ABD’nin Filipinler ve Japonya’daki Yeni Askeri Üsleri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

10 Ocak 2023 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Deniz Piyadeleri Komutanı General James Bierman, “Japonya’da, Filipinler’de ve başka yerlerde askeri harekat alanımızı genişletecek tesisler kuruyoruz.” açıklamasında bulunmuştur.[1] Bu sözler, ABD’nin Tayvan’daki olası bir çatışmaya hazırlık yapmak için Asya-Pasifik’teki askeri kapasitesini ve yeteneklerini geliştirmeye devam ettiği göstermiştir. Daha yakın zamanda Amerikan ve Japon orduları, Pasifik’teki komuta yapılarını entegre etmeye başlamış ve birleşik operasyonların kapsamını genişletmiştir. 2 Şubat 2023 tarihinde ise ABD’li yetkililer, Filipinler’de dört ilave askeri üssün kurulması hususunda Manila yönetimiyle anlaşmaya varıldığını duyurmuştur.[2] Tayvan yakınlarında kurulması beklenen bu yeni askeri üsler sayesinde ABD’nin Güney Çin Denizi ve Tayvan çevresinde Çin’in faaliyetlerini daha kolay izleyebileceği tahmin edilmektedir.

Filipinler’de kurulması planlanan bu yeni üsler, ABD’nin Çin’i çevreleme stratejisin bir parçasıdır. ABD’nin Pasifik’te Guam dışında kendi toprağı bulunmamaktadır. Bu yüzden Çin’i çevreleme stratejisi doğrultusunda ABD, Batı Pasifik’te donanma gemilerini, askerlerini ve savaş uçaklarını konuşlandırması için devletlerle anlaşma yapmak durumundadır. Japonya, Güney Kore ve Avustralya’daki üslerini güçlendirmeye devam eden Washington yönetimi, aynı zamanda Filipinler, Singapur ve Tayland’la askeri işbirliğini geliştirmeye de hız vermiştir. Kısaca özetlemek gerekirse, ABD’nin Pasifik’te İngiltere’den kiraladığı ve askeri üsse dönüştürdüğü Diego Gargia Adası’nın yanı sıra Guam’da bir üssü ve güvenlik-savunma anlaşmaları imzaladığı Japonya, Güney Kore, Filipinler, Tayland ve Avustralya’da da askeri üsleri bulunmaktadır.[3]

Halihazırda Washington, güvenlik anlaşması kapsamında Filipinler’deki beş üsse sınırlı bir erişime sahiptir. Yapılan son anlaşmalarla birlikte Washington yönetimi, ülkede dört yeni üsse daha erişim sağlayacaktır. Bu yeni üslerin nerede olduğu açıklanmamıştır. Muhtemelen Çin’e karşı koymak için Tayvan yakınlarındaki Luzon’da olabileceği konuşulmaktadır. Bu yeni üslerin Filipinler’deki insani ve iklimle ilgili felaketler ve diğer ortak zorluklara daha hızlı yanıt verebilmek amacıyla kurulduğu belirtilmektedir.

“Diğer zorluklar” ifadesi ise üstü kapalı olarak “Çin tehdidine” gönderme yapıyor olabilir. Böylece Tayvan Krizi esnasında ABD, adaya yakın olan birçok üste konuşlanabilecek ve hızlıca müdahalede bulunabilecektir. Çünkü Filipinler dışında en yakın Amerikan üssü Japonya’nın Okinawa Adası’nda bulunmaktadır. Çin’in Tayvan’a saldırması halinde ABD’nin yardıma gelmesinin zaman alacağı ve Çin’in bir “oldubittiyle” adayı ele geçireceği düşünülmektedir. Washington, bunu önlemek için hem Tayvan yakınlarındaki üslerinin sayısını arttırmakta hem de Japonya ve Filipinler gibi müttefikleriyle ortak kriz müdahale yeteneklerini geliştirmektedir.

Pasifik ülkelerindeki askeri üslerin en temel amacı, ABD’nin deniz gücü projeksiyonunu ilerletmek ve Çin’i kontrol altında tutmaktır. Gerek ABD gerekse de Japonya, Çin’in Tayvan’daki iddialarına karşı koymak maksadıyla askeri üslerini revize etmektedir. Bu anlamda bilhassa deniz üslerinin sayısının arttırılması amaçlanmaktadır. Filipinler’de sadece hava üslerini kullanan ABD’nin bu ülkede deniz üssüne erişmesine halen izin verilmemektedir.Fakat Washington’un Manila yakınlarındaki donanma üssüne geri dönmeye hazırlandığı iddia edilmektedir.[4] ABD, bunun karşılığında Filipinler’e askeri teçhizat yardımında bulunmayı teklif etmiştir.[5] Eğer donanma gemilerini de Filipinler’e yanaştırabilirse ABD, Tayvan stratejisinde önemli bir avantaj elde etmiş olacaktır. Buna ek olarak Washington yönetimi, Guam’da 70 yıl aradan sonra deniz piyadelerini görevlendirmeye başlamıştır. Bu konuşlandırmanın maliyetini ise kısmen Japonya ödeyecektir.[6]

2022 yılının Kasım ayından itibaren hız kazanan ABD ile Japonya arasındaki askeri işbirliğinin, krizlere ortak müdahaleye kadar genişletildiği söylenebilir. İki ülke hem Tayvan yakınlarındaki Japon adalarında askeri üslerini geliştirmekte hem de krizlere müdahalede koordinasyonu artırmaya çalışmaktadır. Bunun sebebi, Çin’in Tayvan’daki artan iddialarının Japon adaları için de büyük bir tehlike arz etmesidir.

Aslında Çin, Tayvan’la ilgili bir kriz çıksa bile Japon adalarını hedef almaktan kaçınacaktır. Ancak ABD, savaş anında Tayvan’a yardım edebilmek için yakınlardaki bu Japon adalarını kullanmayı arzulamaktadır. Söz konusu adalar; Ryukpu Takımadaları ve bu adalar dizinden biri olan, Çin ve Japonya’nın hak iddia ettiği tartışmalı Senkaku/Diaoyu Adası’dır.

Çin, eğer Tayvan’ı ele geçirirse, devamında Japonya’nın bu adalarını da almak için harekete geçebilir.Bu yüzden de Batı’nın savunduğu tez şudur: Şayet kurallara dayalı uluslararası düzeni bozan Rusya ve Çin gibi güçler, bu eylemlerinden dolayı cezalandırılmazlarsa, yakın gelecekte yeni bölgelerin işgal edilmesine kapı aralanacaktır. Çin, Tayvan’ı işgal ederse ve bu eylem cezasız kalırsa, bu durumdan cesaret alıp Japonya’nın adalarını da işgal edebilir. Böylece kurallara dayalı uluslararası düzeni korumak imkânsız hale gelir ve Üçüncü Dünya Savaşı’na kapı aralanır.

Japonya, söz konusu tehlikeyi gördüğü için ABD’nin bu adalardaki askeri varlığını arttırmasını istemektedir. Fakat daha güçlü bir ABD koruması, Çin’i caydırmak için yeterli olmayabilir. Bu yüzden de ilerleyen dönemde ABD ve Japonya, kolektif savunma örgütlerinin kurulmasını dile getirmeye başlayabilir.

ABD, Asya-Pasifik’teki müttefikleriyle askeri işbirliğini arttırmak suretiyle Çin’i çevreleme stratejisine hız vermiştir. Tayvan’a en yakın adalar Japonya ve Filipinler’e aittir. Bu yüzden de Washington’un önceliği de bu ülkelerdir. Bu işbirliklerinin bölgedeki diğer müttefik devletlere doğru yayıldığı da görülmektedir. 2022 yılının Aralık ayında Avustralya, ülkedeki Amerikan askerlerinin sayısının arttırılmasını ve yeni savunma sanayi üssünün kurulmasını kabul etmiştir. Ayrıca Japonya da Avustralya’daki bu Amerikan üssünde konuşlanmaya davet edilmiştir.[7]

Sonuç olarakABD’nin tüm bu adımları, Çin tarafından bir provokasyon olarak görülmektedir. İki büyük güç, önümüzdeki beş yıl içerisinde Tayvan üzerinden hesaplaşmanın hazırlıklarını yapmaktadır. Washington, söz konusu çatışmanın risklerini azaltmak ve maliyetleri müttefikler arasında dağıtmak için çeşitli önlemler almaya devam edecektir.


[1] “US Bolsters Military Ties with Japan, Philippines over Possible Taiwan Conflict with China”, Taiwan News, https://www.taiwannews.com.tw/en/news/4776321, (Erişim Tarihi: 03.02.2023).                                                               

[2] “US Secures Deal on Philippines Bases to Complete Arc Around China”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-64479712, (Erişim Tarihi: 03.02.2023).                                                              

[3] “2 Maps That Show the US’ Strategy in Asia-Pacific”, Mauldin Economics, https://www.mauldineconomics.com/editorial/2-maps-that-show-the-us-strategy-in-asia-pacific, (Erişim Tarihi: 03.02.2023). 

[4] “Güney Çin Denizi, Çin ile Kıyıdaş Ülkelerin Egemenlik İhtilaflarının Odağında”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/guney-cin-denizi-cin-ile-kiyidas-ulkelerin-egemenlik-ihtilaflarinin-odaginda/2780153, (Erişim Tarihi: 03.02.2023).   

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.  

[7] “ABD, Avustralya’daki Askeri Varlığını Artıracak”, NTV, https://www.ntv.com.tr/dunya/abd-avustralyadaki-askeri-varligini-artiracak,Z7_v9d5XQUWhTJJMS4nuFA, (Erişim Tarihi: 03.02.2023).    

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler