Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 22-24 Nisan 2025 tarihlerinde Çin’e gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında enerji alanında imzalanan altı belge, Azerbaycan’ın yeşil dönüşüm hedefleri ile Çin’in küresel enerji altyapısını genişletme vizyonunun kesiştiği stratejik bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Pekin’de düzenlenen temaslarda, Çin Enerji Mühendisliği Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Song Hailiang ile yapılan görüşmeler neticesinde açık deniz rüzgar enerjisinden yüzer güneş santrallerine, enerji depolamadan ulusal şebeke planlamasına kadar çok boyutlu işbirliği alanlarında anlaşmalar sağlanmıştır.[1]
Bu anlaşmalar, sadece teknik kapasite artırımı anlamına gelmemekte; aynı zamanda Azerbaycan’ın uluslararası enerji piyasasındaki rolünü yeniden tanımlayan bir yeşil güç senaryosunun temelini oluşturmaktadır. Çin’in küresel enerji diplomasisini çevreci yatırımlar üzerinden çeşitlendirme hedefiyle birleşen bu işbirliği, Avrasya enerji denkleminde yeni bir eksen oluşmasına zemin hazırlayabilir. 2030 sonrası dönemde, bu tür ortaklıkların etkisi yalnızca Azerbaycan-Çin ilişkileriyle sınırlı kalmayıp Avrupa’nın yeşil tedarik zincirinde Asya kaynaklı yeni bir yönelimi mümkün kılabilecektir. Bu bağlamda imzalanan belgeler, enerji üretiminden ihracata, şebeke entegrasyonundan stratejik planlamaya kadar birçok alanda çok katmanlı bir dönüşümün öncüsü olma potansiyeli taşımaktadır.
Bu çerçevede; Gobustan’da 100 MW kapasiteli güneş santrali kurulması, Büyükşor Gölü’nde 100 MW yüzer güneş santrali ile entegre 30 MW’lık batarya enerji depolama sisteminin geliştirilmesi, Fuzuli’de 160 MW kapasiteli yeni bir güneş enerjisi santrali inşası, Hazar Denizi’nde 2 GW kapasiteli offshore rüzgar enerjisi çiftliği kurulması, yenilenebilir kaynakların ulusal iletim ağına entegrasyonu için teknik çalışmalar yürütülmesi ve enerji sistem planlamasına yönelik teknik işbirliği anlaşmaları imzalanmıştır.[2] Bu projelerden üçü doğrudan yatırım ve uygulama anlaşması iken, diğer üçü stratejik işbirliğini çerçeveleyen mutabakat zaptı niteliğindedir.
Bu belgeler arasında en dikkat çeken girişim, Hazar Denizi’nde kurulacak 2 GW kapasiteli offshore rüzgar enerjisi santralidir.[3] Projenin aşamalı geliştirilmesi öngörülmektedir. Bu nedenle ilk aşamada detaylı rüzgar potansiyeli ölçümleri yapılacak, ardından mühendislik, finansman ve inşaat aşamalarına geçilecektir. Çinli yatırımcıların projede teknik liderlik üstlenmesi, uluslararası standartlarda bir mühendislik kalitesi sağlamayı mümkün kılmaktadır. Azerbaycan devlet kurumlarının projeye sağladığı yüksek düzeyli destek ise yatırım süreçlerinin hızla tamamlanmasını ve projenin zamanında devreye alınmasını kolaylaştırabilecektir. Bu doğrultuda söz konusu rüzgar santralinin Azerbaycan’ın yenilenebilir enerji portföyünde öncü bir konuma yerleşmesi kuvvetle muhtemeldir.
Proje aynı zamanda Azerbaycan’ın 2050 yılı karbon nötrlüğü hedefleriyle doğrudan uyumludur. Bu nedenle projenin tamamlanması, ülkenin iklim taahhütlerini yerine getirmesinde önemli bir adım teşkil edebilecektir. Hazar Denizi kıyısında fosil kaynaklara dayalı enerji üretiminden yenilenebilir kaynaklara geçişin hızlandırılması, Azerbaycan’ın enerji sektöründe köklü bir dönüşüm yaratabilecektir.
Çin açısından değerlendirildiğinde, bu işbirliği, Kuşak ve Yol Girişimi’nin enerji ayağını çevreci ve sürdürülebilir bir çerçeveye oturtma stratejisiyle doğrudan örtüşmektedir. Çin’in kamuya bağlı enerji mühendislik şirketleri, bu projeler sayesinde teknik uzmanlıklarını ve enerji teknolojilerini Avrasya enerji altyapısına entegre etme fırsatı elde etmektedir. Böylece hem Azerbaycan hem de Çin için yeşil enerji alanında bölgesel liderlik fırsatları doğmaktadır.
Bu proje girişimlerinin temel hedefleri arasında, Azerbaycan’ın elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payını artırmak yer almaktadır. Bu nedenle projenin tamamlanması, ülkenin enerji üretim dengesinde yenilenebilir kaynakların ağırlığını belirgin biçimde artırabilecektir. Aynı zamanda, iç enerji ihtiyacının çeşitlendirilmesi ve doğalgaz gibi fosil kaynakların daha çok ihracata yönlendirilmesi öngörülmektedir. Projenin karbon emisyonlarını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunması ve uzun vadede Avrupa pazarına yeşil enerji ihracatının başlatılması hedeflenmektedir. Ayrıca enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi, mühendislik bilgi transferinin hızlandırılması ve yerel istihdamın artırılması gibi ikincil faydalar da sağlanabilecektir.
Azerbaycan açısından bu projeler yalnızca enerji sisteminin modernizasyonuna değil, aynı zamanda Çin’le ilişkilerin kurumsallaşmasına hizmet etmektedir. Enerji işbirliğinin bu şekilde kurumsallaşması sayesinde Azerbaycan’ın Çin’le stratejik ortaklığını derinleştirmesi ve bölgesel ölçekte daha etkili bir enerji aktörü haline gelmesi mümkün olacaktır. Çin açısından ise bu tür girişimler, Avrasya pazarlarına çevreci enerji altyapısı ihraç ederek küresel enerji diplomasisinde konumunu güçlendirmesine olanak tanımaktadır. Bölge ülkeleri açısından bakıldığında, özellikle Orta Asya devletlerinin bu modelden ilham alarak benzer yeşil enerji işbirliklerini geliştirmesi olasıdır. Böylece Hazar Denizi çevresi, yeşil enerji üretimi ve çok taraflı enerji diplomasisi açısından yeni bir merkez haline gelebilir.
Hazar Denizi çevresinin sürdürülebilir enerji üretiminde yeni bir merkez haline gelmesiyle birlikte bölgesel çevre standartlarının yükselmesi ve enerji diplomasisinin çok aktörlü ve sofistike bir yapıya kavuşması kuvvetle muhtemeldir. Çin’in bu projeler sayesinde Avrasya enerji dönüşümünde lider aktörlerden biri haline gelmesi de olasıdır. Böylece geleneksel enerji akışlarının yeniden şekillenmesi ve bölgesel enerji dinamiklerinde çeşitlilik sağlanması beklenebilecektir.
Sonuç olarak Pekin’de imzalanan bu enerji anlaşmalarının 2030 sonrası Güney Kafkasya enerji ilişkilerinde kalıcı ve yapısal dönüşümler yaratması beklenmektedir. Hazar Denizi’nde kurulacak 2 GW’lık offshore rüzgar santrali, Azerbaycan’ın yeşil enerji ihracatçısı olma hedefi doğrultusunda atılmış en somut adımlardan biri olacaktır. Bu nedenle Hazar kaynaklı yenilenebilir enerjinin Avrupa elektrik piyasalarına entegrasyonu mümkün görünmektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında, Çin-Azerbaycan enerji işbirliği yalnızca iki ülke arasındaki stratejik ilişkileri güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Avrasya enerji coğrafyasının geleceğini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip olacaktır.
[1] “President Ilham Aliyev met with Chairman of Board of China Energy Engineering Corporation Limited in Beijing”, AZERTAC, https://azertag.az/en/xeber/president_ilham_aliyev_met_with_chairman_of_board_of_china_energy_engineering_corporation_limited_in_beijing-3520235, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
[2] “Six documents on green energy cooperation signed during President Ilham Aliyev’s visit to China”, Ministry of Energy of the Republic of Azerbaijan, https://minenergy.gov.az/en/xeberler-arxivi/00515, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
[3] “Chinese green energy investments in Azerbaijan”, CE Energy News, https://ceenergynews.com/renewables/chinese-green-energy-investments-azerbaijan/, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
