Tarih:

Paylaş:

Estonya’nın Rusya Vatandaşlarına Yönelik Kısıtlamaları: Güvenlik Önlemi mi Rusofobinin Yükselişi mi?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

28 Temmuz 2022 tarihinde Estonya Hükümeti Rusya ve Belarus vatandaşları için oturma izni ve çalışma vizesi başvurularına dair olanakları azalttığını açıklamıştır. Konuya ilişkin yaptığı açıklamada Estonya Dışişleri Bakanı Urmas Reinsalu, şunları söylemiştir:[1]

“Rusya vatandaşları, artık Estonya’da okumak amacıyla geçici oturma izni veya vize başvurusunda bulunamazlar. Belarus vatandaşları hala çalışma vizesi için başvurabilirler. Ayrıca, ülkede çalışan ancak örneğin başka bir Avrupa Birliği (AB) üye devleti tarafından verilen vizeyle Estonya’da yasal olarak kalma hakkı olmayan Rusya ve Belarus vatandaşlarına da geçici oturma izni verilmeyecek veya çalışmalarına izin verilmeyecektir.”

Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında tehdit algıları artan diğer Baltık ülkeleri gibi Estonya da bu tehdidi giderek daha fazla hissetmektedir. Bu bağlamda küresel ve bölgesel yaptırımlar ve önlemlerin yanı sıra devletler, güvenliklerini sağlamak için ek çalışmalar yürütmektedir. Estonya’nın Rusya kökenli vatandaşlara yönelik söz konusu hamlesi ise ülkede bir Rusofobi olgusunun kök saldığının ve bu hassasiyetin derinleşeceğinin işareti olabilir.

Estonya, yıllık askeri bütçesinin neredeyse %40’ını ve gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) da %0,8’inden fazlasını Ukrayna’ya bağışlamıştır. Ülke, Ukrayna’yla arasında derin paralellikler kurarak sıra kendisine gelmeden Rusya’yı durdurmak için en yüksek motivasyonla hareket etmektedir. Üstelik Ukrayna’ya destek noktasında Estonya’daki tüm siyasi tarafların hemfikir oldukları görülmektedir. Bu ise Rusya ile Estonya arasındaki tarihsel süreçlerin doğal bir yansıması olarak yorumlanabilir.

Estonya, 1940 yılında Sovyetler Birliği, daha sonra Nazi Almanya’sı ve 1994 yılında tekrar Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmiştir. Bağımsızlığını 1991 yılında kazanan ülkede Rus Ordusu’na bağlı araziler varken; Rusya’nın savaş araçları ve silahları, ülkeyi 1994 senesine kadar terk etmemiştir.[2] Günümüzde Estonya’da da Ukrayna’da olduğu gibi Sovyet döneminden kalma çeşitli askeri tesisler bulunmaktadır. Bu bağlamda Estonya’nın Rusya geçmişi henüz taze, ilişkilerin geçmişi derin ve tehdit algısı sıcaktır. Öte yandan iki ülke arasında hala üstü kapalı olarak süren sınır anlaşmazlığı da vardır. Savaşın başladığı 2022 yılının Şubat ayının başlarında taraflar, söz konusu anlaşmazlığı çözmeye yönelik adımlar atmış; fakat bu sonuçsuz kalmıştır.

Estonya, daha önce Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmiş, kültürel olarak Rusya halkının özellikle de sınır bölgelerinde yaşadığı ve çalıştığı az sayıda ülkeden biridir. Bu halkın büyük çoğunluğu, yaşamları boyunca Estonya’da hayatlarını sürdürmüşse de Rusya televizyonunun, Rus siyasetinin ve kültürünün etkisi altında olmuşlardır.[3] Söz konusu etki, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren farklı algılara yol açmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, savaşın başladığı günün sabahında yaptığı konuşmada bilhassa kendini Rusların savunucusu olarak nitelendirdiği için Estonya gibi ülkeler Rusya kökenli kişilerin Moskova yönetimi tarafından kullanılabileceğini düşünmektedir.

Halihazırda Estonya nüfusunun %25’inin etnik anlamda Rus olduğu belirtilmektedir.[4] Buna ek olarak Estonyalıların %81’i, herhangi bir saldırı durumunda silahlı direnişin gerekli olduğunu düşünmekte ve bu yüzden de ülkenin savunma harcamalarını arttırmasını desteklemektedir. Bu ise halk arasında savaş ihtimalinin giderek daha somut bir hale geldiğini ve belki de dışarıdan ya da içeriden gelebilecek saldırılara karşı hazırlıklı olma ihtiyacı hissettiklerini göstermektedir.

Bu bağlamda Rus kökenlilere karşı nefret söylemlerinde de artış gözlemlenmektedir. Öyle ki; savaşın başlamasının ardından çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan Ruslar, nefret söylemleriyle karşılaştıklarını bildirmişlerdir. Örneğin Çekya’da Rus kökenli bir kişinin evinin duvarına “Ruslar burada-Devlet Güvenlik Komitesi (KGB)” yazısı yazılmıştır.[5] Benzer bir şekilde zamanla Estonya gibi yoğun bir Rus kökenli topluluğa ev sahipliği yapan ülkelerde de Rusofobi olgusunun yükselişe geçeceği öngörülebilir.

Rusların Estonya’daki oranı, onları ülkenin en büyük etnik azınlığı yapmaktadır. Günümüzde Estonya’da yaklaşık 330 bin etnik Rus yaşamaktadır. Toplam nüfusu yaklaşık 1 milyon 300 bin olan ülke için bu rakam, son derece dikkat çekicidir. Bu 330 bin kişinin yaklaşık 120 bini Estonya vatandaşlığına sahiptir. Yaklaşık 100 bini ise Rusya vatandaşıdır ve kabaca 100 bin kişi de tüm haklara sahip olmayan vatandaşlık hakkı tanınmamış kimselerdir.[6] Rus kökenliler, bilhassa henüz vatandaşlığı bulunmayanlar için söz konusu ülkede yaşamak giderek zorlaşacaktır.

Rus nüfusun iki ülke arasında gerilim yaşanmasına sebebiyet vermesi ilk kez yaşanmamaktadır. Zira Estonya’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra vatandaşlık politikaları nedeniyle ülkedeki etnik Rus azınlığın büyük bir kısmı vatandaş olarak kabul edilmemiştir. Bunun nedeni ise Rusya’nın ülkedeki askeri varlığı olmuştur. Bu noktada Estonya’nın vatandaşlık meselesini Rusya’nın ülkeden çekilmesi için bir koz olarak kullandığı söylenebilir. Gelinen aşamada ise Rusya’nın etnik Rusları kullanacağı endişesi mevcuttur.

Ukrayna’dan farklı olarak Estonya, Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesidir. Bu bağlamda ülke Avrupa’ya ve Batı’ya daha entegre konumdadır. Fakat pek çok devlet için geçerli olduğu gibi, Rusya’ya enerji bakımından bağımlıdır. Nitekim son AB yaptırımlarında birliğin doğalgaz tüketiminde kesintilere gidilmesi çağrısında muafiyet istemiştir.

Öte yandan Estonya’nın uzun süredir Rusya’nın boru hatları projelerine sıcak bakmadığı bilinmektedir. Ülke liderleri dönem dönem Rusya’nın tehdit oluşturduğunu ve Avrupa’nın bu kadar enerji bağımlısı olmasının sıkıntı yaratacağı yönünde uyarılarda bulunmuştur. Buna rağmen ülkenin AB ve NATO üyeliği sayesinde belli seviyede de olsa bir güvenlik garantisi hissettiği düşünülebilir. Dolayısıyla Estonya, Ukrayna kadar “açık bir hedef” değildir. Tam da bu nedenlerden ötürü Rusya’ya karşı eleştirilerinde cesur davranabilmektedir.

Dünyada yaşanan iç ve dış çatışmalar, sınır problemleri ve toprak sorunları bir millete, topluluğa, azınlığa ya da en basitinden bir gruba yönelik karşıtlık hissiyatını arttırmaktadır. Taliban’dan kaçan Afganlar, Covid-19 salgını bağlamında Çinliler, Suriye İç Savaşı’nın göç etmeye sürüklediği insanlar, geçmişte bu tarz olayları yaşamış ve yaşamaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı ise Avrupa coğrafyasında çoğunlukla saldırgan tarafın Rusya olarak görülmesi ve nedeniyle Rusları hedef haline getirmektedir. Estonya Hükümeti’nin bu hamlesi da bunun bir göstergesidir. Elbette ülkenin ve Estonya halkının güvenlik endişeleri göz ardı edilemeyecek kadar ciddidir. Fakat verilen kararla Rus vatandaşlarının potansiyel bir Rus ajanı olarak algılandığı da aşikardır. Bu da Estonya başta olmak üzere birçok ülkede Rusofobinin yükselişe geçeceğine işaret etmektedir.


[1] “Estonia Further Limits Visas for Russians, Belarusians”, Err.ee, https://news.err.ee/1608669361/estonia-further-limits-visas-for-russians-belarusians, (Erişim Tarihi: 29.07.2022).

[2] “Relations with Russia”, CountryStudies, http://countrystudies.us/estonia/22.htm, (Erişim Tarihi: 30.07.2022).

[3] “How One of Russia’s Neighbors is Dealing with Putin’s Propaganda”, NPR, https://www.npr.org/2022/05/11/1096856581/how-one-of-russias-neighbors-is-dealing-with-putins-propaganda, (Erişim Tarihi: 30.07.2022).

[4] “Estonia Demographics”, World Population Review, https://worldpopulationreview.com/countries/estonia-population, (Erişim Tarihi: 30.07.2022).

[5] “Russians Abroad: Blamed for a Regime They Sought to Escape”, The Moscow Times, https://www.themoscowtimes.com/2022/03/04/russians-abroad-blamed-for-a-regime-they-sought-to-escape-a76762, (Erişim Tarihi: 30.07.2022).

[6] “In Estonia, Life is Good, Maybe too Good, for Ethnic Russians”, https://qz.com/344521/in-estonia-life-is-good-maybe-too-good-for-ethnic-russians/, (Erişim Tarihi: 30.07.2022).

Cemre Çağla ATAMER
Cemre Çağla ATAMER
2017 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan ve 2020 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler yüksek lisans programından “Latin Amerika’da Entegrasyon Çabaları: AB ile Karşılaştırmalı Bir Analiz” teziyle uzmanlığını alan Cemre Çağla Atamer, 2021 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Latin Amerika Çalışmaları Anabilim Dalı’nda ikinci yüksek lisans programına başlamıştır. Halihazırda yüksek lisans eğitimine devam eden Atamer, iyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesinde İspanyolca bilmektedir.