Tarih:

Paylaş:

İsveç’in AB Dönem Başkanlığı Sürecinde Politikaları Nasıl Şekillenecek?

Benzer İçerikler

This post is also available in: English Русский

2022 yılı, İsveç adına iki önemli gelişmeye sahne olmuştur. Öncelikle Stockholm yönetimi, 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından uzun yıllardır askeri ittifaklara dahil olmamaya özen gösteren tarafsızlık siyasetine son vermiştir. Bu bağlamda İsveç, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) katılabilmek için başvuruda bulunmuştur. İkinci önemli gelişme ise 2022 senesinin Eylül ayında İsveç’te gerçekleşen genel seçimler sonrasında ülkede sağ koalisyonun iktidara gelmesidir.

Öte yandan İsveç, 2023 yılına girerken Avrupa Birliği’nde (AB) önemli bir pozisyonun başkanlığına gelmiştir. Bu kapsamda Stockholm, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı devralmıştır. Dolayısıyla İsveç’in Dönem Başkanlığı sürecinde yukarıda bahsi geçen gelişmelerin yol açtığı dinamiklerin etkili olacağı varsayımında bulunulabilir.

Tüm bunlarla birlikte AB Dönem Başkanı’nın görevinden ve konseyin yapısından söz etmekte fayda vardır.  AB Konseyi Dönem Başkanlığı, her altı ayda bir AB’ye üye ülkeler arasında dönüşümlü olarak yürütülmektedir. Söz konusu süre zarfında Başkanlık, Konsey’in her düzeyindeki toplantılarına başkanlık etmekte ve AB’nin Konsey’deki çalışmalarının devamlılığın sağlanmasında belirleyici rol oynamaktadır. Ayrıca AB Konseyi Dönem Başkanlığı için seçim yoktur. Her üye devlet, sırayla bu görevi yürütmektedir. AB Konseyi Dönem Başkanı’nın iki temel görevi bulunmaktadır. Birincisi, AB Konseyi ve hazırlık organlarındaki toplantıların planlanmak ve buna başkanlık etmektedir. İkincisi ise Konseyi’i diğer AB kurumlarıyla olan münasebetlerde temsil etmektedir. Yani Başkanlık, Konsey’in başta Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu (AP) olmak üzere diğer AB kurumlarıyla ilişkilerini yürütmektedir.[1] 

Anlaşılacağı üzere İsveç, AB içinde son derece önemli bir göreve başkanlık etmeye başlamıştır. Özellikle de Avrupa’daki savaş konjonktürü, birlik içerisindeki bazı ülkelerin ekonomik anlamda bocalamaları ve enerji noktasında yaşanan sıkıntılar, Stockholm’ün önüne bazı sınamalar çıkarmaktadır.

Diğer taraftan 14 Aralık 2022 tarihinde İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Stockholm’ün AB Konseyi Dönem Başkanlığı zarfında dört temel noktaya odaklanacağını duyurmuştur. Bunlar; güvenlik, rekabetçilik, çevre ve enerji dönüşümü ve demokratik değerler ile hukukun üstünlüğünden oluşmaktadır.[2]  

Bununla birlikte İsveç Hükümeti, güvenlik başlığında Kiev’e yönelik ekonomik ve askeri desteğin yanı sıra AB’ye üyelik konusunda Ukrayna’nın desteklenmesine öncelik vereceğini de açıklamıştır. Ayrıca Stockholm, sınır ötesi organize suçla mücadeleye de dikkat çekmiştir. Rekabetçilik maddesinde ise en acil önlem, Ukrayna’daki savaşa ve bunun kısa vadeli sonuçlarına ayrılmıştır. Dahası Avrupa’nın gücünün, dayanıklılığının ve küresel duruşunun, tek pazar ve küresel ticaret fırsatlarıyla yakından bağlantılı olan ekonomik çıktıyla ilişkili olduğuna vurgu yapılmıştır. Çevre ve enerji dönüşümü başlığında da uzun vadeli enerji piyasası reformu ele alınırken; yüksek ve değişken enerji fiyatlarıyla mücadele çabalarının devam edeceği belirtilmiştir.[3]

Tahmin edileceği üzere, İsveç’in önündeki en önemli sorun, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’da yarattığı etkiler olacaktır. Zira Stockholm’ün önceliklerinin hemen hemen hepsi, mevzubahis savaşla ilişkilidir. Bununla birlikte her ne kadar farklı türde kurumlar olsa da İsveç de NATO üyeliği için çabalamaktadır. Bu bakımdan hem İsveç hem de Ukrayna çeşitli Batı örgütlerine üye olmaya çalışmaktadır. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, Stockholm’ün katkıları vesilesiyle Kiev’in AB’yle entegrasyonu konusunda kritik gelişmelerin yaşanabileceği öngörülebilir.

Öte yandan dış dinamikler kadar iç dinamikler de İsveç’in AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda belirleyici olacaktır. Bu bakımdan İsveç’in iç dinamiklerinin üzerinde de durulması gerekmektedir. Halihazırda İsveç, üç partinin bir araya geldiği bir koalisyon tarafından yönetilmektedir. Bu partiler; Ilımlı Muhafazakâr Parti (M), Liberal Parti (L) ve Hristiyan Demokrat Partisi’dir (KD). Aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi (SD) de mevcut hükümete dışarıdan destek vermektedir. Bahsi geçen dört partinin işbirliklerinin temeli ise Tidö Anlaşması’na dayanmaktadır. Bu bağlamda taraflar, ülkedeki sorunlara yaklaşımlarının benzer olduğunu ve bunlarla başa çıkılması noktasında müşterek çözümler arayacaklarını deklare etmiştir.[4]

Tüm bunlarla birlikte SD, her ne kadar dışarıdan destek verse de mevcut hükümetin siyasetinin şekillenmesinde kritik role sahiptir. Göçmen karşıtı kimliğiyle ön plana çıkan SD, aynı zamanda AB’ye de muhaliftir. Bu nedenle Batılı analistler, SD’nin İsveç’in AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı rehin alabileceğine ilişkin eleştiriler getirmektedir. SD Milletvekili olmasının yanı sıra AP Milletvekili de olanCharlie Weimers, göç konusunda herhangi bir zorunlu mekanizma istemediklerini belirtmiş ve ülkeye daha fazla sığınmacı gelmesini kabul etmeyeceklerini dile getirmiştir. Bunun SD’nin kırmızı çizgisi olduğunu öne süren Weimers, söz konusu çizginin aşılmasının İsveç Hükümeti adına sonuçları olacağını da ifade etmiştir. Buna ek olarak SD Milletvekili, partisinin Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesinde herhangi bir soruna yol açmayacağına söz vermiş ve parti içinde Kiev’e desteğin yüksek düzeyde olduğunu öne sürmüştür.[5] 

Bu kapsamda SD, İsveç’in AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda Ukrayna’daki savaştan ziyade; Stockholm’ün göç politikasına etki etmeye çalışacaktır. Dolayısıyla İsveç’in iç dinamiklerinin Stockholm’ün Dönem Başkanlığı’nda oldukça önem arz edeceği söylenebilir.

Diğer taraftan İsveç’in AB Büyükelçisi Lars Danielsson’un 9 Ocak 2023 tarihinde göçün neredeyse her üye devlette seçimleri kazanabileceğiniz veya kaybedebileceğiniz bir konu haline geldiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca Danielsson, yeni komisyon 2024 senesinde göreve başlamadan önce bir göç anlaşması üzerinde uzlaşılması gerektiğini de belirtmiştir.[6]

Danielsson’un söz konusu ifadelerinden, düzensiz göçün Stockholm’ün AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda önem arz edecek meselelerden biri olacağı iddia edilebilir. Çünkü İsveç’in bu kuruma başkanlık edecek olması, göç gibi meseleleri daha sık gündeme taşımasına olanak sağlayacaktır.

Sonuç olarak İsveç’in AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda öncelik vereceğini açıkladığı maddelerin hepsi, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilintilidir. Dolayısıyla Stockholm’ün politikaları da bu savaşa bağlı olarak şekillenecektir. Öte yandan İsveç’in düzensiz göçe karşı sert tutumu göz önünde bulundurulduğunda, Stockholm’ün bu konuyu kendi çıkarları doğrultusunda gündeme taşıyacağı öngörülebilir.


[1] “The Presidency of the Council of the EU”, European Council Council of the European Union, https://www.consilium.europa.eu/en/council-eu/presidency-council-eu/, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

[2] “Priorities”, Swedish Presidency of the Council of the European Union, https://swedish-presidency.consilium.europa.eu/en/programme/priorities/, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

[3] Aynı yer.

[4] “Sweden Unveils Minority Government That Relies on Far-Right Support”, Euronews, https://www.euronews.com/2022/10/14/sweden-unveils-minority-government-that-will-rely-on-a-far-right-party, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

[5] “Swedish EU Presidency at Mercy of Euroskeptics”, DW, https://www.dw.com/en/swedens-eu-presidency-is-at-the-mercy-of-euroskeptics/a-64372479, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

[6] “Swedish Envoy: EU Should Bolster ‘Negative Incentives’ on Migration”, Devex, https://www.devex.com/news/swedish-envoy-eu-should-bolster-negative-incentives-on-migration-104750, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.