Amerika Birleşik Devletleri (ABD), küresel hegemonyasını sürdürebilmek için buna meydan okuyan (challenger) Çin’i sınırlandırmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken Amerikan devlet kurumları, yayımladıkları raporlarda Çin’in özellikle askeri gücünün ulaşabileceği boyutları ve savaş kabiliyetlerini analiz edip raporlamaktadırlar. Bu doğrultuda başta Savunma Bakanlığı (Pentagon) olmak üzere Amerikan düşünce kuruluşları ve üniversitelerde hazırlanan raporlar, değerlendirilmek üzere Senato’ya ve ardından Beyaz Saray’a sunulmaktadır. Tayvan üzerinden çıkacak olası savaşla ilgili simülasyonlar hazırlanmakta ve sonuçlar rapor edilmektedir. Dolayısıyla Pentagon ve Beyaz Saray, Çin’le ilgili stratejilerini belirlerken bu raporları dikkate almaktadır. Hem iç kurumlardan hem de Pentagon’dan gelen son raporlar doğrultusunda Beyaz Saray, 2022 yılının Ekim ayında yayımladığı son Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde Çin’e karşı caydırıcılığı sürdürmenin ve güçlendirmenin öneminden bahsetmiştir.[1]
Amerikalı askeri analistler, yaptıkları araştırmalar sonucunda, Tayvan’da Çin’e karşı bir savaşın çıkmasını önlemenin çok önemli olduğu kanaatine varmışlardır. Pek çok Amerikalı düşünce kuruluşu ve üniversite raporlarına göre ABD, Tayvan’ı korumak için gelene kadar Çin, bir oldubittiyle adayı hızla ele geçirebilir. Pentagon, yakın zamanda Çin Ordusu’na ilişkin yıllık değerlendirme raporunu yayımlamıştır. Bu raporda, Çin’in Batı Pasifik’teki uydu kapsamını son dört yılda iki katına çıkarttığı ve Amerikan donanma gemilerini tespit etme yeteneğini arttırdığı vurgulanmıştır.[2] Bu bağlamda Pentagon’un raporları, ABD’nin Çin kıyılarına yakın bir çatışmayı kazanamayacağına ve istese de istemese de Tayvan’ı savunamayacağına işaret etmektedir. Hatta Pentagon’un bu görüşleri nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden’ın askeri çatışmalardan kaçınılması için 2022 yılının Kasım ayında Çinli mevkidaşı Şi Cinping’le görüştüğü iddia edilmektedir.[3]
Pentagon’un Beyaz Saray’ın alacağı kararlarda büyük etkisinin olduğu; ancak nihai kararı da etkileyemediği söylenebilir. Bunun en net örneği, 2022 yılının Ağustos ayında ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti öncesinde görülmüştür. Pentagon, bu ziyareti desteklemediğini Biden’a iletmiştir. Biden, kendi ağzından Pentagon’un ziyareti istemediğini söylemiştir.[4] Pentagon’a rağmen Beyaz Saray, bu ziyareti gerçekleştirme riskini almıştır. Nitekim Pentagon, savaş riskinin yüksek olduğunu ve bunun ABD’nin çıkarları için tehlikeli olacağı görüşünü paylaşmaya devam etmektedir.
Bu bağlamda Pentagon, Beyaz Saray’ın Tayvan’la ilgili politikalarının tehlikeli olduğunu düşünmektedir ve bu konuda sürekli Biden yönetimini uyarmaktadır. Bu çatışma riskinin azaltılması için yakın zamanda inisiyatif üstlenen Pentagon, Çin’in askeri makamlarıyla diyalog kanallarını yeniden açmak için görüşmeler yapmıştır.
Kısacası Pentagon, Tayvan’da çıkacak savaşın kazanılmasının zor olacağını hesap etmektedir. Nitekim ilk harekete geçen Çin, kısa sürede Tayvan’ı ele geçirirse ABD’nin en yakın birlikleri olan Guam, Güney Kore, Japonya ve Singapur’dan yardıma gelmesi zaman alacaktır. Bu yüzden ABD, Tayvan’ı savunamayabilir. Bu güvenlik zafiyeti nedeniyle ABD, yakın gelecekte Çin’i yıpratma savaşı olarak da nitelendirilebilecek caydırıcılık temelli bir politika izlemeye başlayabilir.[5] Bu konuda Beyaz Saray, Tayvan’la ilgili caydırıcılığın arttırılması için Kongre’yle yakın çalışacağını açıklamıştır. Burada ABD’nin hesaba kattığı en temel faktör, Çin’in askeri kapasitesidir. Özellikle 2021 yılından itibaren Çin’in askeri gücü ve savaş kabiliyetiyle ilgili yapılan araştırmalar ve savaş simülasyonlarından sonra Pentagon ve Senato, ABD’nin Tayvan’da olası bir savaşa hazır olmadığını görmüş[6] ve ordunun askeri yeteneklerini ve stratejilerini geliştirmek için harekete geçmiştir.[7] Örneğin 2021 yılında ABD’nin Rhode Island eyaletindeki Naval War College’de yapılan savaş simülasyonunda, Amerikan Ordusu için endişe verici sonuçların çıktığı iddia edilmektedir.[8] Yetkililer, savaş sonuçlarını açıklamamıştır; ancak bu raporun Pentagon ve Kongre’ye sunulduğu ve değerlendirmeye alındığı bilinmektedir.
Bu araştırmalarda dikkat çeken husus, Çin’in olası bir savaşta ABD’ye karşı kurduğu üstünlüğün sadece konvansiyonel kapasiteden kaynaklanmamasıdır. Aksine ABD için daha endişe verici olan husus, Çin’in askeri teknoloji ve savaş yeteneklerini kayda değer şekilde artırmasıdır.
Pentagon, yayımladığı son raporda Çin’in askeri kapasitesinin hem nicelik hem nitelik olarak geliştiğine dikkat çekmiştir. Örneğin Çin Donanması’nın 2025 yılına kadar 400 gemiye ulaşacağını, nükleer nükleer savaş başlığı stoğunun ise 2035 senesinde yaklaşık 1.500’e ulaşacağını iddia etmiştir.[9] Beyaz Saray, özellikle son bir yıldır Pentagon ve Senato’nun kendisine sunduğu raporlardan hareketle Çin ve Tayvan’la ilgili politikalarını revize etmektedir. 2022 yılının Ekim ayındaki Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde Beyaz Saray, şu ifadeleri kullanmıştır:[10]
“Rakiplerin daha yetenekli hale gelmesi ve geleneksel çatışma yönteminden farklı stratejiler izlemeleri, yalnızca konvansiyonel güçlere ve nükleer caydırıcılığa güvenmeyi göze alamayacağımız anlamına gelmektedir. Savunma stratejimiz, Çin’le caydırıcılığı sürdürmeli ve güçlendirmelidir.”
Amerikalı yetkililer, Çin’in yakın zamanda Tayvan’da harekete geçemeyeceğini ileri sürse bile böyle bir ihtimali her zaman göz önünde bulundurmaktadırlar. ABD’nin yapmak istediği şey, Çin’i Tayvan’a saldırı yapmaktan caydırmak ve bu harekâtı olabildiğince geciktirmek veya mümkünse engelleyebilmektir.
Söz konusu raporlar, ABD’nin Tayvan konusunda harekete geçip geçmemesinde belirleyici olmaktadır. Eğer kâğıt üstünde Çin galip geliyorsa ABD, Tayvan’ı korumak için adım atmayacaktır. Bu yüzden ABD’li yetkililer, son bir yıldır yaptıkları açıklamalarda, Çin’i caydırmak için tüm seçeneklerin masada olduğunu belirtmektedir. Bunu yaparken ABD, olası bir kriz ve çatışmadan kaçınabilmek adına Çin’le diyalog kanallarını açık tutmaya çalışmaktadır. Buna, ABD’nin Çin’e karşı “push and pull (itme ve çekme) stratejisi” de denebilir.
Yukarıda bahsedilen strateji kapsamında; birincisi ABD, Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi’nde seyri sefer güvenliği için devriyeler yaparak Çin’i provoke etmektedir. Böylece Çin’in gücünü ve sınırlarını test etmektedir. İkincisi, “tek Çin” ilkesine her zaman bağlı olduğunu ve statükoyu değiştirmeyi amaçlamadığını söyleyerek Çin’le tansiyonu düşürmeye çalışmaktadır. Böylece Çin’le diyalog kanallarını açık tutarak Hint-Pasifik’teki çıkarlarını ilerletebilmeyi hedeflemektedir.
Birinci strateji daha çok Beyaz Saray tarafından benimsenmektedir. Amerikan siyasi iradesi, Çin’in meydan okumasına karşılık verebilmek adına risk almanın faydalı olacağı görüşündedir. İkinci strateji ise daha ziyade Pentagon’a aittir. Amerikan askeri-güvenlik çevreleri, Tayvan’da Çin’le çıkabilecek savaşın risklerini hafifletebilmek için çalışmaktadır.
Genel itibariyle Pentagon, Beyaz Saray ve Senato arasında Tayvan politikalarıyla ilgili bir uyumun yakalanması zor görünmektedir. Belki de bu uyumsuzluk, “ABD’nin Tayvan politikasının belirsiz olduğu” görüşüne neden olmaktadır. Buna “gri strateji” de denilmektedir. ABD’nin bu gri stratejiyi kasıtlı olarak mı izlediği; yoksa bilmeden-istemeyerek mi buna yol açtığı soru işaretidir.
[1] “China Could Have 1,500 Nuclear Warheads By 2035: Pentagon Report”, CNN, https://edition.cnn.com/2022/11/29/politics/china-nuclear-arsenal-military-power-report-pentagon/index.html, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[2] “Pentagon, Chinese Analysts Agree US Can’t Win in Taiwan Strait”, Asia Times, https://asiatimes.com/2022/12/pentagon-chinese-analysts-agree-us-cant-win-in-taiwan-strait/, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[3] Aynı yer.
[4] Biden Says Military Does Not Support Nancy Pelosi Trip to Taiwan”, NBC News, https://www.nbcnews.com/news/world/biden-says-military-not-support-nancy-pelosi-visit-taiwan-rcna39259, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[5] “Biden Administration Working with Congress On ‘Deterrence’ over Taiwan -White House”, Devdiscourse, https://www.devdiscourse.com/article/politics/2276383-biden-administration-working-with-congress-on-deterrence-over-taiwan–white-house, (Erişim Tarihi: 06.12.2022).
[6] “We’re Going to Lose Fast’: U.S. Air Force Held A War Game That Started With A Chinese Biological Attack”, Yahoo, https://news.yahoo.com/were-going-to-lose-fast-us-air-force-held-a-war-game-that-started-with-a-chinese-biological-attack-170003936.html, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[7] “US Military Changing Strategy After Losing Simulated War With China”, Independent, https://www.independent.co.uk/news/world/americas/us-politics/us-military-changing-strategy-after-losing-simulated-war-with-china-b1894062.html, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[8] “War Games Must Yield Honest Results, Or We Risk Wartime Mistakes”, The Hill, https://thehill.com/opinion/national-security/583162-war-games-must-yield-honest-results-or-we-risk-wartime-mistakes, (Erişim Tarihi: 07.12.2022).
[9] “China Could Have 1,500 Nuclear Warheads By 2035: Pentagon Report”, CNN, https://edition.cnn.com/2022/11/29/politics/china-nuclear-arsenal-military-power-report-pentagon/index.html, (Erişim Tarihi: 06.12.2022).
[10] “National Security Strategy”, The White House, https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2022/10/Biden-Harris-Administrations-National-Security-Strategy-10.2022.pdf, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).