ABD’nin Suriye’de Bir Değil, Birden Fazla İşi Varmış!

Paylaş

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rus askerlerini Suriye’den çekeceği yönündeki açıklaması için kullandığı “Rusya, Suriye’de görevin bittiğini düşünebilir. Suriye’de bizim işimiz bitmedi” ifadesine atfen şu soruyu sorarak yazımı noktalamıştım: “ABD’nin Suriye’de bitmeyen işi ne?”

Cevap geldi; hem de birkaç tane birden!

İlk yanıt ABD Merkezi İstihbarat Dairesi (CIA)’nin eski Başkanı ve Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) eski Başkanı Michael Hayden’dan. Washington’daki düşünce kuruluşlarından Jamestown Vakfı’nın 11’inci terör konferansında kapanış konuşmasında Ortadoğu’da özerk bir PKK devletinin kurulacağı öngörüsünde bulunan Hayden aynen şu ifadeleri kullanmış:

“Benim fikrimce, Irak ve Suriye olarak bildiğimiz ülkeler artık yok. Tamamen yok olmadılar ama üniter devlet kimlikleri geride kaldı. Farklı oluşumlar çıkacak ortaya; bunlardan biri de özerk Kürdistan olacak. Biz Amerikalılar olarak son savaştaki katkılarından dolayı Kürtlere minnettarlık duyuyoruz. Bu yüzden özerk bir Kürdistan olacağını Ankara’daki dostlarımızla oturup konuşmamız, anlatmamız lazım. Türklere ‘Özerk bir Kürdistan Türkiye’nin güvenliği açısından ne şartlarda sizin için kabul edilebilir olur?’ diye sormalıyız. Elbette, konuşması zor bir konu ancak hiç olmazsa dürüst bir diyalog olacaktır. Bu diyalog sürecini bence hemen başlatmalıyız.”

Senaryolar üzerinden dünyayı dizayn etmeye çalışan ve bu bağlamda yaptığı çalışmalarla ön plana çıkan adreslerden birisi olan Jamestown Vakfı üzerinden ABD Türkiye’ye şu üç mesajı birden veriyor: 1) BOP’un temel hedeflerinden biri olan “Kürdistan Devleti” hedefimizden vazgeçmedik; 2) Ey Kürtler, sizi satmadık, bize güvenmeye devam edin; 3) Türkiye bunu “anlayışla” karşılamazsa o zaman bu işi “kanla” hallederiz.

Bu kapsamda, Donald Trump’ın “PYD’ye silah sevkiyatı bitti” açıklaması sonrası Pentagon’un Afrin’deki PKK’lı teröristlere son 20 günde 3 kez daha silah göndermesi ve bunların büyük kısmının “TOW” olarak bilinen BGM-71 tanksavar sisteminden oluşması, ABD’nin ikinci olasılığa yoğunlaştığını gösteriyor.

ABD’nin Türkiye’yi bölgedeki radikal grupların hamisi/destekçisi olarak suçlaması da, elbette bu sürecin/planın bir parçası olarak görülmeli. Bu noktada Hayden ve McMaster arasındaki görev dağılımında Trump yönetiminin ulusal güvenlik danışmanı H.R. McMaster Türkiye’yi suçlamalarla baskı altına almaya çalışırken; diğeri de Ankara’ya “gel benimle işbirliği yap ve kurtul” mesajını veriyor.

İşbirliği ile kasıt, elbette ABD’nin İran karşıtlığı üzerine inşa etmeye çalıştığı; Suudi Arabistan, İsrail, Mısır, Körfez ülkeleri ve Türkiye’nin içinde yer aldığı büyük bir koalisyon. Siz buna “Yeni Ortadoğu İttifakı” ya da “BOP”/BİP İttifakı” da diyebilirsiniz.

Türkiye ve Katar işte bu ittifakı bozduğu için açık, Suudi Arabistan ise bu ittifaka karşı kendi içinde derin bir mücadele verdiğinden dolayı örtülü hedef durumundalar.

Bu arada, Hayden’in Trump yönetiminin ulusal güvenlik danışmanı H.R. McMaster’ın, dünyada aşırıcı ideolojilerin yayılması faaliyetlerinde Türkiye’nin de büyük rol oynadığı yolundaki iddialarına şaşırdığını ifade etmesi de, açıkçası bizler açısından hayret verici. Zira, O da gayet iyi biliyor ki, “Katar ve Türkiye’yi radikal ideolojilerin kaynağı” olarak gösteren McMaster ile kendisi aynı şeye hizmet ediyor: Türkiye’yi ikna!

Kamyonlara Doldurulan DEAŞ’lılar Ortaya Çıktı!

O görüntüleri birçoğunuz hatırlıyordur. ABD-İngiltere arasındaki rekabetin bir yansıması olarak BBC tarafından 14 Kasım 2017’de tüm dünyaya servis edilen görüntülerde Rakka’dan kamyonlar dolusu DEAŞ’lı bilinmeyen bir adrese doğru sevk edilmişti.

Şimdi anlaşılıyor ki; PKK terör örgütünü PYD/YPG/SDG olarak tüm dünyaya yutturmaya çalışan ABD, şimdi de DEAŞ/IŞİD’i “Yeni Suriye Ordusu” adı altında yeniden piyasaya sürüyor. Bununla ilgili olarak basına düşen haberler-iddialar oldukça dikkat çekici. ABD tarafından ölümü/öldürülmesi teyit edilmeyen IŞİD kurucusu El Bağdadi’nin de DEAŞ’lıların çoğunluğunu oluşturduğu (yaklaşık olarak 400 DEAŞ’lıdan bahsediliyor) Haseki’deki mülteci kampında olduğu belirtiliyor.

Daha da ötesi, DEAŞ’lılar ve liderleri bizzat Pentagon ve “uluslararası koalisyon” tarafından korunuyor. Bu iddia bana ait değil. Bizzat Ruslar söylüyor. Bu hususta Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklaması aynen şöyle: “ABD’nin IŞİD’i yok etme konusunda kararlı olduğuna dair açıklamalarına rağmen, uluslararası koalisyon, Suriye’de kalan militanlarla işbirliğine devam ediyor. ABD’li özel operasyon güçlerinden eğitmenlerin yönetiminde, Haseke’deki sığınmacı kampında en az 6 aydır farklı terör örgütü militanları eğitiliyor ve ‘Yeni Suriye Ordusu’ isimli yeni bir silahlı oluşum kuruluyor.”

Rusya Savunma Bakanlığınca yapılan bu açıklamayı ABD Savunma Bakanı James Mattis da doğruluyor. Nasıl mı? Söyleyelim. 16 Aralık’ta Mattis (Pentagon) basın ofisini ziyaret eden gazetecilere aynen şöyle diyor: “IŞİD›in bittiğini söyleyenlere inanmayın.”

Adam daha ne desin…

“Türkiye-Rusya-İran Üçlüsü”nün ABD Yalanlarına Cevabı!

ABD’nin bu oyununa karşı elbette bölge de gereken hazırlığını yapıyor, tedbirlerini alıyor. Bu kapsamda Türkiye-Rusya-İran üçlüsünden gelen farklı açıklamalar, özü itibarıyla aynı kapıya çıkıyor: Mücadeleye, işbirliğine devam!

Örneğin, Rus parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Bondarev, ABD’nin Suriye’deki durumu istikrarsızlaştırmak için hazırlık yaptığını, Rusya’nın ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a Suriye’de istikrarın sağlanması için yardım edeceğini söylüyor.

Putin’in son dakika Türkiye ve Suriye ziyaretlerini de yine bu kapsamda değerlendirmek gerek!

15 Aralıkta gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Ortak Çalışma Grubu ikinci toplantısında verilen mesajlar da oldukça önemli. Tarafların organize suçlar, uyuşturucu ve kaçakçılık, insan kaçakçılığı, düzensiz göç ve terörün her türlüsüyle mücadele konularında ortak hareket etme kararı aldıkları bu toplantıyla ilgili olarak servis edilen haberde “karşılıklı dostluk ve kardeşlik havası içerisinde” ifadesinin kullanılması ise adeta: “Selam olsun Washington Beyi”ne gibi…

Şimdi soruyorum: “Derin Amerika/Pentagon çıldırmasın da ne yapsın?”

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler