Japonya Hükümeti’nden bir kaynağın aktardığına göreAlmanya Şansölyesi Olaf Scholz, 2023 yılının Mart ayında Tokyo’yu ziyaret etmeyi planlamaktadır.[1] Bakanların da katılacağı heyetler arası görüşmelerde, enerji ve gıda krizinden ekonomiye ve küresel gelişmelere kadar bir dizi meselenin ele alınması beklenmektedir. 2022 senesinin Kasım ayında Scholz’un Pekin’e yaptığı ziyaretten sonra bu kez Tokyo’ya ziyarette bulunmayı planlaması, Almanya’nın dış politikada bir ikilem içerisinde olduğunu ve denge siyaseti izlediğini ortaya koymaktadır.
Berlin yönetiminin Çin meselesinde bir fikir birliğine varamadığı ve bu yüzden de politika geliştirmekte zorlandığı iddia edilmektedir. Berlin’in Pekin’e bakış açısındaki bu belirsizlik, Almanya-Japonya ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. Zira Tokyo, 2023 senesinde G7 ülkelerini Çin’le mücadele konusunda kendi etrafında kenetlemeye çalışmaktadır. Fakat blok üyeleri arasında Almanya’nın duruşu diğer aktörlerden farklılaşmaktadır. Bir yandan Scholz, Çin’le işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu ve diyaloğu sürdüreceklerini belirtirken; diğer taraftan da Almanya Dışişleri Bakanlığı, Alman şirketlerin Çin’le ekonomik ilişkilerini sınırlandıracak yeni bir strateji belgesi hazırlamaktadır.
Almanya, Çin’le mücadele konusunda bilhassa Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Japonya gibi aktörlere daha fazla destek vereceğine işaret eden adımlar atmaktadır. Fakat aynı zamanda Çin’le yaşanan sorunların barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini, bunun Ukrayna’daki gibi askeri bir mesele olmadığını; bilakis ekonomik bir anlaşmazlık olduğunu dile getirmektedir.[2] Kısacası Berlin yönetimi, Pekin’in uluslararası düzene yönelik artan iddialarının ekonomik bir sorun teşkil ettiğini ve özellikle Tayvan Sorunu’nun askeri yollarla çözülmesinin yanlış olduğunu savunmaktadır.[3]
Bunları söylerken Almanya, Ukrayna’daki savaşı göz önünde bulundurmaktadır. Bilindiği gibi Berlin, Ukrayna’ya olan askeri desteğini çekmeyi tartışmaktadır. ABD ve İngiltere ise bu desteğini sürdürmesi için Almanya’ya baskı yapmaktadır. Berlin ise kendisine hem Ukrayna hem de Çin meselesinde çıkış yolu aramaktadır. G7 ülkeleri, Almanya’ya bu konuda tek bir çıkış yolu tanımaktadır: O da Çin’le düşman olmaktır. 2022 yılının Kasım ayında Çin’le kurduğu son temaslardan sonra ABD’nin Almanya’ya olan baskısı artmış ve Berlin’i politika değiştirmeye zorlamıştır.
Çin siyasetinde söz konusu belirsizlik sürerken G7 Dönem Başkanlığı’nın Japonya’ya geçmesi, Almanya’nın politikalarını gözden geçirmesi açısından önemli bir fırsat olmuştur. Çünkü son dönemde Tokyo hem Ukrayna hem Çin konusunda radikal çıkışlar yapmaktadır. Berlin ise bu sorunların çözümüne daha barışçıl yaklaşmaktadır.
Karşılaştırma yapmak gerekirse Almanya, G7 üyelerini sakin kalmaya davet ederken; Japonya, tam aksine bu ülkeleri proaktif olmaya çağırmaktadır. Dolayısıyla Almanya, eğer Çin’le ilgili bir krizin çıkmasını engellemek istiyorsa, öncelikle Japonya’yı sakinleştirmesi gerekecektir. Çünkü Tokyo, G7 Dönem Başkanlığı’nı bu amaç doğrultusunda kullanmayı planlamaktadır. Berlin ise bu tehlikeyi gördüğü için Japonya’yla diyaloğunu arttırmaya çalışmaktadır.
Hatırlanacağı üzere, göreve geldikten sonra Scholz, Asya’daki ilk ziyaretini Çin’e değil; Japonya’ya yapmıştı. Bu adım, Almanya’nın Çin’den vazgeçtiği ve bundan sonra Japonya’ya yakınlaşacağı şeklinde yorumlanmıştı. Ancak çok geçmeden Scholz, Japonya’nın Çin’in alternatifi olamayacağını görmüş ve Pekin’le işbirliğine devam etme kararı almıştır. Son aylardaScholz’un Pekin’le olan temaslarını gördükten sonra Tokyo, Berlin’le arasına mesafe koymaya başlamıştır. Hatta Japonya Başbakanı Fumio Kişida, G7 ülkelerini ziyaret etmek için Avrupa turuna çıkarken Almanya’yı es geçmiştir. Kişida, bunun sebebi olarak da programların çakışmasını göstermiştir. Fakat istenilseydi Kişida ve Scholz arasında bir görüşme ayarlanabilirdi. Muhtemelen Kişida, Almanya’yı ziyaret etmek için uygun bir plan yapamamış veya yapmak istememiştir.
Bu geçen süre zarfında her ne yaşandıysa bu sefer Scholz’un Tokyo’ya gitmeyi planladığı açıklanmıştır. Görünen o ki; Almanya ve özellikle Scholz, Çin’le mücadele etmesi noktasında ABD’nin yoğun baskısı altındadır. Aynı durum, Rusya-Ukrayna Savaşı için de geçerlidir.Ukrayna’ya daha fazla silah yardımında bulunmayacaklarını açıklayan Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, yakın zamanda istifasını açıklamıştır.[4] Muhtemelen Scholz, ABD’den gelen yoğun baskılar sonucunda Savunma Bakanı’nın istifasını istemiştir.
Benzer bir şekilde Almanya, artık Çin’le mücadele hususunda yeni bir strateji hazırlamaktadır ve Scholz, G7 ülkeleriyle daha fazla uyum sağlamak için Tokyo’ya ziyarette bulunmaya hazırlanmaktadır. Görünen o ki; ABD, Almanya’nın G7’ye daha fazla destek vermesini istemektedir. Dolayısıyla Scholz’un Tokyo ziyaretinde Washingotn’dan gelen baskıların etkili olduğu öne sürülebilir. Almanya, her ne kadar ABD’nin Çin siyasetinden kendisini ayrıştırmaya çalışsa da bunda başarılı olamamaktadır.
Tahmin edileceği gibi Scholz, söz konusu ziyarette Japonya’yla yaşanan görüş ayrılıklarını azaltmaya çalışacaktır. Berlin’in asıl amacı, dünyada yeni krizlerin çıkmasını önlemektir. Bu doğrultuda Almanya hem Çin hem de Japonya’yla görüşerek tarafları barış ve diyaloğa davet etmektedir. Pekin’in endişesi ise Almanya’nın kutuplaşma siyasetine dönmek suretiyle diğer Batılı güçlere katılmasıdır.[5] Buna karşılık Japonya, Almanya’nın Çin konusundaki uyumsuzluğu nedeniyle G7 içerisinde bir çatlağın oluşmasından kaygı duymaktadır.
Sonuç olarak küresel sistemdeki kutuplaşma devam ederken Almanya, denge siyaseti izleyerek söz konusu gerilimi azaltmaya çabalamaktadır. Bu sayede Berlin yönetimi, ekonomik güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Zira Çin, Almanya’nın son yedi yıldır en büyük ticaret ortağıdır. Japonya da Almanya’nın Asya’daki en büyük ikinci ticari partneridir. Ayrıca Almanya, dünyanın en büyük otomobil üreticilerindendir ve bu konumunu sürdürmek için Tayvan, Çin ve Japonya’da üretilen çiplere önemli ölçüde bağımlıdır. Aslında bu bağımlılıklar, tüm dünya için geçerlidir. Bu anlamda Ukrayna’dan ders alan Almanya, kendisini ekonomik yönden aşağı çekecek yeni bir krizi önlemek gayesiyle elinden geleni yapacak gibi gözükmektedir.
[1] “German Leader Scholz Plans to Visit Japan in March”, Japan Today, https://japantoday.com/category/politics/german-leader-scholz-plans-to-visit-japan-in-march, (Erişim Tarihi: 18.01.2023).
[2] “Germany Will Not Arm Taiwan, Senior Lawmaker Says”, US News, https://www.usnews.com/news/world/articles/2023-01-11/germany-will-not-arm-taiwan-senior-lawmaker-says, (Erişim Tarihi: 18.01.2023).
[3] “Germany’s Scholz Tells China: Any Change in Taiwan’s Status Quo Must Be Peaceful”, US News, https://www.usnews.com/news/world/articles/2022-11-04/germanys-scholz-tells-china-any-change-in-taiwans-status-quo-must-be-peaceful, (Erişim Tarihi: 18.01.2023).
[4] “Almanya Savunma Bakanı Lambrecht İstifasını Sundu”, DW, https://www.dw.com/tr/almanya-savunma-bakan%C4%B1-lambrecht-istifas%C4%B1n%C4%B1-sundu/a-64403342, (Erişim Tarihi: 18.01.2023).
[5] “Germany’s İdeology-Driven China Policy Not in Interests of Either Side: Chinese Ambassador”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202301/1283496.shtml, (Erişim Tarihi: 18.01.2023).