Tarih:

Paylaş:

Atina-Tiran Hattında Karasuları Sınırı Anlaşmazlığı

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Yunanistan ile Arnavutluk arasında geçmişten beri çözülemeyen bazı sorunlar vardır. Bunlardan biri de son günlerde gündeme gelen deniz yetki alanlarının paylaşımı konusundaki anlaşmazlıktır. Atina-Tiran hattında diplomatik gerilime sebebiyet veren söz konusu anlaşmazlık, 6 Ekim 2022 tarihinde Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi kapsamında Çekya’nın başkenti Prag’da bir araya gelen Yunanistan Başbakanı Kriakos Miçotakis ile Arnavutluk Başbakanı Edi Rama arasındaki görüşmede yeniden tartışılmıştır. Ancak anlaşmazlığın çözümü konusunda bir ilerleme sağlanamadığı görülmüştür. Nitekim Rama, Miçotakis’le yaptığı görüşme sonrasında bu konuda anlaşmaya varılamayacağını ve sorunun Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) taşınacağını belirtmiştir.[1]

Esasen bu sorun, Yunanistan’ın karasuları sınırlarını 12 deniz miline çıkarma hedefinden kaynaklanmaktadır. Ancak Tiran, bölgede bazı istisnai durumların olduğunu belirterek Atina’nın bu talebini reddetmektedir. Yunanistan ile Arnavutluk arasındaki mevcut deniz sınırları, Birinci Dünya Savaşı yıllarında yapılan anlaşmalarla sınırlandırılmıştır. Fakat Yunanistan’a ait olan Lazaretto, Ereikoussa ve Othonoi gibi adaların özel durumu, bazı anlaşmazlıkları beraberinde getirerek meselenin çözümsüz kalmasına neden olmuştur.

Taraflar arasında önce 1912-1913 yıllarında ve daha sonra 1926 senesinde deniz yetki alanlarıyla ilgili anlaşmalar imzalanmıştır. Ancak Yunanistan’ın 1995 ve Arnavutluk’un 2003 yılında Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (BMDHS) imzacı olmasıyla, Atina yönetiminin talepleri ve tezleri farklılaşmıştır.[2] Çünkü BMDHS’nin ikinci bölümünün üçüncü maddesinde her devletin bu sözleşme uyarınca belirlenen esas hatlardan, karasularının genişliğini 12 deniz milini aşmayacak bir sınıra kadar belirleme hakkına sahip olduğu ifade edilmektedir.[3]

BMDHS, devletlere bu yetkiyi verse de 12 deniz mili sınırının uygulanması bir zorunluluk değildir. Bunun yanı sıra sözleşmede, bazı denizlerin özel statülerinin olabileceği, böylesi hallerde kıyıdaş devletlerin kendi aralarında yapacağı anlaşmalarla deniz yetki alanlarını sınırlandırabileceği belirtilmektedir. Dolayısıyla Tiran’ın Atina yönetiminin karasularının genişliğini 12 deniz miline çıkarma isteğine karşı çıkmasında hukuken bir beis yoktur.

Yunanistan’ın 12 deniz mili talebi hem İyon Denizi’nde hem Akdeniz’de hem de Ege Denizi’nde geçerlidir. Dolayısıyla Arnavutluk’la yaşanan anlaşmazlığı anlayabilmek için Arnavutluk’un gerekçeleri ve anti-tezleriyle birlikte konunun tarihsel geçmişini analiz etmek gerekmektedir.

Arnavutluk’ta komünist rejim zamanında Yunanistan’la deniz yetki alanları sınırlandırması anlaşması yapılmış; ancak bu rejim sona erdiğinde, iki ülke arasındaki sorun, tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Nitekim 2009 yılında iki ülkenin başbakanları Kostas Karamanlis ile Sali Berisha arasında “Uluslararası Hukuka Uygun Olarak Karşı Tarafların Kıta Sahanlığı ve Diğer Deniz Bölgelerinin Sınırlandırılması Anlaşması” imzalanmıştır.[4] Ancak daha sonra söz konusu anlaşma hem çeşitli tartışmalara neden olmuş hem de ülkeler arasındaki ikili ilişkileri olumsuz etkilemiştir.

2009 yılındaki anlaşmadan bir yıl sonra dönemin muhalefet lideri Rama, konuyu Arnavutluk Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır. Mahkeme de anlaşmayı, denizlerdeki tüm yetkiyi Yunanistan’a bırakmasından ve Arnavutluk anakarasına çok yakın, üzerinde ekonomik faaliyet bulunmayan ada, adacık ve kayalıkların statüsünün belirsizliğinden ötürü feshetmiştir.[5]

Arnavutluk’un 2009 yılında bu kararı imzalayıp bir yıl sonra iptal etmesi, yalnızca Berisha Hükümeti’nin ideolojik temellerine dayanmamaktadır. Yunanistan’la deniz sınırları müzakeresi sürdüğü sıralarda Tiran yönetimi, Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) üyesi olmak için son adımları tamamlamaktaydı ve AB üyeliği için de başvuru yapmayı hedefliyordu. Bu nedenle Atina’nın hem AB hem de NATO üyesi olması, Arnavutluk’un Yunanistan’la yaşayacağı herhangi bir problemin bu örgütlerle ilişkilerini olumsuz etkilemesi mümkündür. Dolayısıyla ülkeyi 2009 Anlaşması’nı imzalamaya iten en önemli faktör Tiran’ın NATO ve AB hedefi olmuştur.[6]

2013 yılında Arnavutluk Sosyalist Partisi Rama liderliğinde hükümete geldiğinde, Arnavutluk Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanarak Atina Hükümeti’yle sorunun çözümü için anlaşmaya varmak istediklerini ifade etmiştir. Bunun üzerine 2018 senesinde Rama ve dönemin Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras arasında müzakereler yapılmıştır.

Bu görüşmeler esnasında dönemin Arnavutluk Dışişleri Bakanı Ditmir Bushati, dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias’la birkaç kez bir araya gelmiştir. Bushati, görüşmelerin ardından “uluslararası hukuka ve Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı göstererek, Arnavutluk’un 2009 yılındakinden çok daha lehte ve daha adil bir anlaşmaya varacağına tamamen inanıyoruz.”[7] şeklinde bir açıklama yapmıştır. Ancak 30 Ocak 2018 tarihinde Kotzias’ın “Arnavutluk, Yunan sularının BMDHS’nin izin verdiği azami sınır olan kıyıdan 12 deniz mili kadar genişlemesini kabul etti.”[8] ifadelerini içeren bir açıklama yapmıştır. Bu ise Arnavutluk’un tepkisini çekmiştir. Zira Bushati, Yunanistan’la anlaşıldığına dair iddiaları reddetmiştir.[9]

Kotzias’ın açıklamasından sonra müzakerelerden bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştır. 2019 yılında Yunanistan’da Yeni Demokrasi Partisi’nin iktidara gelmesi ise Arnavut yetkililerin sorunun çözüme kavuşmayacağı yönündeki inancını pekiştirmiştir. Nitekim 2020 yılında Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Tiran’a yaptığı ziyaretin akabinde bu konunun UAD’a taşınacağı açıklanmıştır.[10]

Tüm bu anlaşmazlıklara rağmen Yunanistan hem Ege Denizi’nde hem İyon Denizi’nde hem de Akdeniz’de 12 deniz mili talebini sürdürmektedir. Atina yönetiminin bu ısrarı, 2021 yılında resmen uygulamaya konulmuş ve Miçotakis Hükümeti, İtalya ve Mısır’la yaptığı müzakerelerin ardından ülkesinin karasularını 12 deniz miline çıkaran bir yasa tasarısını meclise sunmuştur.[11]

Elbette bu durum, Arnavutluk’un tepkisini çekmiştir. Söz konusu gelişme, Tiran’a konunun UAD’a taşınmaktan başka yolun kalmadığını göstermiştir. Fakat Atina’nın meselenin uluslararası mahkemeye taşınmasından çekince duymadığı da görülmektedir. Zira 2022 yılının Mayıs ayında bir araya gelen Yunanistan ve Arnavutluk Dışişleri Bakanları, deniz sınırı anlaşmazlıklarının UAD nezdinde çözümünü hızlandırma konusunda uzlaşmıştır.

Neticede Atina, BMDHS’ye dayanarak Ege Denizi, İyon Denizi ve Akdeniz’de karasularını 12 deniz miline çıkarmaya çalışmakta; ancak Yunanistan’ın bu tutumu, komşu ülkeleri rahatsız etmektedir. Nitekim BMDHS’ye göre, böyle bir karar, ancak diğer kıyıdaş ülkelerin hakkını çiğnememek koşuluyla alınabilir. Bu yüzden de Arnavutluk, NATO’ya üyelik sürecinin ele alındığı 2009 yılında, Yunanistan’ın talebini kabul etme zorunluluğu hissetse de söz konusu anlaşmayı feshetmiştir. Dolayısıyla devam eden ihtilafın çözümü için zaman zaman bir araya gelen yetkililer, görüşmelerin sonuçlarına baktıklarında, bir uzlaşı sağlanamayacağını anlamıştır. Nitekim Arnavutluk’un talebi üzerine, konunun UAD’a taşınması kararlaştırılmıştır. Son olarak da iki ülkenin liderleri, 6-7 Ekim 2022 tarihlerinde Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde bu kararı teyit etmiştir. Ancak konu, her ne kadar UAD’a taşınacak olsa da Yunanistan’daki mevcut hükümetin söylemlerine bakıldığında, Atina’nın 12 mil politikasından vazgeçmeyeceği öngörülebilir. Zira Yunanistan, bu politikadan vazgeçerse sadece bir sınırda değil; bütün deniz sularında uygulamak durumunda kalacaktır. Arnavutluk’un ise Yunanistan kadar net bir politika izlemeyeceği tahmin edilmektedir. Çünkü Arnavutluk, 2009 yılında NATO üyeliği için görüşmelerde bulunuyorken; mevcut durumda da AB üyeliği için müzakereleri sürdürmektedir ve belli bir yol kat etmiştir. Yunanistan’ın da AB üyesi olması, Arnavutluk’un ikili ilişkilerde yaşanan bazı sorunlarda geri adım atmasına sebep olabilir. Dolayısıyla Tiran yönetimi, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda çok fazla direten bir pozisyon benimsemeyebilir. Aksi takdirde, Arnavutluk’un AB üyeliği Yunanistan’ın vetosuna takılabilir.


[1] “Arnavutluk ve Yunanistan Anlaşamadı”, Balkannews, https://www.balkannews.com.tr/balkanlar/arnavutluk-ve-yunanistan-anlasamadi-h4585.html, (Erişim Tarihi: 11.10.2022).

[2] Fatjon Cuka, “Albania, Greece Taking Issue of Maritime Jurisdiction Zones to the Hague”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/en/analysis/analysis-albania-greece-taking-issue-of-maritime-jurisdiction-zones-to-the-hague/2142647, (Erişim Tarihi: 11.10.2022).

[3] “Part II, Territorial Sea and Contiguous Zone”, UN, https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/part2.htm, (Erişim Tarihi: 11.10.2022).

[4] Akri Cipa, “Albania, Greece Must Reflect on Past Mistakes to Settle Maritime Borders Issue”, Balkan Insight, https://balkaninsight.com/2020/10/06/albania-greece-must-reflect-on-past-mistakes-to-settle-maritime-borders-issue/, (Erişim Tarihi: 11.10.2022).

[5] Alice Taylor, “Greece, Albania Fail to Agree on Maritime Border Issue in Prague”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/all/short_news/greece-albania-fail-to-agree-on-maritime-border-issue-in-prague/, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[6] Aynı yer.

[7] Aynı yer.

[8] “Qeveria greke njofton se marrëveshja me Shqipërinë është arritur”, Exit News, https://exit.al/kotzias-marreveshja-eshte-arritur-greqia-do-te-marre-12-milje-det-nga-shqiperia/, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[9] Ivi Bejtja, “Comment: Albania Risks Losing Territorial Waters to Greece at the ICJ”, exit news, https://exit.al/en/2021/04/07/comment-albania-risks-losing-territorial-waters-to-greece-at-the-icj/, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[10] “Albania and Greece Take Maritime Dispute to International Court in The Hague”, Euronews, https://www.euronews.com/2020/10/20/albania-and-greece-take-maritime-dispute-to-international-court-in-the-hague, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[11] “Greece Submits Bill on Western Territorial Waters Extension”, Reuters, https://www.reuters.com/article/uk-greece-diplomacy-idUKKBN29E0F0, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem BALCI
Sevinç İrem Balcı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunudur. İyi derecede İngilizce bilen Balcı, aynı zamanda Rusça ve Yunanca öğrenmektedir. Başlıca çalışma alanları Balkanlar ve Avrupa'dır.