Tarih:

Paylaş:

Rusya’ya Olası Petrol Yaptırımları: Körfez, İran ve Hindistan Boyutu

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Dünyanın üçüncü en büyük petrol üreticisi olan Rusya, çoğunlukla Doğu Sibirya, Yamal bölgesi ve Tataristan’dan olmak üzere günde yaklaşık 11,3 milyon varil petrol üretimi gerçekleştirmektedir. Bunun 3,45 milyon varilini kendisi tüketirken; geriye kalan 7 milyon varilden fazla ham petrol ve diğer petrol ürünlerini öncelikle boru hatlarıyla ve aynı zamanda tankerlerle yurt dışına ihraç etmektedir.[1] Ancak “Energy Intelligence”ın yayımladığı son rapora göre; Rusya’nın toplam ham petrol ve rafine ürün ihracatının günde yaklaşık 3 milyon varil düştüğü ve önümüzdeki haftalarda günde 2 milyon varil daha azalabileceği tahmin edilmektedir. Yani petrol ihracatında toplamda günlük 5 milyon varillik bir düşüş yaşayabilir ve böylece Rusya’nın günlük ihracatı yaklaşık 2,3 milyon varile kadar düşebilir.[2] Bu da Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeden önceki günlük 7 milyon varillik seviyenin yaklaşık üçte biri demektir.

Petrol satışlarındaki bu düşünün sebebi, Ukrayna Krizi sebebiyle Rusya’ya getirilen yaptırımların dolaylı bir etkisi olabilir. Henüz Rusya’nın enerji ticaretine doğrudan bir kısıtlama gelmemiştir; ancak yaptırım uygulayan devletler, özellikle de Batılı ülkeler, Rusya’dan petrol alımını azaltmaya başlamış ve alternatiflere yönelmiştir. Çünkü Moskova’nın 7 milyon varillik günlük petrol ihracatının 4,8 milyon varili halihazırda Rusya’ya yaptırımları destekleyen Batılı ülkelere gitmektedir. Geriye kalan 2,2 milyon varili ise Rusya’ya yaptırımları desteklemeyen ülkelere gitmektedir. Yani Rusya’nın buradaki 4,8 milyon varillik petrol ihracatını ikame edebilecek yeni alıcılar bulması gerekmektedir. Fakat bu sorun iki taraflıdır. Yani Batılı ülkelerin de Rusya’dan aldığı 4,8 milyon varillik petrolü başkalarından ikame etmesi gerekecektir. Burada Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Venezuela, üretimlerini artırarak Rusya’nın söz konusu 4,8 milyon varillik petrolünü ikame edebilir.  

Rusya ise Körfez ülkeleri, İran ve diğer petrol üreticisi ülkelerin enerji piyasasında fiyat dalgalanmasına yol açabilecek girişimlerden uzak kalmalarını istemektedir.[3] Bölgesel güvenlik, askeri işbirliği ve diğer jeopolitik riskler nedeniyle Suudi Arabistan, BAE ve Katar, enerji piyasasında Rusya’yı karşılarına alacak hamlelerden kaçınmaktadır. Bu ülkeler, henüz Ukrayna Savaşı başlamadan önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapmış oldukları görüşmelerde, petrol üretiminde OPEC+ kurallarına bağlı kalacakları ve enerji piyasasını politize etmeyecekleri hususunda Moskova’ya garanti vermişlerdir.[4] Ancak bu garantiden sonra Körfez ülkeleri, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla ilgili kınama kararını desteklemişlerdir. Bu tutumdan sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Katarlı mevkidaşı Muhammed bin Abdulrahman El Tani’yi Moskova’da diplomatik nezaket kuralları dışına çıkarak eli cebinde karşılaması, Körfez Ülkelerine verilen “küçük düşürücü” bir uyarı mesajı olmuştur. Özellikle de Suudi Arabistan ve BAE, petrol üretimlerini günlük 2,5 milyon varile kadar çıkartabilir. Lakin bu ülkeler, küresel petrol fiyatlarını yüksek tutabilmek için üretimi düşük tutmaktadır. Eğer Batılılar, Rusya’dan petrol ithalatını azaltırlarsa; Körfez Ülkeleri, onlar için iyi bir alternatif olabilir. Moskova da bu yüzden Körfez ülkeleri üzerindeki baskısını arttırabilir. 

Rusya, enerji piyasasında İran’ı kendisine rakip olarak görmeye başlamıştır. Moskova’nın rahatsız olduğu husus; kendisine (olası) petrol yaptırımları gelirken; İran’la nükleer anlaşmaya varılması ve böylece İran’ın dünya pazarına petrol satışlarını yeniden artırmasıdır. İran, yaptırımlar öncesinde günlük 1,3 milyon varil petrol ihraç edebilmekteydi. Üstelik İran’ın deniz yüzeyindeki tankerlerde 65 ile 80 milyon varil petrol depoladığı tahmin edilmektedir.[5] Dolayısıyla Rusya’ya petrol yaptırımı gelmesi halinde İran, dünyadaki bu enerji açığını bir süreliğine ikame edebilir.

ABD, şimdiden İran’dan petrol alabilmek için harekete geçmiştir. ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, “İran’dan petrol alımı masada” demiştir.[6] Moskova ise nükleer anlaşma imzalandıktan sonra Rusya ile İran arasındaki herhangi bir ticarete yaptırım uygulanmamasını istemekte ve bu konuda ABD’nin taahhütte bulunmasını talep etmektedir.[7] Washington yönetimi, Tahran’la nükleer anlaşmaya yaklaşmışken; Moskova, bu anlaşmayı bozmaya çalışmakla suçlanmaktadır. Yine de İran’la nükleer anlaşmanın Rusya olmadan P4+1 şeklinde imzalanma ihtimali vardır. Moskova, bu konuda daha fazla zorluk çıkarırsa Tahran, Rusya’nın bu anlaşmanın tarafı olarak kalmasını istemeyebilir. Kısacası artık Rusya ve İran’ın çözmesi gereken yeni sorunlar vardır.     

Ukrayna Krizi nedeniyle azalan petrol ihracatını artırmak için Rusya, şimdi ucuz fiyattan petrol satışına hazır olduğunu duyurmaktadır. Hindistan da bu ucuz petrol fırsatından yararlanmak istemektedir. Bu bağlamda Yeni Delhi yönetiminin Rusya’dan 3,5 milyon varil ham petrolü “büyük indirimlerle” satın alma konusunda Moskova’yla anlaşmaya yaklaştığı iddia edilmektedir.[8] Hindistan, petrol ihtiyacının yüzde 80-85’ini dışarıdan karşılamaktadır. Fakat bu ithalatta Rusya’nın payı (%2-3) oldukça düşüktür. Şimdi Rusya, petrol müşterilerini çeşitlendirmeye çalışmaktadır ve ucuz fiyatlarla Asya’daki müşterilerine daha fazla petrol satmayı planlamaktadır. Böylelikle enerjide Batı’yla olan karşılıklı bağımlılığını azaltmayı amaçlamaktadır. Kısacası Rusya, enerji güvenliğini sağlamak için Hindistan’a daha fazla petrol satmaya sıcak bakmaktadır. Konuyla ilgili Beyaz Saray Basın Sekreteri Jen Psaki, Hindistan’ın Rusya’dan alacağı bu petrolün, yaptırımları ihlal etmeyeceğini söylemiş; ancak “Hindistan’ın nerede durduğuna dikkat etmesi gerektiğini” de sözlerine eklemiştir.[9]

Rusya’nın en büyük endişesi, aynı İran’a yapıldığı gibi, petrol satışlarına “ikincil yaptırımların” gelmesidir. Yani dünya ülkelerinin Rusya’yla petrol alışverişi yapması engellenebilir. Moskova, bu ihtimali göz önünde bulundurmaktadır. Bu yüzden de Rusya’nın yalnızca Asyalı müşterileriyle yeni petrol anlaşmaları yapması yeterli değildir. Aynı zamanda uluslararası para transfer mekanizmalarındaki sorunları ele alması da gerekmektedir. Bu bağlamda Rusya, 2014 yılından beri SWIFT’ten çıkarılma ihtimalini göz önünde bulundurarak kendi sistemi olan SPFS’yi geliştirmekte ve kullanımını yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra Rusya, ikincil yaptırımları delmenin başka yollarını da aramaktadır. Örneğin Çin’le kendi ödeme mekanizması olan CIPS üzerinden ve Ruble-Yuan cinsinden ödemelerin yapılması konuşulurken; Hindistan’la Ruble-Rupi cinsinden ve Batı’da iş yapmayan Hintli bankalar aracılığıyla ödemelerin yapılacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca Rusya, ödemelerini altın üzerinden veya takas yöntemiyle de gerçekleştirebilir.

Herhalükârda Rusya’nın olası petrol yaptırımlarından çıkabilmesi için elinde birtakım seçenekler olsa da söz konusu satışlarda Ukrayna Krizi öncesi seviyeye dönebilmesi pek mümkün görünmemektedir. Rusya, petrol ve doğalgaz satışlarından yıllık 489 milyar dolar gelir elde ederken; bunun 180 milyar dolarını ham petrol ve diğer petrol ürünleri satışı oluşturmaktadır.[10] Çalışmanın başında belirtildiği gibi, Rusya’nın petrol satışlarının şimdiden günlük 3 milyon varil düştüğü tahmin edilmektedir. Bu düşüşü önleyebilmenin en kısa ve basit yolu, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmektir. Eğer petrol satışlarındaki düşüşler aynı hızla devam ederse Rusya, yakında bu seçeneği düşünmeye başlayabilir.


[1] “Here’s Where Russian Oil Flows”, Washington Post, https://www.washingtonpost.com/business/2022/03/08/russia-oil-imports-ban/, (Erişim Tarihi: 19.03.2022).

[2] “Russia’s Oil Exports Keep Falling”, Energy Intel, https://www.energyintel.com/0000017f-6590-d580-a37f-f59b521b0000, (Erişim Tarihi: 19.03.2022).

[3] “Balance of power: Gulf states, Russia, and European energy security”, ECFR, https://ecfr.eu/article/balance-of-power-gulf-states-russia-and-european-energy-security/, (Erişim Tarihi: 19.03.2022).                                    

[4] Aynı yer.                                    

[5] “İran’ın Denizde Depoladığı Petrol Dünya Pazarına Girmeye Hazır”, Tasnim News, https://www.tasnimnews.com/tr/news/2022/02/26/2672660/, (Erişim Tarihi: 19.03.2022).                                    

[6] “ABD Ulaştırma Bakanı’ndan Tepki Çeken Açıklama: ‘İran’dan Petrol Alımı Masada!’”, Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/dunya/abd-ulastirma-bakanindan-tepki-ceken-aciklama-irandan-petrol-alimi-masada-6712546, (Erişim tarihi: 19.03.2022).

[7] “Iran Nuclear Talks on Hold over Last-Minute Russian Demands”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/mar/11/iran-nuclear-talks-on-hold-over-last-minute-russian-demands, (Erişim tarihi: 19.03.2022).                               

[8] “India Close to Clinching Oil Deal with Russia”, Times of India, https://timesofindia.indiatimes.com/business/india-business/india-close-to-clinching-oil-deal-with-russia/articleshow/90242777.cms, (Erişim Tarihi: 19.03.2022).                                                                 

[9] “India not Violating Sanctions on Russia Oil Deal but ‘Think Where You Want to Stand’: US”, CNBC, https://www.cnbctv18.com/india/india-not-violating-sanctions-on-russia-oil-deal-but-think-where-you-want-to-stand-us-12845612.htm, (Erişim Tarihi: 16.03.2022).

[10] “Russia’s Government Can Keep Running Despite NATO Sanctions, Ruble Collapse”, News Week, https://bit.ly/3qjZRKH, (Erişim Tarihi: 16.03.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.