Tarih:

Paylaş:

Avrupa’nın Felaket Senaryosu: Çin’in Tayvan Müdahalesi

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2023 senesinin Nisan ayında birçok Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı, Çin’in Tayvan’a olası müdahalesinin muhtemel sonuçlarından bahseden açıklamalar yapmıştır. Örneğin İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Tayvan Boğazı boyunca olası bir savaşın ve dolayısıyla yarı iletken sanayinin yıkımının küresel etkilerine değinmiştir. Çin’in Tayvan’a yönelik müdahalesinin bütün dünyada ticareti olumsuz etkileyeceğini öne süren Cleverly, herhangi bir mesafenin bu yıkıcı etkiden kurtulmak için yeterli olmayacağını dile getirmiştir.

Cleverly’nin olası bir savaş durumunda kimsenin bu durumun yıkıcı etkilerinden kaçamayacağı söylemi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un konuyla ilgili yaptığı bir konuşmasına bir cevap olarak algılanabilir. Çünkü Macron, Avrupa’nın Tayvan Meselesi’nde Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) bağımsız bir yol izlemesi gerektiğini söylemiştir.[1] Bu olası savaşın Fransa’yla ilgisi olmayacağını savunan Macron’un mevzubahis beyanı, ABD’nin Avrupa’nın kilit güvenlik müttefiklerinden olduğu düşünüldüğünde, kritik bir anlama sahiptir. Ayrıca Macron’un sözleri, Fransa’nın trans-Atlantik güvenlik vaadine bağlılığının da sorgulanmasına sebep olabilir.

Macron’un beyanına karşılık veren bir diğer siyasi ise Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock olmuştur. Baerbock, İngiltere’yle aynı görüşleri paylaşarak Avrupa’nın olası bir Tayvan-Çin gerilimine kayıtsız kalamayacağını belirtmiş ve bunun dünya ticareti için oldukça korkunç senaryoları beraberinde getireceğini söylemiştir.

Tüm bunlara ek olarak, ortak değerlere sahip oldukları ABD’nin Rus tehdidi gibi güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalındığını da hatırlatmıştır. Halihazırda devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa’nın barışçıl ve Ukrayna’yı destekleyen tavrı açısından bu beyanlar istikrarlı bir duruş ortaya koymaktadır. Çünkü olası bir Çin-Tayvan Savaşı’nda, Avrupa’nın Macron’un önerdiği gibi nötr kalması, olası bir Rusya tehdidinde Avrupa’nın ABD’nin desteğinden maruz kalması anlamına gelebilir.

Ayrıca Baerbock, dünya ticaretinin yarısının ve yine dünyanın yarı iletken üretiminin yüzde 70’inin bu bölgeden gemiyle naklinin sağlandığını ifade etmiştir. Dolayısıyla Tayvan Boğazı’nın dünya ve Avrupa ekonomisindeki öneminin altını çizmiştir. Bu noktada güvenlik ve insan hakları mevzusunun yanı sıra bu bölgedeki olası savışın ekonomik çıkarlar boyutunda da mühim olduğu öne sürülebilir. Ancak Çin’in Avrupa’nın en büyük ticaret ortaklarından olduğu realitesi dikkate alındığında, Avrupa’nın bir taraf tutmaktansa; bölgedeki tansiyonun düşük kalmasını isteyeceği ifade edilebilir.Nitekim benzer tonda konuşan Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell ise tansiyonun düşmesi ve güvensizliği tetikleyen sözlü provokasyonlardan uzak durulması gerektiğini söylemiştir.[2]

Son yıllarda Tayvan üzerindeki baskısını arttıran Çin, adanın Pekin’in egemenliği altına girmesi için çabalamaktadır. Tayvan Hükümeti ise bunu reddederek mevcut statükoyu koruma arzusu içerisindedir. ABD ise Tayvan’la askeri teknoloji başta olmak üzere savunma alanında işbirliği yapmaktadır.

Nitekim 2023 senesinin Nisan ayında Tayvan Dışişleri Bakanı, 2027 yılını işaret ederek Çin’le olası çatışmaya hazırlandıklarını dile getirmiştir.[3] Çin tehdidini ciddiye aldığını söyleyen bakan, Batı’nın desteğini almak istemektedir. Avrupa’nın da Tayvan’ın çıkarlarına uygun bir noktada durduğu açıktır. Zaten bu yüzden de Borell, Tayvan’ın Avrupa için ne kadar önemli olduğunu göstermek maksadıyla Avrupalı donanmaları Tayvan Boğazı’nda devriye gezmeye davet etmiştir.[4] Bu ciddi çağrıdan da anlaşılabileceği üzere Avrupa, her ne kadar kendi çıkarları için olsa da Tayvan’ın yanındadır.

Öte yandan 2023 yılının Nisan Tayvan Başkanı Tsai Ing-wen’in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile görüşmesinden sonra Tayvan merkezli tartışmalar ivme kazanmıştır. Nitekim 2023 yılının Nisan ayında Tayvan çevresinde üç gün süren askeri tatbinikat düzenleyen Çin, bölgede savaş uçaklarını uçurmanın yanı sıra altı donanma gemisi de boğaza göndermiştir.[5]

Neticede Batı’nın Tayvan’a yönelik desteği ve Çin’in adaya ilişkin stratejisi ve iddiaları sürdükçe, Asya-Pasifik’teki gerilim de sönümlenmeyecektir. Avrupalı siyasetçilerin işaret ettiği üzere, olası bir savaşın etkileri ise bölgesel değil; küresel düzeyde olacaktır.


[1] “Germany’s Baerbock Stresses Alliance with US on Taiwan in Tiposte to Macron”, Politico, https://www.politico.eu/article/germanys-baerbock-stresses-alliance-with-us-on-taiwan-in-riposte-to-macron-xi-jinping-german-green-party/, (Erişim Tarihi: 30.04.2023).

[2] Aynı yer.

[3] “Taiwan Foreign Minister Warns of Conflict with China in 2027”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/apr/21/taiwan-foreign-minister-warns-of-conflict-with-china-in-2027, (Erişim Tarihi: 30.04.2023).

[4] “Taiwan Strait: top EU Diplomat Calls for European Navy Patrols”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/apr/23/taiwan-strait-top-eu-diplomat-calls-for-european-navy-patrols, (Erişim Tarihi: 30.04.2023).

[5] “China Flies 38 Warplanes Near Taiwan, 6 Navy Vessels in Area”, AP News, https://apnews.com/article/china-fighter-jets-harassment-taiwan-9156541b4138cfa3865b7232ee6a8970, (Erişim Tarihi: 30.04.2023).

Güzin Yağmur BALTACI
Güzin Yağmur BALTACI
Güzin Yağmur Baltacı, 2019 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini 2022 yılında Orta Avrupa Üniversitesi Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Başlıca çalışma alanı karşılaştırmalı siyaset ve demokrasi kuramları olan Baltacı, ileri seviyede İngilizce ve temel düzeyde İspanyolca bilmektedir.