Tarih:

Paylaş:

ABD’nin Golan Tepeleri Kararının Asya’ya Yansımaları

Benzer İçerikler

Suriye’nin Golan Tepeleri bölgesi, 1967 yılında gerçekleşen Altı Gün Savaşı’nda İsrail tarafından işgal edilmiştir. Suriye, 1973 senesinde işgal altındaki topraklarını kurtarmak istemişse de gerçekleşen savaşta amacına ulaşamamıştır. 1981 yılında da Tel Aviv, bölgeyi tek taraflı olarak topraklarına kattığını ilan etmiş; fakat bu durum hem Suriye hem de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından reddedilmiştir. 2000 senesinde ise İsrailli ve Suriyeli yetkililer sorunun çözümü adına görüşmeler yapmış; lakin görüşmelerden bir sonuç çıkmamıştır.[1]

Bahsi geçen müzakerelerden sonra, konu uluslararası kamuoyunun gündeminden düşmüş ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın 21 Mart 2019 tarihindeki çıkışına kadar “dondurulmuş sorun” halini almıştır. Ancak Trump’ın açıklamaları, meseleyi yeniden dünya gündeminin en sıcak başlıklarından biri haline getirmiştir. Söz konusu açıklamada Trump, 52 yılın ardından Tel Aviv’in bölgedeki egemenliğinin tanınmasının vaktinin geldiğini ifade etmiştir. Trump’ın bu çıkışı, yönetime geldiği ilk günden itibaren İsrail yanlısı politikalar yürüttüğü düşünüldüğünde, pek de şaşılacak bir durum değildir. Nitekim 2017 yılının Aralık ayında alınan İsrail’deki Amerikan Konsolosluğu’nun Kudüs’e taşınması kararı, Tel Aviv’i sevindirecek gelişmelerin yaklaştığının habercisiydi. Ayrıca ABD Başkanı’nın Filistinlileri, yardımları kesmekle tehdit etmesi de İsrail’in bölgedeki etkinliğini arttırma konusunda gözünü kararttığının göstergesiydi. Aslında Trump’ın Golan Tepeleri’ndeki İsrail hâkimiyetini kabul edeceklerine dair açıklaması da yeni bir mesele değildir. Zira ABD Başkanı, bahsi geçen bölgedeki duruma ilişkin ilk sinyali İsrail Başbakanı Netanyahu’yla 2017 yılının Şubat atında Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede vermişti. Şüphesiz Trump’ın 9 Nisan 2019 tarihinde İsrail’de yapılacak seçimlerden kısa bir süre önce, böyle bir açıklama yapması Netanyahu’nun elini güçlendirecek mühim bir iç politika malzemesidir.

Öte yandan Golan Tepeleri’nin geleceği hususunda ABD’nin tek başına belirleyici olamayacağı açıktır. Çünkü Asya’nın başat devletlerinden olan Çin, Hindistan, Rusya ve İran’ın da bu konudaki tavrı önemlidir. Neticede ABD’nin BM’nin daimî üyelerinden olan Rusya ve Çin’e rağmen bu işgali meşru bir zemine oturtması pek mümkün değildir. Bu noktada Amerikan konsolosluğunun Kudüs’e taşınması meselesinde de bahsi geçen ülkelerin Washington yönetimine karşı çıktıkları hatırlanmalıdır. Bilindiği gibi, diplomatik bir karşı hamle olarak Türkiye’nin önderliğinde BM Genel Kurulu’na sunulan “Kudüs Tasarısı” ezici bir çoğunlukta kabul edilmiştir. Ancak karar, daimî üye konumundaki ABD’nin veto etmesi sebebiyle BM Güvenlik Konseyi’nden geçmemiştir. Buna rağmen 128 ülkenin destek verdiği, 38 ülkenin çekimser oy kullandığı ve 9 ülkenin de reddettiği Kudüs Tasarısı,[2] Tel Aviv-Washington ikilisi karşısında kazanılan mühim bir diplomatik başarı olarak yorumlanabilir.

Golan Tepeleri hususunda Trump’ın kararına karşı çıkan Rusya’dan yapılan açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov, bu tür davranışların hem Suriye hem de Ortadoğu’daki politik atmosfere zarar vereceğini ve tehlikeli sonuçlar doğuracağını ifade ederek Arap ülkeleri ve İran’ın da açıklamalarında olduğu gibi yaşanan gelişmeleri hukuksuzluk olarak nitelendirmiştir.[3]

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang da bölgedeki statükonun değişmemesi gerektiğini belirterek Trump’ın tutumunu kınadıklarını ve BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla bölgenin işgal edilmiş kabul edildiğini dile getirmiştir.[4] Bugün gelinen noktada Rusya’yla birlikte Suriye’nin hamisi konumunda olan İran’ın de işgale karşı çıktığı bilinmektedir. Rusya ve Çin, Golan Tepeleri’ndeki işgali kabul etmemektedir. Konunun herhangi bir şekilde BM’ye taşınması halinde, bu iki ülkenin İsrail’in egemenliğini onaylayacak herhangi bir tasarıya izin vermeyeceği aşikardır.

İran açısından İsrail ile sözlü olarak atışmak gerçek manada savaşmaktan daha önemlidir. İsrail’in aleyhine olan her durumda konuşan İran, bu tutumuyla başta Ortadoğu olmak üzere Müslüman ülkelerde etki sahibi olmayı bir devlet politikası olarak sürdürmektedir. Ancak Tahran, Lübnan Hizbullah’ı ve Beşar Esad güçleri üzerinden bölgede vekalet savaşları (proxy war) yürütmenin ötesine geçmemektedir.[5]

Asya’daki bir diğer büyük güç olan Hindistan’ın durum karşısındaki tavrı da merak edilen konulardandır. Zira Tel Aviv, Yeni Delhi’yi “Doğal Müttefik” olarak görmektedir. Bunun sebebi ise her iki ülkenin de İslamabad’ı düşman olarak tanımlamasıdır. Pakistan, dünyada İsrail’i resmi bir devlet olarak kabul etmeyen tek ülke konumundadır. Bunun yanı sıra Hindistan’da kayda değer bir anti-semitik eylem yaşanmaması da İsrail-Hindistan ilişkilerinin iyi yönde seyretmesinin sebeplerindendir.[6] Ayrıca 2018 verilerine göre Hindistan, İsrail’in Asya pazarında en çok silah sattığı ülkedir.[7] Dolayısıyla Yeni Delhi ile Tel Aviv diplomatik ve ticari anlamda iyi ilişkiler içerisindedir. Öte yandan Hindistan, içinde barındırdığı Müslüman nüfusun da etkisiyle, şimdiye kadar Filistin meselesine sahip çıkan kanatta yer almıştır. 2017 yılında Hindistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada da ülkenin Filistin Sorunu’na olan yaklaşımında bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir. Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Party/Hindistan Halk Partisi (BJP) lideri Narendra Modi, 2017 yılında Netanyahu’nun ülkesine gerçekleştirdiği ziyarette de iki devletli bir çözümden yana olduklarını ve Filistin’i özgür kabul ettiklerini açıklamış ve bu durumun değişmediğini vurgulamıştır.[8] Ancak diğer Asya ülkeleri, Golan Tepeleri meselesinde çok net bir şekilde İsrail karşıtıyken, Yeni Delhi yönetimi açısından durum tarihi, ekonomik ve siyasi nedenlerle oldukça karmaşıktır. Hindistan’daki liderlerin 31 Mart 2019 tarihinde başlayacak ve bir ay kadar sürecek seçimler sebebiyle ülkenin iç politikasına yoğunlaştıkları da bilinmektedir. Bu nedenle Golan Tepeleri hakkında henüz Yeni Delhi’den bir açıklama yapılmamıştır. Netice itibarıyla Hindistan, izle ve gör politikasıyla kendi ticari ve politik dengelerini sarsmadan konuya temkinli yaklaşmaktadır. Bağlantısızlar Hareketi (Non-Aligned Movement) kapsamında Soğuk Savaş boyunca ortaklıkları olan ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da yakın ilişkileri bulunan Suriye ve Hindistan; Suriye İç Savaşı’na kadar aralarındaki olumlu münasebeti sürdürmüştür. Öte yandan Golan Tepeleri’ne ilişkin Hindistan’ın tavrının net olarak anlaşılması için İsrail ve Hindistan’daki seçim sonuçlarının beklenmesi gerekmektedir.

Suriye’nin BM’ye konu hakkında yaptığı toplanma çağrısının nasıl sonuçlanacağı da şu anda belli değildir. Ancak daha önceki üç BM kararına[9] uymayıp bölgedeki işgalini sürdüren İsrail hakkında dördüncü bir karar çıkarılsa bile, alınacak kararın pek bir anlamı olmayacaktır.


[1]“Explained: What is the Significance of the Golan Heights?” Indian Express, https://indianexpress.com/article/explained/explained-donald-trump-golan-heights-5637558/, (Erişim Tarihi: 26.03.2019).

[2] “Kudüs Tasarısı Oylaması: Hangi Ülke Ne Oy Verdi? İşte 128 Evet, 9 Ret ve 35 Çekimser Oy Veren Ülkeler…”, Sözcü, https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/birlesmis-milletler-kudus-tasarisini-kabul-etti-hangi-ulke-ne-oy-verdi-2141787/, (Erişim Tarihi: 26.03.2019).

[3]“Russia, Iran, Arab States Reject ‘Unlawful’ U.S. Decision on Golan Heights”, RFERL, https://www.rferl.org/a/russia-iran-arab-states-reject-unlawful-us-decision-on-golan-heights/29843054.html, (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[4]China Opposes Us Decision to Recognise Israels Sovereignty over Golan Heights, ANI News https://www.aninews.in/news/world/asia/china-opposes-us-decision-to-recognise-israels-sovereignty-over-golan-heights20190326172248/, (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[5] “Why is the Golan Heights So Important?”, Daily Hunthttps://m.dailyhunt.in/news/india/english/the+indian+economist-epaper-indecono/q+a+why+is+the+golan+heights+so+important-newsid-88070704, (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[6]“Natural allies”, Front Line, https://frontline.thehindu.com/the-nation/natural-allies/article9770228.ece, (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[7]“Israel to Supply Missile Defence Systems to India for $777 mn”, Economic Times, https://economictimes.indiatimes.com/news/defence/israel-wins-777-mn-indian-missile-defence-order/articleshow/66347348.cms, (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[8]“India’s Position on Palestine ‘Independent and Consistent’, Says Ministry” The Hindu Business Line, https://www.thehindubusinessline.com/economy/policy/indias-position-on-palestine-independent-and-consistent-says-ministry/article9986153.ece,  (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

[9]“Syria requests urgent UN Security Council meeting on Golan Heights”, The Times of India, https://timesofindia.indiatimes.com/world/middle-east/syria-requests-urgent-un-security-council-meeting-on-golan-heights/articleshow/68590550.cms (Erişim Tarihi: 27.03.2019).

Yücel BULUT
Yücel BULUT, 1990 yılında Ağrı’da doğdu. İlköğretim ve lise eğitimini Ağrı’da tamamladı. 2012 yılında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tarih bölümünden mezun oldu. 2014 yılında Milli Egitim Bakanlığı'nın YLYS Bursunu almaya hak kazandı. 2016 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Cumhuriyet Tarihi alanında Yüksek lisansını tamamladı. 2017 YLSY Programı kapsamında Noida İnternational University’de doktoraya kabul edildi. Hindistanda devam etmekte olan doktora eğitimi kapsamında Hindistanın özgürlük mücadeleleri sürecinde yaşanan demokratik gelişmeler hakkında tez yazmaktadır. Yazar ayrıca Hindistan tarihi, Hindistanın Çin-Pakistan ve Rusya ile ilişkileri konularında çalışmaktadır.