Tarih:

Paylaş:

Göç Araştırmaları Enstitüsü (MRI) Kıdemli Analisti Gönczi Róbert: “Macaristan’ın ‘Doğu Açılımı’ Politikası Orta Asya İçin Başarılı Olmuştur.”

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Avrupa Birliği (AB), Orta Asya ülkeleriyle özellikle de ekonomik ve ticari ilişkilerini derinleştirmeyi amaçlamaktadır. Öyle ki; son zamanlarda taraflar arasında yoğun bir diplomasi trafiğinin işlediği görülmektedir. Karşılıklı olarak devam eden ziyaretlerle AB, bölge ülkeleriyle münasebetlerinde yeni süreçler başlatmak istemektedir. Bu noktada Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) gözlemci üyesi olan Macaristan’ın kritik bir rol üstlenebileceği düşünülmektedir.

Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Macaristan’ın Orta Asya politikasını değerlendirmek üzere Göç Araştırmaları Enstitüsü (MRI) Kıdemli Analisti Gönczi Róbert’in görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.

1. Macaristan’ın Orta Asya politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2010 yılında iktidara gelen Viktor Orban Hükümeti, “Doğu Açılımı” politikası olarak bilinen yeni dış politika konseptini açıklamıştı. Bu politikanın amacı, Macaristan’ın Orta Asya da dahil olmak üzere Asya’da yeni dış politika ortakları edinmesiydi. Macaristan’ın söz konusu politikasının Orta Asya için başarılı olduğu söylenebilir. Nitekim Macaristan, 2018 yılında TDT’ye gözlemci üye olarak katılmıştır.

Bölgede özellikle Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın Macaristan’la olan ilişkilerinin gelişimi dikkat çekicidir. Bu noktada belirtmek gerekir ki; Sayın Şevket Mirziyoyev’in 2016 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı seçilmesi, Macaristan’ın Orta Asya politikasında kritik bir rol oynamıştır. Zira Sayın Mirziyoyev, selefinden çok daha liberal bir ekonomi politikası yaklaşımı uygulamaktadır. Bu da Macaristan ile Özbekistan arasındaki ticari ilişkilere olumlu yansımaktadır.

Macaristan Hükümeti’nin en önemli hedefi, Özbek bankası Ipoteka’nın OTP Bankası tarafından satın alınmasıydı. Söz konusu satış işlemi, 2022 yılının başında planlanmıştı. Ancak Ukrayna’daki savaş nedeniyle bu satış, ilerleyen bir tarihe ertelenmişti. Bunun yakın zamanda gerçekleşmesi beklenmektedir. Öyle ki; Macaristan OTP Bankası, yakında Özbekistan’daki ilk yabancı banka olabilir. Ayrıca Taşkent ve Budapeşte, ilaç, imalat, su yönetimi, gıda endüstrisi ve nükleer enerji gibi alanlarda da anlaşmalar imzalamıştır.

2. Macaristan, yaşanan enerji krizi de göz önünde bulundurulduğunda, Orta Asya ülkeleriyle nasıl bir işbirliği yapabilir?

Orta Asya, enerji konusunda çeşitli fırsatlar sunması açısından oldukça önemli bir bölgedir. Ancak Rus etkisi nedeniyle burada bir sınırlılık durumu vardır. Zira bölgede bol miktarda doğalgaz ve petrol yatağı bulunmasına rağmen boru hatlarının çoğu Rusya’dan geçmektedir. Bu nedenle enerji ihracatı, AB yaptırımları tarafından kısıtlanabilir. Dolayısıyla doğalgaz ve ham petrol söz konusu olduğunda, yeni boru hatlarının inşa edilmes, gündeme gelecektir. Ancak bunun Azerbaycan örneğinden de anlaşıldığı üzere Orta Avrupa açısından çok zor olduğunu görüyoruz.

Orta Asya devletlerinin Macaristan ve Orta Avrupa bölgesine fayda sağlayabileceği diğer enerji konusu da nükleer enerjidir. Macaristan’ın tek nükleer santrali olan Paks Nükleer Santrali’nin ilk bloku, Sovyet teknolojisiyle inşa edilmişti. Macaristan Hükümeti’nin inşaatı devam eden ikinci bloğun da Rus teknolojisine dayalı olarak inşa edilmesine karar vermesi tesadüf değildir. Bu sebeple Budapeşte, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu’ndan (Rosatom) destek istemiştir. Lakin Ukrayna’daki savaş, buradaki planları sekteye uğratmıştır. Dolayısıyla Orta Asya ülkelerinin mühendislerinin Sovyet nükleer santrallerinin işleyişine aşina olması, söz konusu santralin inşaatında faydalı bir rol oynayabileceklerini göstermektedir. Ayrıca bazı Orta Asya ülkelerinin önemli uranyum rezervleri da vardır. Bu karar, Macaristan’ın enerji bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olabilir.

3. AB’nin Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeyi hedeflediğini biliyoruz. Macaristan burada nasıl bir rol oynayabilir?

AB, Orta Asya bölgesiyle çok çelişkili bir ilişki sürdürmektedir. Bunun nedeni Orta Asya’daki demokratik kurumsal sistemin durumunun AB standartlarına göre tatmin edici olmamasıdır. Ayrıca Rusya ve Çin’in bölgedeki varlığı, AB’nin buradaki büyük güçlerle etkin bir şekilde rekabet etmesine izin vermemektedir. Bununla birlikte AB’nin ekonomik önemi, işgücü ve pazarlarının büyüklüğü; ilişkilerdeki önemli faktörlerdir. Bu bağlamda Macaristan, Orta Asya ile Avrupa arasındaki münasebetlerin geliştirilmesinde öncü bir güç olarak değerlendirilmektedir. Nitekim Macaristan, Orta Asya devletlerinde giderek daha fazla tanınır hale gelmektedir. 2022 yılının Ağustos ayında Macaristan, Kırgızistan vatandaşlarının ülkeye gelip çalışmasını kolaylaştırmak için vize zorunluluğunu hafifletmeyi amaçlayan bir anlaşmayı da kabul etmiştir. Bu sebeple Macaristan, Orta Asya devletleri ile Avrupa ülkeleri arasında faydalı bir ilişkiler sistemi kurulabileceğini diğer AB devletlerine gösterebilir.


Gönczi Róbert

Göç Araştırmaları Enstitüsü’nde (MRI) kıdemli analist olarak görev yapmaktadır. Neokohn’da dış politika muhabiridir. 2021 yılında National University of Public Service ve Mathias Corvinus Collegium’dan mezun olmuştur. Mandiner ve Varşova Enstitüsü’nde çalışmıştır. Ayrıca Güvenlik Politikasında İleri Araştırmalar Koleji’nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.


Sibel MAZREK
Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamlayan Sibel Mazrek, yüksek lisans eğitimine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'nde Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda devam etmektedir. Çeşitli medya kuruluşlarında muhabirlik, spikerlik sunuculuk görevlerini üstlenen Mazrek, ANKASAM'da Medya Koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmektedir.