Tarih:

Paylaş:

“Ukrayna İçin Marshall Planı” ve Rusya’nın Dondurulmuş Yurtdışındaki Varlıkları

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa ve Kuzey Amerika’da ele geçirilen Rus varlıklarının akıbetiyle ilgili tartışma, Batılı politikacıların bu konudaki geçmiş tartışmalarıyla pek de farklı olan bir sürece dönüşmeye başlamıştır. Nitekim Avrupa Adalet Komiseri Didier Reynders, 31 Ekim 2022 tarihinde yaptığı açıklamada en azından Rusya Merkez Bankası fonlarına el konulmaması; ancak Rusya, Ukrayna’nın yeniden yapılandırılmasını gönüllü olarak kabul edene kadar dondurulması gerektiğini söylemiştir. Reynders’e göre Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle Rusya’ya karşı yaptırımların bir parçası olarak 17 milyar avroyu aşan Rus varlığını dondurmuştur. Bu kapsamda Reynders, şunları söylemiştir:[1]

“Halihazırda Almanya’daki 2,2 milyar avro dahil olmak üzere yedi üye ülkede 90 kişinin 17 milyar avrodan fazla mal varlığı donduruldu… AB, suç işinden gelen paraya el koyarsa, bunlar Ukrayna için bir tazminat fonuna gönderilebilir. Fakat bu miktar, yeniden yapılanmayı finanse etmek için yeterli olmaktan uzaktır.”

Reynders’a göre, Batı yaptırımları çerçevesinde Rusya Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinden 300 milyar avro da dondurulmuştur. Reynders, “Bana göre bu 300 milyar avro, Rusya’nın Ukrayna’nın yeniden inşasında gönüllü olarak kabul edeceği zamana kadar en azından bir garanti olarak tutulabilir.” değerlendirmesinde bulunmuştur.[2]

Hatırlanacağı üzere, 25 Ekim 2022 tarihinde Berlin’de üst düzey AB yetkilileri, G7 Büyükelçileri, uluslararası ortaklar ve Ukraynalı yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen konferansta, Ukrayna’nın yeniden inşası için “Marshall Planı” önerilmiştir. “Ukrayna’nın Restorasyonu” veya “Ukrayna İçin Marshall Planı” üzerinde dünya çapında 50 uzmanın çalıştığı belirtilmektedir. On yıllar sürecek olan bu plana göre, sadece savaştan önceki seviyeye geri dönmek değil; Ukrayna için modernizasyon ve dijitalleşme konularında Avrupa standartlarında yeni bir sıçramanın yapılması öngörülmektedir. Söz konusu ülke için öngörülen plan, Ukrayna’nın yeniden yapılanmasının ve reformların ardından ülkeyi AB’ye üye yapmayı amaçlamaktadır.[3]

Öte yandan bahsi geçen konferansta açıklama yapan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, temel amacın Avrupa’daki Rus varlıklarını dondurmak değil; onlara el koymak olduğunu söyleyerek Avrupa Adalet Komiseri Reynders’den farklı bir açıklamada bulunmuştur. Lakin Leyen’e göre AB, bunun için gerekli yasal çerçeveye sahip değildir. Fakat bunun üzerinde çalışmaktadır. Kurulan geçici uzman grubunun amacı, sadece nerede ve neyin dondurulduğunu belirlemek değil; aynı zamanda fonlara el koymak ve Ukrayna’yı restore etmek için kullanılabilecek yasal koşulların neler olduğunu anlamaktır. Leyen, Dünya Bankası’nın tahminlerine atıfta bulunarak 2022 yılının Eylül ayından itibaren Ukrayna’yı eski haline getirmek için 350 milyar avrodan fazla paraya ihtiyaç duyulacağını belirtmiş ve bu rakamın AB ve ABD tarafından dondurulan Rus varlıklarının hacmine tekabül ettiğini söylemiştir.[4]

2022 yılının Mart ayında Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, Moskova yönetiminin yaptırımlar nedeniyle toplam 640 milyar dolar civarındaki rezervlerin 300 milyar dolarına erişimini kaybettiğini belirtmiştir.[5] Bunlar, başta Rus oligarkları olmak üzere bireylerin fonları, gayrimenkulleri ve diğer mülkleri ile Rusya Merkez Bankası’nın yurtdışındaki altın ve döviz rezervleridir.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski de 30 Ağustos 2022 tarihinde Fransız Girişim Hareketi Toplantısı’nda yaptığı açıklamada, savaşın ardından Ukrayna’nın altyapısını yeniden inşa etmenin 600 ile 800 milyar dolar arasında bir harcamayı gerektireceğini dile getirmiştir.[6] Dolayısıyla savaşın maliyeti artarken; Batılı devletlerin kontrol altında tuttukları Rus rezervlerinin nasıl kullanılacağı da tartışılmaktadır.

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunurken; başlıca hedeflerinden biri, söz konusu ülkenin askeri altyapısını imha etmekti. Ukrayna’yı silahsızlandırarak teslim olmasını sağlamak isteyen Moskova yönetimi, zamanla bu hedefinden uzaklaşmak zorunda kalmış ve gerçekleştirdiği saldırıları, sadece askeri tesis ve stratejik varlıklarla sınırlı tutmayarak ülkenin sivil altyapısını da hedef almaya başlamıştır.

2022 yılının Şubat ayından Ağustos ayına kadar geçen süreçte savaşın ülkenin altyapısına verdiği zarar, resmi olarak en az 600 milyar dolara mal olurken; savaşın sürmesi, bu hasarın da artmasına yol açmaktadır. Örneğin Rus Odusu, Kırım Köprüsü’ne yapılan saldırının ardından Ukrayna’nın ondan fazla şehrine füze ve İHA saldırıları düzenleyerek yıkımın boyutunu derinleştirmiştir. Dahası Rusya, yeniden Ukrayna’nın şehirlerini, stratejik varlıklarını ve enerji tesislerini hedef almaya başlamıştır.

Anlaşılacağı üzere Batı, Rusya’ya şart koşmakta ve Ukrayna’nın yeniden yapılandırılması koşuluyla bu varlıkları, Rusya’ya iade edebileceğini belirtmektedir. Ancak bu iade de savaş sonrasına dair tasarımın bir parçasıdır. Yani Ukrayna’daki çatışmaların daha ne kadar uzayacağı bilinmemektedir. Dolayısıyla çatışmaların devam etmesi, Rusya ekonomisini zor durumda bırakmaya devam etmektedir. Üstelik çatışmalar sona erse de Rusya, Batı’nın elinde bulunan rezervleri, kendi ülkesinin kalkınması için harcamak isteyecektir. Kısacası savaştan sonra da Rusya-Batı-Ukrayna hattında Rus rezervleri meselesi tartışmalı bir konu olarak gündemde kalacaktır.

Diğer bir faktör ise mevzubahis kaynakların Rusya’ya herhangi bir şekilde verilmemesine dair yaklaşımdır. Batı’ya göre, Ukrayna Krizi’nin ana kaynağı, Moskova yönetiminin politikasıdır. Çünkü Ukrayna’daki savaş, aynı zamanda Avrupa’ya da zarar vermiştir. Örneğin Kremlin’in Avrupa’ya doğalgaz akışını kısıtlaması, enerji krizine sebebiyet vermiştir. Bu çerçevede zikredilen zararın da Moskova yönetimine ödettirilmesi şeklinde bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu yüzden AB, Rusya’ya ait varlıkları kendi sorunlarının çözümü için kullanmak isteyebilir.

Diğer taraftan vurgulamak gerekir ki; Batı’ya göre, Ukrayna Savaşı’nın sona ermesinin ardından imzalanacak barış anlaşmasında Rusya’nın kaybeden taraf olarak masada yer alması gerekmektedir. Bu durumda ise Avrupalı liderlerin dile getirdikleri “Ukrayna’nın yeniden inşasında Rusya’nın yer alması” yaklaşımı, bir anlamda Moskova’nın kabul edeceği kapitülasyon anlamına gelecektir. Bu senaryoda AB ülkelerinin ellerinde bulundurdukları rezervleri geri vermemesi de şaşırtıcı olmayacaktır. Bu anlamda Batı, dondurulmuş mal varlıklarına Ukrayna Savaşı için harcadığı maliyetin karşılığı olarak el koyabilir.

Sonuç olarak Ukrayna’nın yeniden yapılanması için düşünülen planla ilgili Rusya’ya ait olmasına rağmen Batı tarafından kontrol edilen rezervlerin nasıl kullanılacağı konusunda yaşanan tartışma devam etmektedir. Kuşkusuz savaşın uzaması, maliyeti de arttıracaktır. Bu durumda da söz konusu kaynakların Ukrayna için kullanılması bir anlam ifade etmeyecek ve Batı, bu varlıkları ya kendi ihtiyaçları için ya da Ukrayna’yı silahlandırmak maksadıyla kullanacaktır.


[1] “Еврокомиссар допустил заморозку резервов Центробанка РФ, пока Россия не начнет восстановление Украины”, Yevropeyskaya Pravda, https://www.eurointegration.com.ua/rus/news/2022/10/29/7149636/, (Erişim Tarihi: 31.10.2022).

[2] Aynı yer.

[3] Мартина Богуславец, “Новый план Маршалла для Украины: платформа в формате Рамштайн и Фонд восстановления”, ZN.UA, https://zn.ua/macrolevel/novyj-plan-marshalla-dlja-ukrainy-platforma-v-formate-ramshtajn-i-fond-vosstanovlenija.html, (Erişim Tarihi: 31.10.2022).

[4] “Глава Еврокомиссии назвала главной целью ЕС конфискацию российских активов”, Lenta.Ru, https://lenta.ru/news/2022/10/25/konfiskaziya/, (Erişim Tarihi: 31.10.2022).

[5] “Силуанов заявил о заморозке половины золотовалютных резервов России”, Lenta.Ru, https://lenta.ru/news/2022/03/13/polovina_rezervov/, (Erişim Tarihi: 31.10.2022).

[6] “Восстановление Украины может обойтись в $600-800 млрд, — Зеленский”, Focus, https://focus.ua/economics/527388-vosstanovlenie-ukrainy-mozhet-oboytis-v-600-800-mlrd-zelenskiy, (Erişim Tarihi: 31.10.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.