Çin, ticaret ve yatırım ilişkilerinin ötesine geçerek uzun vadeli stratejik ortağı Macaristan’a kamu güvenliği konularında destek vermeyi teklif etmektedir. Bu teklif, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Avrupa’daki ağını genişletme çabalarının problemlerle karşılaştığı bir dönemde oldukça dikkat çekicidir. Çin Kamu Güvenliği Bakanı Wang Xiaohong, ülkesinin Macaristan’la hukuk ve güvenlik bağlarını derinleştirmeyi umduğunu belirtmiştir.[i]
Budapeşte’yi ziyareti sırasında Wang, bu tür çabaların terörizmle mücadele ve uluslararası suçlara karşı ortaklık gibi alanlarda “iki taraflı ilişkilerin yeni bir vurgusu” olmasını umduğunu söylemiştir. Bu çabaların Çin’in dünyayı ticaret ve altyapı bağlantıları aracılığıyla birleştirmeyi amaçlayan Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde güvenlik ve hukuk uygulama kapasitesi geliştirme çabalarının bir parçası olacağı öne sürülebilir. Bu kapsamda hukuk ve güvenlik işbirliği konularında iki ülke arasında belgeler imzalamıştır.
Macaristan, Rusya’nın bir müttefiki olan ve son on yılda Batı ülkelerine olan bağımlılığını azaltmaya çalışan Orban yönetimi altında NATO’nun Avrupa’daki genişlemesini onaylama noktasında bir direnç göstermiştir. Macaristan, İsveç’in güvenlik bloğuna katılma başvurusunu uzun süre onaylamamıştır. Macaristan’la yapılan güvenlik anlaşması, Avrupa Birliği’nde (AB) Çin’in diplomatik bir kazancını temsil etmektedir, denebilir. Çünkü blok, dünyanın ikinci büyük ekonomisiyle olan ilişkilerini ticaret dengeleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi konulardaki farklılıklar üzerinden değerlendirmektedir. Macaristan’ın Çin’le yakınlaşması, AB içerisindeki dayanışmayı zayıflatıcı bir durum olarak öne çıkmaktadır.
Macaristan, AB’nin Çin’e karşı olan eleştirel yaklaşımına katılmamaktadır. AB üyeleri ise Macaristan’a Çin konusunda blokla uyumlu hareket etmesini söylemektedir. Buna rağmen Macaristan, Çin’den gelen yatırımları memnuniyetle karşılamaktadır. Örneğin Avrupa Komisyonu’nun uyarılarına rağmen Macaristan, Huawei Technologies’in (HWT.UL) Çin dışındaki en büyük lojistik ve üretim üssüne ev sahipliği yapmaktadır.[ii]
Çin’in Macaristan’a güvenlik alanında destek sunması, diplomatik, stratejik ve uluslararası ilişkiler bağlamında oldukça önemlidir. Çin’in Macaristan’la ilişkilerini derinleştirmesi, bölgesel ve küresel düzeyde birtakım sonuçlara yol açabilir. Bu durum beş farklı perspektifte incelenebilir.
İlk olarak Çin’in Macaristan’a güvenlik alanındaki desteği, onun bir süper güç olma yolunda ilerlediğinin bir başka göstergesidir. Bu adım, Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” kapsamındaki yatırımlarını koruma amacının bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Çin, küresel güç mücadelesinde Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) rekabet içerisindedir. Bu durum özellikle AB ve NATO içerisindeki ülkelerle kurulan güvenlik bağları noktasında önemlidir. Çünkü bu devletler, temel olarak Batı değerleri ve Batı temelli uluslararası düzenle özdeşleştirilmektedir. Fakat Macaristan, tarihsel açıdan kendisini Batı fikrinden ayrıştırması nedeniyle Batı Bloku içerisinde istisnai bir durumdadır.
İkinci olarak Çin’in Macaristan’a sunduğu güvenlik desteği, Macaristan’ın Batı’dan daha bağımsız hareket etme arayışıyla da ilişkilendirilebilir. Macaristan’ın, NATO’nun genişlemesine direnme ve Rusya’yla olan ilişkilerini güçlendirme eğilimi, Çin’in desteğini daha dikkat çekici hale getirebilir. Bu durum, AB içindeki dengeyi değiştirebilir ve bölgesel güç dinamiklerini etkileyebilir. Halbuki Çin, Batı Bloğu’yla bağlarını güçlendirmek için Macaristan’la ilişkilerini geliştirmeyi hedeflemektedir.
Üçüncü olarak Çin’in Macaristan’a sunduğu güvenlik desteği, AB-Çin ilişkilerindeki karmaşıklığı vurgulamaktadır. Macaristan’ın AB’nin Çin’e yönelik politikalarına karşı duruşu, AB içindeki birlik ve dayanışma ilkesine meydan okuyabilir. Bu durum, AB’nin dış politika tutarlılığını ve etkinliğini sorgulamaya yönelik endişeleri arttırabilir. Aynı zamanda AB’nin kendi güvenlik sistemini inşa etme girişimleri de bu noktada önemlidir. Zira Budapeşte’nin bu duruma karşılık olarak Çin’le ikili güvenlik işbirliğini hayata geçirmesi dikkat çekicidir.
Dördüncü olarak Çin’in Macaristan’a güvenlik alanındaki desteği, uluslararası toplumda güvenlik ve işbirliği kavramlarının yeniden tanımlanmasına katkıda bulunabilir. Geleneksel olarak güvenlik işbirliği daha çok Batı odaklı olarak algılanmıştır. Fakat Batı’nın güvenlik işbirliği altında nüfuzunu genişletmesi, Rusya ve Çin gibi aktörlerin güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır. Bu yüzden Çin’in Macaristan gibi ülkelere yönelik desteği, güvenlik kavramına farklı bir perspektif sunarak uluslararası ilişkilerde yeni bir dinamizm yaratabilir.
Nitekim Batı’ya alternatif olarak Çin’in yeni bir güvenlik paradigması inşasına yöneldiği görülmektedir. Çin, halihazırda Kuşak ve Yol Girişimi’yle birlikte Batı temelli ekonomik düzene oldukça ciddi bir alternatif geliştirmiştir. Buna ek olarak Pekin, “Küresel Güvenlik ve Kalkınma Girişimi” vizyonuyla dünyaya barışçıl yeni bir düzen vadetmektedir.
Beşinci olarak ise Batı’nın Asya-Pasifik’te güvenlik alanında Çin’i çevrelemeye çalıştığı bilinmektedir. Bu durum Çin’in bölgedeki hareket alanını sınırlandırmaktadır. Buna cevap olarak Çin, Avrupa’da yeni güvenlik hamlelerinde bulunmaktadır, denebilir.
Sonuç olarak Çin’in Macaristan’a sunduğu güvenlik desteği, diplomatik, stratejik ve uluslararası ilişkiler açısından çeşitli sonuçlara yol açabilecek karmaşık bir konudur. Bu desteğin etkilerini tam olarak anlayabilmek, uzun vadeli bir süreci gerektirmektedir.
[i] “In Unusual Move, China Offers to Back Hungary in Security Matters”, Reuters, https://www.reuters.com/world/unusual-move-china-offers-back-hungary-security-matters-2024-02-19/, (Erişim Tarihi: 19.02.2024).
[ii] “China and ‘Good Friend’ Hungary Shore up Policing and Security Ties”, South China Morning Post, https://www.reuters.com/world/unusual-move-china-offers-back-hungary-security-matters-2024-02-19/, (Erişim Tarihi: 19.02.2024).
