Tarih:

Paylaş:

Sri Lanka’daki Kriz Tamil Kaplanları’nın Geri Dönüşüne Neden Olur mu?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Hint-Pasifik’te yer alan ada ülkesi Sri Lanka; tarihi geçmişi, stratejik konumu, demografik özellikleri ve komşuları nedeniyle dikkat çeken bir ülkedir. Bu özelliklerinin yanı sıra ülke, uzun bir süre çatışmalara sahne olmuştur. Liberation Tigers of Tamil Eelam/Tamil İlam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) olarak da bilinen Tamil Kaplanları, 1976 yılından başlayarak 2009 senesine kadar ayrılıkçı amaçlarla ülkede terör estirmiştir. Özellikle de Tamil diasporası ve yabancı devletlerden aldığı destek sayesinde güçlenen terör örgütü LTTE, ülkenin kuzey kısımlarında önemli bir etki alanı oluşturmuştur.

Sri Lanka yönetimi, sınırlı ekonomik ve askeri kapasitesi, zorlu coğrafi yapısı ve yapısal sorunların etkisiyle LTTE’yi uzun bir süre bitirememiştir. Hatta çeşitli dönemlerde gerçekleştirilen barış süreçlerini suistimal ederek saldırı kapasitesini arttıran LTTE, hava ve deniz unsurlarıyla da önemli bir güce ulaşmıştır. Sri Lanka yönetimine göre, 2008 yılında LTTE’nin militan sayısı 30.000’e çıkmıştır.[1] Bu süreçte Kolombo yönetimi, LTTE’ye karşı başlattığı kapsamlı bir askeri operasyonla, örgütün liderlerini etkisiz hale getirmiş ve 2009 senesinin Mayıs ayında LTTE’nin sona erdiğini duyurmuştur.

Sınırlı ekonomik ve askeri kapasitesi olduğu için Sri Lanka yönetimi, uluslararası siyasette destek aramış ve bu konuda amacına ulaşmıştır. Zira çeşitli devletlerin yanı sıra Çin, Sri Lanka’ya savaş jetleri ve mühimmat da dahil olmak üzere askeri açıdan destek vermiştir. Bu sayede askeri kapasitesini arttıran Kolombo yönetimi, LTTE’yi bitirmiştir.[2] Söz konusu destek, daha sonra taraflar arasındaki ilişkileri güçlendirmiş ve Sri Lanka, Kuşak-Yol Projesi’ne dahil olmuştur. Ancak ülke, Kuşak-Yol Projesi kapsamında yapılan altyapı yatırımlarına rağmen beklediği ilerlemeyi kaydedememiş; bilakis daha da borçlanmıştır. Nitekim Sri Lanka’daki ekonomik kriz derinleşmiş ve buna bağlı olarak son dönemde yaşanan olaylara giden sürecin taşları döşenmiştir. Ayrıca Batı’nın Kuşak-Yol Projesi güzergahını; yani koridorları ve dolayısıyla projeye dahil olan ülkeleri istikrarsızlaştırma adımları da düşünüldüğünde, Sri Lanka’da LTTE’nin tekrar aktive olma ihtimali ve benzer terör örgütlerinin ortaya çıkma olasılığı akıllara gelmektedir.

Her ne kadar LTTE bitmiş olsa da ülkedeki yapısal şiddet ve birtakım problemler devam etmiştir. Bununla birlikte Tamillerin taleplerinin dinlenmesi ve sorunlarının çözülmesi için çeşitli adımlar atılmıştır. Ancak bundan önemli bir sonuç alındığını söylemek mümkün değildir. Bu sebeple de ülkede terörizmin bitmesiyle negatif barış sağlanmış; lâkin pozitif barış tesis edilememiştir.Nitekim zaman içerisinde yaşanan ekonomik sorunlarla hasebiyle ülkede toplumsal olaylar başlamıştır.

Kötüleşen ekonominin hayatı her alanda etkilemesi nedeniyle söz konusu olaylar büyümüş ve 3 Nisan 2022 tarihinde bütün bakanlar istifa etmiştir. Fakat yine de istikrar sağlanamamış ve dönemin Sri Lanka Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa, kardeşi Başbakan Mahinda Rajapaksa’yı görevden almak zorunda kalmıştır. Bu hamlenin de tansiyonu düşürememesi üzerine ülkeden kaçan Cumhurbaşkanı Rajapaksa, 13 Temmuz 2022 tarihinde görevden ayrıldığını açıklamıştır.

Sri Lanka’da artan sorunlar, ekonomik kriz ve siyasi istikrarsızlık, ülkenin geleceğine dair bir belirsizliğe sebebiyet verirken; bu süreçte en önemli konulardan biri de LTTE’nin ya da LTTE benzeri örgütlerin tekrar ortaya çıkıp çıkmayacağıdır. Zira Rajapaksa ailesinin ülkeyi yönetmesi, otoriterleşme, ülkedeki yolsuzluk ve rüşvet, ekonominin iyi yönetilmemesi ve gereksiz borçlanma, Sri Lanka toplumunda önemli bir kırılmayı da beraberinde getirmiştir.

Halihazırda Mahinda Rajapaksa’ya yönelik en önemli eleştirilerden biri, LTTE’yi bitirmesi sonrasında estirdiği milliyetçilik rüzgarıyla ilişkilidir. Zira askeri araçlar kullanarak örgütü bitirmesi, Rajapaksa ailesinin konumunu ve kararlarını tartışılmaz hale getirmiştir. Günümüzde yaşanan protestolar ise yaratılan bu algının artık işe yaramaz hale geldiğini göstermektedir. Ülkedeki son gelişmelere bakıldığında ise çeşitli dönemlerde başbakanlık yapmış olan Ranil Wickremesinghe’nin Cumhurbaşkanı olduğu görülmektedir.

Sri Lanka’ya egemen olan kriz ortamı, ülkedeki negatif barışın bozulma ihtimalini güçlendirmektedir. Özellikle de siyasi amaçlarına ulaşmak isteyen terör örgütlerinin böyle bir kriz ortamından faydalanacağını söylemek mümkündür. Ülkedeki yapısal sorunların devam etmesi ve bazı etnik ya da dini grupların ötekileştirilmesi, şiddet ortamını körükleyecektir. Ancak Wickremesinghe’nin ülkenin başına geçmesinin bu ihtimali bir nebze olsa da zayıflattığı söylenebilir. Çünkü Wickremesinghe, Başbakanlık görevinde bulunduğu dönemlerde LTTE’yle yürütülen barış süreçlerinde başrol oynamış isimlerden biridir. 2002-2003 yıllarında gerçekleştirilen ve anlaşmaya en çok yaklaşılan görüşmeler esnasında Wickremesinghe, Başbakanlık yapmaktaydı. Terör örgütüyle imzalandığı ve Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilse de 22 Şubat 2002 tarihinde LTTE’yle bir ateşkes yaparak yürütülen sürece resmî bir zemin kazandırmıştır. Hatta bu sebepten dolayı barış görüşmelerine soğuk yaklaştığı dile getirilen Cumhurbaşkanı’yla sorun yaşamıştır.

Bahse konu olan ülke, ekonomik, toplumsal ve siyasi bir krizle yüzleşmektedir. Bunu kolay kolay atlatacağını söylemek zordur. Dolayısıyla Sri Lanka’da yönetim düzeyinde istikrar sağlansa da dış yardımlara rağmen iktisadi bakımdan toparlanmanın en az beş yılı bulacağı öne sürülebilir. Böyle bir ortamda ise çeşitli şiddet olaylarının patlak vermesi olasılık dahilindedir. Bunlardan biri de yapısal şiddetle birleşen ekonomik sorunların tetiklediği terörizmdir. Ancak Wickremesinghe faktörünün bunun önündeki en önemli engel olacağı ve LTTE gibi örgütlerin ortaya çıkmasına izin vermeyeceği varsayılmaktadır. Zira geçmişteki tecrübeler, Wickremesinghe’nin ülkedeki yapısal sorunları çözmek için adımlar atabileceğine işaret etmektedir.


[1] “Humanitarian Operation Factual Analysis July 2006 – May 2009”, Ministry of Defence Democratic Socialist Republic of Sri Lanka, 2011, https://slembassyusa.org/wp-content/uploads/2011/08/Sri-Lankan-Humanitarian-Operation-Factual-Analysis.pdf (Erişim Tarihi: 24.07.2022), s. 14.

[2] Neil Devotta, “The Liberation Tigers of Tamil Eelam and the Lost Quest for Separatism in Sri Lanka”, Asian Survey, 49(6), 2009, s. 1045.

Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.