Tarih:

Paylaş:

Avrupa’ya “Kadük NATO” Tehdidi…

Benzer İçerikler

Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi için söylenebilecek tek bir şey varsa, o da öncekilerden çok farklı olduğu ve bir yol ayrımına girdiğidir. Nitekim 25 Mayıs tarihli BBC de bu farklılığa “nedeni” ile birlikte şu cümlelerle dikkatleri çekiyor: “Perşembe günü başlayacak NATO toplantısı birçok açıdan öncekilerden çok farklı. Bunda ittifakın en önemli ülkesi ABD Başkanı Donald Trump’ın seleflerine hiç benzemeyen bir lider olması da rol oynuyor.”

Peki, “farklılık” sadece Trump ile mi sınırlı? Elbette hayır! Fakat, diğer taraftan, Trump’ın burada farklılığı ortaya koyan bir turnusol kağıdı işlevi gördüğünü, Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin “Yeni NATO” projesi sürecini hızlandıran bir misyon üstlendiğini ve bu kapsamda “itina ile seçilmiş bir lider” olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl mı?

Zirve ile ilgili olarak medyada yapılan değerlendirmeleri, paylaşımları ve oradaki özellikle vücut dillerini şöyle gözünüzün önüne bir getirin. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır.

[otw_is sidebar=otw-sidebar-2]

Diğer devlet başkanlarını hiç bir şekilde adam yerine koymayan, iten, pervasızca hareket eden, ağzını açmaya çalışanın önüne “seni gidi cimri, önce öde şu NATO faturanı, pamuk eller cebe” diyen, en başından itibaren bu örgütü anlamsız/gereksiz bulan ve bu tavrıyla “Kadük NATO” dönemini başlatan bir lider ile; onu gördüğünde yolunu değiştiren, bıyığı olanların bıyık altı sırıttıkları, o konuşurken birbirlerine kaş-göz yapıp; “bak şu okyanus ötesi sonradan görme huysuz ihtiyara” diyen yaşlı kıtanın çarpık ilişkilere-evliliklerine sahip liderlerini görecek ve “yok birbirlerinden farkları” diyeceksinizdir.

Bu görüntüleri daha somut bir şekilde okursak, NATO’nun içinde bulunduğu tablo da netlik kazanır. Bunun için de, öncelikle Trump’ın niçin en başından itibaren NATO’ya ve NATO üyesi bazı ülkelere karşı böyle bir tutum içerisinde bulunduğunun ve “NATO’nun kadükleştirilmesi sürecinin” kendisinin bir kararı olup olmadığının sorgulanması gerekmektedir.

“Beleş Yankicilik Dönemi”nin Sonu…

Cevap aslında çok basit. ABD, ekonomik kriz içindedir. Başta NATO ve BM’de olmak üzere, bölgesel-uluslararası örgütleri finanse edebilme gücünü büyük ölçüde kaybetmeye başlamıştır. Trump, ABD’nin artık daha fazla bu maliyetleri karşılayamayacağını deklare eden “Amerika’nın Derin Sesi” rolünü oynayan, huysuz ve yüzsüz bir lider rolünü oynamaktadır.

Dolayısıyla ABD açısından parayı verenin düdüğü çaldığı dönem bitmek üzeredir. Israr ettiği takdirde, çöküşün kaçınılmaz olduğunun farkındadır. Peki, ABD bu durumda ne yapabilir ya da ne yapmaya çalışıyor?

Çok net! ABD içeriye kaynak aktarabilmek için öncelikle alacaklarını tahsil etmek ve daha önce Arap/Körfez ülkelerine yaptığı gibi “paralı askerlik” ücretinin karşılığını Avrupa ülkelerinden almak istiyor.

Yani, Avrupa için “Beleş Yankicilik Dönemi” sona erdi demeye getiriyor. Ve bunu yaparken de, sistematik bir şekilde önünü açtığı Rus tehdidini gösteriyor.

Yani, ABD; aynen İkinci Dünya Savaşı ve hemen sonrasında olduğu gibi elindeki en etkili ve ucuz araca başvuruyor: Rusya tehdidi!

Trump, Merkel’in ekmeğine Yağ Sürüyor!

Nitekim Trump’ın Brüksel’de verdiği şu mesaj bunu net bir şekilde gösteriyor: “NATO, Rusya’dan gelecek tehditlere odaklanmalı.” ABD, müttefiklerini bu tehdide odaklarken, çaktırmadan Avrupa’ya yığdığı kuvvetlerle de adeta onu yeniden işgal ediyor. Arzu edenler son dönemde Avrupa-Rusya sınırında her geçen gün varlığı artan Amerikan askeri varlığına bakabilir.

Dolayısıyla, Avrupa açısından tam manasıyla bir “buyurun cenaze namazına” durumu söz konusu. Avrupa ya borçlarını ödeyecek ya da “Rus öcüsü” üzerinden bir “Avrupa Düyûn-ı Umûmiye” süreci başlatılacak… (Arzu edenler bunu daha insaflı olsun diye; Marshall Yardımlarının dönüşü olarak Merkel Yardımları da diyebilirler.)

Peki, Avrupa bu borcunu öder mi? Şu an için bunun cevabı “hayır” görünüyor. Zira Avrupa ekonomik kriz içinde ve ABD’nin geçmişe dönük önüne koyduğu faturayı ödemesi mevcut şartlarda mümkün değil. Eğer böyle bir ödeme sürecine girerse, o zaman Avrupa’da farklı milliyetçilikler ortaya çıkar ve bunun hedefi de sadece Müslümanlar ya da yabancılar olmaz. Muhtemelen ABD bunu da hesap ediyordur.

Diğer taraftan, ABD’nin bu tavrı Avrupa’nın önemli bir kısmını Almanya saflarına doğru itiyor. Yani, ABD Almanya’yı ve onun “Batıya Doğru Politikası”nın en etkin aracı olan Avrupa Birliği’ni (AB) zayıflatayım derken; Almanya’yı daha da güçlendiriyor. Bu gidişle Merkel’i havada bırakılan elinin intikamını çok fena alacak.

NATO mevzuunu İslam/Arap NATO’su tartışmalarını da içine alan bir şekilde yazmaya devam edeceğim. Başlığını da arzu ederseniz şimdiden anons edeyim: “Kadük NATO” Öldü, Yaşasın “Yeni NATOcuklar!”

Konu baya bir ilginç hal almaya başladı, değil mi?

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.