Tarih:

Paylaş:

Moskova’nın Soçi Zirvesi’nden Beklentisi

Benzer İçerikler

19 Aralık 2018 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan askerlerinin Suriye’den çekileceğini açıklamasının ardından Astana Süreci’nin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın devlet başkanları ilk defa 14 Şubat 2019 tarihinde Soçi’de bir araya geleceklerdir. Dolayısıyla bu üçlü zirve son dönemde Suriye’de yaşanmakta olan durumu ele almak ve ortak tutum belirlemek açısından önemlidir. Ortalama beş ayda bir toplanan zirve daha önce 22 Kasım 2017 tarihinde Soçi’de, 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da ve 7 Eylül 2018 tarihinde Tahran’da olmak üzere üç kere düzenlenmiştir. Rusya’nın söz konusu zirvelerde ortak tutum ve söylem geliştirilmesi bakımından belirleyici bir rol oynadığını belirtmek gerekir. Bu sebeple Moskova’nın 14 Şubat 2019 tarihinde düzenlenecek olan Soçi Zirvesi’nden beklentilerinin neler olduğunu değerlendirmekte yarar vardır. Genel olarak Suriye Krizi bağlamında üç konunun ön plana çıktığı söylenebilir. Bunlardan birincisi İdlib bölgesindeki istikrarsızlık, ikincisi Münbiç dahil olmak üzere Fırat’ın doğusundaki durum ve üçüncüsü Suriye Krizi’nin diplomatik yollarla çözümüdür.

İdlib

Rus yetkililer son iki ayda özellikle İdlib konusunu gündemde tutmaktadırlar. Örneğin, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova haftalık basın toplantılarında Suriye Krizi bağlamında öncelikli olarak İdlib konusuyla ilgili açıklamalara yer vermektedir. Örneğin, 7 Şubat 2019 tarihindeki basın toplantısında şu ifadeleri kullanmıştır:[1]

“İdlib çatışmasızlık bölgesindeki son derece zor durum göz önüne alındığında, Türk ortaklarımızın, nihayetinde durumu tersine çevirme çabalarını yoğunlaştıracaklarını ve silahsızlandırılmış bölgenin oluşturulması da dahil olmak üzere 17 Eylül 2018 tarihli İdlib Anlaşmaları kapsamındaki taahhütlerini tam olarak yerine getirme çabalarını yoğunlaştıracağını umuyoruz.”

Ayrıca, 23 Ocak 2019 tarihindeki Erdoğan-Putin görüşmesinde de Rus tarafının daha çok İdlib konusuna vurgu yaptığı bilinmektedir. Bu durum Soçi Zirvesi’nde Moskova’nın beklentisinin daha çok İdlib konusu olacağı izlenimini vermektedir. Nitekim 1 Şubat 2019 tarihinde Rusya’nın Tahran Büyükelçisi Levan Cagaryan, İdlib çatışmasızlık bölgesindeki durumun ve İdlib’e yönelik olası askeri operasyonun 14 Şubat’taki Rusya-Türkiye-İran zirvesinde masaya yatırılabileceğini söylemektedir:[2]

“7 Eylül 2018’de Tahran’da yapılan bir önceki zirvede olduğu gibi 14 Şubat’taki zirvede de bu sorunun masada olacağını düşünüyorum. Odak noktası genel olarak Suriye’deki durum olacak ve İdlib de gündem maddelerinden biri olabilir.”

Hatırlanacağı üzere Erdoğan-Putin görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı, İdlib meselesinin iki ülkenin savunma bakanları tarafından ele alındığını ve terörizmle mücadelede işbirliğinin devam etmesi gerektiğine inandığını belirtmiştir. Dahası, Soçi Zirvesi’nin hemen öncesinde Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Ankara’ya yaptığı ziyaret İdlib konusunun zirvedeki en önemli gündem maddelerinden biri olacağını kanıtlamaktadır. Şoygu-Akar görüşmesini yorumlayan Ortadoğu-Kafkasya Araştırma Merkezi Başkanı, Türkolog ve Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov bu ziyaretin zamanlamasına şu sözlerle dikkat çekmektedir:[3]

“Rusya-Türkiye diyaloğu en yüksek yoğunluğuna kavuşuyor. Kaldı ki Rusya Savunma Bakanı’nın şu anki ziyareti Soçi’de yapılacak üçlü zirvenin öncesine denk geliyor. Sorun şu ki, İdlib’deki operasyonun tamamlanması gerekiyor. Astana anlaşmalarına göre İdlib, Türkiye’nin yetki alanında. İdlib’de birçok şey, Şoygu’nun Türkiye ziyareti sırasında ele alınan askeri-teknik detaylara dayanıyor.”

Şoygu’nun Ankara ziyareti öncesinde Türk askeri uzmanlarının Moskova’da 31 Ocak-2 Şubat 2019 tarihleri arasında Rus meslektaşlarıyla ortak çalışmalar yürüttüğü bilinmektedir. Şoygu’ya göre, Rus ve Türk askeri uzmanlar İdlib’deki çatışmasızlık bölgesinde ve Fırat’ın doğusunda istikrarı arttırmak gibi önemli konularda koordinasyon sağlamak için Moskova’da verimli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.[4]

Bu gelişmeleri üst üste koyduğumuzda Rusya’nın Soçi Zirvesi ile ilgili önceliği İdlib meselesidir. Ancak zirvede “İdlib’e yönelik operasyona yeşil ışık yanacak mı?” sorusu henüz netlik kazanmış değildir. Rusya’nın Tahran Büyükelçisi’nin İdlib’e askeri operasyonun zirvede tartışılacağını açıklaması, İran ve Şam’ın bu operasyonun bir an evvel düzenlenmesini desteklediğini göstermektedir. Ancak Türkiye ve Rusya’nın bu konuda da temkinli bir tutum geliştirmeye çalıştıkları söylenebilir. Nitekim, 10 Şubat 2019 tarihinde Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Eylül 2018 tarihinde Erdoğan ve Putin’in bir araya geldiği Soçi Zirvesi’nde imzalanan İdlib Mutabakatı’nın uygulanma sürecine ilişkin şunları söylemektedir:[5]

“Bu mutabakatın bazı maddeleri hayata geçirilebildi, bazıları hayata geçirilme sürecinde, bazılarını ise hayata geçirmek hala mümkün olmadı. Bu durumu dramatize etmeye gerek yok. Zira hem biz hem de ortaklarımız (Türkiye), olabilecek en enerjik biçimde çalışmalarımızı her gün sürdürüyoruz. Bu çalışmaların başarıyla sonuçlanacağını düşünüyorum.”  

Buradan hareketle Soçi Zirvesi’nde İdlib ile ilgili önemli gelişmelerin yaşanabileceğini öngörebiliriz. Büyük ihtimalle Rusya, bu zirvede İran ve Şam’ın İdlib’e operasyon talebi ile Türkiye’nin tutumu arasında bir denge oluşturmaya çalışacaktır.

Fırat’ın Doğusu

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin, Soçi Zirvesi’nde İdlib konusundan farklı olarak ABD’nin Suriye’den askerlerini çekme girişimlerinin yaratacağı sorunların da ele alınacağını belirtmektedir.[6] Bu konu doğrudan buradaki YPG/PYD varlığıyla ilgilidir. Konuyla ilgili 7 Şubat 2019 tarihindeki basın toplantısından Mariya Zaharova, “Kürtlerle Şam Arasındaki Diyaloga Dair Tutumumuz” başlıklı şu açıklamayı yapmıştır:[7]

“Moskova her zaman Kürtleri Suriye halkının ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmektedir ve bu tutum devam edecektir. Bu bağlamda, Kürtlerle Şam’daki Suriye yetkilileri arasındaki diyaloğun kurulmasını prensip olarak destekliyoruz. Bu sürecin Suriye’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamasına hizmet edeceğine inanıyoruz. Amerikan askerlerinin ülke topraklarından çekilmesine dair Washington tarafından ilan edilen niyeti de bu açıdan değerlendiriyoruz. Bir kez daha, Moskova’nın Suriye’deki krizin uzun vadeli bir siyasi çözümünün Kürtler dahil olmak üzere Suriye’deki tüm etnik-dini grupların çıkarlarının göz önünde bulundurulması gerektiği gerçeğinden hareket ettiğini vurgulamak isterim. Suriyelilerin dışarıdan baskı ve müdahale olmadan karşılaştıkları tüm zorluklara çözüm bulmaları gerektiğine inanıyoruz. Bu bakımdan Suriye toplumunu ve ülkeyi etnik-dini açıdan bölme girişimlerini şiddetle reddediyoruz.”

Bu açıklama Rusya’nın Fırat’ın doğusu konusuna karışmak istemediğini ortaya koymaktadır. Çünkü Moskova’nın bu bölgedeki herhangi bir girişimi Türkiye ile arasında bir güvensizliğe sebep olabilir. Diğer bir ifadeyle Rusya, ABD’nin Astana üçlüsüne Fırat’ın doğusunda hazırladığı tuzağa düşmemeye çalışmaktadır. Mariya Zaharova söz konusu basın toplantısında “Yaklaşan Soçi Zirvesi’nde Rusya’nın Kürtlerle ek görüşmeler yapmayacağı veya onları müzakere masasına davet edemeyeceği doğru mu?” sorusuna şu cevabı vermiştir:

“Rusya’nın pozisyonunu çok net bir şekilde ifade ettim. Kürtlerin Suriye halkının ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmekteyiz. Ve yıllarca devletin resmi makamlarıyla bu halk grubu, yani kendi halklarının bir kısmı arasında diyalog kurulmasını aktif olarak desteklemekteyiz.”

Bu konuda da aslında Rusya, Türkiye’nin haklı endişelerinin farkındadır. Dolayısıyla bu konuda Moskova daha dikkatli olmaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak Rusya, Soçi Zirvesi’nde daha çok İdlib konusuna ve Astana Süreci’nin diğer garantör ülkeleri olan Türkiye ve İran’la ortak bir tutum geliştirmeye öncelik verecektir. Bu bağlamda Moskova’nın hedefi, bir yandan ortaklarıyla arasında herhangi bir güvensizlik veya anlaşmazlığın oluşmasını önlemek, diğer yandan ise ABD’ye karşı Ankara ve Tahran ile birlikte “ortak cephe” oluşturmaktır. Bu “ortak cephe” konusu, Soçi Zirvesi ile aynı gün Polonya’da düzenlenmesi beklenen Ortadoğu Konferansı nedeniyle daha da önemli hale gelmektedir.


[1] “Брифинг официального представителя МИД России М.В.Захаровой, Москва, 7 февраля 2019 года (Rusya Dışişleri Bakanlığı Resmi Temsilcisi Mariya V. Zakharova Tarafından Düzenlenen Brifing, Moskova, 7 Şubat 2019)”, Rusya Dışişleri Bakanlığı, http://www.mid.ru/ru/press_service/spokesman/briefings/-/asset_publisher/D2wHaWMCU6Od/content/id/3503377#5, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[2] “’İdlib’e Askeri Harekat, Soçi’de Yapılacak Rusya-Türkiye-İran Zirvesinde Ele Alınabilir’”, Sputnik Türkiye, https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201902011037429549-idlib-askeri-harkeat-soci-yapilacak-rusya-turkiye-iran-zirvesi-alinabilir/, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[3] “Rus Uzman: Rusya-Türkiye Diyaloğu En Yüksek Yoğunluğuna Ulaşıyor”, Sputnik Türkiye, https://tr.sputniknews.com/columnists/201902121037624576-rusya-turkiye-diyalogu-en-yuksek-yogunluga-ulasiyor/, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[4] “Şoygu Ankara’da: Suriye’deki Eylemlerimiz Konusunda Koordine Olmayı Umuyorum”, Sputnik Türkiye, https://tr.sputniknews.com/turkiye/201902111037598135-soygu-ankara-suriye-eylemlerimiz-konusunda-koordine-olmayi-umuyorum/, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[5] “Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nden Suriye’de Güvenli Bölge Açıklaması: Cevaptan Çok Soru Var”, Sputnik Türkiye, https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201902101037582119-rusya-ankara-buyukelcisi-suriye-guvenli-bolge/, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[6] “Путин, Эрдоган и Роухани обсудят Идлиб и выход США из Сирии, заявили в МИД (Dışişleri Bakanlığı, Putin, Erdoğan ve Rohani’nin İdlib ve ABD’nin Suriye’den Çekilmesini Görüşeceklerini Söyledi)”, RIA Novosti, https://ria.ru/20190208/1550592193.html, (Erişim Tarihi 13.02.2019).

[7] “Rusya Dışişleri Bakanlığı Resmi Temsilcisi Mariya V. Zakharova Tarafından Düzenlenen Brifing, Moskova, 7 Şubat 2019”, a.g.m.