Analiz

ABD ve Japonya’nın Güvenlik İttifakını Güncellemesi Ne Anlama Geliyor?

Japonya, ABD’nin son on yıldır Çin’i kuşatma stratejisinde merkezi bir rol oynamaktadır.
Japonya’da artan askeri harcamalar, yeni stratejik uyum seviyelerinin habercisi olup ABD-Japonya işbirliği için yeni fırsatların kapısını aralamaktadır.
Özellikle Senkaku Adaları’nın güvenliğini sağlamaya yönelik çabalar, ABD ve Japonya’yı güçlendirilmiş bir askeri işbirliği anlaşmasının gerekliliği konusunda ortak bir zeminde buluşturmuştur.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın 10 Nisan 2024 tarihindeki Beyaz Saray ziyareti esnasında iki ülkenin yeni bir güvenlik anlaşması imzalaması beklenmektedir.[1] Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya’nın 1960 yılında karşılıklı savunma anlaşması imzalamalarından bu yana güvenlik ittifaklarında en büyük güncellemeyi planlamaları, iki ülkenin 60 yıl sonra neden böyle bir adıma ihtiyaç duyduklarına dair soruları da gündeme getirmektedir. 

Japonya, sahada daha yakın koordinasyonun gerekli olduğunu belirterek daha büyük bir bölgesel savunma rolü üstlenmesi için ABD’yi uzun süredir “Amerika Birleşik Devletleri Japonya Kuvvetleri (USFJ) Komutanı”na daha fazla operasyonel yetki vermeye davet etmiştir. Biden yönetiminin düşündüğü güçlendirilmiş bu yeni anlaşmaya göre, Hawaii’deki Indopacom’un bileşen komutanlıklarından biri olan ABD Pasifik Filosu’na bağlı olacak yeni bir ABD askeri ortak görev gücü oluşturulacaktır. Bu senaryoya göre filonun dört yıldızlı komutanı Japonya’da daha fazla zaman geçirecek ve ülkede güçlendirilmiş bir destek yapısına sahip olacaktır.[2]

Atanan dört yıldızlı komutan Japon Öz Savunma Kuvvetleri (SDF) Karargahı’nın başına getirilecek olan kişiye karşılık gelecektir. Bu düzenleme, iki ülke arasındaki operasyonel planlamayı ve tatbikatları güçlendirmek için Japonya’daki ABD askeri komutanlığının yeniden yapılandırılmasının yolunu açacaktır. Yapılacak bu yeni düzenlemeyle ABD’nin Japonya’daki komuta yapısı hem güçlenecek hem de bölgesel tehditlere yanıt vermede daha inandırıcı bir rol üstlenecektir. Bu durum, Çin ve Kuzey Kore’ye güçlü bir stratejik sinyal göndererek ada çevresinde çıkabilecek herhangi bir savaş açısından caydırıcılık teşkil edecektir.

Yeni güvenlik anlaşmasının haberi, ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Başkanı Amiral John Aquilino’nun bölgedeki güvenlik risklerine dair uyarılarından sonra gelmiştir.[3] Yakın zamanda Güney Kore’deki bir adanın yakınlarına yüzlerce top mermisi ateşleyen ve bölge sakinlerini tahliye etmeye zorlayan Kuzey Kore’deki askeri tatbikatlar ve füze testleri, Japonya ve ABD’yi bölgenin güvenliği açısından endişelendirmektedir. ABD ve Japonya, bölgesel bir kriz durumunda ordularının daha koordineli bir şekilde işbirliği yapabilmek adına güvenlik bağlarını güçlendirmeyi arzulamaktadır.

ABD, Çin’i uluslararası düzene meydan okuyabilecek kapasitede ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güce sahip “tek rakibi” olarak görmektedir. Japonya, ABD’nin son on yıldır Çin’i kuşatma stratejisinde merkezi bir rol oynamaktadır.[4] Tokyo Hükümeti, yalnızca Doğu Çin Denizi’ndeki toprak anlaşmazlıkları nedeniyle değil, aynı zamanda diğer bölgesel güvenlik denklemi açısından da Pekin’e cephe almış durumdadır.

Bakanlar aynı zamanda Kuzey Kore’nin geçtiğimiz yıl içinde çok sayıda kıtalararası balistik füze (ICBM) sınıfı füze ve Japonya’yı aşan balistik füze de dahil olmak üzere benzeri görülmemiş sayıdaki yasa dışı balistik füze fırlatmalarını da şiddetle kınamışlardır.[5] Kuzey Kore’nin nükleer cephaneliğini hem nitelik hem de nicelik açısından maksimum hızda artırma yönündeki politikasına ilişkin güçlü endişelerini dile getirmişlerdir.

Bu gelişmelere karşılık olarak, Japonya’nın son birkaç yıldır güvenlik yeteneklerini önemli ölçüde artırdığı ve ABD Tomahawk seyir füzeleri satın alma planları da dahil olmak üzere savunmaya çok daha fazla harcama yaptığı görülmektedir. Aynı zamanda, Japon Ordusu’nun kendi Öz Savunma Kuvvetleri arasındaki koordinasyonu geliştirmek amacıyla gelecek yıl bir “Ortak Operasyonlar Komutanlığı” kuracağı bilinmektedir.[6] Japonya’da artan askeri harcamalar, yeni stratejik uyum seviyelerinin habercisi olup ABD-Japonya işbirliği için yeni fırsatların kapısını aralamaktadır.

ABD, Doğu Asya’daki, özellikle de bölgedeki en önemli ortağı olan Japonya’yla olan ittifakını desteklemeye devam etmektedir. Coğrafi konumunun yanı sıra toplam askeri, deniz ve hava gücü açısından Japonya, ABD’nin bölgesel caydırıcılık stratejisinde kritik bir rol üstlenmektedir.[7] Bu bakımdan Japonya, 54.000 Amerikan askerine, yüzlerce uçağa ve Washington’un ileri konuşlu tek uçak gemisi saldırı grubuna ev sahipliği yapmaktadır. Japon adalarındaki üsler, ABD’nin bölgeye daha fazla askeri güç kaydırmasına ve bu doğrultuda Çin’i daha fazla kuşatmasına olanak tanımaktadır.[8]

Güncellenmiş ABD-Japonya güvenlik ittifakı, bölgesel güvenlik dinamiklerini olumsuz etkileyebilecek kayda değer bir gelişme olarak görülebilir. Bu aynı zamanda Hint-Pasifik bölgesindeki askeri stratejilerin önemli bir unsurudur. ABD ile Japonya arasındaki güçlü askeri ittifak bağlarının geliştirilmesi, ABD ve Japonya silahlı kuvvetleri arasında birlikte çalışabilirliğin ve koordinasyonun arttırılmasına olanak tanımaktadır. Özellikle Senkaku Adaları’nın güvenliğini sağlamaya yönelik çabalar, ABD ve Japonya’yı güçlendirilmiş bir askeri işbirliği anlaşmasının gerekliliği konusunda ortak bir zeminde buluşturmuştur. Bu ittifak, her ne kadar bölgesel güvenlik adına yapılıyor olsa da gerilimi tırmandırma potansiyeli de taşımaktadır.


[1]“Japan And U.S. Will Deepen Military Ties As Tensions With China Rise”, Forbes, https://www.forbes.com/sites/zacharyfolk/2024/03/24/japan-and-us-will-deepen-military-ties-as-tensions-with-china-rise/?sh=30d1d3624b24, (Erişim Tarihi: 26.03.2024).

[2] “US And Japan Plan Biggest Upgrade To Security Pact İn Over 60 Years”, Financial Times, https://www.ft.com/content/df99994d-ec4b-4c3c-9c42-738ec9b338d0, (Erişim Tarihi: 27.03.2024).

[3]“China Will Be Ready To Invade Taiwan By 2027, U.S. Admiral Says”, Forbes, https://www.forbes.com/sites/tylerroush/2024/03/20/china-will-be-ready-to-invade-taiwan-by-2027-us-admiral-says/?sh=18cc37e012c4 , (Erişim Tarihi: 26.03.2024).

[4]“US/Japan To Strengthen Military Pact Against China”, World Socialist Website, https://www.wsws.org/en/articles/2024/03/26/dwce-m26.html, (Erişim Tarihi: 28.03.2024).

[5] Aynı yer.

[6] “US And Japan Plan Biggest Upgrade To Security Pact İn Over 60 Years”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 27.03.2024).

[7] Aynı yer.

[8] Aynı yer.

Ezgi KÖKLEN
Ezgi KÖKLEN
Ezgi Köklen, 2023 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Role of the Belt and Road Initiative in China’s Middle East Policy” bitirme projesiyle yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olmuştur. Mezun olmadan önce bir dönem Güney Kore’de Myongji Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Diplomasi Bölümü’nde değişim öğrencisi olarak eğitim almıştır. Mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimini almak için Çin’e gitmiştir. Şu anda Tsinghua Üniversitesi’nde Çin Siyaseti, Dış Politikası ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam eden Ezgi’nin ilgi alanlarını Doğu Asya güvenliği, Çin dış politikası ve Kuşak ve Yol Projesi kapsamında bölgesel işbirlikleri oluşturmaktadır. Ezgi, ileri derece İngilizce, orta seviye Korece ve başlangıç seviyesinde Çince bilmektedir.

Benzer İçerikler