Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş ve son zamanlarda de-facto bir yönetim olan Transdinyester’de yaşanan patlamalar akıllara Ukrayna’daki krizin yayılabileceği ihtimalini getirmiştir. Bu ihtimalin değerlendirilebilmesi için öncelikle Transdinyester olarak ifade edilen Moldova ile Ukrayna arasında dar bir toprak şeridi olan Pidnestrovian Moldova Cumhuriyeti’nin (PMR) tanımlanması gerekmektedir.
Coğrafi konumu itibariyle Ukrayna ve Romanya arasında yer alan Moldova, 1940 yılına kadar Romanya’nın bir parçası olmuş, 1940 yılından itibaren ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) entegre edilerek Moldova Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (Moldova SSC) olarak varlığını SSCB dağılana kadar sürdürmüştür. Transdinyester bölgesi ise 1924 yılında Ukrayna’nın bir parçası olarak varlık bulurken, 1940 yılı itibariyle Moldova SSC’ye dahil edilmiştir. Bu durum 1990 yılına kadar mevcut şeklini korumuş, 1990 yılının haziran ayına gelindiğinde ise Moldova yönetiminin kendisini egemen bir devlet olarak ilan etmesi ile süreç farklı şekillenmiştir. Buna göre Transdinsyester bölgesi de 1990 yılının Eylül ayında bağımsızlığını ilan ederek mevcut duruma yanıt vermiş ve de facto yönetime sahip Transdinyester bu çerçevede siyasi kurumlarını oluşturarak ayrılıkçı bir tavır takınmıştır. Nihayetinde fiili bağımsızlığa sahip olan ancak diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmayan Transdinyester bölgesinin bu ayrılıkçı tutumu, çatışmaları da beraberinde getirmiştir.
Moldova ile Transdinyester bölgesi arasında vuku bulan çatışmaların kökleri derin izler taşımakla birlikte, Soğuk Savaş döneminde uygulanan birtakım politikaların sorunun gün yüzüne çıkmasını hızlandırdığı ifade edilebilir. Buna göre, Soğuk Savaş dönemin son on yılında milliyetçi dalganın yeniden yükselişe geçmesi, Moldova yönetiminin de bu çerçevede bir dizi karar almasını beraberinde getirmiştir. Ne var ki amacı kültürünü özendirmek olan Moldova yönetiminin yeni kültür kararlarının tartışıldığı bu dönemde, bir başka tartışma konusu olan Romanya ile yeniden birleşme fikirlerinin varlığı, toplumun belirli kesimlerini tedirgin etmiş ve ayrılıkçı arzuları tetiklemiştir.
1990 yılı itibariyle taraflar arasında yaşanan küçük çatışmalar 1992 yılının Mart ayına gelindiğinde tırmanışa geçmiştir. Bu süreçte önemli köprüler başta olmak üzere kritik yerleri kontrol altına almak için mücadele eden Moldova birlikleri başarısız olmuştur. Transdinyester birliklerinin Moldova birliklerini Dinyester Nehri’nin ardına geri püskürtmesi sonucunda da Moldova ateşkes ilan etmek durumunda kalmıştır. Burada Rusya’nın 14. Ordu’sunun Transdinyester birliklerine verdiği desteğin önemli bir etken olduğu ifade edilebilir. 1992’nin temmuz ayında dönemin Rusya Başkanı Boris Yeltsinile dönemin Moldova Başkanı Mircea Ion Snegur arasında imzalanan anlaşma neticesinde Moldova yönetimi Rusya’nın Transdinyester’deki varlığı kabul etmek durumunda kalmıştır. Buna göre, ateşkesin korunması ve güvenli bölgenin tesisi edilmesi için Moldova, Transdinyester ve Rusya’nın askeri birliklerinden oluşan ortak bir barış koruma gücü ile bu gücü kontrol etme yetkisine sahip Ortak Kontrol Komisyonu’nun kurulmasına karar verilmiştir. Bahsi geçen Komisyon’un ayrıca güvenli bölge üzerinde de yetki sahibi olması karara bağlanmıştır. Bununla birlikte, Moldova’nın Romanya ile birleşme ihtimalinin de göz önünde bulundurulduğu bu anlaşmada, olası bir birleşme halinde Transdinyester bölgesine de kendi kaderini tayin etme hakkı tanınmıştır.
Moldova ile ayrılıkçı Transdinyester bölgesi arasındaki çatışmanın çözümü için 1993 yılından itibaren Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Rusya ve Ukrayna’nın ortaklığında arabuluculuk faaliyetleri yürütülmüşse de istenilen düzeyde bir ilerleme kaydedilememiştir. 2005 yılı itibariyle Kişinev yönetiminin talebi doğrultusunda süreç “5+2” olarak da ifade edilen bir biçimde gerçekleşmektedir. Buna göre sorunun tarafları olarak Moldova ve Transdinyester müzakerelerde yer alırken, Rusya ve Ukrayna garantör ülke pozisyonunda, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ise gözlemci ülke statüsündedir. Bu süreçte önerilen mutabakat metinleri ise tarafların hükümlerdeki ifadeleri farklı yorumlamaları gibi nedenlerle hayata geçememiştir. Buna göre, örneğin taraflar arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ilişkin ilkelerin belirlendiği ve Primakov Memorandumu olarak da bilinen mutabakat zaptında “ortak devlet” kavramının farklı yorumlanması süreçten sonuç elde edilememesini beraberinde getirmiştir. Benzer şekilde 2003 yılının Kasım Ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı olan Dmitry Kozak’ın önerdiği ve Kozak Memorandumu olarak bilinen anlaşmada ise federal bir Moldova’dan söz edilmiştir. Transdinyester ile Moldova arasında eşit statü talebinde olan Transdinyester’in mevcut konumu ile uyuşmayan bu öneri de kabul görmemiştir. 2005 yılında gündeme gelen Yuşenko Planı ise Moldova tarafından olumlu karşılanmış ve Transdinyester bölgesinin Moldova içinde yasal statüye sahip özerk bir bölge olması kabul edilmiştir. Ne var ki Transdinyester bölgesinin 2006 yılında referandum kararı alması ve ardından bağımsızlığını ilan etmesi sürecin sonlanmasını da beraberinde getirmiştir.
Rusya Transdinyester’e resmi diplomatik bir destek sağlamasa da Rus barış gücü askerlerinin Transdinyester güçlerine askeri destek sağlamaktadır. Ayrıca, Rusya Transdinyester’e yalnızca askeri değil, mali olarak da yardım etmektedir. Doğal gazın ücretsiz temini ve yaşlıların emekli maaşla desteklenmesi gibi uygulamaların yer aldığı bu ekonomik yardımlarla Rusya’nın Transdinyester’e her yıl bir milyar doların üzerinde fon sağladığı bilinmektedir.
Diğer taraftan, Moldova’nın askeri gücünün Transdinyester güçlerinden daha küçük ve daha zayıf bir yapıda olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla mevcut şartlar altında Moldova yönetiminin bölge üzerinde kontrol sağlaması oldukça zor görünmektedir. Ayrıca bağımsızlığını ilan etmesinden günümüze kadar geçen süre içerisinde Moldova’nın ekonomisinin iyileşmediği de bilinmektedir. Bugün Moldova yaklaşık üç milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden birisidir. Özellikle enerji sektöründe büyük ölçüde Rusya’ya olan bağımlılığı önemli kırılganlıklarından birisidir. 2021 yılının son çeyreğinde Rus enerji şirketi Gazprom’un temsilcisinin Moldova’nın doğalgaz borcunun tamamını ödememesi halinde doğalgazını keseceğini ve belirtilen tarihe kadar yeni bir anlaşma yapma gerekliliğini açıklaması bu açıdan örnek verilebilir. Buradaki sorun Moldova’nın mali olarak sorun yaşadığı için ödeme zorluğu çekmesi veya Ukrayna’dan doğal gaz desteği istemesinin ötesindedir. Transdinyester bölgesi dahil olmak üzere Moldova’nın toprak bütünlüğünü savunması ve dolayısıyla bölge üzerinde egemenlik iddiası aynı zamanda bölgeye dair sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Moldova’nın Gazprom’a olan borcu incelendiğinde var olan doğalgaz borcunun önemli bir kısmının da Transdinyester’e ait olduğu gözlenmektedir. Bu bağlamda Transdinyetser bölgesinin kendi topraklarının bir parçası olarak kabul edilmesi, hukuki açıdan borçların da üstlenilmesini gerektirmektedir. Bu kapsamda Moldova’nın otuz yıldan fazla bir süredir bölgeyi fiili olarak kontrol edemiyor olması ülke yönetiminin Transdinyester bölgesine ait yükümlülüğün altına girmek istememesine gerekçe oluşturmaktadır.
Moldova’nın Rus doğal gazına bağlı olmasının yanında, Moldovagaz isimli kendi doğal gaz şirketinin hisselerinin önemli bir kısmının da Gazprom’a ait olması işleri daha da zorlaştırmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, AB’ye üyelik başvurusu yapan Moldova her ne kadar AB yanlısı bir siyasi yönelime sahip olsa da ülkenin mevcut bağımlılığının Rusya’nın yörüngesinden çıkmasına engel teşkil ettiği söylenebilir. Dolayısıyla, bölgede var olan durum, Rusya’nın Moldova ile AB arasında yakın temas olasılığını engellemede ve böylece Moldova’yı Rus etki alanında kalmaya ve aynı zamanda Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) katılmaya ikna etmede önemli görülmektedir.
Bu genel çerçeveden yola çıkıldığında Transdinyester’i Rusya için önemli kılanın ne olduğu sorusu akıllara gelmektedir. Bu sorunun cevabına ulaşmaya çalıştığımızda Soğuk Savaş döneminde SSCB’nin bir parçası olan Moldova’yı etkisi altında bulundurmak isteyen bir Rusya ile karşılaşılmaktadır. Bu anlamda, Transdinyester bölgesi Moskova’nın Kişinev yönetimini sindirmesine ve yönetimin Batı yanlısı özlemlerini sınırlamasına imkân tanımaktadır. Diğer bir ifadeyle, Transdinyester’deki Rus birliklerinin varlığı, Rusya’ya egemen bir devlet üzerinde baskı uygulamada ve Rusya’nın algıladığı Rus etki alanı içerisinde AB ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) genişlemesini önlemede aracı olmaktadır. Moldova’nın NATO ve AB’ye katılımın Rusya için en genel anlamı, Rusya ile olan kültürel ve dilsel bağların azalması ve Rusya’nın kendi sınırları ile Avrupa arasında yer alan ve tampon bölge olarak değerlendirdiği zayıf yapılı uydu devletler üzerinden tehdit hissedecek olmasıdır.
Bu bağlamda, savaşın yayılması diğer bir ifadeyle Rusya’nın bölgeye doğru ilerlemesi ne kadar olası sorusu tekrar akıllara gelmektir. Rus askeri komutan Ustam Minnekaev’in 22 Nisan 2022 tarihinde yapmış olduğu açıklamada Rus ordusunun görevlerinden birisinin Donbass ve güney Ukrayna üzerinde tam kontrol sağlama olduğunu ve Ukrayna’nın güneyi üzerinden oluşturulacak kontrolün Transdinyester’e erişim sağlayacağını vurgulaması gözlerin Transdinyester bölgesine çevrilmesine neden olmuştur. Bu anlamda, Ukrayna Savaşı ve Transdinyester’deki Rus askeri birliklerinin varlığının Rusya’nın bir sonraki hamlesinin Moldova olabileceği yönünde endişeleri arttırdığı ifade edilebilir. Ne var ki güncel veriler Rusya’nın böyle bir yol izleyeceği izlenimini henüz edindirmemektedir.
Diğer taraftan her ne kadar Transdinyester, Rusya’nın Ukrayna veya Moldova’ya saldırı gerçekleştirmesinde ideal bir saha gibi gözükse de Rus yanlısı Transdinyester yönetiminin mevcut haliyle Ukrayna veya Moldova ile savaşma kabiliyeti pek olası değildir. Dolayısıyla, böyle bir durumda Rus birliklerinin bölgeye yönlendirilmesi ihtimali gündeme gelmektedir ki Rusya’nın olası bir askeri sevkiyatının da Ukrayna ile olan savaşın seyrinde daha fazla sorunu beraberinde getirebilir. Rusya açısından şu an için önceliğin yeni tarz sorunlarla karşılaşmak olmadığı aşikardır.
Ayrıca, Moldova Başbakanı Natalia Gavrilița’nın Ukrayna’nın aksine Moldova’nın NATO’ya katılmak istemediğini açıklamasına ve anayasal olarak tarafsız bir statüde olmasına rağmen, Rusya’nın bölgeye olası askeri sevkiyatı, uluslararası yaptırımlara yenilerinin eklenmesini tetikleyebileceği gibi, Moldova ile olan ilişkisinin de ortadan kalkmasına neden olabilir. Peki Ukrayna’nın doğusunda adım adım ilerleyen Rusya öncelikli hedef olan Donbass’ı ele geçirdiği takdirde durmasının mümkün görünmediğini ifade edilebilir. Transdinyester bağlamında muhtemel senaryoda yeni hedefin Ukrayna’nın güneyi olması daha olası bir seçenektir. Bu anlamda Transdinyester bölgesine kadar uzanan bir Rus hattının kurulması söz olmakla birlikte, böyle bir durum yalnızca Transdinyester’e karadan bağlantı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Azak Denizi ile bağlantısı kesilen Ukrayna’nın Karadeniz ile de bağlantısını kesmiş olacaktır. Lakin bu bölgeden sonra savaşın Moldova’ya yayılma ihtimali oldukça zayıftır.
Yararlanılan Kaynaklar
Askeroğlu, Sabir (03.11.2021). Moldova’da Enerji Krizi: Rusya Doğalgazı Politik Araca Dönüştürecek mi?, ANKASAM, https://www.ankasam.org/moldovada-enerji-krizi-rusya-dogalgazi-politik-araca-donusturecek-mi/
Askeroğlu, Sabir (14.06.2022). Moldova’nın Güvenlik Endişeleri, ANKASAM, https://www.ankasam.org/moldovanin-guvenlik-endiseleri/
Batı, Güney Ferhat (17.07.2018). Uluslararası Sistem ile Doğu Avrupa’nın Sorunu: Moldova ve Transdinyester, TASAM. https://tasam.org/tr-TR/Icerik/51279/uluslararasi_sistem_ile_dogu_avrupanin_sorunu_moldova_ve_transdinyester_
Concordiam Staff, “Post-Soviet Frozen Conflicts The world continues to seek peaceful settlements of regional stalemates”, per Concordiam: Journal of European Security Defense Issues 3, No. 4, 2012: 42-47.
Corboy, Denis, William Courtney, Kenneth Yalowitz (06.11.2014). “Hitting the Pause Button: The “Frozen Conflict” Dilemma in Ukraine”, The National Interest, https://nationalinterest.org/feature/hitting-the-pause-button-the-frozen-conflict-dilemma-ukraine-11618?nopaging=1
Gavin, Gabriel (09.05.2022).” Putin’s encroaching war is fueling a battle for Moldova’s future”, Politico, https://www.politico.eu/article/putin-war-russia-ukraine-moldova-transnistria-border-separatists/
Kurt, Selim, Ibragim Khasanov (2019). “Güvenlikleştirme Kuramı Açısından Transdinyester Sorunu”. Karadeniz Araştırmaları. XVI/63: 417-434.
Lachert, Jakub (14.03.2019), “Post-Soviet Frozen Conflicts: A Challenge for European Security”, Warsaw Institute, https://warsawinstitute.org/post-soviet-frozen-conflicts-challenge-european-security/
Peter, Laurence (28.04.2022) “Transdinyester ve Ukrayna gerginliği: Savaş yayılıyor mu?”, BBC News Türkçe, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-61243491
Yapıcı, Merve İrem (2010). Rus Dış Politikasını Oluşturan Etkenler: Yeltsin ve Putin Dönemi, USAK Yayınları, Ankara.