Tarih:

Paylaş:

Erdoğan’ın Cezayir-Moritanya-Mali-Senegal Ziyaretleri Nasıl Okunmalıdır?

Benzer İçerikler

Son dönemde Türkiye’nin özelde bölgede; genel anlamda ise uluslararası arenada nüfuzunun arttığı bilinen bir gerçektir. Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi küresel güçlerin yanı sıra Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi bölgesel aktörlerin Ankara’nın etkin politikalar yürütmesini hazmedemediği görülmektedir. Söz konusu aktörlerin duyduğu rahatsızlık, Suriye ve Akdeniz sahalarında net bir şekilde açığa çıkmaktadır. Bir diğer ifadeyle bahse konu aktörler, Türkiye’nin etkinliğini azaltmak adına Suriye’de terör örgütlerine destek vermekte veyahut ülke çerçevesinde Ankara’nın aleyhine politikalar izlemektedir. Örneğin; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye’de 30 günlük ateşkes ilan etme yönündeki kararının Afrin’i de kapsadığını söyleyen Fransa, Türkiye’nin Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nı sınırlandırmak istemektedir. Diğer taraftan Mısır, Türkiye’yi Akdeniz’de yaşanan nüfuz rekabetinin dışında bırakmak adına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan ve Fransa ile birlikte hareket etmekte ve sürekli olarak askeri tatbikat yapmaktadır.

Türkiye Nasıl Bir Politika İzlemektedir?

Durumu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyaretler üzerinden değerlendirmekte fayda vardır. Bilindiği üzere geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika turu kapsamında Sudan, Çad ve Tunus’u ziyaret etmişti. Bu ziyaretlerden en çok rahatsız olan ülke ise Mısır olmuştur. Nitekim Riyad, Sudan’ı arka bahçesi olarak kabul etmektedir ve başka bir aktörün ülke üzerinde nüfuz sahibi olmasını asla kabullenmeyecektir. Bu minvalde Türkiye, Sudan’ın Mısır açısından jeo-stratejik bağlamdaki önemini bildiği için böyle bir ziyaret gerçekleştirmiş ve ikili ilişkileri geliştirmek adına yirminin üzerinde anlaşma imzalamıştır. Dolayısıyla Ankara, Kahire’ye gerekli cevabı vermiştir.

Yukarıda ifade edildiği üzere Fransa, Türkiye’nin Suriye’de edindiği nüfuzla mücadele etmek adına BMGK’yi toplantıya çağırarak; uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. Tabiri caizse Türkiye’nin Suriye konusunda izlediği politikaya çomak sokmaya yönünde çaba göstermektedir. Ayrıca gerçekleştirilen Cezayir, Moritanya, Mali ve Senegal ziyaretleri çerçevesinde Ankara’nın Paris’e de gereken cevabı vermiş olacağı sonucu çıkarılabilir. Söz konusu ülkeler Fransa’nın Afrika’daki nüfuz sahası olarak bilinmektedir. Türkiye bu ülkelerle olan ilişkilerini ekonomik, siyasi ve askeri anlamda geliştirirse Paris’in Afrika’da edindiği nüfuza büyük bir darbe vurmuş olacaktır. Bu bağlamda Fransa da Mısır’ın aldığı cevaptan nasiplenecektir.

Ziyaretlerle Elde Edilmek İstenen Hedefler

Cezayir

Ziyaretler, Cezayir bağlamında değerlendirilecek olunursa aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkabilir:

  1. Tarihi ilişkilerin canlandırılması: Bilindiği üzere Türkiye-Cezayir ilişkilerinin tarihi ve kültürel temeli 1516-1830 yıllarını kapsayan Osmanlı yönetimine kadar dayanmaktadır. Bu tarihi ilişkilerin canlanması adına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti esnasında Keçiova Camisi’nin açılışı yapılacaktır. İlişkilerin tarihi boyutu temsil eden cami, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) desteğiyle yenilenmiştir.
  2. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi: İkili ilişkilerin ekonomik düzeyi incelendiğinde; iki tarafın da açıkladığı üzere istenilen seviyede olmadığı aşikardır. Bu bağlamda 3 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacminin 10 milyar dolara ulaştırılması adına gerekli anlaşma ve düzenlemelerin yapılması beklentiler dahilindedir.
  3. Bölgesel sorunların çözümü için ortak çalışmalar yapılması: Ankara’nın Cezayir ile birçok bölgesel kriz kapsamında fikir birliği içerisinde olduğu düşünülmektedir. Örneğin; Katar–Körfez diplomatik krizinde her iki taraf da aynı görüşe sahiptir. Ziyaret çerçevesinde söz konusu kriz ve diğer bölgesel sorunların çözümü için Cezayir ile birlikte hareket edilmesi ve çözüm üretilmesi hedeflenmektedir. Aynı durumun Suriye Krizi için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
  4. FETÖ kurumlarının kapatılması ve Türkiye’nin ilgili kuruluşlarına devredilmesinin sağlanması: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret ettiği her ülkenin yetkilileriyle Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bünyesindeki kurumların kapatılması adına görüşmelerde bulunduğu bilinmektedir. Cezayir ve ziyaret kapsamındaki diğer ülke yetkilerinin Recep Tayyip Erdoğan ile malum yapılanmaya bağlı kurumları kapatma hususunda istişare edeceği düşünülmektedir.

Afrika Turu Kapsamındaki Diğer Ülkeler

Ekonomik ilişkilerin öncelik kazanması: Bilindiği üzere tüm bölgesel ve küresel güçler Batı Afrika bölgesi pazarından pay almak adına rekabet içerisine girmiştir. Bu minvalde Türkiye’nin, Batı Afrika ülkeleriyle “kazan–kazan” ilkesi temelinde ekonomik ilişkiler geliştirmeye çalışacağı beklenen durumlar arasında kendisine yer bulmaktadır. Söylemek gerekir ki; Ankara’nın siyasi, askeri, dini ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi adına yakaladığı bu önemli fırsatı değerlendireceği yönünde bir görüş hakimdir.

Sonuç ve Öneri

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Partisi), iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye–Afrika ilişkileri neredeyse her alanda önemli bir gelişme göstermiştir. İlişkilerin gelişmesinin altında yatan temel sebebin iki taraf arasında güven ilişkisinin tesis edilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu bağlamda Türkiye Cumhurbaşkanı’nın gerçekleştirdiği Afrika turları ikili ilişkilerin gelişmesinde büyük rol oynamaktadır.

Öneri olarak; Türkiye’nin yüzyıllardır Batılı devletlerin sömürgesi olan Afrika ülkeleri ilişkilerini, her boyutta ilerleterek “kazan–kazan” ilkesi çerçevesinde geliştirmesi önerilebilir; ki bu durumu hayata geçireceği yönünde güçlü bir kanaat mevcuttur.

İbrahim NASSIR
İbrahim NASSIR
1988 yılında Sudan’ın Kassala şehrinde doğmuştur. İlkokulu ve liseyi Kassala’da okuduktan sonra Sudan – Türkiye arasındaki anlaşma kapsamında lisans eğitimini almak için 2008 yılında Türkiye’ye gelmiştir. 2013 yılında Türkiye Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi’nden lisans derecesini almıştır. Türkiye–Afrika ilişkileri konusunda bir çok panel ve konferensa konuşmacı olarak katılmıştır. Uluslararası alanda bir çok akademik çalışmada bulundu. Ulusal düzeyde çeşitli radyo ve televizyon programlarına katılmıştır. Yüksek Lisansını Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkileri Bölümü’nde yapmaktadır. Afrika, Ortadoğu ve İran Çalışmaları başlıca ilgi alanlarını oluşturmaktadır. İyi derecede İngilizce ve Türkçe bilmektedir.