ABD Lawrence’ı McGurk’ün Türkiye Operasyonu

Paylaş

Resmi sıfatı ile sahada oynadığı rol ve özellikle de Türkiye’ye karşı kullandığı suçlayıcı ifadelere bakıldığında, Brett McGurk’un ABD Başkanı Obama’nın DAEŞ’le Mücadele Koalisyonu Özel Temsilciliği pozisyonundan daha çok, İngiliz Thomas EdvardLawrence’in rolüne soyunduğu ve “Arabistanlı Lawrence”in ABD versiyonu olan “Kürdistanlı McGurk”e özendiği anlaşılıyor.

Şu ana kadar verdiği pozlar ve özellikle Kuzey Suriye’de yürüttüğü faaliyetler bunu başlı başına teyit ediyor. Bu  faaliyetleri arzu ederseniz iki kelime ile özetleyebiliriz: “Plaket” ve “Tırlar”. Daha somut bir ifadeyle ABD, yeni müttefikini bir taraftan tırlar dolusu silahlandırıyor diğer taraftan da hizmetlerinden dolayı ödüllendiriyor.

Evet, “Kürdistanlı McGurk” ya da “ABD Lawrence’ı McGurk” Suriye’de bol bol plaket ve tırlar dolusu silah dağıtıyor. Bunlar içerisinde uçak ve helikopterlere karşı kullanılan sofistike silahlar da söz konusu ki, hatırlatalım Suriye’de DAEŞ ya da El Kaide’nin elinde şu ana kadar uçak ya da helikopter bulunduğuna yönelik bir kayıt yok. Dolayısıyla ortada çok daha farklı bir hesap var.

Bunu da zaten gizlemiyorlar. ABD, Türkiye’ye güvenmediği için (ki bunu her defasında zikrediyorlar) kendileri açısından kullanışlı bir gücü inşa etmek istiyor. Bu da bizi iki kuzeye götürüyor: Kuzey Irak ve Kuzey Suriye. Her iki bölgedeki eş zamanlı hareketlenme işte bu açıdan daha anlamlı bir hale geliyor. Yani, birileri “BOP Kürdistanı” için butona/düğmeye basmış durumda.

Bu kapsamda PKK’nın Suriye versiyonunu bölge açısından “ABD’nin en önemli kara gücü” haline getirmekte kararlı olan Washington’un 900’ün üzerinde tır ile (ki bu sadece açıklanan rakam) taşıdığı silahlarla niçin donattığı, ona sadece DAEŞ/IŞİD ile mücadele

görevi vermediği, Esad’ı niçin tekrar “yürüyen ceset” ilan ettiği ve “bölgedeki müttefiklerimizi tehdit eden, terörle mücadeleye köstek olanları doğrudan vururuz” açıklamalarını neden yaptığı daha net anlaşılıyor.

Hedef, “İngiliz Ortadoğusu”nu Yıkmak!

İngiltere nasıl kendi Ortadoğu’sunu Osmanlı Ortadoğu’sunu yıkmak suretiyle inşa ettiyse, ABD de İngiliz Ortadoğu’sunu yıkmadan kendi Ortadoğu’sunu inşa edemeyeceğini biliyor. Dolayısıyla ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nde (BOP) ortaya koyduğu gerekçe tamamıyla “İngiliz Ortadoğu’su”nu hedef alıyor.

Zira, “İngiliz Ortadoğu Düzeni”ni ya da “Sykes-PicotDüzeni”ni yıkmadan “Büyük İsrail Projesi”ni hayata geçiremeyeceğinin farkında. Bölgede başta DAEŞ/IŞİD ve bir takım “Kürt aydınlar, siyasetçilerin” ısrarla “Sykes-Picot’ya meydan okuyoruz, onu tarihin çöplüğüne attık/atacağız” demelerinin temelinde de bu yatıyor.

Bu çıkışlar, ABD-İngiltere arasındaki mücadelenin söyleme ve sahaya yansımasından başka bir anlam ifade etmiyor. Bir diğer husus ise, bu ifadeleri kullananların Sykes-Picot’yu hiç bir şekilde anlamadıklarını gösteriyor. Çünkü meydan okuyoruz dedikleri şeyin (Sykes-Picot) temel mantığına; bölünme ve coğrafya ile en az 100 yıllık bir savaşı göze almak suretiyle hizmet ediyorlar.

Nitekim, dün de Osmanlı’ya benzer söylemlerle isyan edilmiş, ardından da “bağımsızlıklarını kazanan” bu devletçikler en büyük savaşlarını hem emperyalist güçlerle hem de kendi aralarında yapmışlardı. Lawrence onlara en büyük kazığı atmıştı. Bundan sonrasında da farklı bir şey olması beklenemez. Nitekim, “Kürdistanlı McGurk” ya da “ABD Lawrence’ı McGurk” da bölgeye yağlı bir kazık hazırlamakla meşgul.

Bu Sefer Kaybedecekler!

Diğer taraftan, bu sefer hem BOP’un arkasındakilerinin hem de onun taşeronlarının işi hiç de kolay değil. Çünkü sahada durum çok farklı. Birincisi ABD dönemin İngiltere’si gibi güçlü değil. Her geçen gün kan kaybediyor. İkincisi, ABD ve taşeronları bölgede birçok güç ile çatışmak/savaşmak zorunda. Bunun en başında da İngiltere geliyor.

İngiltere zaten uzun bir süredir bu mücadeleyi yürütüyor. ABD maliyetlerinin bu denli yüksek olmasının ve en az ABD kadar İsrail’in de İngiltere’ye alttan alta duyduğu öfkenin altında bu yatıyor.

Bunun dışında, bölgede Türkiye-Rusya-İran üçlüsü ve sahadaki enstrümanları ciddi anlamda caydırıcı bir güce sahip. Bundan dolayı bölgede yerel unsurlardan devletlere kadar birçok kesim bu üçlünün etrafında toplanıyor. Örnek mi? Katar-Suudi Arabistan krizi.

Bundan daha mükemmeli olabilir mi? Bu kriz sonrası bölgedeki dengeler ciddi anlamda değişmeye başlamış durumda. Irak ve Mukteda el Sadr ile birlikte Suudi Arabistan’a bu kapsamda daha dikkatli bakmakta fayda var.

ABD istediği kadar tehdit etsin. Artık köprünün altından çok sular geçti. Bu ülkelerden birine yönelik bir saldırı ya da bu ülkelerin tasvip etmediği bir projenin hayata geçirilebilmesi bundan sonra mümkün değil. Son günlerde artan tehditleri de bundan dolayı. Zira, kaybediyorlar!

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler