Küresel ekonomide çok kutupluluk eğiliminin hızlandığı günümüzde, Hindistan’ın dış ticaret ve yatırım politikaları, yalnızca bölgesel değil küresel dengeler açısından da belirleyici bir boyut kazanmıştır. Batı’nın korumacı eğilimleri, Rusya’nın yaptırımlarla sıkışan ekonomisi ve Çin’in artan rekabet baskısı arasında Yeni Delhi, çok yönlü ortaklık stratejileriyle kendine özgü bir manevra alanı yaratmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede imzalanan serbest ticaret anlaşmaları, yalnızca ticari ilişkilerin derinleşmesiyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda Hindistan’ın ekonomik yükselişini hızlandıran ve uluslararası sistemde “dengeleyici aktör” rolünü pekiştiren stratejik araçlar haline gelmektedir. Özellikle Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ile yürürlüğe giren Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Antlaşması (TEPA), Hindistan’ın küresel değer zincirlerine entegrasyonunu güçlendirirken, ülkenin Batı, Rusya ve Çin arasında izlediği dengeleme politikasının da yeni bir aşamaya taşındığını göstermektedir.
EFTA ile Hindistan arasında 10 Mart 2024 tarihinde imzalanan ve 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren TEPA, küresel ekonomi-politik dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde stratejik önem taşımaktadır. Bu antlaşma, özellikle Norveç ve İzlanda’nın deniz ürünleri ihracatı bakımından önemli bir dönüm noktasıdır. Hindistan’ın 1,4 milyarı aşan nüfusu ve genç demografik yapısı, Norveç’in küçük ve dışa açık ekonomisi için stratejik bir pazar avantajı sunarken, beş yıl içerisinde somon üzerindeki gümrük vergilerinin sıfırlanacak olması yalnızca Norveç balıkçılığına ivme kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda Avrupa’nın küresel ticaret ağlarındaki rekabet gücünü artıracaktır. Buna karşılık Hindistan’ın yatırım ve şirketleşme süreçlerini kolaylaştırma yükümlülüğü, EFTA ülkelerine uzun vadeli kurumsal erişim imkânı yaratmaktadır. Bu bağlamda İngiltere’nin de benzer bir antlaşmayı yürürlüğe koymaya çalışması, yalnızca ikili ticareti değil, aynı zamanda Avrupa ülkeleri arasındaki rekabeti de yeniden şekillendirmektedir. Hindistan’ın 2030 yılında dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olacağı öngörüsü ise bu süreci daha da stratejik bir konuma taşımaktadır.[i]
Bu gelişmenin tamamlayıcı unsuru olarak TEPA’nın özgün boyutu, Hindistan’a 15 yıl içinde 100 milyar dolar yatırım yapılması ve bunun sonucunda bir milyon doğrudan istihdam yaratılması taahhüdüdür.[ii] Özellikle Norveç için 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla ihracatın yüzde 42’sinin sıfır gümrükle Hindistan’a girecek olması, beş yıl içinde yüzde 85’e ve on yıl içinde yüzde 92’ye ulaşacak bir serbestleşme dinamiğini göstermektedir. Bu çerçevede TEPA, Avrupa ve Hindistan arasında salt bir ticaret antlaşmasının ötesinde, uzun vadeli yatırım güvencesi ve istihdam kapasitesi yaratmasıyla küresel değer zincirlerinde yapısal bir dönüşümün habercisi olmaktadır.
Hindistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile yakınlaşması yalnızca EFTA ile sınırlı değildir. Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılında açıkladığı yeni AB-Hindistan Stratejik Gündemi, ticaretin ötesinde güvenlik boyutunu da içeren geniş kapsamlı bir işbirliği hedeflemektedir. Fransa’dan 26 Rafale Marine savaş uçağının 7 milyar avro karşılığında temini ve Almanya ile 5 milyar avro değerindeki denizaltı inşası antlaşmaları, AB’nin Hindistan’la savunma alanında stratejik ortaklığını güçlendirmektedir. Ancak bu yakınlaşmaya rağmen Hindistan’ın Rusya’yla süregelen savunma ve enerji bağımlılığı (2025-2026 savunma bütçesinde 69 milyar avronun yüzde 36’sının Moskova kaynaklı olması), Brüksel açısından ciddi bir stratejik ikilem yaratmaktadır.[iii] Buna karşın Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yüzde 50’ye ulaşan gümrük vergileri ve Pakistan’a yaklaşan politikaları, Yeni Delhi’nin Washington’la ilişkilerini zayıflatmış; Avrupa’yı Batı içinde “en güvenilir ortak” konumuna taşımıştır. Dolayısıyla 2026 yılında planlanan AB-Hindistan zirvesine giden süreç, yalnızca ekonomik değil jeopolitik düzeyde de bir yakınsama olarak değerlendirilebilir.
Hindistan’ın Rusya’yla ilişkileri pragmatik bir stratejik ortaklık çerçevesinde sürmektedir. 3 Ekim 2000 tarihinde imzalanan Rusya-Hindistan Stratejik Ortaklık Deklarasyonu ve 2010 yılında “özellikle ayrıcalıklı stratejik ortaklık” seviyesine yükseltilen bağlar, 2025 yılı itibarıyla 25. yılını kutlamaktadır. Hindistan Dışişleri Sözcüsü Randhir Jaiswal’ın açıklaması, bu sürecin yalnızca geçmiş bir muhasebe değil, aynı zamanda geleceğe dönük stratejik bir yönelim olduğunu göstermektedir.[iv] Moskova için Hindistan, Batı yaptırımları karşısında ekonomik nefes borusu işlevi görürken; Yeni Delhi açısından Rusya, enerji güvenliği ve askeri tedarikte vazgeçilmez bir ortak olmaya devam etmektedir. Putin’in 2 Ekim 2025 tarihinde Valday Kulübü’nde yaptığı konuşmada Hindistan’ın Rus enerji kaynaklarından vazgeçmeyeceğine dair güvenini dile getirmesi, bu bağımlılığın ekonomik ve stratejik boyutunu teyit etmiştir.[v] ABD’nin uyguladığı ek tarifelerin Hindistan için maliyetli olduğu, buna rağmen Çin’e benzer yaptırımlar getirilmediği vurgusu, Moskova’nın Washington’un ikili politikalarına yönelik eleştirisini pekiştirmiştir.
Rusya-Hindistan ilişkilerinde öne çıkan yeni bir boyut da ticaretin yüksek teknoloji alanlarına genişlemesidir. 2 Ekim 2025 tarihinde Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın IT ve elektronik şirketlerinden acil veri toplaması, 2025 yılının Kasım ayında başlayacak Avrasya Ekonomik Birliği (AEB)-Hindistan serbest ticaret müzakereleri için kritik bir hazırlık olarak öne çıkmıştır.[vi] Rusya açısından Hindistan’ın geniş elektronik ve çip pazarına erişim, Batı’ya bağımlılığı azaltacak stratejik bir hamle niteliğindedir. Ancak Hindistan’ın bu süreçte kendi “ithal ikameci” sanayi politikalarını güçlendirme arayışı, ilişkilerin işbirliği ile rekabet arasındaki hassas dengesini göstermektedir.
Bu bağlamda BRICS’in genişlemesi ve alternatif finansal mimari girişimleri de önem kazanmaktadır. 2023 sonrasında Mısır, İran, BAE, Endonezya ve Etiyopya’nın katılımıyla küresel nüfusun yüzde 45’ini ve küresel ekonominin yüzde 35’ini temsil eden BRICS, dolar merkezli sisteme alternatif olarak BRICS Pay girişimini öne çıkarmıştır. SPFS (Rusya), CIPS (Çin), UPI (Hindistan) ve Pix (Brezilya) gibi sistemleri birbirine bağlamayı hedefleyen bu ağ, kısa vadede doların kurumsal üstünlüğüne meydan okuyamasa da çok kutuplu finansal düzenin altyapısını oluşturmaktadır.[vii] Bu süreç Hindistan’a, Batı sistemlerine tamamen angaje olmadan çok kutuplu bir finansal düzende yer edinme imkânı sunmaktadır. Fransız jeo-politikçi Aymeric Chauprade’nin de belirttiği gibi, Rusya bu çok kutuplu düzende yalnızca etkin bir aktör değil aynı zamanda lider konumunda olup Çin’le yakınlaşmasını derinleştirmiş ve Hindistan’la işbirliğini stratejik düzeyde güçlendirmiştir.[viii]
Bununla birlikte Hindistan’ın enerji güvenliği, çok boyutlu dış politika stratejisinin en kırılgan alanını oluşturmaktadır. Bloomberg’in aktardığı üzere Hindistan’ın 2026 yılı boyunca ABD’den ilk kez LNG tedarik etmeye yönelmesi, enerji arzını çeşitlendirme iradesini ortaya koymaktadır.[ix] Böylelikle Yeni Delhi, bir yandan Rusya’dan enerji ithalatını sürdürürken, diğer yandan ABD’yle işbirliği arayışını güçlendirmektedir. Bu da Hindistan’ın enerji güvenliği politikalarını Batı ile Rusya arasındaki stratejik dengelemenin merkezine yerleştirmektedir.
Önümüzdeki dönemde Hindistan’ın serbest ticaret antlaşmalarını hızla çeşitlendirmesi, ülkeyi yalnızca Asya-Pasifik’in değil aynı zamanda Avrupa ve Avrasya’nın da merkezî ticaret ve yatırım aktörü haline getirebilir. TEPA çerçevesinde öngörülen 100 milyar dolarlık yatırım ve milyonlarca istihdamın gerçekleşmesi, Hindistan’ın 2030 yılına kadar üçüncü büyük ekonomi olma potansiyelini güçlendirecek, aynı zamanda EFTA ülkeleriyle ticari bağların kurumsal bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır. Bu dinamik, İngiltere’nin paralel girişimleriyle birlikte Avrupa ülkeleri arasında Hindistan’a yönelik stratejik rekabeti yoğunlaştırabilir. Bu noktada Yeni Delhi’nin nasıl bir yatırım ve sanayi politikası geliştireceği, yalnızca kendi ekonomik kalkınmasını değil, küresel ticaret ağlarının yeniden yapılanmasını da etkileyecektir.
Bununla birlikte Hindistan’ın Batı’yla yakınlaşmasının aynı anda Rusya’yla sürdürdüğü stratejik ortaklıkla dengelenmeye çalışılması, gelecekte jeopolitik açıdan daha karmaşık bir denge arayışını beraberinde getirecektir. Rusya’dan enerji ve savunma alanındaki bağımlılık sürerken AB’yle savunma sanayinde gelişen işbirlikleri, Yeni Delhi’nin çok kutuplu düzenin “dengeleyici aktörü” rolünü daha da belirginleştirecektir. Ancak bu stratejik çeşitlilik, Hindistan’ın kısa vadede avantaj sağlamasına karşın uzun vadede dış baskıların artmasına yol açabilir. Zira Washington’un tarifeler üzerinden uyguladığı baskı ve Brüksel’in Moskova kaynaklı ikilemleri, Hindistan’ı giderek daha ince bir diplomatik manevra alanına zorlayacaktır.
Öte yandan Hindistan’ın BRICS içindeki pozisyonu, çok kutuplu finansal düzen arayışlarının geleceğini belirlemede kritik olacaktır. BRICS Pay gibi girişimlerin olgunlaşması ve ulusal ödeme sistemlerinin entegrasyonu, Hindistan’a dolar merkezli finansal düzende alternatif manevra alanı kazandırsa da bunun gerçekleşmesi zaman alacaktır. Dolayısıyla Yeni Delhi’nin önümüzdeki yıllarda hem Batı’nın sermaye ve teknoloji yatırımlarını çekme hem de BRICS üzerinden alternatif finansal yapılara eklemlenme stratejisini eş zamanlı yürütmesi beklenmektedir. Bu durum, Hindistan’ı küresel sistemde yalnızca yükselen bir ekonomi değil, aynı zamanda normatif açıdan yeni düzenin kurucu unsurlarından biri hâline getirebilir.
Sonuç olarak Hindistan’ın çok yönlü dış ticaret ve yatırım politikaları, ülkeyi 21. yüzyılın çok kutuplu uluslararası düzeninde merkezî bir aktör haline getirmektedir. TEPA gibi anlaşmalarla Avrupa pazarlarına kurumsal erişim sağlayan, AB’yle savunma sanayinde stratejik ortaklıklar geliştiren, Rusya’yla enerji ve güvenlik alanlarında bağlarını sürdüren ve BRICS çerçevesinde alternatif finansal düzen arayışlarına katılan Yeni Delhi, Batı ile Doğu arasında “dengeleyici mihver” rolünü üstlenmektedir. Ancak bu stratejik çeşitlilik, Hindistan’a kısa vadede geniş bir manevra alanı sunarken, uzun vadede dış baskıların artmasına ve çok boyutlu ikilemlerin derinleşmesine de neden olabilir. Dolayısıyla Hindistan’ın önümüzdeki yıllarda izleyeceği yol haritası, yalnızca kendi ekonomik ve siyasal geleceğini değil, küresel güç dengelerinin evrimini de şekillendirecek nitelikte olacaktır.
[i] “Norway and Iceland to access Indian market as free trade deal takes effect”, Fish Farming Expert, https://www.fishfarmingexpert.com/efta-free-trade-agreement-indian-market/norway-and-iceland-to-access-indian-market-as-free-trade-deal-takes-effect/2001278, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[ii] “India-European Free Trade Agreement to come into force from 1st Oct”, Newsonair, https://www.newsonair.gov.in/india-efta-trade-agreement-tepa-to-take-effect-from-oct-1/, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[iii] Isabel Marques da Silva, “EU and India seek closer relations in shadow of Russia”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2025/09/30/eu-and-india-seek-closer-relations-in-shadow-of-russia, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[iv] “MID Indii Zayavil o Stremlenii k Ukrepleniyu Svyazey s Rossiyey vo Vsekh Sferakh”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/25244503, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[v] “Kreml ne Verit v Vozmozhnost Otkaza Indii ot Rossiyskoy Nefti”, Interfax, https://www.interfax.ru/russia/1050589, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[vi] “Rossiya Sobralas Svobodno Torgovat Chipami s Indiyey. Vlasti Ekstrenno Sobirayut Mneniye IT-otrasli”, CNews, https://www.cnews.ru/news/top/2025-10-02_rossiya_hochet_svobodno_torgovat, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[vii] Bob Savic, “BRICS making incremental progress in dollar-free trade”, GIS, https://www.gisreportsonline.com/r/brics-payment-system, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[viii] “Eks-deputat YEP Shoprad: RF nakhoditsya na peredovoy bor’by za mnogopolyarnyy mir”, TASS, https://tass.ru/politika/25249467, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
[ix] Nicholas Lua, Yongchang Chin ve Rakesh Sharma, “India Looks for First US LPG Cargoes as Trade War Diverts Flows”, Bloomberg, https://www.bloomberg.com/news/articles/2025-10-03/india-looks-for-first-us-lpg-cargoes-as-trade-war-diverts-flows, (Erişim Tarihi: 04.10.2025).
