Hipnozdan Çıkışın Diğer Adı: “Zeytin Dalı”

Paylaş

Türk ordusu bir kez daha tarihsel misyonunun gereğini yerine getiriyor. Bölgesinde barış, huzur, refah ve adaleti tesis için üzerine düşeni yapıyor. Sınırlarının hemen yanı başındaki şer yapılanmayı arkasındaki gücün doğrudan-dolaylı tehditlerine rağmen vuruyor; aynen 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde olduğu gibi. Dolayısıyla Afrin; bir anlamda “Kıbrıs Ruhu ve Fatihleri”nin dönüşüdür.

Bilindiği üzere Cumhuriyet tarihinde “Kıbrıs Ruhu” çok ön plana çıkartılmamakla birlikte farklı bir yere ve öneme sahiptir. Zira 1974’te Rahmetli Hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan bu barış harekâtından on yıllar sonra telaffuz ettiği hususu fiilen uygulamaya koyan operasyonu başlatmıştı. Yani söylediği o meşhur sözün gereğini aslında çok daha öncesinden yerine getirmişti.

O husus ne mi? Söyleyelim… “Amerika ne der, 6. Filo’ya karşı ne yapabiliriz” diyenlere ve ABD tehditlerine karşı, “bana ne Amerika”dan demiş ve arkasından kahraman Türk askerlerine dönerek şu iki soruyu yöneltmişti: “Çıkarma gemilerimiz hazır mı? Var mı aranızda Japon pilotların yaptığı gibi uçağını kamikaze ile bu gemilerin bacasından sokacak askerler bir adım öne çıksın.”

 

Burada, özellikle gönüllü kamikaze çağrısının anlamı çok netti: 6. Filo’ya dalış! Bir yönüyle Çanakkale’deki o tarihe geçen emirden farksızdı. Çünkü sonuçta şehitlik kaçınılmazdı!

Cevapları üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz ama yine de kısaca hatırlatayım: “Gerekirse kayıkla çıkarız ama bir kez daha ordumuzu kendi sahillerimize çıkartmayız.” Zira daha öncesinde birkaç defa Türk ordusu yola çıktıktan bir süre sonra geri dönmek zorunda kalmıştı; siyasi irade kendisinden beklenen adımı atamadığından dolayı…

Gönüllü kamikaze çağrısına ise orada bulunan tüm pilotlar bir adım öne çıkmak suretiyle cevap vermiş ve bunun üzerine Hocamız etrafındakilere dönerek şunu söylemişti: “Amerika mesajı almıştır.”

Bu bağlamda “Kıbrıs Barış Harekatı” Cumhuriyet tarihinde her yönüyle bir ilkti. Çünkü bu Harekât ile sadece Rum-Yunan ikilisine bir tokat atılmamış, aynı zamanda şahsiyetli dış politikaya dönüşte ABD’ye de anladığı dilden cevap verilmişti. Dolayısıyla Lozan sonrası Misak-ı Milli’ye yönelik başlatılan, bir süre ara verilmek zorunda kalınan politikadaki kararlılık bir kez daha ortaya konulmuş ve önemli bir psikolojik kırılma gerçekleştirilmişti.

Hipnozdan Çıkışın Bir Diğer Adı: Afrin

Türkiye o tarihten itibaren sınırları dışındaki soydaşlarının, dindaşlarının hakkını, canını, çıkarlarını vb. koruma noktasında kararlılığını ortaya koymuştu. Afrin bunun devamıdır; aynen Cerablus, El Bab ve İdlib’te olduğu ve bundan sonra Menbiç (Münbiç) ve Fırat’ın doğusunda ve “Gönül Coğrafyamızın” diğer kesimlerinde olacağı gibi…

Sadece Türk-İslam olanların mı? Elbette hayır. Nitekim Erbakan Hocamız bu hususa da şu şekilde açıklık getirmekteydi: “…bizim milletimiz gibi şerefli bir milletin dış politikasında temel esas, yeryüzündeki 6 milyar insanın hepsinin saadete kavuşmasıdır. Bizim inancımıza göre, herkesin iyiliğini istemek bir vazifedir. İnsanların hayırlısı, başkasına faydası dokunandır. Onun için, bizim milletimizin dış politikadaki temel prensibi, 6 milyar insanın hepsinin saadetine hizmet etmektir. Konuşmalarımızın ve politikamıza ait esasları arz ederken ortaya koyacağımız fikirleri, hep bu ana hareket noktasından yürüyerek belirtmeye çalışacağımızı peşinen bildiriyorum.”

Bu ifadeleri, ABD’li medya uzmanı ve aktivistJerryDay’in “ABD, uluslararası tüm anlaşmaları ihlal etti, Müslüman ülkeleri bombaladı, insanları öldürdü.

Bu yüzden gittikçe yalnızlaştı. Bir gün sonumuz, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanlar gibi olacak. Dünyanın yeni katilleri biziz.” İtirafı sonrası kaleme aldığım ve bu köşede yayımlanan “Pardon, ABD Dünyanın ‘Yeni’ Katili mi?” başlıklı yazımla birlikte tekrar okumanızda, değerlendirmenizde fayda var.

Afrin: Katil Sürüsü ve Arkasındaki Güce Verilen Cevabın Adresi

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin operasyonu, dünyanın katiline ve katil sürüsüne karşı verdiği en anlamlı cevaptır. Türkiye bu operasyon ile yakın çevresi ağırlıklı olmak üzere, katliamlara ve bunlar üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan projelere kayıtsız kalmayacağı cevabını vermiştir.

Afrin başta olmak üzere, bölge halkının günler, haftalar öncesinden ABD-PKK/PYD/SDG ikilisine karşı ortaya koyduğu tepki, protestolar da bunun birer göstergesidir. Dolayısıyla Türk Ordusu, “katil sürüsü” gibi istenmeyen bir ordu değil; bilakis, beklenen bir ordudur. Aynen 44 yıl önce olduğu gibi…

Nitekim Kıbrıs Barış Harekâtı Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarına yönelik önemli bir hatırlatması olduğu kadar; İslam dünyasının ve eski Osmanlı coğrafyasının beklentisine de keskin bir dönüş olarak kabul görmüştü. Öyle ki, Barış Harekâtı’nı duyan Cezayir halkı Ankara›ya olan kırgınlığını bir tarafa atarak; “Türkler yeniden kükrediler, kutlarız” mesajını Türk Büyükelçiliği›ne hemen iletmiş ve bize büyük bir ders vermişti.

Evet, şimdi hipnozdan çıkmaya başladığımız bu süreçte bütün kızgınları, kırgınlıkları bir tarafa atıp, birlik olma ve tekrar dikilmeye başlayan o sancak etrafında toplanma zamanı. Çünkü biz birleştikçe Türk-İslam dünyası başta olmak üzere, tüm mazlum halklar bizimle birlik olacak ve vaat edilen zafer böyle gelecektir!

Allah Ordumuza güç ve kuvvet versin!

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler