Tarih:

Paylaş:

İran’ın Hürmüz Boğazı Müdahalesinin Siyaset ve Uluslararası Hukuk Açısından İncelenmesi

Benzer İçerikler

2015 yılında P5+1 ülkelerinin İran ile imzaladıkları Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) anlaşmasının amaçlarından biri bölgede yıllardır sürmekte olan gerginliğe son vermekti. Nükleer anlaşma imzalanırken ortaya çıkabilecek bazı olumsuz sonuçlardan bahsedilse de genel anlamda görüşler iyi yönde olmuştur. İran açısından bakıldığında nükleer anlaşma ülkenin hem dış politikasını hem de iç politikadaki dinamiklerini derinden etkilemiştir.

Ekonomik ve siyasi ambargonun kaldırılması şartıyla nükleer faaliyetlerini ve bu yöndeki girişimlerini durdurmayı kabul eden İran, dış politikada daha etkin bir şekilde hareket etmeye başlamıştır. İran’ın bölgesel bir güç olmayı hedefleyen stratejik planları kısa bir süre içerisinde Ortadoğu’da güçler dengesinde değişiklere yol açmaya başlamıştır. Bir yandan nükleer anlaşmanın bölgede barışın sağlanmasındaki rolüne vurgu yapılırken öte yandan İran’ın bölgedeki diğer devletlerin içişlerine müdahale ihtimalinin giderek artması, uluslararası toplumdaki endişelerin giderek yükselmesine neden olmuştur. İran’ın bölgedeki artan etkisinden rahatsız olan ABD Başkanı Donald Trump seçildiği ilk günden bu yana nükleer anlaşmayı ciddi bir şekilde eleştirmeye başlamıştır. Zira nükleer anlaşmadan çıkmak Trump’ın seçim vaatlerinden biriydi. Ancak bu seferki rahatsızlık İran’ın nükleer programı üzerindeki çalışmalarından ziyade bölgede oynamak istediği stratejik rol ve bu yöndeki faaliyetlerinden kaynaklanmıştır.

İNDİR