Tarih:

Paylaş:

Kuzey Kore’nin Nükleer Denemeleri Amacına Ulaşabilir mi?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Kuzey Kore devlet yetkilileri, bölgede Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Güney Kore ve Japonya ortaklığında gerçekleştirilen tatbikatlara karşı sert söylemlerde bulunmakta ve bu tatbikatların yanıtlanacağı noktasında uyarılar yapmaktadır. Kuzey Kore’ye ait bu tutum yalnızca sözde kalmamakta, Pyongyang yönetiminin halihazırda gerçekleştirdiği faaliyetlerin daha da ciddileşmesi şeklinde sahada da karşılık bulmaktadır. Nitekim Kuzey Kore, 2 Ekim 2022 tarihinde yirmiden fazla füze denemesi yapmıştır.[1] Söz konusu denemeler, Güney Kore yakınlarına düşen bir kısa menzilli füze ve aynı zamanda Japonya’yı alarma geçiren bir uzun menzilli kıtalararası balistik füzeyi de içermektedir.

Tüm bu denemeler, 2022 yılını Kuzey Kore’nin en fazla balistik füze denemesi gerçekleştirdiği yıl haline getirmiştir.[2] Bu durum, akıllara “Kuzey Kore mevcut denemeleriyle hedeflerine ulaşabilir mi?” ve “Amaçlarına ulaşabilmek için daha ne kadar ileriye gidebilir?” sorularını getirmektedir.

Bu noktada Kuzey Kore’nin stratejisinin ABD’nin dikkatini çekmek, akabinde kendisine uygulanan yaptırımları hafifletilmek, birtakım ayrıcalıklara ulaşabilmek ve tanınma konusunda müzakere fırsatı elde etmek olduğu söylenebilir. Fakat ABD, mevcut durumda yaklaşan ara seçimlerle meşguldür. Dış politikasında ise Ukrayna Savaşı ve Çin’le yürüttüğü küresel güç mücadelesine odaklanmış vaziyettedir. Bu durumda Pyongyang Hükümeti’nin istediği neticeyi alabilmek için mevcut faaliyetlerini daha da artıracağı öngörülebilir. Bu da kıtalararası uzun menzilli balistik füzelerin ilerleyen testlerde daha sık kullanılacağı anlamına gelmektedir.

Tüm bunların yanı sıra Kuzey Kore’nin denemelerini yükselteceği her yeni seviye hem küresel güvenlik endişelerini hem de bölgesel tehdidi ve riski daha da yukarı bir seviyeye taşıyacaktır. Mevzubahis durum, Birleşmiş Milletler (BM) içerisinde de daha güçlü bir yaptırım baskısı oluşmasına sebebiyet verebilir. Ancak Rusya ve Çin’in Batı’yla yaşadıkları gerilimden ötürü BM Güvenlik Konseyi (BMGK) içerisinde bir birlikteliğin oluşması zordur. Nitekim BMGK üyesi olan on beş devlet, Kuzey Kore’nin son denemelerini kınama noktasında ortak bir duruş sergileyememiş ve Çin ile Rusya, Kuzey Kore’yi kınamayı reddetmiştir.[3] Bununla birlikte Moskova yönetimi, mevzubahis toplantıda Pyongyang ile Washington arasındaki gerilimin sorumlusu olarak ABD’yi göstermiştir.[4]

Aynı zamanda Kuzey Kore’nin yeni nükleer yasası da nükleer silahların çeşitli durumlarda önleyici kullanımına izin vermektedir. Bu yasanın altında yatan temel sebeplerden biri de Pyongyang Hükümeti’nin bölge üzerindeki Güney Kore, Japonya ve ABD ortaklığında düzenlenen tatbikatları bir işgal provası olarak görmesidir.

Bunlarla birlikte Kuzey Kore’nin müzakere masasına dönüş noktasında ABD’nin dikkatini çekebilmesi çok da kolay değildir. Dolayısıyla ara seçimler vesilesiyle füze denemelerini sıklaştırma hamlesi yaptığı düşünülen Pyongyang, kendisini Washington yönetiminin öncelik listesinde daha üst sıralara taşımaya çalışabilir.

Öte yandan Rusya, Ukrayna Savaşı’nda istediği sonuçları elde edememektedir. Bu da Kuzey Kore açısından ikircikli bir durum yaratmaktadır. Öncelikle Ukrayna Savaşı’nın ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer tehditlerinin Amerikan dış politikasında yarattığı meşguliyet, Pyongyang’ın füze denemelerinin ABD’nin dikkatini çekmesini zorlaştırmaktadır. Yani Ukrayna Savaşı’nın ABD’de yarattığı dikkat dağınıklığı, Kuzey Kore açısından dezavantajlı bir durum oluşturmaktadır.

Diğer taraftan Kuzey Kore’nin nükleer denemelerinin ABD nezdinde birtakım etkilere sebebiyet vermesi halinde, Moskova da gelişmelerden yararlanabilir. Böylece Rusya, Batı’ya karşı avantajlı bir konum elde ederek Batı’nın hegemonyasını ve gücünü sarsma noktasında daha ciddi adımlar atabilir. Söz konusu olasılığın gerçekleşmesi de Batı hegemonyası karşıtlığı noktasında Pyongyang açısından birtakım fırsatları beraberinde getirebilir.

Kuzey Kore için Ukrayna Savaşı üzerinden meydana gelen bu ikircikli durum, Çin dış politikası ve Tayvan konuları bakımından da benzer şekilde tezahür etmektedir. Nitekim üçüncü dönem için yetki alan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in daha proaktif bir dış politika izleme ve Tayvan üzerindeki baskıyı artırma ihtimali, Kuzey Kore’nin ABD’nin dikkatini çekebilmesini zorlaştırarak Pyongyang Hükümeti’nin aleyhine işleyebilir.

Ayrıca Kuzey Kore’nin ABD için yaratacağı dikkat dağınıklığı da dış politika üretimi ve Tayvan noktasında Çin’in elini kuvvetlendirerek Batı’ya daha güçlü bir şekilde meydan okuyabilmesine ve Batı ittifakını sarsabilmesine imkân sağlayabilir. Elbette bu durumun gerçekleşmesi de Kuzey Kore’nin elini kuvvetlendirecektir.

Nitekim hem Rusya’nın hem de Çin’in ABD, NATO ve Batı hegemonyasına daha güçlü bir şekilde karşı koyabilmesi, halihazırda “ortak düşman” üzerinden dış politika çıkarları noktasında yakınlaştıkları Kuzey Kore’nin de küresel olarak tepkiler, yaptırımlar ve askeri tehditlerle karşılaşmadan nükleer hedeflerini ve denemelerini daha rahat bir şekilde gerçekleştirebilmesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak denemelerin bu kadar sıklaşmasının en önemli sebeplerinden birinin Kuzey Kore’nin ABD ve Batı ittifakının dikkatini çekerek çeşitli kazanımlar elde etme gayesi olduğu söylenebilir. Fakat Çin’le yürütülen küresel mücadele ve Ukrayna Savaşı nedeniyle mevcut denemelerin ABD’nin dikkatini çekebilmesi zor gözükmektedir. Ancak bu denemelerin ABD’de yaratacağı dikkat dağınıklığı da Rusya ve Çin’in ve dolaylı olarak da Kuzey Kore’nin çıkarlarına hizmet edebilir.  


[1] “North Korea Keeps up Its Missile Barrage With Launch of ICBM”, Ap News, https://apnews.com/article/seoul-south-korea-north-joint-chiefs-of-staff-7dba751749432b5bc6f60eb492bc7a2f, (Erişim Tarihi: 05.11.2022).

[2] Aynı yer.

[3] “Us Confronts China, Russia at UN over N. Korean Missile Launches”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/11/5/us-confronts-china-russia-at-un-over-n-korean-missile-launches, (Erişim Tarihi: 05.11.2022).

[4] Aynı yer.

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.