Tarih:

Paylaş:

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Bir Yıllık Sürecinin Değerlendirmesi

Benzer İçerikler

This post is also available in: English Русский

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, bir yıldır devam etmektedir. Rusya, “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı işgalle yeni bir tarihi süreç başlatmıştır. Söz konusu süreç boyunca birçok küresel kırılma meydana gelmiş; savaş, ülkelerin dış politika yönelimlerine ciddi şekilde etki etmiştir. Küresel ittifaklar, enerji ve bölgesel müttefiklikler gibi birçok konu üzerinde yansımalara sahip olan savaş, donmuş çatışmaları da yeniden gündeme getirmiştir. Gelinen nokta itibarıyla Balkanlar’dan Güney Asya’ya kadar farklı bölgelerdeki çeşitli ihtilafların ve gerilimlerin yeniden alevlendiğine tanık olunmaktadır.

Nitekim Rusya’nın Ukrayna sınırına yığdığı 100.000 askere rağmen işgal planı olmadığına dair açıklamalarının ardından gerçekleştirdiği Ukrayna müdahalesi, birinci yılını doldurmuştur. Savaşın başında Moskova, Ukrayna’nın Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) üyesi olmaması başta olmak üzere çeşitli talepleri içeren bir liste hazırlamış; ancak bu talepler, Batı tarafından reddedilmiştir. Daha sonra da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı ülkeler aldıkları yaptırım kararıyla Moskova’yı yıpratma yoluna gitmiştir; fakat bu durum, yalnızca Rusya’yı etkilememektedir. Küresel tedarik zinciri üzerinde de yaptırımların etkisi söz konusudur.

Savaş, zaman içerisinde Rusya-NATO ya da Rusya-Batı mücadelesine dönüşen bir mahiyete bürünmüştür. Rusya’nın müdahalesi, diğer ülkelerde de endişeye neden olmuş ve aktörlerin kolektif güvenlik mekanizmalarına yönelmelerine neden olmuştur. Bu kapsamda İsveç ve Finlandiya, NATO üyeliği için başvuruda bulunmuştur. İki ülkenin başvurusuyla birlikte NATO bünyesinde de yeni tartışmalar ortaya çıkmıştır. Ayrıca 2022 yılının Haziran ayında Avrupa Parlamentosu’nda Ukrayna ve Moldova’nın üyelik için aday ülkeler olması yönünde karar alınmıştır.[1]

Bir başka mühim konu da ülkelerin Ukrayna’ya gönderdikleri yardımlardır. Özellikle de askeri mühimmatlar noktasındaki destekler, savaşın başka alanlara sirayet etmeden sona erdirilmesi amacının güdüldüğünü göstermektedir. Aynı zamanda Moskova’nın gücünü olabildiğince kırmak ve zayıflatmak amacıyla da Kiev’e yardımlar da yapılmaktadır. Bu noktada değinilmesi gereken bir husus da dünya ülkelerinin üçe ayrılmış olmasıdır. Ülkeleri, sergiledikleri tutumlar doğrultusunda Ukrayna’nın yanında yer alanlar, Rusya’ya yakın konumda olanlar ve temkinli davranmaya çalışan tarafsızlar olarak sınıflandırmak mümkündür.

Söz konusu kategorizasyon, devletlerin birbirleriyle olan münasebetlerine de tesir etmektedir. Örneğin Hindistan, Pakistan ve Çin gibi ülkelerin tutumları, Batı Dünyası tarafından eleştirilmiştir. Çin-Rusya yakınlaşmasının artması ve Moskova’yı örnek alarak Pekin’in de Tayvan konusunda benzer bir adım atma ihtimalinin gündeme gelmesi, savaşla birlikte ortaya çıkan yeni dinamikler arasındadır.

Mevzubahis tartışmaların etkisiyle Batılı ülkelerin ve özellikle de ABD’nin Tayvan’a olan ilgisi artmıştır. Önceki ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti ise gerilimin zirve noktası olarak nitelendirilebilir. Bunun yanı sıra Hindistan’ın uluslararası alandaki yükselişinde de savaşın payı bulunmaktadır. Hem ABD hem de Rusya’yla yakın bağlara sahip olan bir aktör olarak Yeni Delhi’nin küresel siyasetteki etkisini yükselttiği söylenebilir. Dolayısıyla küresel dengeler ve ülkelerin değerleri konusunda da savaşın belirleyici olduğu görülmektedir.

Diğer taraftan savaşın ülkeleri, bilhassa Batılı aktörleri farklı görüşlere yönlendirdiği ve savaşın süresi konusunda aktörlerin ikiye ayırdığı görülmektedir. Bazı devletler, Rusya’nın zayıflatılması noktasında savaşın uzamasını kendi çıkarlarına uygun görürken; kimi ülkeler de savaşın bir an önce sona ermesini istemektedir. Zira savaşla birlikte ortaya çıkan enerji krizi, birçok ülkeyi derinden etkilemektedir. Özellikle de Fransa, Almanya ve İtalya’nın Rusya konusunda İngiltere, Polonya ve Baltık ülkeleri kadar sert olmadıkları görülmektedir. Nitekim bu durum, ülkelerin dış politika tutumlarına da yansımaktadır. Örneğin Fransa, Çin’in savaş konusunda önerdiği 12 maddelik yol haritasını ılımlı karşılamış ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2023 yılının Nisan ayında Pekin’e ziyarette bulunacağını açıklamıştır.[2]

Transatlantik ilişkiler boyutunda bir arada olan bir Batı Dünyası’ndan da söz etmek mümkündür. Çünkü Avrupalı liderler ile ABD’li yetkililerin ortak ve örtüşen açıklamalarda bulunmaları, savaş konusunda görüş birliğinin bulunduğuna işaret etmektedir.[3] Esasen Rusya’yı yıpratma savaşına dönüşen çatışmanın bu denli uzun süreceği beklenmemekteydi. Lakin Ukrayna’ya yapılan askeri yardımlar hasebiyle ikinci yılına giren savaşta, müzakere ya da ateşkes sürecinden bahsetmenin halen mümkün olmadığı söylenebilir.

Savaşın ortaya çıkardığı etkilerden biri de enerji temellidir. Enerji piyasalarını etkileyen kriz nedeniyle birçok ülke yeni kaynak arayışına girmiştir. Bu anlamda enerji zengini devletlerin uluslararası görünürlüğü artmış ve söz konusu ülkeler, sahip oldukları gücü kullanma noktasında avantajlı konuma gelmiştir. Bu bağlamda Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik ilginin arttığı ifade edilebilir.

Ayrıca Orta Asya ülkelerinin eski Sovyet coğrafyasında bulunmaları, Rusya’nın yayılmacı tutumunu bu bölgelere taşıyabileceği ihtimalini de tartışmaya açmıştır. Dolayısıyla bölge ülkelerinin demokratikleşme, reform ve Batılı ülkelerle yakınlaşma yönelimine girmesinde enerjinin yanı sıra Rusya merkezli tehdit algısı da belirleyici rol oynamaktadır. Nitekim savaşın ortaya çıkardığı etkilerden biri de Orta Asya-Batı Dünyası münasebetlerindeki yakınlaşma ve bölgenin uluslararası prestijinin artması olmuştur.

Son bir yıllık süreçte savaşın tetiklediği bir nokta da donmuş ya da geri planda kalmış olan gerilimlerin yeniden gündeme gelmesidir. Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda bulunan dört bölgeyi ilhak etmesinin ardından Moldova’da bulunan ayrılıkçı Transdinyester Bölgesi’ne yönelik harekete geçme olasılığından bahsedilmeye başlanmıştır. Söz konusu olasılık, halen geçerliliğini korumaktadır.

İkinci bir nokta da Balkanlarda yaşanan gerilimlerdir. Rusya’nın Batı Balkanlar’daki etkisine yönelik endişelerin artmasının yanı sıra bölgesel ihtilafların derinleşmesi de yeni çatışmaların yaşanma olasılığını arttırmaktadır. Bölge ülkeleri, Batı Balkanlar’ı “Avrupa güvenlik sisteminin zayıf noktası” şeklinde görmektedirler. Nitekim Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski de bunu bizzat dile getirmiştir.[4] Söz konusu coğrafyada Avrupa Birliği ve NATO üyeliği arayışları da yükselmiştir. Diğer taraftan Sırp ayrılıkçıların hareketliliği de artmıştır. Bu durum da bölgenin istikrarına olumsuz etki etmektedir.

Donbas bölgesindeki Rus etkinliğin ortaya çıkardığı bir başka husus da Rus askeri gücünün görece başarısızlığı ve Ukrayna’nın gösterdiği direniştir. Savaşın ikinci aşaması, Ukrayna’da ilerlemekten ziyade bahsi geçen bölgedeki nüfuzu korumak üzerine gelişmiştir. Dolayısıyla bu durumda Ukrayna’nın görece başarısından söz edilebilir.

Bununla birlikte savaşta verilen zayiat ve asker kaybı da askeri kapasite ve yeterlilik noktasında önem taşımaktadır. İngiltere Savunma Bakanlığı, Rus ve özel askeri kuvvetlerinin işgalin başından itibaren yaklaşık 40.000 ile 60.000 kişinin ölümüyle muhtemelen 175.000 ile 200.000 kayıp verdiğini öne sürmektedir. Ukrayna konusunda ise Norveç Genelkurmay Başkanlığı bir tahminde bulunmuş ve yaklaşık 100.000 ölü veya yaralı askerden bahsetmiştir.[5]

Savaşın insani boyutu da bulunmaktadır. Zira Rusya ve Ukrayna’dan ayrılan yüzlerce insan küresel bir hareketliliğe yol açmıştır. Mülteci Ajansı, savaşın 21. yüzyılda Avrupa’daki en büyük mülteci krizine yol açtığını dile getirirken;[6] Birleşmiş Milletler de 2022 yılının Nisan ayında Ukrayna’dan ayrılanların sayısının 5 milyonu geçtiğini açıklamıştır.[7] Mevcut sayının ise 8 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.[8] İnsan hareketliliğinin yanı sıra gıda fiyatlarının artması ve küresel gıda krizi de savaşın ortaya çıkardığı neticeler arasında yer almaktadır.

Sonuç olarak savaşın küresel düzeyde birçok alanda kritik süreçlere etki ettiği görülmektedir. Bunun yanı sıra savaşın kısa vadede sona ereceğine ya da müzakere ve ateşkes gibi süreçlere girileceğine dair bir emare bulunmamaktadır. Bir yılda küresel düzen tamamen değişmiştir ve öngörülemezlik devam etmektedir. Savaşın yeni çatışmalara yol açması, ittifak dengelerini değiştirmesi ve güvenlik ikilemlerini tetiklemesi gibi sonuçları ise çoktan ortaya çıkmıştır.


[1] “Grant EU Candidate Status to Ukraine and Moldova Without Delay, MEPs Demand”, European Parliament, https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20220616IPR33216/grant-eu-candidate-status-to-ukraine-and-moldova-without-delay-meps-demand, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[2] “Macron to Visit China, Seek Xi’s Help to End Russia-Ukraine War”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/2/26/macron-to-visit-china-seek-xis-help-to-end-russia-ukraine-war, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[3] “West United, Determined to Give Ukraine Victory Over Russia”, Anadolu Agency, https://www.aa.com.tr/en/russia-ukraine-war/west-united-determined-to-give-ukraine-victory-over-russia/2829324, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[4] “One Year on, Russia’s War in Ukraine Ramps up Fears Over Europe’s Next Security ‘Soft Spot’”, CNBC, https://www.cnbc.com/2023/02/20/russia-ukraine-war-stokes-security-fears-in-the-western-balkans.html, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[5] “After a Year of Death and Destruction, Ukraine Braces Itself for a Major Escalation in the War”, CNBC, https://www.cnbc.com/2023/02/24/as-the-ukraine-war-reaches-its-first-anniversary-how-will-it-end.html, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[6] “1 Year on: A Timeline of the War in Ukraine”, World Economic Forum, https://www.weforum.org/agenda/2023/02/ukraine-war-timeline-one-year/, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[7] “Number of Refugees Fleeing Ukraine War Tops 5 mln-UN Agency”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/number-refugees-fleeing-ukraine-war-exceeds-5-million-un-agency-2022-04-20/, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

[8] “Reflectıons of War A Year in Ukraıne”, Ap News, https://apnews.com/article/russia-ukraine-war-one-year-index-dc5ee4b342ce80742c471e19258a2046, (Erişim Tarihi: 28.02.2023).

Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY, 2016 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Başlıca çalışma alanları; güvenlik, terörizm, Afganistan ve Pakistan’dır. Kızılay, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Arapça bilmektedir.