Tarih:

Paylaş:

Taliban-İran Hattında “Su”dan Sorunlar

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Afganistan’da İkinci Taliban döneminin başlamasının ardından İran, Afgan Sorunu’nun çözümüne yönelik yürütülen diplomatik süreçleri desteklemiş, çeşitli konferanslara katılım sağlamış ve Taliban’la de facto ilişkiler geliştirmiştir. İran’ın Afganistan’da kapsayıcı hükümet talebini dile getirmesine rağmen Afganistan’ın Tahran Büyükelçiliği’ni Taliban’a devrettiği de görülmüştür. Tüm bu süreçlerde Tahran yönetiminin önceliğinin Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’a dönmesinin önlenmesi ve terör örgütü Devlet’ül Irak ve’ş Şam (DEAŞ) başta olmak üzere tekfirci terör örgütlerinin faaliyetlerinin sınırlandırılması olduğu ifade edilebilir. Bununla birlikte Taliban-İran hattındaki ilişkilerin sütliman olduğu da söylenemez. Özellikle de Afganistan ile İran arasındaki geleneksel problemlerden biri olan Su Sorunu’nun devam ettiği görülmektedir. Helmend ve Herirod nehrinin suyunun kullanımı zaman zaman tarafları karşı karşıya getirse de burada Helmend Nehri’nin paylaşımına ilişkin ihtilaf ön plana çıkmaktadır.

Nitekim 13 Nisan 2023 tarihinde Özbekistan’da “Afganistan’ın Komşuları” formatının dördüncü toplantısı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu toplantıda İran’ın tutumu, Tahran yönetiminin Su Sorunu hakkındaki beklentilerini ve taleplerini sürdürdüğünü net bir şekilde gözler önüne sermesi ve dolayısıyla Tahran-Kabil hattındaki münasebetlerin geleceğine ilişkin ipuçları barındırması bakımından oldukça mühimdir.

Bu anlamda bahsi geçen toplantıya katılan ve zirvenin ardından Tahran’a dönen İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdüllahiyan’ın 17 Nisan 2023 tarihinde yaptığı açıklamalar da son derece dikkat çekicidir. Çünkü İran Dışişleri Bakanı, Su Sorunu’nu Taliban Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki’yle görüştüklerini ve İran’ın Helmend Nehri’ne ilişkin iddialarını açıkça dile getirdiğini belirtmiştir. Dahası Abdullahiyan, bu konudaki görüşlerini sosyal medya sitesi Twitter’daki şahsi hesabından da paylaşmıştır.[1] Dolayısıyla Helmend Nehri üzerinden taraflar arasında diplomasi yürütülmekte; fakat bir çözüme ulaşılamamaktadır. Bu da ilerleyen dönemlerde birtakım gerginliklerin yaşanabileceğine işaret etmektedir.

Hatırlanacağı üzere 2023 yılının Ocak ayında da İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Muhbir, İran’ın Sistan-Belucistan Eyaleti’ne gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yerel halkın en büyük probleminin Su Sorunu ve bu bağlamda kuraklık ve çevre problemleri olduğunu ifade ederek ülkesinin Helmend Nehri’ndeki haklarını savunmak için gereken her şeyi yapacaklarını söylemiştir.[2]

Anlaşılacağı gibi Helmend Nehri, İran ile Afganistan arasındaki su ihtilafının temel nedenidir. Esasen taraflar arasında suyun paylaşımına ilişkin bir anlaşma vardır. 1972 yılında imzalanan anlaşmaya rağmen İran, bahse konu olan anlaşmanın statüsünden çok daha fazlasını talep eden bir tavır içerisindedir. Hatta Tahran yönetimi, Amerikan işgali dönemindeki otorite eksikliğini fırsata çevirmiş ve suyu belirlenen rejimin üzerinde kullandığı dönemler yaşamıştır. Bir diğer ifadeyle İran, 1972 senesindeki anlaşmayı ihlal etmiştir.

Buna karşılık Kabil’deki karar alıcıların genel eğilimi ise imkanlar oluşup güç yettikçe, İran’ın hakkı olandan dahi az su alması ve hatta su akışının tamamen kesilmesi yönündedir. Elbette bu da aynı anlaşmanın ihlal edilmesi anlamını taşımaktadır. Örneğin birinci Taliban döneminde Taliban yönetimi, hiçbir şekilde İran’a su akışına izin vermemiştir. İşgal döneminde de Afgan karar alıcılar “petrole karşı su” formülünü gündeme getirerek bu meseleyi pazarlık unsuru olarak kullanmış ve Afganistan’ın enerji ihtiyacının giderilmesinde su kozunu ortaya koyarak kazanım elde etmeye çalışmıştır. Dahası işgal döneminde Afganistan, mevcut su rejimini de bozacak biçimde barajlar inşa etmeye yönelmiştir. İkinci Taliban döneminde ise Taliban, zaman zaman İran’a yönelik su akışını sağlasa da bu konudaki ihtilaf devam etmiştir. Nitekim Taliban yönetimi de Hamid Karzai ve Eşref Gani dönemlerinde başlatılan barajların inşasını devam ettirmeye dönük bir çaba içerisindedir. Bu ise İran’ın çıkarlarına ve beklentilerine aykırı bir durumun ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.

Öte yandan gelinen aşama itibarıyla Taliban’ın en mühim sorunu, uluslararası meşruiyet problemi; yani tanınma meselesidir. Bu yüzden de Taliban’ın “tanınmaya karşı su” şeklinde ifade edilebilecek bir söylem geliştirmesi şaşırtıcı bir gelişme olmayacaktır. İran ise mevcut durumda Taliban yönetiminin tanınmasına sıcak bakmamaktadır. Nitekim Tahran’ın böyle bir karar alacağına dair herhangi bir emare bulunmamaktadır. Bilakis Tahran, bölgenin kolektif bir duruş sergilemesinden yanadır. Mevzubahis konferanslara İranlı yetkilileri katılması da bundan kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak İran ile Afganistan arasında tarihi bir mesele olan Su Sorunu’nun yakın gelecekte çözülmesi beklenmemektedir. İkinci Taliban döneminde de bu konuda somut bir gelişme yaşanmış değildir. Bununla birlikte İranlı yetkililerin zaman zaman Tahran yönetiminin Helmend Nehri’ne ilişkin haklarını hatırlatan açıklamalar yapması, taraflar arasındaki su geriliminin artacağının habercisi olarak yorumlanabilir.


[1] “Iran Reiterates Claim on Shared Water Resources with Afghanistan”, Middle East Monitor, https://www.middleeastmonitor.com/20230417-iran-reiterates-claim-on-shared-water-resources-with-afghanistan/, (Erişim Tarihi: 19.04.2023).

[2] “ایران: مسئله حقآبه هیرمند از طریق مجامع بین المللی پیگیری می شود”, Sputnik.af, https://shorturl.at/svEW1, (Erişim Tarihi: 19.04.2023).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.