Tarih:

Paylaş:

Gardaş Aliyev Ziyaretindeki Derin Mesajlar

Benzer İçerikler

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in seçimler sonrası ilk ziyaretini Türkiye’ye yapması, iki ülke arasındaki “normalleşme krizi” ile ilgili son kırıntıları tarihe gömmesi kadar, yeni “Birlik” arayışlarına işaret etmesi boyutuyla da oldukça önemli. Verilen karşılıklı mesajlar ve gecikmeyen Ermenistan tepkisi bunu fazlasıyla teyit ediyor. Nitekim, ziyaretin gerçekleştiği saatlerde Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın işgal altındaki Yukarı Karabağ’a gerçekleştirdiği çalışma ziyareti de bunun bir göstergesi.

Sarkisyan’ı böyle bir reaksiyona iten sebep sadece Aliyev’in Türkiye ziyareti değil elbette. Hemen onun öncesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Azerbaycan’da geniş yankı uyandıran şu sözleri de önemli: “2015’e yönelik çalışmalarımız da son sürat devam ediyor. Bizim talebimiz Karabağ’dan çekilmeleri. O konuda bir gelişme bekliyoruz. Eğer gerçekleşirse hem sınır kapısı açılır, hem de demiryolu açılır ve bir sürü ilişkiler gelişir. Ama bunu Azerbaycan ile yapmayı istiyoruz.”

Muhtemelen Ermenistan tarafı, Davutoğlu’nun üstü örtülü bir şekilde geçtiği “O konuda bir gelişme bekliyoruz” ifadesi ile konuşmanın başka bir yerinde geçen “sürpriz” kelimesine takılmış vaziyette. Ayrıca, “…bunu Azerbaycan ile yapmayı istiyoruz” açıklaması da Erivan’da soru işaretleri ve endişelere yol açmış görünüyor. Oysa, düne kadar bu iki devlet, Ermenistan’dan dolayı ikili ilişkilerinde derin bir krize girmişlerdi. Şimdilerde ise ilişkiler bir kez daha tarihsel eksenine oturmaya başlamış durumda.

Dikkat gerektiren bir süreç…

Hatırlanacağı üzere, Türkiye dış politikasındaki “açılım” sürecinin bir parçası olarak kabul ettiği ve Ağustos 2008’deki Rusya-Gürcistan savaşı sonrası stratejik üstünlüğün büyük ölçüde Rusya’ya geçtiği bir dönemde Ermenistan üzerinden bir hamle yaparak, bölgede tekrar inisiyatif sahibi olmak istemişti. Fakat, “Futbol Diplomasisi” olarak da adlandırılan süreç Ermenistan’la aradaki krizi sona erdiremediği gibi, Ankara-Bakü hattındaki ilişkileri de germişti. Araya giren “güven bunalımı”, entegrasyonu hedefleyen çok boyutlu ilişkileri derinden etkilemiş, bir takım provokasyonlarla daha da derinleştirilmek istenilmişti.

Krizi atlatmak elbette kolay olmadı. Dolayısıyla taraflar artık çok daha dikkatli adımlar atıyorlar, yeni bir “iletişim kazası” kurbanı olmamak için! Burada göz ardı edilmemesi gereken bir diğer husus ise, Türkiye’nin Arap Baharı’yla birlikte dış politikasında yaşanmaya başlayan değişim ve bunun bölge devletleri tarafından algılanması. Bu kapsamda, Mayıs 2013’ten itibaren Türkiye’nin yakın çevresinde farklı bir tutum sergilemeye başlaması, Bakü’nün de dikkatinden kaçmamışa benziyor.

Bir diğer ifadeyle, Türkiye’nin BOP içerisindeki “değiştirici”-“dönüştürücü” rolündeki pozitif yönlü ani değişim, meyvelerini veriyor. Örneğin, son seçimlerde Türkiye’nin oynadığı rol ve istikrardan yana ortaya koyduğu tercih, Bakü’yü fazlasıyla tatmin etmiş gibi. Dolayısıyla, Ankara’nın kendi öz eksenine dönmeye başlaması, bölgede bundan sonraki süreçte daha fazla bir karşılık bulacağa benziyor.

“Gardaş müttefik ülke”…

Ziyaret, Bakü’nün dış politikasındaki yeni istikametle ilgili verdiği sinyalle de önem arz ediyor. Türkiye ile ilişkilerin Azerbaycan’ın dış siyasetinin birinci sırasında bulunduğunu ifade eden Aliyev’in; “Türkiye bizim için en yakın dost, gardaş müttefik ülkedir. Son yıllarda bu müttefiklik yeni birliğe kavuştu. Türkiye Azerbaycan ilişkileri ülkeler, bölge ve dünya için önemli bir pakta çevrildi. Siyasi, iktisadi ve enerji anlaşmaları bizi daha sıkı birleştirmektedir” cümlesi burada kilit durumda. Muhtemelen bazı başkentlerde beklenen etkiyi de fazlasıyla yaptı.

Ziyaretin Azerbaycan açısından zamanlamasına bakıldığında şu hususların öne çıktığı görülüyor: 1. Rusya’nın yakın çevre politikası ve bu noktada Avrasya Birliği’ni hedefleyen Gümrük Birliği projesi; 2. Ermenistan’ın sürece dâhil edilmesi ve Azerbaycan’a üyelik için artan baskılar; 3. Rusya ile yaşanan Kremlin kontrollü “ırkçılık” krizi; 4. Batı ve İsrail ile daha etkin bir işbirliği; 5. Bu kapsamda Rusya’ya yakın isimlerin sistemden tasfiye süreci; 6. Enerji güzergahları ve alternatif piyasalar noktasında yeni projelere atılan imzalar.

Tüm bunların kaçınılmaz sonucu ise Türkiye ile ilişkilerin daha da derinleştirilmesi demek. Nitekim, Aliyev’in bahsettiği stratejik mahiyetteki işbirliği alanları bu tespitimizi destekliyor. Örneğin, “Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı” (TAKM), Türk Konseyi, “Bakü-Tiflis-Ceyhan” ve “Bakü-Tiflis-Erzurum” enerji projeleri, “Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu” ve Trans Anadolu (TANAP) boru hatları gibi. Dolayısıyla, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri ince-uzun bir yola girmiş durumda. Önemli olan yeni bir “normalleşme krizi”nin yaşanmaması  ve ortak krize doğru “gardaşça duruş”.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.
Önceki İçerik
Sonraki İçerik