Tarih:

Paylaş:

Japonya’nın Proaktif Dış Politikası: Asya-Pasifik’te Kutuplar Dönemi

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Asya-Pasifik Bölgesi, küresel güvenliğin en çok kırılganlaştığı ve güvenlik endişelerinin hissedildiği coğrafyaların başında gelmektedir. Söz konusu durum da bölge devletlerini kutuplaşmaya ve güvenlik temelli anlaşmalar aracılığıyla paktlar kurmaya teşvik etmektedir. Aynı zamanda bölgede yer alan devletler, hissedilen bu güvenlik kaygıları ve tehdit algıları nedeniyle Çin ve Kuzey Kore gibi Batı karşıtlığı güden devletlerle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) temelli Batı ittifakı arasında tercih yapmak zorunda kalmakta ve özellikle de ulusal güvenlikleri bağlamında savunma ve askeri harcamalarını arttırmaktadır.

Bu bağlamda Japonya’nın da Batı’yla olan ilişkilerini ve diyaloglarını geliştirmekte olduğu ve askeri gücüne atfettiği önemi arttırdığı öne sürülebilir. Nitekim Japonya’nın git gide daha proaktif ve Batı yanlısı bir politika uyguladığı söylenebilir. Bahse konu olan durumun en önemli nedenlerinin kurallara dayalı uluslararası düzene meydan okuma hedefi güden Çin’in ve hem nükleer hem de balistik füze denemelerini arttıran Kuzey Kore’nin bölgede bulunması olduğu belirtilebilir. Bu noktada pasifist bir anayasaya sahip olan Japonya’nın bu durumu tersine çevirmeye çalıştığı çıkarımı yapılabilir.

Bu kapsamda Japonya Başbakanı Fumio Kişida’nın G7’deki ortaklarıyla güvenlik bağlarını güçlendirmeye başladığı görülmektedir. Nitekim G7 ülkeleri olan Fransa, İtalya, Kanada ve ABD’yi de kapsayan bir tur için İngiltere’de olan Kişida ile İngiltere Başbakanı Rishi Sunak arasında 11 Ocak 2023 tarihinde imzalanan Savunma Anlaşması büyük öneme haizdir. Bu anlaşma kapsamında iki ülke de eğitim ve diğer operasyonlar için birbirlerinin topraklarında kuvvet konuşlandırabilecektir. Sunak’ın ofisi tarafından yapılan açıklamada bu anlaşma, “iki ülke arasında yüzyıldan uzun süredir yapılan en önemli savunma anlaşması” olarak tanımlanmıştır.[1]

2023 yılındaki G7 Zirvesi’nin Hiroşima’da yapılacak olması[2] hasebiyle Japonya’nın G7 ülkeleriyle olan ikili ilişkileri ve görüşmeleri özel önem kazanmıştır. Bu durumun da Japonya’nın proaktif dış politika üretim sürecini hızlandırıcı bir etki yarattığı söylenebilir.

Bununla birlikte Japonya’nın Asya-Pasifik Bölgesi’nde hem ABD hem de Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) önemli bir müttefiki olmasının ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) geçici üye olarak kabul edilmesinin de kritik ehemmiyet arz ettiği ifade edilebilir.

Öte yandan 14 Mart 2023 tarihinde yaptığı açıklamada Japonya Savunma Bakanı Yasukazu Hamada, ülkesinin 16 Mart 2023 tarihinde İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto’nun katılacağı üçlü formattaki bir toplantıya ev sahipliği yapacağını söylemiştir.[3] Söz konusu görüşmede bakanlar, 2035 yılına kadar yeni nesil bir savaş uçağı geliştirme konusunda anlaştıklarını açıklamıştır. Hamada, bir kısmı basına açık olarak gerçekleştirilen toplantıda, “Savaş uçağı projesi, gelecek nesiller için işbirliğinin temellerini atacak ve küresel güvenliğin güçlendirilmesine önemli katkı sağlayacaktır.” demiştir. Wallace ise üç ülkenin gelecekte “güçlü ve başarılı” bir ortaklık kuracağını ve “ileriye dönük programlarının” kendileri için refah üreteceğini söylemiştir. Japonya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise üç ülkenin de “Özgür ve Açık Hint-Pasifik” ilkesini benimsediği belirtilmiştir.[4]

Mevzubahis durumun Batı’nın da işine geldiği olduğu öne sürülebilir. Zira Batı’nın, Çin’in çevrelenmesi ve Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerinin sınırlandırılması noktasında Asya-Pasifik’te nüfuz elde etmeye çalıştığı bilinmektedir. Nitekim Japonya da bu yeni politikasıyla Batılı devletler için bölgede bir hareket alanı oluşturmaktadır.

Bununla birlikte bahsi geçen faaliyetlerin bölgedeki güvenlik denklemleri açısından olumsuz sonuç verecek durumlar yaratacağı ve bölgedeki güvenlik ikilemini arttıracağı öne sürülebilir. Aynı zamanda bu gelişmelerin Pyongyang ve Pekin’i provoke edeceği çıkarımı da yapılabilir. Hatta ilerleyen dönemlerde bölgede bir sıcak çatışmanın yaşanma ihtimali gündeme gelebilir.

Sonuç olarak Asya-Pasifik’teki güvenlik denklemlerinin git gide karmaşık bir hal aldığı, bölgedeki kutuplaşmanın azami seviyeye ulaştığı ve güvenlik ikilemlerinin derinleştiği öne sürülebilir. Bu da bölgedeki krizlerin derinleşmesine yol açmakta ve güvenlik ortamını kırılganlaştırmaktadır.


[1] “Japan, UK Sign ‘Hugely Significant’ Defence Deal”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/1/12/japan-uk-sign-hugely-significant-new-defence-deal, (Erişim Tarihi: 01.04.2023).

[2] “Human Security and Universal Health Coverage: Japan’s Vision for The G7 Hiroshima Summit”, The Lancet, https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(23)00014-4/fulltext, (Erişim Tarihi: 01.04.2023).

[3] “Japan, Britain, Italy Defence Ministers to Meet in Tokyo This Week”, Reuters, https://www.reuters.com/world/japan-britain-italy-defence-ministers-meet-tokyo-this-week-2023-03-14/, (Erişim Tarihi: 01.04.2023)

[4] “Japan, U.K. and Italy Defense Ministers Discuss Fighter Jet Deal”, The Japan Times, https://www.japantimes.co.jp/news/2023/03/16/national/jp-uk-italy-talks/, (Erişim Tarihi: 01.04.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.