28 Nisan 2025 tarihinde İspanya ve Portekiz’de meydana gelen geniş çaplı elektrik kesintisi, Avrupa’nın enerji altyapısındaki kırılganlıkları ve yeşil dönüşüm sürecinde karşı karşıya kaldığı teknik, ekonomik ve siyasi zorlukları gözler önüne sermiştir. Avrupa’nın güneyinde bu denli büyük ölçekte bir kesinti yaşanması, enerji güvenliğinin ve altyapısal dayanıklılığın yeniden gündemin merkezine oturmasına neden olmuştur. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme entegrasyonunun hızlandığı bir dönemde yaşanan bu kesinti, şebeke istikrarının sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıları artırmıştır. Bu bağlamda 2025 İber Yarımadası elektrik kesintisinin nedenleri, etkileri, siyasi ve toplumsal yankıları ile Avrupa Birliği’nin (AB) mevcut ve geleceğe dönük enerji politikaları bağlamında kapsamlı bir değerlendirme yapılması önem arz etmektedir.
Kesintinin Nedenleri
Kesintinin temelinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek artan payının neden olduğu sistemsel dengesizlikler yatmaktadır.[1] İspanya’nın elektrik üretiminin yaklaşık %65’inin güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, enerji sisteminin esneklik ve dengeleme kabiliyetini sınırlandırmaktadır. Yenilenebilir enerji üretimi, doğası gereği hava koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterdiğinden, sistemde anlık frekans dalgalanmalarına neden olabilmektedir. Bu değişken üretim profili, şebeke operatörlerinin talep ve arz dengesini sağlamakta zorlanmasına yol açmaktadır. Özellikle termik ve hidroelektrik santraller gibi geleneksel üretim kaynaklarının devre dışı kalması durumunda, yenilenebilir sistemlerin bu boşluğu telafi edememesi sistem çöküşlerini tetikleyebilmektedir.
Kesintiyi tetikleyen olay zinciri, ardışık şekilde devre dışı kalan iki büyük üretim ünitesiyle başlamış, bu durum sistem genelinde bir frekans düşüşü ve istikrarsızlık yaratmıştır. Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Ağı (ENTSO-E) verilerine göre, yaşanan ani frekans düşüşü, otomatik koruma sistemlerini devreye sokmuş ve belirli bölgelerde yük atma uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu durum, daha geniş çaplı bir çöküşü önlemekle birlikte İspanya ve Portekiz’in önemli bir bölümünde uzun saatler süren elektrik kesintisine neden olmuştur.[2] İletim ve dağıtım sistemlerindeki teknik arızalarla birlikte bölgesel enerji şebekeleri arasında yeterli yedekleme ve yönlendirme kapasitesinin bulunmaması da kesintinin etkisini derinleştirmiştir.
Etkiler elektrik kesintisinin etkileri çok boyutlu olmuş, temel kamu hizmetlerinden bireysel yaşam alanlarına kadar geniş bir yelpazede hissedilmiştir.[3] Başkent Madrid ve Lizbon gibi büyük şehirlerde metro, tramvay ve tren sistemlerinin tamamen durması; trafik ışıklarının devre dışı kalması şehir içi ulaşımın felce uğramasına yol açmıştır. Hastanelerde jeneratör sistemlerine geçilse de bazı bölgelerde jeneratörlerin yetersiz kalması, sağlık hizmetlerinde aksamaların yaşanmasına neden olmuştur. Su arıtma tesislerinde ve kanalizasyon sistemlerinde meydana gelen duraksamalar, halk sağlığı açısından kısa süreli de olsa risk oluşturmuştur.
Finansal sistemler de ciddi zarar görmüş, özellikle POS cihazları ve dijital ödeme sistemlerinin devre dışı kalması nedeniyle vatandaşlar market ve eczane gibi temel hizmet noktalarında alışveriş yapmakta zorlanmıştır. Banka ATM’lerinin çalışmaması ve internet tabanlı işlem sistemlerinin devre dışı kalması, nakit paraya erişimi neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Özellikle kırsal kesimlerde jeneratör bulunmayan hanelerde soğuk hava depolarının çalışmaması gıda güvenliği açısından endişelere yol açmıştır.
Kesinti sırasında bazı bölgelerde jeneratörlerin hatalı kullanımı nedeniyle karbonmonoksit zehirlenmeleri meydana gelmiş ve birkaç vatandaş hayatını kaybetmiştir. Ekonomik kayıplar ise sektörel bazda ciddi düzeydedir. İspanya’da ulaşımdan sanayiye, ticaretten hizmet sektörüne kadar geniş bir alanda yaklaşık 1,5 milyar euro ekonomik zarar oluştuğu tahmin edilmektedir. Turizm gibi doğrudan enerjiye bağlı sektörlerde ise özellikle konaklama ve ulaşım hizmetlerinde büyük iptaller yaşanmış, bazı işletmeler geçici olarak faaliyet durdurmuştur.
Siyasi ve Toplumsal Yankılar
Elektrik kesintisi, yalnızca teknik bir arıza olarak kalmamış, enerji politikaları ekseninde siyasi tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Muhalefet partileri, iktidarın yenilenebilir enerji politikalarının yeterince planlı ve altyapı odaklı yürütülmediğini, ani üretim dalgalanmalarına karşı şebekenin dirençsiz bırakıldığını ileri sürmüştür. Hükümet ise bu tür kesintilerin yenilenebilir enerjinin değil, sistemin bütüncül bir şekilde dijitalleştirilmemesinin ve senaryoların yetersizliğinin bir sonucu olduğunu savunmuştur. Bu karşılıklı suçlamalar, enerji dönüşüm stratejilerinin siyasi zeminde kutuplaştırıcı etkiler yaratabileceğini de göstermiştir.
Ayrıca, bazı medya kuruluşları ve siyasi aktörler kesintinin bir siber saldırı sonucu olabileceğini dile getirmiş, enerji altyapısının dijital güvenliği Avrupa çapında yeniden tartışmaya açılmıştır. Her ne kadar yetkili kurumlar bu ihtimali dışlamış olsa da kamuoyunda enerji altyapılarının güvenliği ve korunabilirliği konusunda ciddi soru işaretleri oluşmuştur. Bu gelişme, Avrupa genelinde enerji sistemlerinin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda siber dayanıklılığının da artırılması gerektiğini göstermektedir.
Avrupa Enerji Politikaları ve Stratejik Çıkarımlar
Bu kesinti, AB’nin enerji politikalarının sürdürülebilirlik ve güvenlik arasında nasıl bir denge kurması gerektiğine dair önemli dersler sunmuştur. Yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılması tek başına yeterli değildir; aynı zamanda bu kaynakların sistematik entegrasyonunu mümkün kılacak teknolojik ve yapısal altyapının da güçlendirilmesi gerekmektedir. Avrupa’daki birçok enerji iletim hattının eski olması, frekans stabilitesine karşı direncin düşüklüğü ve ulusal şebekeler arasındaki koordinasyon eksiklikleri gibi faktörler, benzer krizlerin tekrarlanmasına zemin hazırlamaktadır.
AB’nin Trans-Avrupa Enerji Ağları (TEN-E) çerçevesinde planladığı yeni nesil iletim hatları, enerji adacıklarını azaltmayı ve enerji transferini daha esnek hale getirmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu projelerin uygulanması yavaş ilerlemekte ve ulusal düzeyde yeterli kaynak tahsisi sağlanamamaktadır. Bu bağlamda Avrupa Komisyonu’nun kriz sonrası bu tür projelere yönelik finansmanı artırması ve önceliklendirme politikalarını yeniden şekillendirmesi gerekmektedir.
Bunun yanı sıra enerji depolama teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Lityum iyon piller, hidrojen depolama sistemleri ve batarya santralleri gibi çözümler, üretim fazlası dönemlerinde enerjiyi depolayarak kesinti anlarında sisteme takviye sağlayabilir. Ayrıca, erken uyarı sistemleri, yapay zekâ destekli talep tahmin algoritmaları ve bölgesel kriz yönetim protokolleri gibi önleyici mekanizmalar da enerji şebekelerinin esnekliğini artıracaktır.
2025 yılında İber Yarımadası’nda yaşanan elektrik kesintisi, Avrupa enerji sistemlerinin hem teknolojik hem de yönetişimsel düzeyde yeniden yapılandırılması gerektiğini göstermiştir. Enerji dönüşüm süreci, yalnızca çevresel kaygılarla değil, aynı zamanda teknik gerçekliklerle ve güvenlik öncelikleriyle birlikte ele alınmalıdır. Bu tür olaylar, yalnızca bir ülkenin değil, bütün bir bölgenin kırılganlığını ortaya koymaktadır. Avrupa’nın enerji geleceği; sürdürülebilir, bütünleşik ve dirençli bir sistem inşa edilmesine bağlıdır. İklim hedefleriyle şebeke güvenliği arasında kurulan denge ne kadar sağlıklı olursa, Avrupa’nın enerji bağımsızlığı ve toplumsal refahı da o ölçüde güçlü olacaktır.
[1] “What caused the power outage in Spain and Portugal?”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/what-could-be-behind-iberian-power-outage-2025-04-29/, (Erişim Tarihi: 07.05.2025).
[2] “Incident in the power systems of Spain and Portugal”, Entsoe, https://www.entsoe.eu/news/2025/04/28/grid-incident-in-the-power-systems-of-spain-and-portugal/, (Erişim Tarihi: 07.05.2025).
[3] “Portugal’s REN says no sign blackout caused by cyberattack”, Reuters, https://www.reuters.com/business/energy/portugals-ren-says-no-sign-blackout-caused-by-cyberattack-2025-04-28/, (Erişim Tarihi: 07.05.2025).