Tarih:

Paylaş:

Washington Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Uzamasını Niçin İstiyor?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nda bir yıl geride kalırken; kış aylarıyla birlikte çatışmaların yoğunluğu azalsa da ateşkes imzalanması ve savaşın sona ermesi noktasında kayda değer bir gelişme yaşanmamaktadır. Bilakis son dönemde Batı’nın Ukrayna’ya yönelik askeri destekleri artmıştır. Bu da Kiev yönetiminin 2023 yılının ilkbahar aylarından itibaren çatışmaların yoğunlaşabileceğine ve Ukrayna Ordusu’nun taarruza geçebileceğine işaret etmektedir.

Ateşkes arayışları noktasında da tarafların beklentilerinin son derece farklı olduğu görülmektedir. Nitekim Rusya, halihazırda kontrol altında tuttuğu bölgelerin kendi hâkimiyetinde kaldığı bir ateşkes isterken; Ukrayna ise Kırım dahil olmak üzere Rus Ordusu’nun işgal altındaki bölgelerden çekilmesini talep eden bir yaklaşım içerisindedir. Son olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Noel Ateşkesi” önerisini Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin sert bir dille geri çevirdiği görülmüştür.[1]

Kiev yönetimine göre, Rusya’nın yeni bir seferberlik hazırlığı gündemdedir ve böylesi bir ateşkesi Moskova yönetimi, askeri temini için kullanacaktır. Elbette bu ciddi bir olasılıktır. Lakin daha önemlisi, Ukrayna’nın Batılı devletlerden aldığı destektir. Çünkü söz konusu destek, Kiev’in direncini, cesaretini ve özgüvenini arttırmaktadır. Ukrayna’nın direncini arttırmak isteyen aktörlerin başında ise hiç şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gelmektedir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki; Moskova, Washington yönetiminin ne yapmaya çalıştığının farkındadır. Nitekim 6 Ocak 2023 tarihinde Rusya’nın Washington Büyükelçisi Antoli Antonov, ABD’li yetkililerinin Kiev’e Bradley piyade savaş araçlarını içerecek yeni bir askeri yardım paketi tahsis etme kararını eleştirerek ABD’nin Ukrayna’da siyasi bir çözüm aramadığını öne sürmüştür.[2] Antonov’un sözleri, 21 Aralık 2022 tarihinde Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin gerçekleştirdiği ABD ziyaretiyle birlikte ele alındığında resim daha net bir görünüm kazanmaktadır. Çünkü söz konusu ziyarette Beyaz Saray, Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri verileceğini duyurmuştur.[3]

Esasen bu durum, ABD’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda çatışmaların şiddetleneceği ve Kiev’i de hedef alabilecek hava saldırılarının gerçekleşebileceği yönünde bir okumaya sahip olduğuna işaret etmektedir.

Bilindiği gibi, Moskova yönetiminin Belarus’u bir cephe ülkesi haline getirmek ve Ukrayna’yı en temelde iki cepheli bir savaşa zorlamak istediği öne sürülmektedir. ABD’nin de bu konudaki gelişmelere dair istihbari bilgilere sahip olma ihtimali vardır. Dolayısıyla Washington yönetimi, Ukrayna Ordusu’nun savunma kapasitesinin arttırılması gerektiği kanaatine ulaşmış olabilir. Ancak meselenin bundan ibaret olduğunu da ifade etmek mümkün değildir.

Bahse konu olan durumu açmak gerekirse, ABD’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda tarafların birinin diğerine üstünlük sağladığı ya da zafer elde ettiği bir netice istemediği iddia edilebilir. Çünkü ABD, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bir noktada vekalet savaşı olarak görmekte ve mücadelenin Rusya ile Batı arasında cereyan ettiğine inanmaktadır. Bu ortamda Beyaz Saray’ın önceliği savaşın uzaması gibi gözükmektedir.

Bu anlamda ABD’nin neyi amaçladığı sorusunu tartışmaya açmak gerekmektedir. Vurgulamak gerekir ki; Washington yönetimi, savaşın uzamasını iki hedefe katkı sağlayan bir araç olarak değerlendirmektedir. Bunlardan ilki, Batı’nın geleneksel “ötekisi” olan ve Putin’in Rusya Devlet Başkanı olmasının ardından yeniden büyük güç statüsüne erişme amacı güden; dolayısıyla küresel sistemde daha fazla pay elde etme arzusunda olan Rusya’nın yıpratılmasıdır. ABD, Ukrayna’daki savaşın 1979 yılında Sovyetler Birliği’nin Afganistan’da karşılaştığı tabloyla benzer neticeler doğurabileceği düşüncesinden hareketle bir yıpratma savaşına dönmesi arzusu içerisindedir. Bu yüzden de savaşın uzaması, Beyaz Saray’ın beklentileriyle örtüşmektedir.

İkinci olarak ABD, Ukrayna’daki savaşı, küresel hegemonyasının temel sac ayağı olan Avrupa boyutunu sağlama alacak bir gelişme şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü savaş vesilesiyle Trans-Atlantik ilişkilerdeki çatlak büyük ölçüde giderilmiş ve Batı, birtakım itirazlara rağmen genel anlamda otokrasilere karşı demokratik değerlerin savunulması argümanı çerçevesinde kolektif bir tavır geliştirerek yekpare bir duruş ortaya koymaya muvaffak olmuştur. Bu da çok kutupluluk arayışlarının belirginleştiği 21. yüzyılda ABD merkezli tek kutuplu dünyanın varlığını sürdürmesine hizmet edecek bir durum olarak nitelendirilebilir. Bir diğer ifadeyle Washington yönetimi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın uzamasını küresel hegemonyasına hizmet eden bir gelişme olarak değerlendirmektedir. Zira savaşın sona ermesi halinde Avrupalı devletler, Rusya’yla yeniden karşılıklı bağımlılık ilişkisi tesis etmeye yönelebilir. Bu da Amerikan liderliğine yönelik meydan okumaları hızlandırarak çok kutupluluk talebini ön plana çıkarabilir.

Sonuç olarak Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ateşkes arayışları noktasında somut bir gelişme yaşanmamakta; aksine Moskova, Belarus’u bir cephe ülkesine dönüştürmek suretiyle savaşın cereyan ettiği alanı genişletmeye hazırlanırken; Batılı devletler de Ukrayna Ordusu’nun savunma kapasitesini arttıracak desteklerde bulunmaktadır. Bu da savaşın uzayacağı anlamına gelmektedir. Savaşın uzamasını isteyen başlıca aktör ise ABD’dir. Çünkü Washington, bir yandan sürecin Rusya açısından bir yıpratma savaşına dönüşmesine istemekte; diğer taraftan da savaşı, Trans-Atlantik ilişkilerdeki birlikteliği güçlendirecek şekilde kullanmaktadır.


[1] “Зеленский отверг предложение президента РФ Владимира Путина о рождественском перемирии”, Argumenti, https://argumenti.ru/politics/2023/01/807549, (Erişim Tarihi: 07.01.2023).

[2] “Посол РФ в Вашингтоне Антонов заявил, что США не стремятся к политическому урегулированию на Украине”, Argumenti, https://argumenti.ru/politics/2023/01/807552, (Erişim Tarihi: 07.01.2023).

[3] Doğacan Başaran, “Zelenski’nin ABD Ziyareti: Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Nasıl Bir Gelecek?”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/zelenskinin-abd-ziyareti-rusya-ukrayna-savasinda-nasil-bir-gelecek/, (Erişim Tarihi: 07.01.2023).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.