Tarih:

Paylaş:

Güney Çin Denizi’nde Hindistan-Vietnam İşbirliği

Benzer İçerikler

Hindistan ile Çin arasında yaşanan gerginliğin boyutları gün geçtikçe sınır sorunlarından Hint-Pasifik, Asya-Pasifik ve Güney Çin Denizi’ne taşınmaktadır. Öyle görünmektedir ki Hindistan, Ladakh Sınır Bölgesi’nde Çin’le yaşanan kanlı çatışmalardan sonra Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetleriyle Pekin’e karşılık vermeyi amaçlamaktadır. Nitekim pek çok uzmana göre Hindistan, Çin’le olan mücadelesini Himalayalar’dan açık denizlere ve büyük oranda Güney Çin Denizi’ne kaydırmaktadır.[1] Böylelikle Yeni Delhi, Pekin’e “Benim arka bahçeme karışma, yoksa ben de senin arka bahçene karışırım.”[2] mesajını vermektedir. Bu bağlamda Hindistan, Çin’i açık denizlerde sınırlandırmak için Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’ndaki müttefikleri ABD, Japonya ve Avustralya’yla birlikte hareket etmektedir. Buna ek olarak Hindistan’ın son dönemde Güney Çin Denizi’nde Vietnam’la ortak tatbikatlar gerçekleştirmesi, bölgede denizcilik süper gücü olmaya çabalayan Çin’in güvenlik kaygılarını ciddi derecede artırmıştır.

Vietnam, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hegemonya arayışlarının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülmektedir. Nitekim bir taraftan Hindistan’ın Vietnam’la denizcilik alanında yakın işbirliği geliştirmesi; diğer taraftan da ABD’nin özellikle Tayvan’a olan askeri desteğini artırması, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki kuşatılmışlık hissini artıran mühim güncel gelişmelerdir. Çin, söz konusu denizde Dokuz Sınır Hattı’yla ilgili tarihsel egemenlik iddialarında bulunmaktadır. Bu bağlamda Çin ile Vietnam arasında, tartışmalı Paracel ve Spraptly adaları üzerinde hâkimiyet mücadelesi yaşanmaktadır.

Pekin ve Hanoi, Güney Çin Denizi konusundaki anlaşmazlıklar ve özellikle Paracel Adaları’nın kontrolü için verilen mücadele nedeniyle sık sık karşı karşıya gelmektedir. Vietnam, Çin’le olan ilişkilerini pozitif yönde tutmaya çabalarken; iki ülke arasında Güney Çin Denizi’nde yaşanan gerginlikler tırmanmaya devam etmektedir. Hanoi, Pekin yönetiminin söz konusu denizdeki askeri yayılmacılığı nedeniyle ulusal egemenliğinin zarar gördüğünü iddia etmekte ve bölge ülkelerinden bu konuda kendisine destek aramaktadır. Ancak Vietnam’ın komşuları olan Laos ve Kamboçya, Hindiçin Yarımadası’ndaki Kuşak-Yol Girişimi projelerinden büyük oranda yararlandıkları için Çin’in borç tuzağına düşen ülkeler arasında gösterilmektedir. Bu sebeple ilgili ülkeler, Hanoi yönetiminin Güney Çin Denizi’ndeki politikalarına destek olmaktan imtina etmektedir. Vietnam’ın deniz egemenliği konusunda ihtilaf yaşadığı Malezya, Brunei ve Filipinler gibi ülkelerden destek alması da pek mümkün olmadığına göre, Hanoi’nin deniz seyrüsefer güvenliği ve Çin’in askeri yayılmacılığı konularında kendisiyle ortak kaygıları paylaşan Yeni Delhi’yle yakınlaşması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Hindistan, Çin’in özellikle Hint-Pasifik’teki etkinliğini artırması nedeniyle son yıllarda denizcilik politikalarında değişime gitmiştir. Uzun yıllar boyunca, yabancı güçlerin donanmalarının bölgede konuşlanmasına karşı çıkan Yeni Delhi, giderek artan Çin tehdidi nedeniyle başta ABD olmak üzere Japonya, Fransa, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle Hint-Pasifik’te ortak tatbikatlar düzenlemeye başlamıştır. Konuyla ilgili olarak Hindistan Dışişleri Bakanlığı Siyasi Danışmanı Ashok Malik de “Çin’in Hint Okyanusu’nun doğusu ve batısındaki artan varlığı, Avrupalıların 15. yüzyılda bölgeye gelmesinden bu yana deniz güvenliği konusundaki algılarımızı hiç bu kadar değiştirmemişti.” ifadelerini kullanmıştır.[3] Hem kuzeyindeki Ladakh bölgesinde hem de güneyindeki denizlerde Çin tarafından tehdit edilen Hindistan, bu “sıkışmışlık” durumundan kurtulmak için yabancı güçlerle işbirliğine yönelmiştir. Örneğin Yeni Delhi yönetimi, Hint Okyanusu’nu Güney Çin Denizi’ne bağlayan stratejik önemdeki Andaman ve Nicobar adaları üzerinde Japonya ve ABD’yle işbirliğine gitmiştir.[4] Genel anlamda Hindistan, Çin’in faaliyetlerine set çekmek için ABD, Japonya, Avustralya, Fransa ve Yeni Zelanda’yı da içerisine alan bir Hint-Pasifik dengesi oluşturmaya çalışmaktadır. Bazı yorumlara göre ABD, Japonya ve Avustralya’yla birlikte Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’na imza atan Hindistan, bölgede “küçük bir NATO” oluşturmak istemektedir.[5]

Mevzubahis gelişmeler doğrultusunda Vietnam, 2018 yılında Hindistan’ı Güney Çin Denizi’nde petrol ve gaz geliştirme sahalarına yatırım yapmaya davet etmiş, 2019 yılının ortalarında ise iki ülke arasında bir dizi sahil güvenlik devriyesi ve liman ziyareti gerçekleştirilmiştir. En son, 21 Aralık 2020 tarihinde Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Vietnamlı mevkidaşı Nguyen Xuan Phuc arasında gerçekleşen sanal bir zirvede, iki ülke arasında çeşitli işbirliği alanlarına ilişkin yedi anlaşma imzalanmış ve ortak bir vizyon ve eylem planı açıklanmıştır.

Taraflar arasındaki yakınlaşma kapsamında Hindistan ve Vietnam, savunma işbirliğini artırmak amacıyla 26-27 Aralık 2020 tarihlerinde Güney Çin Denizi’nde iki günlük bir tatbikat gerçekleştirmiştir. Böylelikle Yeni Delhi, kendisinin merkezde olduğu Hint-Pasifik çevresinde giderek yoğunlaşan Çin tehdidine cevap olarak Güney Çin Denizi’ne müdahil olmaya çalışmaktadır. Bu sayede Hindistan, Çin’in merkezde olduğu Asya-Pasifik çevresinde Pekin’e tehdit oluşturmayı amaçlamaktadır. Burada Yeni Delhi’nin verdiği mesaj açıktır. Eğer ki Çin, Hint Okyanusu’nda ve Ladakh sınırındaki kışkırtıcı eylemlerine devam ederse, Güney Çin Denizi’nde ve daha geniş anlamda Asya-Pasifik’te daha büyük risk ve tehditlerle karşı karşıya kalacaktır. Bu konuda Hindistan, ABD’nin yanı sıra özellikle de Japonya’yla Güney Çin Denizi’nin güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Japon ve Hindistanlı yetkiler, Pekin’e bu konuda ortak mesajlar yollamaktadır.[6]

Neticede Güney Çin Denizi, uzun süredir Çin ile ABD arasındaki güç mücadelesine tanıklık etmektedir. Bu mücadeleye Hindistan’ın da aktif bir şekilde dâhil olmasıyla Asya-Pasifik’teki güç dengelerinin değişeceği tahmin edilmektedir. Bu bağlamda Hindistan’ın Vietnam’la söz konusu yakınlaşması, Hint-Pasifik’teki güç mücadelesinin giderek Asya-Pasifik bölgesine doğru kayacağının en önemli işaretidir.


[1] “Countering Chinese Assertiveness: India’s Changing Posture İn The Indian Ocean”, Orfonline, https://www.orfonline.org/research/countering-chinese-assertiveness-indias-changing-posture-indian-ocean/, (Erişim Tarihi: 20.01.2021).

[2] “India Takes Its Tussle with China to the High Seas”, Financial Times, https://www.ft.com/content/bbe548c4-b437-4965-a651-592d0e969890, (Erişim Tarihi: 20.01.2021).

[3] Aynı yer.

[4] “China Building New Road in Gilgit Baltistan-India Hits Back in Indo-Pacific”, Economic Times, https://bit.ly/2LOpl1U, (Erişim Tarihi: 20.01.2021).

[5] “India Takes Its Tussle with China to the High Seas”, a.g.m.

[6] “South China Sea: India and Japan’s Joint Pact Sparks Beijing Anger as Tensions Rise”, Express, https://www.express.co.uk/news/world/1379390/, (Erişim Tarihi: 20.01.2021).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.