Tarih:

Paylaş:

İmran Han’ın ABD Ziyareti ve Pakistan’ın Denge Siyaseti

Benzer İçerikler

22-25 Temmuz 2019 tarihleri arasında Washington’da üst düzey temaslarda bulunacak olan Pakistan Başbakanı İmran Han’ın bu ziyareti, birçok açıdan ilk olması nedeniyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Özellikle de bu ziyarette, Pakistan Genelkurmay Başkanı Kamar Cavid Bajwa ve Pakistan İstihbarat Dairesi Başkanı General Faiz Hameed’in Han’a eşlik ediyor olması, Başbakan’ın Ordu’yla kurmuş olduğu yakın ilişkileri gözler önüne sermektedir. Han ve beraberindeki Pakistanlı yetkililerin Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gerçekleştirdiği bu üst düzey ziyaretin en önemli amacı, Afganistan’da barış ve istikrarın sağlanması adına ABD’nin Taliban’la müzakerelerini desteklemek ve Keşmir konusunda ABD’nin desteğini alarak Hindistan’a karşı bölgesel jeopolitikte önemli bir üstünlük elde etmektir.

Nitekim Pakistan, Keşmir Sorunu bağlamında ABD’nin desteğini kazanmak adına, uzun yıllardır Hindistan’la ilişkilerin gerilmesine neden olan Ceyşul Muhammed, Leşkeri Tayyibe ve Felah-i İnsaniyat Vakfı gibi radikal gruplara son dönemde çeşitli baskınlar yapmaktaydı. Son olarak terörü finans etmekle suçlanan ve 6 Amerikalının hayatını kaybettiği 2008 Mumbai Saldırıları’nda rolü olan Cemaat’ul Dava lideri Hafiz Saeed’in tutuklanması, Trump yönetimini oldukça memnun etti. Zira daha önceleri ABD’nin Afganistan politikasını sert bir şekilde eleştiren Han, Taliban’la barış görüşmeleri yapılmasını ve Taliban’ın Pakistan’da ofisler açmasını önerdiği[1] için sert bir şekilde eleştirilmiş ve kendisine “Taliban Han” yakıştırması yapılmıştı.[2] Dahası Han’ın Pakistan Ordusu ve istihbarat teşkilatının (ISI) perde arkasından desteklediği iddia edilen Peştun örgütlerle iyi ilişkiler kurması, hatta ABD tarafından terör örgütü olarak tanınan Ümmetin Ensarları ve Mücahit Hareketi’nin Han’a destek vermesi,[3] uzun bir süredir Pakistan-ABD ilişkilerinde krize neden olmaktaydı.

Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru ABD Başkanı Donald Trump, Afganistan’daki terörle mücadele sürecine yeterince destek vermediği gerekçesiyle Pakistan’ı eleştirmiş ve 2 milyar doları bulan askeri yardımlarını durdurmuştu.[4] Böylece Trump, “Önce Amerika” doktrini kapsamında kendisine hiçbir yardımda bulunmadığını iddia ettiği Pakistan’ı cezalandırma yoluna gitmişti. Dahası 2018 yılının Temmuz ayında Pakistan, kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadeleye yönelik tedbirleri düzenleyen Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) gri listesine alınmıştı. Dolayısıyla Han, Washington ziyareti sayesinde FATF’ın yaptırım listesinden kurtulmayı da amaçlamaktadır. Aksi halde FATF’ın kara listesine alınacak olan Pakistan, ekonomik anlamda 10 milyar dolarlık ek maliyetle karşılaşabilir.[5] Göreve geldiği günden bu yana başta Körfez ülkeleri, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Çin’den kredi almaya çalışan Han ise ülkesinin bu ek maliyetleri kaldıracak durumda olmadığının farkındadır. Halihazırda önemli bir ekonomik kriz içerisinde olan Pakistan, geçtiğimiz sonbaharda Suudi Arabistan’dan 20 milyarlık yatırım sözü almasının yanı sıra bu yılın Şubat ayında Çin’den 2.5 milyar dolar ve Temmuz ayının başında da IMF’den 6 milyar dolar kredi almayı başarmıştı.

Bunlardan farklı olarak Pakistan, Çin’in Kuşak-Yol Projesi kapsamında ülkeye yaklaşık 60 milyar dolarlık yatırım çekmeyi planlamaktadır. Bununla bağlantılı olarak İslamabad ve Pekin, Keşmir Meselesi ve terörle mücadele konularında Yeni Delhi’ye karşı ortak bir duruş sergilemektedir. Bu durum, Hindistan ve ABD açısından ciddi bir meydan okuma olarak görülmektedir. Zira Çin, Keşmir’de terör saldırıları düzenleyen Ceyşul Muhammed’in kurucusu Mesut Ezher’in Birleşmiş Milletler’in (BM) kara listesine alınmasına uzun bir süre karşı çıkmıştı. Yeni Delhi ise 14 Şubat 2019 tarihinde Keşmir’de 40’dan fazla Hint güvenlik görevlisinin ölümüne yol açan saldırıda, Pakistan’ın parmağı olduğunu iddia etmiş ve Ceyşul Muhammed örgütünün terör listesine alınması için ABD’yi ikna etmeye uğraşmıştı. Ancak son bir yıl içerisinde Pakistan, Keşmir’deki radikal grupların finans kaynaklarına yönelik ciddi operasyonlar gerçekleştirmiş ve terörle mücadelede somut adımlar attığını göstermiştir. Aynı süreçte Çin’in BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetosunu geri çekmesi ise Ceyşul Muhammed’in kara listeye alınmasını sağlamıştır. Kısacası Pakistan, son dönemde Keşmir bağlamında atmış olduğu somut adımlar sayesinde ABD’yi kendi yanına çekmeyi, Hindistan karşısında jeopolitik anlamda üstünlük elde etmeyi ve Çin’e olan bağımlılığını azaltmayı amaçlamaktadır.

Keşmir meselesinde Washington’un desteğini arayan Pakistan, buna karşılık Afganistan konusunda ABD’nin Taliban’la yürüttüğü müzakerelere destek olmaktadır. Nitekim ABD, başta Keşmir ve Afganistan olmak üzere bölgesel güvenliğin sağlanmasında Pakistan’ın kritik bir rol üstlenebileceğinin farkındadır. Benzer şekilde Pakistan, dış politikada denge siyaseti izleyerek bölgesel istikrar ve güvenliği sağlamayı, ülkeye yatırım çekmeyi ve nihayetinde ülke ekonomisini düzeltmeyi arzulamaktadır. Bu bağlamda 2018 yılının Temmuz ayında yapılan seçimlerde “Neya Pakistan (Yeni Pakistan)” sloganıyla yarışarak seçimlerden galip çıkmayı başaran Han, ülkenin sorunlarını çözmek için ilk 3 ay yurtdışı ziyaretine çıkmayacağını söylemiş; fakat ekonomik krizin ciddi boyutlara ulaştığını görünce ilk olarak Riyad’a ziyarette bulunmuştur. Ekonomiyi düzeltmek amacıyla IMF ve Çin’den kredi almaya çalışan Pakistan, ülkeye daha fazla yatırım çekebilmek için de bölgesel güvenliğine önemli yatırımlar yapmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlisini Afganistan’daki Taliban’la müzakereler ve diğer Peştun gruplarla mücadele oluşturmuştur. Söz konusu somut adımlara rağmen Pakistan, FATF’ın kara listesine alınma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bunun üzerine Han, Pakistan’ın uzun yıllardır terörle mücadelede gösterdiği fedakârlıkları bizzat Trump’a anlatmak üzere Washington’a gitmiştir. Tüm bu çabalarına rağmen Pakistan Başbakanı, Washington’da resmî törenle bile karşılanmamıştır.

Han’ın ABD ziyaretinin bir diğer gündem maddesi ise şüphesiz İran meselesi olacaktır. Nitekim İslamabad; Afganistan ve Keşmir sorunlarına ek olarak yanı başında bir başka kriz alanı daha istememektedir. Zira ABD’nin İran’a olası müdahalesi, Belucistan’daki bağımsızlık hareketlerini güçlendirecek ve bu durum, Pakistan’ın toprak bütünlüğü tehlikeye atacaktır. 3 Temmuz 2019 tarihinde ABD’nin Belucistan Kurtuluş Ordusu’nu terör listesine alması, Washington’un bu konuda İslamabad’a güvence verdiğinin göstergesidir. Pakistan’ın son dönemde terörle mücadelede göstermiş olduğu yoğun çabanın ardından Washington, bölgesel güvenliğin sağlanmasında İslamabad’la işbirliği yapabileceğini göstermek istemiştir. Diğer bir ifadeyle ABD, Pakistan’ın bölgesel jeopolitikte ve aynı zamanda askeri ve ekonomik ilişkilerde İran ve özellikle Çin’in etkisinde kalmasını istememektedir. Zira Trump, Beyaz Saray’da Han’la yapmış olduğu ikili görüşmede Keşmir Sorunu için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu iletmiştir. Bu açıklama, ABD’nin Keşmir üzerinden Pakistan’ı kazanmak ve Çin’i karşısına almak suretiyle bölgesel denkleme dahil olabileceğini göstermektedir. ABD’nin Keşmir meselesinde Pakistan’ın yanında konumlanması, Washington-Yeni Delhi arasındaki işbirliği ve yakınlaşma sürecinin sonu anlamına gelebilir.

Özetle, Pakistan’ın önümüzdeki süreçte hem ülkedeki Körfez sermayesini ve Çin yatırımlarını koruması hem de denge siyasetinde uzunca bir süre ihmal ettiği ABD’yi yeniden kazanması gerekmektedir. Bunun için de Pakistan, başta Keşmir ve Afganistan olmak üzere bölgesel güvenlik ve terörle mücadele konularında ABD’yle yakın işbirliği geliştirmek istemektedir. Bu sayede Pakistan, hem Çin’i dengeleyecek hem de Hindistan’ın stratejik ortağı ABD’yi kendi yanına çekmeyi başarabilecektir.


[1] “Here’s Why Imran Khan Has Earned the Moniker ‘Taliban Khan’ in Pakistan’s Politics”, News 18, https://www.news18.com/news/world/heres-why-imran-khan-has-earned-the-moniker-taliban-khan-in-pakistans-politics-1823667.html, (Erişim Tarihi: 22.07.2019).

[2]Kriket Oyunculuğundan İktidar Yoluna İmran Han”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kriket-oyunculugundan-iktidar-yoluna-imran-han-/1216310, (Erişim Tarihi: 22.07.2019).

[3] Kriket Oyunculuğundan İktidar Yoluna İmran Han”, a.g.e.

[4] “Imran Khan: Pakistan PM To Meet Trump in Bid to Mend Ties”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-49032495, (Erişim Tarihi: 22.07.2019).

[5] “Imran Khan Hopes to Win Over Donald Trump in First US Visit”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2019/jul/21/imran-khan-hopes-to-win-over-donald-trump-in-first-us-visit, (Erişim Tarihi: 22.07.2019).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.