Tarih:

Paylaş:

Bişkek-Moskova Hattında Gerilen İlişkiler

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Bağımsızlık sonrası dönemde Kırgızistan, Orta Asya’nın en demokratik ve Batı’yla ilişkileri en iyi olan ülkesi olarak ön plana çıkmaktaydı. Söz konusu özellikler, Bişkek’in dış politikasını da doğrudan etkilemekteydi. Bu bağlamda Rusya, post-Sovyet coğrafyada nüfuzunu korumaya çalışırken; Kırgızistan görece daha bağımsız hareket etmekteydi. Bu nedenle Batı ile Rusya arasında bir rekabet ülkesi olarak görülen Kırgızistan’da çeşitli dönemlerde toplumsal hareketler ve iktidar değişiklikleri yaşanmıştır.

2020 yılının Ekim ayındaki protestoların ardından iktidara gelen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov ise güç merkezleri arsındaki dengeleri gözeten çok vektörlü ve çok boyutlu bir dış politika uygulamaya başlamıştır. Bu bağlamda Kırgız lider, Batı ve Rusya’yla olan ilişkileri dengeli bir zemine oturtmayı başarmıştır. Bununla birlikte Sayın Caparov, Körfez ülkelerinden Hindistan’a kadar çeşitli ülkelerle olan ilişkileri de geliştirmiştir.

Dış politikasında kazan-kazan yaklaşımını esas alan ve karşılıklı saygı, eşitlik ve işbirliği prensipleri doğrultusunda hareket eden Kırgızistan, barışçıl dış politikasına rağmen belirli dönemlerde Tacikistan’la sınır sorunları nedeniyle çatışmalar yaşamaktadır. Çatışmalara rağmen iki ülkenin liderleri, sağduyulu davranmakta ve barışın korunması noktasında ortak bir duruş sergilemektedir. İki devlet arasındaki 970 kilometrelik sınırın sadece 420 kilometresi tartışmalıdır ve bu hatların belirlenmesi için çeşitli seviyelerde görüşmeler gerçekleştirilmektedir.[1] Hatta görüşmelerde, 420 km’lik bölümün önemli bir kısmı üzerinde uzlaşı sağlandığı da belirtilmektedir.

Söz konusu çatışmaların engellenmesi için Bişkek’in önerdiği politikalardan biri de her iki ülkenin de üyesi olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) kapsamında bir mekanizmanın kurulmasıdır.[2] Ancak Kırgızistan, söz konusu taleplerine örgütten olumlu bir yanıt alamamaktadır. Çatışmalara dair yaptığı açıklamalarda KGAÖ, yaşananların yakından takip edildiğini, şiddete başvurmaktan vazgeçilmesi gerektiğini ve diyalog zeminine dayalı diplomatik yöntemlere dönülmesinin önem arz ettiğini dile getirmektedir.[3]

Kırgızistan’ın taleplerinin dikkate alınmaması üzerine Sayın Caparov’un attığı ilk adım, Bağımsız Devletler Teşkilatı’nın (BDT) 7 Ekim 2022 tarihinde Rusya’nın St. Petersburg şehrinde düzenlenen gayri resmi toplantısına katılmamak olmuştur. Ayrıca bu toplantıda yaşanan bir gelişme de Bişkek’in tepkisini çekmiştir.

BDT zirvesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’a ikili ilişkilerdeki stratejik ortaklığı güçlendirmesi ve bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanmasına katkısı sebebiyle 3. Dereceli Anavatan İçin Liyakat Nişanı ödülü vermiştir.[4] Bu durum, Kırgızistan’da Rusya’nın Tacikistan’ı desteklediği yönündeki algıların güçlenmesine neden olmuştur. Bunun nedenle de Sayın Caparov, yeni adımlar atarak Rusya’ya ve KGAÖ’ye olan tepkisini ortaya koymaya devam etmiştir.

Söz konusu gelişmeler, Bişkek yönetiminin Rusya’ya ve KGAÖ’ye olan yaklaşımını etkilemiştir. Son dönemde Erivan’ın da KGAÖ konusunda benzer bir sorgulamada bulunduğu bilinmektedir.

Halihazırda Bişkek yönetimi, çok yönlü dış politikasını sürdürmeye devam etmektedir. Kırgızistan, özellikle de Batılı aktörler, Çin, Hindistan ve Körfez ülkeleriyle olan yapıcı ilişkilerini devam ettirmektedir. Fakat Rusya, uyguladığı politikalar nedeniyle Kırgızistan’ın kendisinden uzaklaşmasına sebep olmuştur. Esasen Bişkek, diğer aktörlerle geliştirdiği ilişkilerle Moskova’ya son bir mesaj vermeye çalışmaktadır.

Öte yandan Kırgızistan, Rusya’nın ve KGAÖ’nün pasif tutumu nedeniyle çatışmanın ve sorunun çözümünü uluslararası kamuoyuna taşımaktadır. Zira Sayın Caparov’un 20 Eylül 2022 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Tacikistan’la yaşanan sınır çatışmalarına değinmesi de bunun göstergesidir. Kırgızistan’ın bu hamlesinin amacının KGAÖ bünyesinde kurulmayan çözümü destekleyecek mekanizmanın BM bünyesinde hayata geçirilmesi olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak Rusya’nın sorunların çözülmesi ve barışın tesis noktasındaki pasif tutumu, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açmaktadır. Bişkek yönetimi, yaptığı hamlelerle Moskova’yı daha dengeli hareket etmeye zorlamaktadır. Bu noktada Rusya’nın yaklaşımı, Kırgızistan’ın dış politikasını da doğrudan etkileyecektir. Zira çok yönlü bir dış politika anlayışı çerçevesinde hareket eden Bişkek, Rusya’nın eylemlerine bakarak ilişkileri ya yeniden normalleştirecek ya da Rusya dışındaki aktörlerle kuracağı ikili münasebetler aracılığıyla bu ülkeyi dengelemeye çalışacaktır.


[1] Nazir Aliyev Tayfur, “Kırgızistan ve Tacikistan 31 yıldır sınır anlaşmazlığı yaşıyor”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kirgizistan-ve-tacikistan-31-yildir-sinir-anlasmazligi-yasiyor/2687648, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[2] “Kyrgyzstan won’t cede a centimeter of its land to anyone – President Japarov tells UN GA about Tajikistan’s military aggression”, AKI Press, https://akipress.com/news:680082, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[3] “The CSTO Secretariat Commentary on the situation on the Kyrgyz-Tajik Border”, Collective Security Treaty Organization, https://en.odkb-csto.org/news/news_odkb/kommentariy-sekretariata-odkb-po-situatsii-na-kyrgyzsko-tadzhikskoy-granitse/#loaded, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

[4] “Rahmon congratulates Putin on his birthday”, Asia-Plus, https://www.asiaplustj.info/en/news/tajikistan/power/20221007/rahmon-congratulates-putin-on-his-birthday, (Erişim Tarihi: 12.10.2022).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.