Tarih:

Paylaş:

Çin’i Tercihe Zorlayan ABD’nin Tayvan Planı

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Bölgesel güvenlik denklemlerinin Asya-Pasifik Bölgesi’ne kaymaya ve bölgenin de yeni küresel rekabetin ana merkezi haline gelmeye başladığı bilinmektedir. Nitekim bölgede güvenlik açısından problemli olarak adlandırılabilecek birçok durum bulunmaktadır. Örneğin bunlardan biri, Kuzey Kore’nin balistik füze ile nükleer denemeleridir. Bir diğeri ise Güney Kore ile Japonya arasındaki Dokdo ve Takeshima Adaları üzerindeki tarihsel hak iddialarıdır. Yine Seul ile Tokyo arasında yaşanan geçmişe dair anlaşmazlıklar da bu kapsamda değerlendirilebilir. Bununla birlikte özellikle de Çin’in Güney Çin Denizi üzerinde artan iddiaları ve Yeni Zelanda ile Avustralya’nın bu bölgede Pekin’le vermeye çalıştıkları mücadele de aynı bağlam dahilinde değerlendirilebilir.

Tüm bunların yanı sıra Tayvan Krizi ve Çin’in Tayvan’la birleşme hedefleri gütmesinin güvenlik bağlamında bölgenin en önemli ve kırılmaya en yakın fay hattını oluşturmaktadır. Zira bu konuda ne Batı ne de Çin geri adım atmamaktadır.

Tayvan Meselesi’ni her iki tarafın da farklı perspektiflerden algıladığı ve farklı amaçlar doğrultusunda değerlendirdiği söylenebilir. Bu sebeple de gerek amaç farklılıkları gerekse de Taipei’nin Washington ile Pekin arasındaki küresel nüfuz mücadelesinin kritik bir sac ayağı olması nedeniyle söz konusu krizin yakın zamanda çözülemeyeceği öngörülebilir.

Dahası Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Tayvan üzerinden Çin’i baskılamaya ve bir karar vermeye zorladığı ifade edilebilir. Bu tercih zorlamasında da uluslararası hukukun önemli bir yere sahip olduğu öne sürülebilir. Nitekim ilk argüman olarak Batı’nın bölgede gerilimi tetikleyecek unsurları kullanmaya devam edeceği söylenebilir. Çünkü 28 Şubat 2023 tarihinde bir ABD keşif uçağı, Pekin’den gelen tepkilere rağmen Tayvan Boğazı üzerinde uçuş gerçekleştirmiştir. Ardından Çin Halk Kurtuluş Ordusu Doğu Harekat Komutanlığı Sözcüsü Kıdemli Albay Shi Yi, Washington’u gerilimi tırmandırmakla suçlamış ve Washington yönetiminin bölgesel stabilizasyonu bozarak Tayvan Boğazı’ndaki barışı ve istikrarı tehlikeye attığını söylemiştir. Daha sonrasında da ABD 7. Filosu’ndan yapılan açıklamada, ABD’nin uluslararası hukukun izin verdiği her yerde hava ve deniz faaliyetleri göstermeye devam edeceği belirtilmiştir.[1]

ABD, Tayvan vesilesiyle Çin üzerinde kurduğu baskısını artırmayı ve bunda da uluslararası hukuk vurgusunu kullanmayı hedeflemektedir. Böylesi bir durum, Pekin’in kırmızı çizgilerini aşacak bir ortama yol açabilir. Çünkü Tayvan, Çin’in en hassas olduğu konulardan biridir. Washington’un da bu noktada Çin’in çevrelenmesi politikası kapsamında Tayvan’a özel önem atfettiği ifade edilebilir. ABD’li heyetlerin Çin’e yaptıkları ziyaretler ve ABD ile Çin arasındaki ticaret anlaşmaları, genellikle bu minvalde okunabilir. Tüm bunların ise Pekin’i Tayvan konusundaki kararını bir an önce vermeye zorladığı iddia edilebilir.

ABD’nin gerilimi ciddi seviyede yükselten bazı konuları canlandırmaya çalışması noktasında ise ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’nin Tayvan’a ziyaret düzenleme planı örnek gösterilebilir.[2] Zira 2022 yılının Ağustos ayında dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a gerçekleştirdiği ziyaretin[3] ardından Çin’in Tayvan yakınlarında oldukça sık ve sistematik bir biçimde tatbikatlar gerçekleştirmesi,[4] bölgesel güvenliği oldukça kırılganlaştırmıştır. Nitekim aynı durumun tekrarlanması talebinin de yine Pekin’i Taipei üzerinde sert güç kullanma veya Batı’nın aksiyonlarını kabullenme noktasında tercih yapmaya zorladığı ifade edilebilir.

Öte yandan Tayvan’ın ABD Temsilciler Meclisi Başkanı’nın gerçekleştireceği ziyareti, Çin’in kırmızı çizgisinin ihlali şeklinde değerlendirdiği öne sürülebilir. Çünkü Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen, güvenlik endişeleri nedeniyle bu görüşmenin Tayvan’da değil de ABD’de yapılmasını önermiştir.[5] Bunun Taipei’nin Pekin’le yeniden bir kriz yaşamaktan kaçınması olarak yorumlamak mümkündür. Tsai’nin 2023 yılının Nisan ayında Belize ve Guetamala’ya bir ziyaret gerçekleştireceği, bu ziyaret esnasında Kaliforniya ve New York’a da gideceği ve söz konusu görüşmenin de Kaliforniya’da yapılmasını teklif ettiği görülmüştür.[6]

Aynı zamanda söz konusu görüşmenin ABD’de yapılmasının özel bir anlamı da yoktur. Zira ABD’nin amacının Pekin’in üzerindeki baskıyı artırmak olduğu ve bunun için de görüşmenin Tayvan’da gerçekleşmesini arzuladığı iddia edilebilir.

Nitekim Washington, Pekin’in üzerindeki baskıyı artırdıkça Çin, bir karar vermek zorunda kalacaktır. Bu karar neticesinde Pekin, Taipei’ye saldırabilir ve Tayvan’la birleşme hamlelerini hızlandırabilir. Bu da sert güç kullanımı anlamına geleceği için Pekin’in küresel çaptaki ikna edebilirliğine darbe vuracaktır. Böylesi bir ortamda da Çin, uluslararası kuralları ihlal eden bir devlet konumuna sürüklenecektir.

Dahası Batı’nın bu söylemi kendi kutbunu konsolide etme ve tarafsız devletlere “Çin tehdidi” algısını aşılama amacıyla kullanması da muhtemeldir. Bununla birlikte eğer Çin, herhangi bir tepki vermez ve sert güç kullanımında bulunmazsa, kırmızı çizgisinden ödün vermiş olacaktır. Bu da Washington’un Pekin’i dengesiz bir aktör olarak göstermesi için mühim bir fırsat olarak yorumlanabilir. Çünkü sert güç kullanımının ötelenmesi, Pekin’in söylemleri ve prensipleri noktasındaki inandırıcılığına darbe vuracaktır. 

Sonuç olarak Tayvan vesilesiyle ABD, NATO ve Batı’nın Çin üzerinde yarattığı baskı, Pekin’i her iki neticenin da olumsuz olacağı bir karar vermeye itmektedir. Bu yüzden de Washington’un Pekin’i bir kaybet-kaybet tercihine zorladığı söylenebilir.


[1] “US Navy Reconnaissance Flight Over Taiwan Strait Draws Angry Response From China”, CNN, https://edition.cnn.com/2023/02/28/asia/us-navy-plane-taiwan-srait-transit-intl-hnk-ml, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

[2] “US Speaker McCarthy Plans To Meet Taiwan president Tsai in US-Reports”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2023/mar/07/us-speaker-mccarthy-plans-to-meet-taiwan-president-tsai-in-us-reports, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

[3] “Speaker Pelosi’s Taiwan Visit: Implications For the Indo-Pacific”, Center for Strategic & International Studies, https://www.csis.org/analysis/speaker-pelosis-taiwan-visit-implications-indo-pacific, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

[4] “China Winds Down Days of Military Drills Around Taiwan After Pelosi Visit”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/aug/07/chinese-and-taiwanese-warships-shadow-each-other-as-war-games-due-to-wind-down, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

[5] “Financial Times: Taiwan President Tsai To Meet US House Speaker McCarthy in US”, NHK World – Japan, https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/news/20230307_12/, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

[6] “Taiwan’s Tsai Convinces House Speaker McCarthy to Meet in US, FT Reports”, Yahoo News, https://news.yahoo.com/taiwan-tsai-convinces-house-speaker-235251010.html?guccounter=1, (Erişim Tarihi: 07.03.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.