Analiz

Çin Dış Politikasında Barış, İstikrar ve Eşitlik Vizyonu

Wang Yi, Çin’in dış politikasındaki çok taraflı yaklaşımını ve küresel barışa katkı sağlama kararlılığını vurgulamaktadır.
Wang Yi, ABD’nin tek taraflı yaklaşımının uluslararası güvene zarar verdiğini belirtmektedir.
Çin, Filistin-İsrail Savaşı ve Ukrayna Krizi gibi küresel sorunlarda diyalog ve müzakerelere dayalı çözüm önerileri sunmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 7 Mart 2025 tarihinde yaptığı basın toplantısında, ülkenin dış politikasındaki evrimi ve geleceğe dönük stratejik yönelimlerini açıklamıştır. Bu basın toplantısı, sadece Çin’in uluslararası ilişkilerdeki mevcut durumu değil, aynı zamanda küresel güç dinamiklerine dair uzun vadeli stratejik vizyonunu da yansıtmaktadır. Wang Yi, devlet başkanları diplomasisinin önemini vurgulayarak 2024 yılı boyunca Çin’in elde ettiği diplomatik başarıların küresel düzeydeki etkisini ve 2025 yılı için belirlenen hedefleri detaylandırmıştır.

Wang Yi, özellikle Başkan Şi Cinping’in “devlet başkanlığı diplomasisi” anlayışına vurgu yaparak bu diplomatik modelin, Çin’in uluslararası düzeydeki etkinliğini nasıl artırdığı ve küresel hedeflere ulaşmada nasıl bir araç haline geldiği üzerinde durmuştur. Geçen yıl Çin’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen bir dizi etkinlik, yalnızca Çin’in küresel bir güç olarak rolünü pekiştirmekle kalmamış, aynı zamanda uluslararası dayanışma ve işbirliğini teşvik etme amacını da gütmüştür.[1] Barışçıl Birlikte Yaşama Konferansı ve Çin-Afrika İşbirliği Forumu gibi girişimler, Çin’in küresel sorunlara çok taraflı bir yaklaşım sunduğunu ve bu sayede yumuşak gücünü artırarak daha kapsayıcı bir diplomasi izlediğini göstermektedir. Bu tür etkinlikler, Çin’in ekonomik ve ticari ilişkilerinin ötesine geçerek global güvenlik, barış ve kalkınma gibi kritik meselelerde de etkili bir oyuncu olarak sahneye çıkmasını sağlamaktadır. 

Wang Yi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” politikasıyla ilgili yaptığı açıklamalarda, tek taraflılık anlayışının küresel düzen üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, bu durumu “orman kanunları” benzetmesiyle eleştirmiştir. Çinli üst düzey diplomat, yalnızca bir ülkenin çıkarlarını gözetmenin, dünya genelinde istikrarsızlığa yol açacağını ve özellikle daha küçük ülkelerin bu durumdan ciddi şekilde zarar görebileceğini vurgulamıştır.[2] Bu açıklamalar, Çin’in dış politikasındaki en temel ilkelerden birine işaret etmektedir: Çin, tek taraflılık yerine çok taraflı bir yaklaşım benimsemekte ve küresel barış, istikrar ile eşitlik için çaba göstermektedir.

Çin Dışişleri Bakanı’nın bu değerlendirmeleri, özellikle son dönemde ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşı gibi gerilimli ilişkiler bağlamında oldukça anlamlıdır. Trump yönetiminin Çin’den yapılan ithalatlara ek tarifeler koyma kararı, sadece ekonomik alanda değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de büyük gerilimlere yol açmıştır. Wang Yi, bu tür tek taraflı politikaların hem Çin’le olan ilişkilerde hem de küresel düzeyde güvenin zedelenmesine yol açtığını ifade etmiştir. “İkiyüzlü” olarak nitelendirilen bu yaklaşımın, ikili ilişkilerin istikrarına hiçbir katkı sağlamayacağını ve karşılıklı güveni zedeleyeceğini belirtmiştir.

Çin’in stratejisi, tek kutuplu dünya düzenine karşı çok kutuplu bir dünya düzeni savunusuyla belirginleşmektedir. Çin, ABD gibi hegemonik güçlerin aksine, küresel barış ve istikrarı sağlayacak adil ve eşit bir düzenin inşasına odaklanmaktadır. Bu yaklaşım, Çin’in dış politikada sadece kendisini değil, aynı zamanda tüm ülkelerin çıkarlarını gözeten bir politika izlediğini gösterir. Wang Yi’nin açıklamaları, Çin’in küresel işbirliğini, karşılıklı saygıyı ve uluslararası eşitliği önceleyen bir dünya görüşünü ortaya koymaktadır. Bu strateji, Çin’in dış politikasındaki temel ilkelerden biri olan “egemenlik, eşitlik ve karşılıklı saygı” anlayışını somutlaştırmaktadır. Çin, dış ilişkilerinde bu ilkeleri savunarak sadece ulusal çıkarlarını değil, aynı zamanda küresel kalkınmayı da desteklemektedir. 

Wang Yi, İsrail-Filistin meselesinde, Çin’in tutumunu açıkça belirterek, iki tarafın haklarının korunması gerektiğini ve sorunun yalnızca barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulamış ve Filistin’in bağımsızlığını desteklemiştir.[3] Aynı şekilde Ukrayna Krizi konusunda da Çin, çatışmanın sona ermesi için diyalog ve müzakereleri desteklediğini belirtmiş ve bu tür meselelerde yalnızca tarafsız bir arabulucu olmayı hedeflediğini ifade etmiştir. Wang Yi, Çin’in barış çabalarını desteklediğini ve bu doğrultuda tüm barış çabalarını memnuniyetle karşılayıp desteklediğini vurgulamıştır. Ancak krizin sebeplerinin karmaşıklığının da göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etmiştir. Çinli bir atasözünü hatırlatarak “Üç fitlik buzu dondurmak bir soğuk günle olmaz, aynı şekilde o kalın buzları eritmek de bir gecede mümkün değildir” demiştir.[4] Bu yaklaşım, Çin’in dış politikadaki temel ilkelerinden biri olan çok taraflılığı ve sorunun çözülmesinde sabırlı, uzun vadeli bir yaklaşım gerektiğini yansıtmaktadır.

Çin’in bu iki kritik soruna yönelik tutumu, dış politikasında tarafsızlık ve dengeyi esas aldığını göstermektedir. Özellikle Çin’in barışçıl çözümler ve müzakereler üzerinden krize yaklaşması, küresel güvenlik ve istikrarı sağlama noktasındaki kararlılığını ortaya koymaktadır. Çin’in böyle bir tutum sergilemesi, sadece bölgesel meselelerdeki etkisini artırmakla kalmaz, aynı zamanda küresel düzeydeki büyük güçlerin karşılıklı anlayışa dayalı ilişkiler kurmalarını teşvik etmektedir.

Wang Yi, Tayvan meselesine dair açıklamalarda da bulunmuştur. Wang, Çin’in egemenlik haklarının ihlal edilmesine kesinlikle karşı olduğunu ve Tayvan’ın Çin’in ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamıştır. Wang, Çin’in ulusal birliğini savunma konusunda kararlı bir tutum sergileyerek herhangi bir dış müdahalenin Çin’in iç işlerine müdahale olarak değerlendirileceğini ifade etmiştir. Bu çerçevede Tayvan’ın bağımsızlık yönündeki hareketlerinin Çin’in ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu belirterek bu meselede Çin’in taviz vermeyeceğini açıkça dile getirmiştir. Çin’in Tayvan’ı “tek Çin” politikası doğrultusunda tek bir ülke olarak görmekte ısrarcı olduğu ve Tayvan’a yönelik her türlü dış destek girişiminin karşısında duracağına dikkat çekmiştir.[5]

Wang Yi’nin Tayvan hakkındaki bu açıklamaları, Çin’in dış politikasında egemenlik ve toprak bütünlüğünün ne denli önemli bir yer tuttuğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Çin’in Tayvan’a ilişkin tavrı, sadece iç politika değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki dengeyi belirleyen bir faktör haline gelmiştir. Tayvan’ın Çin’in bir parçası olarak kabul edilmesi, Çin’in dış politikasının en belirgin ve kararlı yönlerinden biri olmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak Wang Yi’nin açıklamaları, Çin’in dış politikasında ne kadar tutarlı ve kararlı bir yaklaşım sergilediğini, aynı zamanda küresel düzeydeki stratejik hedeflerini gerçekleştirme noktasındaki kararlılığını vurgulamaktadır. Çin, küresel güç olarak yerini sağlamlaştırırken, aynı zamanda çok taraflılık ve barışçıl çözüm arayışlarını sürekli olarak ön planda tutmaktadır. Bu yaklaşım, Çin’in yalnızca bir ekonomik aktör olarak değil, aynı zamanda küresel barış, istikrar ve güvenliği sağlama konusunda önemli bir aktör olarak sahneye çıkmasına olanak tanımaktadır.


[1] “Wang Yi: Through head-of-state diplomacy, China’s relations with the world have undergone positive and profound changes”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/wjbzhd/202503/t20250307_11570104.html, (Erişim Tarihi: 10.0.2025).

[2] “China slams Trump’s return to the ‘law of the jungle’ “, CNN, https://edition.cnn.com/2025/03/07/china/china-wang-yi-press-conference-trump-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 10.03.2025). 

[3] “Wang Yi on the Israeli-Palestinian conflict: The will of the people must not be defied, and the principle of justice must not be abandoned”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.mfa.gov.cn/eng/wjbzhd/202503/t20250307_11570217.html, (Erişim Tarihi: 10.03.2025).

[4] “Wang Yi on the Ukraine Crisis: No one wins in a conflict, but everyone gains in peace”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/wjbzhd/202503/t20250307_11570143.html, (Erişim Tarihi: 10.03.2025).

[5] “Wang Yi: Taiwan’s return to China forms an important part of the post-war international order”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/wjbzhd/202503/t20250307_11570237.html, (Erişim Tarihi: 10.03.2025).

Ece ÖNÜR
Ece ÖNÜR
Ece Önür, 2022 yılında Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Çin’in Süper Güç Olma Adımı: Bir Kuşak Bir Yol Projesi” bitirme teziyle mezun olmuştur. 2023 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tezli yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Hâlihazırda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nde (ANKASAM) staj yapmaktadır. Başlıca ilgi alanları; Çin dış politikası, Çin-Tayvan ilişkileri, Asya-Pasifik bölgesi, kimlik çalışmaları ve uluslararası ilişkiler teorilerinden sosyal inşacılık teorisidir. Önür, iyi düzeyde İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler