamlamıştır. 2018 yılında ise çift ana dal programı kapsamında eğitim gördüğü Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bursu kapsamında 2017 yılı YLSY programını kazanarak halen Fransa’da dil eğitimi alan Göktuğ Çalışkan aynı zamanda Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisidir. YLSY programı kapsamında Fas'ta Uluslararası Rabat Üniversitesinde Yönetişim ve Uluslararası İstihbarat alanında 2. yüksek lisansını yapmakta olan Çalışkan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler bölümünde doktorasına başlamıştır. Iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilmektedir.