Tarih:

Paylaş:

Pakistan-ASEAN Ekonomik İşbirliği: Bir Uzman Görüşü

Benzer İçerikler

Nihayet Pakistan jeopolitiği bir kenara bırakıp jeoekonomi yolculuğuna başladı. Doğrusu Pakistan için ekonomi, ticaret, bilim ve teknoloji, yapay zekâ, dijitalleşme, bankacılık, eğitim ve kültür gibi çeşitli sektörlerde Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) üyesi ülkelerle ikili ya da çok taraflı bağlar kurmak için yeni bir fırsat penceresi açıldı.

Tarihsel analizler, ASEAN’ın 1997 senesinde Pakistan’a Sektörel Diyalog Ortağı (SDO) statüsü verdiğini ortaya koyuyor. Söz konusu ortaklık; ticaret, endüstri, yatırım, çevre, bilim ve teknoloji, uyuşturucuyla mücadele, turizm ve insan kaynakları gibi alanları kapsıyordu.

Ticari ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için onaylanması gereken ASEAN’a yönelik Pakistan dış politikasında bazı ciddi kusurlar var. Ne yazık ki; Pakistan dış politikası, geleneksel olarak tutarlı ve ilerici olmamıştır. İç zorlamalar, çözülen sınır anlaşmazlıkları, Pakistan’ın jeopolitik sorunları ve terörle mücadeledeki durum, hükümetler tarafından bölgesel ve küresel bağlamda etkili bir dış politika oluşturulmasını engellemiştir.

Doğu Asya, Pakistan dış politikasında hala uzak bir bölgedir. Bu yüzden de Ekonomik olarak liberalleşen Pakistan, ASEAN mucizesinden yararlanamamıştır. Bu eğilimin büyük ölçüde tersine çevrilmesi gerekmektedir.

Pakistan’ın Doğu Asya’yla diplomasisi de benzer şekilde eksiktir. ASEAN ile Tam Diyalog Ortaklığı (FDP) arayışı eski arayış olup; henüz gerçekleşmemiştir. Nitekim son birkaç yılda ASEAN’la yüksek düzeyli bir istişare yapılmamıştır. Yani İslamabad, Güney Kore, Japonya ve Avustralya’yı neredeyse görmezden gelmiştir.

Pakistan, ASEAN’la belirsiz stratejik sabır etrafında dönen zayıf münasebetlere sahiptir. Hindistan-ASEAN ilişkileri ise oldukça güçlüdür. Yani Pakistan, Hindistan’ın gerisinde kalmaktadır. 2003-2004 yıllarında ASEAN, ASEAN+3 ve okyanus ülkeleri ile ekonomik ilişkileri etkinleştirmek için ortaya konulan “Vizyon Doğu Asya” stratejisine rağmen Pakistan’ın kurumsal düzenlemeler açısından çabaları tatmin edici bir düzeye ulaşmamıştır.

1990’lı yıllardan itibaren Pakistan, ASEAN’la ticaretini yeni seviyelere taşımak için sayısız taahhütte bulunmuştur. Fakat hiçbir somut önlem alınmamış ve hiçbir özel politika uygulanmamıştır. Retorikte güçlü kalmıştır. Ancak gerçek eylemlere ve politika oluşturma seçeneklerine çevrilmemiştir. Çin hariç Pakistan’ın Doğu Asya’yla, özellikle de ASEAN ülkeleriyle olan ticaretinde uzun yıllar sadece mütevazı bir büyüme görülmüştür.

Ne yazık ki; tutarsız dış politika seçenekleri, doğal bölgesel ekonomik önermeler ve güvenlik ortaklığı nedeniyle durgunlaşmıştır. Pakistan Hükümeti, bir şekilde Ortadoğu, Avrupa ve Orta Asya gibi bölgelerle üretken ve yapıcı bağlar kurmak için “Batı’ya doğru” bakmakla meşguldü. Şimdi Pakistan’ın Doğu’ya bakarak dış politikasını daha da çeşitlendirme şansı vardır.

Ekonomik istikrar, artan siyasallaşma ve demokratikleşme, Pakistan’ın ülkeye yatırım çekmek için etkili bir dış politika oluşturmasını da sağladı. Bu kapsamda İslamabad yönetimi jeopolitikten jeoekonomiye odaklanan paradigma değişikliğine yöneldi.

Pakistan, Güneydoğu Asya’daki en büyük iki Müslüman ülkenin desteğini güvence altına almak için Malezya ve Endonezya’nın Müslüman bağlantılarına/topluluklarına odaklanmaktadır. Ayrıca İslamabad, Pakistan’ın tam diyalog ortaklığına yükselişini destekleyen Singapur’a da göz kırpmaktadır.

Pakistan ile ASEAN arasında kültür, eğitim, ulaşım, enerji, iletişim, istihbarat, bilgi teknolojileri ve tarım araştırmaları gibi birçok başka işbirliği alanı bulunmaktadır. İslamabad yönetimi bilgi teknolojileri, tarım araştırmaları ve ulaşım olmak üzere üç ek kategoride işbirliği önerisinde bulunmuştur.

Ayrıca KLMV ülkeleri (Kamboçya, Laos, Myanmar ve Vietnam), İslamabad’la belirli bir dayanışma içerisindedir. Çünkü bu dört ülke, özellikle de Kamboçya, Pakistan’ın ASEAN’la tam diyalog ortaklığını desteklemeye uygun görünmektedir. Ancak Çin ile ASEAN arasında Myanmar konusunda devam eden çekişme bir şekilde hızı yavaşlatmaktadır.

KLMV ülkeleri, bir bütün olarak Pakistan’la aralarındaki ilişkileri güçlendiren burslar ve İngilizce dil eğitimi de dâhil olmak üzere insan kaynaklarının gelişimine yardımcı olarak ASEAN-Pakistan İşbirliği Fonu’ndan yararlanmıştır. Odak noktasını sembolik yönelimlerden stratejik gerçekliğe doğru evirip daha da güçlendirmesi gerekmektedir.

Pakistan’ın yakın zamanda tam bir diyalog ortaklığı kurması pek olası olmasa da somut çabalar sarf edilmelidir. Pakistan’ın ASEAN’la 6,3 milyar dolar tutarındaki toplam ticareti, örgüt üyeleriyle ticaret hacmi yaklaşık 200 milyar dolar olan Hindistan’la karşılaştırıldığında, İslamabad’ın etkinliğini arttırması gerektiği görülmektedir.

Halihazırda Pakistan’ın ASEAN ve üyeleriyle müzakerelerinde ulaşmak istediği iki büyük hedefi vardır. İslamabad hem tam diyalog ortağı hem de ASEAN Bölgesel Forumu (ABF) üyesi olmak istemektedir.

Pakistan’ın dış politikasında Güneydoğu Asya’ya öncelik vermesi ve buna paralel olarak, Pakistan-Güneydoğu Asya ilişkilerindeki ihmali, Pakistan’ın 2003’te sosyo-ekonomik ve jeopolitik entegrasyon ve katılımda daha fazla başarılı olmak için Doğu’ya bakmak üzere formüle ettiği “Vizyon Doğu Asya Politikası”nı titizlikle icra ederek telafi etmesinin tam zamanıdır.

Pakistan ve ASEAN ülkeleri arasındaki ticaret ve yatırımın genişletilmesi, karşılıklı fayda sağlayacaktır. Zira iki taraf arasında birbirinin ihtiyaçlarını tamamlama durumu söz konusudur. Öncelikle Pakistan, ASEAN’la olan Serbest Ticaret Anlaşması’nı (STA) hayata geçirmek için girişim başlatmalıdır. Bu bağlamda STA’nın ortak fizibilite çalışması 2009 yılında sonuçlandırılmıştır. Fakat bahsi geçen zamandan bu yana çok az ilerleme kaydedilmiştir. ASEAN, kolektif olarak dünyanın en büyük 5. ekonomisine sahip olmakla övünmektedir. Dolayısıyla böyle bir anlaşmanın Pakistan ekonomisine olumlu yansımaları olacaktır.

İkinci olarak, Pakistan ve ASEAN daha fazla ilerlemek için bir ortak güvenlik forumu ya da mekanizması girişimi başlatmalıdır. Tarafların güvenlik, radikalleşme ve terörizm konularında yakın ilişkiler kurmaları için birçok fırsat bulunmaktadır. İslamabad, ılımlı ve kapsayıcı bir ülke olarak imajını yenilerken; uluslararası topluma terörle mücadele çabalarına derinden bağlı olduğunu vurgulamak için ASEAN’ı uygulanabilir bir politika seçeneği olarak görmelidir.

Üçüncü olarak, Pakistan ABF’nin aktif bir üyesi olarak kalmalı ve ASEAN ile 2005 yılında imzaladığı terörizmle mücadele için ortak deklarasyona yönelik bütünleştirici ve bütünsel bir politika izlemelidir. Terörle mücadele konusunda ASEAN’la birlikte çalışmak, Pakistan’ın tam bir diyalog ortağı olma şansını artırırken; aynı zamanda uluslararası toplumun gözünde itibarlı bir ülke olarak “normalleşmesini” de sağlayacaktır.

Dördüncüsü, ASEAN’la sıkı ticari diplomasi, İslamabad’daki politika yapıcılar için günün ihtiyacıdır. Çin’in ASEAN ile ekonomik diplomasisi yeni ufuklar açmaktadır. ASEAN, 2020 senesinde Çin’le bir numaralı ticaret ortağı olma seviyesine ulaşmış ve ticaret hacimleri yılda %7’lik bir büyümeyle 731,9 milyar dolara ulaşmıştır. Çin-ASEAN işbirliğinin büyük potansiyelinin ve güçlü direncinin gösterilmesiyle elde edilen başarı, küresel Covid-19 salgınının belirsizliklerle gölgelediği uluslararası ticaret için de olumlu bir mesaj göndermiştir. Yani İslamabad’ın ASEAN üyesi ülkelerle yakın ikili veya üçlü ilişkiler kurması için bir ders vardır.

Beşincisi, Çin ve ASEAN ülkeleri arasındaki tarihi ve kültürel sorunları ortadan kaldırmak için uygun bir dış politikanın çizilmesi gerekmektedir. Pakistan, tüm bu siyasi anlaşmazlıkları çözmek amacıyla tarafsız bir pozisyon almalı ve örgütle olan ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışmalıdır.

Altıncısı, herhangi bir bölge ülkesinden gelen görünmez baskıya rağmen tüm ASEAN üyeleriyle iyi diplomatik ilişkiler kurulmalıdır. Kuşak-Yol Girişimi ve onun birincil projesi olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), şimdiden Çin-Pakistan ilişkilerini pekiştirmiştir. Ancak Pakistan, ASEAN’la olan ilişkilerinin devamlılığını sağlamak için Güney Çin Denizi anlaşmazlığı konusunda tarafsız kalmalıdır.

Yedincisi, Pakistanlı karar alıcılar, ASEAN ülkeleriyle bağlarını daha da güçlendirmek için en son açıklanan G-7 ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) sponsorluğundaki “Daha İyi Bir Dünya İnşa Et (B3W)” projesinde yer almalıdır. Bu bağlamda Pakistan, ASEAN ülkeleriyle ekonomik bağlarını çeşitlendirmek için altın fırsatı değerlendirmelidir. Çin’in durumu, ASEAN’la bağlarını pekiştirmek için İslamabad’a herhangi bir engel teşkil etmemelidir. Pakistan’ın stratejik müttefiki olan Çin, Pakistan’ın ASEAN ülkelerine ihracat yapması için özel ekonomik serbest bölgeler sağlamalıdır.

Sekizincisi, Pakistan 10 Güneydoğu Asya ülkesinin her biriyle özellikle de ticaret ve yatırım alanında ilişkilerini güçlendirmek için yenilikçi ve alternatif yollar aramalıdır.

Dokuzuncusu, ASEAN’la savunma işbirliği, her iki taraf için de uygun bir süreç sağlayabilir. Endonezya ve Malezya, Pakistan’la daha yakın askeri işbirliği arzulamaktadır. Bu kapsamda bir an önce ikili eğitim tesisleri inşa edilmeli ve ortak askeri tatbikatlar başlatılabilir. Bu anlamda Pakistan’ın Malezya, Endonezya ve Singapur’la yürüttüğü mevcut deniz tatbikatları, diğer ASEAN üye ülkelerini de içerecek şekilde genişletilmelidir.

Onuncusu, hükümet, özellikle Malezya ve Endonezya gibi ASEAN ülkelerdeki Pakistan diasporasını ihmal etmemelidir. İslamabad yönetimi, örgütü kendi imajı açısından önemsediği gibi denizaşırı Pakistanlılara yönelik çabalarını da hızlandırmalıdır. Bu kişilerin Pakistan ekonomisine katkıda bulunmaları sağlanmalıdır. Bu çerçevede Pakistan, ASEAN ülkeleriyle insan ve kültür diplomasisi başlatmalıdır. Buna ek olarak Pakistan Hükümeti, ASEAN’da Keşmir konusunda Pakistan’ı desteklemek için bir savunma grubu da kurmalıdır.

Pakistan’ın üretim kalemlerini çeşitlendirme girişimi, ASEAN pazarlarında açıklıklar bulmasına vesile olabilir. Aynı zamanda İslamabad yönetimi, sanayileşme yoluyla ekonomik ilerleme sağlamada oldukça başarılı olan Singapur, Malezya ve Tayland gibi bazı ASEAN ülkelerinin deneyimlerinden de yararlanabilir.

Geçmişte Pakistan, ASEAN’la ilişkilerini ilerletmek istemiş ve ASEAN üye ülkeleriyle siyasi, ticari ve ekonomik bağları güçlendirmeyi amaçlayan bir FDP başlatılmıştır. Kuşkusuz Pakistan’ın ASEAN’la ticareti, sahip olduğu potansiyelin oldukça altındadır.

Pakistan ve ASEAN, ilerlemek için karşılıklı başarı deneyimlerini paylaşmalıdır. Bu bağlamda Endonezya gibi bazı ASEAN ülkeleri, turizm, İslami bankacılık, sigorta ve gıda alanlarında mühim deneyimlere sahiptir. ASEAN ülkeleri, emek yoğun endüstrilerin bazılarını Pakistan’a taşıma konusunda istekli olabilir.

Turizm, Pakistan ve ASEAN arasında kullanılmayan bir başka büyük alandır. Pakistan, Malezya ve Singapur da dâhil olmak üzere henüz gelişen ve karlı bir turizm ticareti geliştirmiş olan birçok Güneydoğu Asya ülkesinden çok daha iyi imkânlara sahiptir. Bu yüzden de Pakistan ve ASEAN, aralarındaki düşük ticaret seviyesini geliştirmek amacıyla turizm başta olmak üzere birçok alanda temas kurulabilir.

Pakistan, yakında Gwadar’da, karayla çevrili Orta Asya devletlerine açılan bir kapı limanını tamamlayacaktır. Bu liman sayesinde Pakistan, Güney, Batı ve Orta Asya devletleri arasında bir bağlantı noktası olabilir. Bu da ASEAN ülkelerinin ihracatını arttırabilir.

İslamabad yönetimi; Güney Kore, Singapur, Japonya ve Malezya’yla ikili ekonomik işbirliğini geliştirmek adına somut adımlar atmakta ve Pakistan’ın ASEAN’la sektörel ortaklığını tam ortaklığa yükseltmekle ilgilendiğini ifade etmektedir. ASEAN’la ekonomik ve stratejik bağların daha da genişletilmesinin Pakistan’ın daha fazla doğrudan yabancı yatırım aramasına, istihdam fırsatlarını çoğaltmasına, ihracatı artırarak ticaret dengesini iyileştirmesine ve Pakistan’ın ekonomik nüfuzunu ve bölgesel bağlantısını güçlendirmesine yardımcı olacağı öngörülmektedir.

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru, Pakistan’ın ASEAN’a ihracatını artırmasına aracı olabilir. Aynı zamanda bu durum, Pakistan2ın ülkeye yatırım çekmesine de katkı yapabilir.

2020 yılında Pakistan’ın ithalat vergilerinin %30’unu kaldıran Endonezya gibi ülkelere ihracat akışını artırarak, ticaret dengesini ASEAN ortaklarının lehine olacak şekilde düzeltmeye ihtiyacı vardı.

Ayrıca Pakistan, genellikle pamuk ve tekstil olmak üzere Brunei, Kamboçya, Tayland ve Avustralya’daki pazarlarda elde ettiği ihracatının karşılaştırmalı avantajından yararlanabilir. Malezya’nın Pakistan’dan JF-17 Thunder savaş uçakları ve tanksavar füzeleri satın alma konusundaki ilgisinin kanıtladığı gibi ASEAN üyesi diğer devletlerden de Pakistan’ın silah ihracatına da talep vardır.

Pakistan, Tayland’ın önemli bir deniz ürünleri ve hammadde ihracatçısı olup; iki ülke bir STA müzakere etmektedir. Ayrıca Taylandlı şirketler, ülkeyi önemli bir ticaret ortağı olarak tanıdıkları için Pakistan’da yatırım yapmanın yollarını aramaktadır. Aynı şekilde Pakistan otomotiv pazarının potansiyelini değerlendiren Malezyalı otomotiv şirketi Proton, 2021 yılına kadar ilk Güney Asya üretim tesisini Karaçi’de açacaktır.

Öte yandan Pakistan’ın ASEAN’la daha güçlü ekonomik bağlara sahip olmasının önünde birtakım engeller bulunmaktadır. Japonya’nın ABD ve diğer bölgesel müttefikleri tarafından paylaşılan Özgür ve Açık Hint-Pasifik (FOIP) konseptinin Çin’in Kuşak-Yol Girişimi’yle çelişen bir kimyaya sahip olması, Japonya’nın QUAD aracılığıyla Hindistan’la stratejik ilişkiler kurması ve Hindistan’ın Güney Kore’yi Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na yatırım yapmamaya ikna etmesi, İslamabad’ın işini zorlaştırmaktadır.

Pakistan’ın “yenilikçi diplomasinin” faydalı olabileceği ve ASEAN pazarlarına kendi yolunu çizmesi gerektiği söylenebilir. Pakistan, enerji kaynaklarının boğazdan güvenli geçişine ilişkin Hürmüz İkilemi endişelerini ele alarak ve Tokyo’nun Ortadoğu’daki arabuluculuk çabalarına destek vererek Japonya’yla olan münasebetlerini derinleştirebilir. Aynı şekilde Güneydoğu Asya’yle angajmanın arttırılması, İslamabad’ın bölgedeki ekonomik ve siyasi nüfuzunu genişletecek ve nihayetinde bölgesel bağlantı arayışlarına katkıda bulunacaktır.

Pakistan ve ASEAN arasındaki ticaretin, en kısa ticaret yolunu sağlayan Çin limanları üzerinden yapılması yoluyla zaman ve maliyetten tasarruf edilebilir. Zira Pekin, Nepal’e bazı limanlarına erişim izni vermiştir. Pakistan’la da benzer bir anlaşma yapılabilir.

Pakistan’ın Gwadar Limanı, Çin’in batısına erişimini artırmıştır. Kuzeybatıdaki Çin limanları, mesela Qingdao Limanı, Pakistan’ın Kuzeydoğu Asya’ya erişimini kolaylaştırabilir. Örneğin Pakistan’ın ihraç ettiği ürünlerin Karaçi’den Güney Kore’deki Port Busan’a ulaşması, denizde 20 günden fazla sürerken; söz konusu ticaret, kara yoluyla yapılıyorsa on üç günü aşmamaktadır.

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun Pakistan sancağı altındaki Münhasır Ekonomik Bölgeleri (MEB), yabancı yatırımları çekmek için son derece önemlidir. Pakistan, Singapur’a MEB’in vergi muafiyetlerini ve diğer özel teşvikleri teklif etmiştir. Singapurlu, Endonezyalı ve Malezyalı özel şirketler de projelere ilgi göstermiştir.

Pakistan ve ASEAN ülkeleri arasında akademik değişimler ve kültürel programlar gibi insandan insana temaslar teşvik edilmelidir. Bilgi koridorunun oluşumu bugünün ihtiyaçlarındandır. Bu bağlamda Küresel ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (CGSS), tüm ASEAN ülkeleriyle yakın ilişkiler kurmak için çaba sarf etmektedir. İlişkilerin daha da güçlendirilmesi amacıyla şimdiden birçok anlamlı teklif sunmuştur.

Pencap Üniversitesi’nde ASEAN Merkezi, İslamabad’da ASEAN Kültür Merkezi, ASEAN Tarım Merkezi, kalıcı öğrenci değişim programı, Ortak Ticaret Odası (Pak-ASEAN), uygulanabilir “Start-up” oluşumu, insandan insana, işten iş dünyasına ve hükümetten hükümete bütünleştirici mekanizma, önümüzdeki günlerde Pakistan-ASEAN ilişkilerine yeni boyutlar kazandıracaktır. Pakistan ve ASEAN arasında CGSS’nin uzmanlığının son derece önemli olacağı söylenebilir. Bu anlamda bir ortak düşünce kuruluşunun tesis edilmesi de ihtiyaçtır. Dahası küçük olan hala güzeldir. Organik gıda, müzik, film, turizm, eğitim, KOBİ’ler, yapay zekâ, dijitalleşme, mikro finansman vb. alanlarda ortak küçük projeler bir an önce başlatılmalıdır.

Sonuç olarak, yapay yönelimlerden gerçek koordinasyon ve işbirliğine doğru bir yolculuğa yönelmeye acil bir ihtiyaç vardır. Çünkü ticari diplomasi, Pakistan’a raydan çıkan Doğu Asya Vizyonu’nu sürdürmesi noktasında hayati bir stratejik tampon bölge ve jeopolitik manevra kabiliyeti sağlayabilir.

ASEAN’la hiçbir stratejik müttefiki atlamadan dostane, ilişiler geliştirilmelidir. Bunun için de yılların derin uykusundan uyanmanın zamanı gelmiştir. Ekonominin çeşitlendirilmesi ve güvenlik seçenekleri birbirlerine yakın olmalı ve farklı eğilimliler ortadan kaldırılmalıdır.

Dr. Mehmood Ul Hassan KHAN
Dr. Mehmood Ul Hassan Khan was born on September 11, 1969 in Lahore, Pakistan. After finishing Primary and Secondary School in his hometown, in 1992 he entered the Faculty of Public Administration, University of Punjab, Lahoer. He has specialties in management, marketing, economics and governance. He has also master degree in Development with specialization in Diplomacy and Public Relations. He has degrees in International relations and basic Law too. He completed his M.Phil. leading to Ph.D. in 2010 from University of Punjab, Pakistan in Development. He has vast experience in serving different departments of the Federal Government. He has also a rich experience in research, peace and conflict resolution and defence issues. He has been in this profession for more than 25 years. He worked in BBC Asia Network as regional expert on Afghanistan and Middle East in 2004. He worked as regional expert in USGAM, Turkey and had a great experience while interacting with TRT too. Transparency International UK selected him “peer Viewer” from Pakistan in 2015. His research and comprehensive articles have already been published in China, Uzbekistan, Iran, Turkey, Azerbaijan, USA, South Korea, UAE and Kuwait too. He has great experience in the socio-economic, geo-politics and geo-strategic issues of Central Asia, Caucasus and Middle East. He is a famous expert on CIS and Caucasus in Pakistan. Member Board of Experts: CGSS, Islamabad. Ambassador at large at IHRFW.