2024 yılının ilk yarısında Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı Belçika’daydı ve 1 Temmuz 2024 tarihinde Dönem Başkanlığı konumu Belçika’dan Macaristan’a geçmiştir. Macar hükûmeti, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı’nın yetersiz tutumundan dolayı AB’nin politikalarına tamamen katılmamış ve Rusya’yla yakın ilişkiler içerisinde olan Türk devletleriyle diplomatik tutumunu devam ettirmiştir. Rusya politikası nezdinde AB politikalarına aykırı davrandığı ifade edilerek, birliğin bazı üye devletlerince boykot edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle Macaristan’ın 28-29 Ağustos 2024 tarihlerinde düzenlemek istediği AB Dışişleri Bakanları Zirvesi’nin boykot edilmesi düşünülmektedir.[1]
AB içerisindeki ayrışmanın derinleşmesi, Ukrayna’daki savaşla ivme kazanırken aşırı sağcı hareketlerin hükûmetlerde göreve gelmesiyle devam etmektedir. Avrupa’daki aşırı sağcı hükûmet ve potansiyel devletler arasında Avusturya, Slovakya ve İtalya gösterilirken, Macaristan da bu sağcı hükûmetler arasında belirtilmektedir. Örnek olarak 10 Haziran 2022 tarihinde Enyedi Zsolt ve Szabó Andrea adlı araştırmacılar tarafından yayımlanan “Nincs most a magyarnál jobbosabb nemzet Európában (Avrupa’da Macarlardan daha sağcı bir ulus yok)” başlıklı araştırmada, Macaristan’ın hükûmet ve toplumsal dinamikler olarak Avrupa’nın en sağcı ülkesi olduğu belirtilmiştir.[2]
Macaristan’ın dış politika tutumu nedeniyle ülkenin AB Temsilcisi Bálint Ódor, 2024 yılının Temmuz ayının başlarında Brüksel’de düzenlenen AB toplantısında diğer AB’li meslektaşları tarafından adeta sözlü saldırıya maruz kalmıştır. Ancak dikkat çeken hususlardan biri, iki saatten fazla süren toplantıda tek söz almayan ülkenin Slovakya olmasıdır.[3] Bunun nedeni, Slovakya’nın da Macaristan gibi aşırı sağcı bir anlayışa sahip olduğunun düşünülmesidir.
Macaristan’ın dış politika anlayışı, Batı’nın baskıları karşısında sağcı ideolojiye uygun alternatif veya paralel bir Doğu politikasına yönelmek olmuştur. Bu noktada Macaristan’ın dış politik anlayışındaki siyasî, jeopolitik ve kültürel temellerin ortak noktada buluştuğu Türk Devletleri Teşkilâtı (TDT), bir diğer ifadeyle Türk Dünyası görülmektedir.
Güncele geçmeden önce tarihe kısa bir bakış atmak gerekirse, Macar Turancılığının kökleri, 19. yüzyılda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olan Macaristan’da yükselen milliyetçi duygulara dayanmaktadır. Bölgedeki toplumun ulusal kimlik çabası, Avrupa etkilerinin ötesinde alternatif bir anlatı aranmasına neden olmuştur. Bölgedeki Turancılık anlayışı, Macarları daha geniş, Avrupa dışı bir mirasa bağlayan ikna edici bir ideoloji olarak ortaya çıkmıştır.[4]
Son 5 yıl içerisinde gerçekleşen olaylara bakıldığında, 5 Ekim 2019 tarihinde düzenlenen TDT’nin 7. Zirvesi’nde Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Macarların göçebe çobanlardan ve savaşçılardan oluşan bir Türk kabilesi olan “Kıpçak Türkleri” olduğunu ve tüm Türk kabilelerinin ve Macarların Avrupa Hun İmparatoru Attila’nın torunları olduğunu beyân ederek Macaristan’ın Türk kökenleri teorisini desteklemiştir. Aynı zamanda Macaristan’ın “Hristiyan Türk toprağı” olduğunu da sözlerine eklemiştir.[5] Bunun yanı sıra TDT’nin 2022 yılındaki bir diğer zirvesinde: “Macaristan, Avrupa’da kalan tek Doğu ülkesidir”[6] ifadesinde bulunmuştur.
Macaristan’ın Türk Dünyası anlayışına bakıldığında ülkenin jeopolitik ve stratejik çıkar odaklı bir yaklaşım sergilediği dikkat çekmektedir. Hem Türk devletleriyle enerji antlaşmaları yapması hem Çin’e karşı tutum sergilemeyerek Çin’in ucuz mallarının Avrupa pazarına girmesine izin vermediği hem de Rusya-Macaristan ilişkilerini sürdürme eğiliminde olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere, Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nin Orta Koridoru, TDT üyesi olan Türk devletlerinin güzergâhlarından (Orta Asya, Güney Kafkasya ve Anadolu’dan) geçmektedir. Macaristan’ın ulusal kimlik inşası ile siyasî çıkarları doğrultusunda TDT konusunda belirli bir sonuca vardığı görülmektedir.
Aynı zamanda Macaristan’ın radikal bir “Türk Dünyası” yandaşlığı -bir diğer ifadeyle Siyasî Turancılık- hareketi içerisinde olduğu söylenemez. Bunun nedeni, mevcut konjonktür çerçevesinde Batı’nın liberal demokrasisi karşısında Doğu’da alternatif bir diplomasi yolu arayışında olması olarak belirtilebilir. Diğer yandan TDT’de “tam üye” konumundan ziyade “gözlemci üye” olarak zirvelere katılmaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra Macaristan’a “Turancı” tutum sergilediği iddiasının dayatılması, aslında Macaristan Hükûmeti’ni baskı altında bırakmak isteyen Batı basınının bir çabasıdır.
Macaristan’ın Çin’le ilişkilerini önemsediği, Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto’nun 11 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı açıklamada görülmüştür. Açıklamada, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) “anti-Çin” anlayışına karşı oldukları ifade edilmiştir. Bakan Szijjarto, aynı zamanda Ukrayna’nın NATO’ya dahil olmasının ittifak içindeki birliğin zayıflamasına neden olacağını da belirtmiştir.[7]
Macar Bakanı’nın bu tutumu, NATO karşıtı gibi görünse de aslında demokratların radikal Çin ve Rus karşıtlığına tepki olarak söylenmiştir. ABD’de Başkan Adayı Donald Trump’ın suikast girişimine maruz kalmasıyla tekrar seçilme ihtimalinin güçlenmesi ve cumhuriyetçilerin iktidara gelmesi, NATO’nun Macaristan’ın hedeflediği tutuma evrileceği beklentisini doğurmuştur.
Başbakan Viktor Orbán ve diğer hükûmet yetkililerinin açıklamalarından anlaşılacağı üzere, AB’deki yükselen aşırı sağ, “Avrupalı” kimlik anlayışının yerine ulus devletler nezdinde ulusal kimlik arayışlarına gidildiğinin en büyük örneklerindendir. Macaristan’daki “Macar” kimliğinin köklerini Avrupa Hunlarına dayandırarak Doğu-Batı (Avrupa) arasında hem kültürel hem de siyasî işbirliğinin merkezinde yer alan ve konum olarak önemli bir yere sahip ülke hâline gelinmesi hedeflenmektedir.
Macaristan’ın 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı görevine gelmesi, her ne kadar AB üyelerince tedirginlikle karşılanıp boykot edilecekse de aynı zamanda birlik içerisindeki aşırı sağcı hükûmetlerce destek göreceği öngörülebilir. Bu dönemde, birliğin Türk devletleri ile yeni işbirliğine gidilmesi konusunda adımlar atılabilir. Aynı zamanda Ukrayna’daki savaş konusunda Amerikan yanlısı AB üyelerinin zıddı olacak şekilde bir konumda yer alabilir.
Fakat Macaristan’ın TDT’nin jeopolitik ve stratejik konumundan istifade ederek yukarıda bahsedilenleri bir nebze de olsa AB üzerinde dayatması, ülkeyi bulunduğu coğrafyada ABD’nin kutuplaştırma girişimleri karşısında, Doğu-Batı ekseninde stratejik ve arabulucu bir konuma getirmesi, Macar Hükûmeti adına bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Hükûmetin ulusal kimlik inşası ve bölgedeki sağcı anlayışı tetiklemesi hususunda önemli bir yere sahipken “Avrupalı” kimliğini benimseyen ülkeler tarafından dışlanmış “Doğulu” imajının oluşması, iki yıl sonra gerçekleşmesi planlanan 2026 Macaristan Parlamento Seçimleri’nde Viktor Orbán ve destekçilerinin iktidarda kalmasına yardımcı olacağı beklenmektedir.
Bu hususlar çerçevesinde Macaristan’ın Doğu-Batı ekseninde izlediği TDT politikası, Batılı basın tarafından dayatılan “Siyasî Turancılık” yerine ulusal çıkar merkezli ve dengeci bir dış politika anlayışına işaret etmektedir.
[1] Jakob Hanke Vela, “EU to boycott Hungary’s foreign affairs summit”, Politico, https://www.politico.eu/article/hungary-boycott-foreign-affairs-summit-eu-ukraine-pm-viktor-orban-event-august-budapest/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[2] Enyedi Zsolt ve Szabó Andrea, “Nincs most a magyarnál jobbosabb nemzet Európában”, Telex, https://telex.hu/belfold/2022/06/10/enyedi-zsolt-szab-andrea-postelection-kutatas-elemzes-negyedik-resz, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[3] Barbara Moens, “EU fumes at rogue Orbán, but struggles to rein him in”, Politico, https://www.politico.eu/article/eu-fumes-rogue-viktor-orban-hungarian-presidency-envoy-brussels/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[4] Tamara Gyurkó, “How was Turanism present throughout Hungary’s history?”, Daily News Hungary, https://dailynewshungary.com/how-was-turanism-present-throughout-hungarys-history/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[5] Hamdi Fırat Büyük, “Orban Enlists Turkic States in Fight Against Liberal Democracy”, Balkan Insight, https://balkaninsight.com/2019/10/22/orban-enlists-turkic-states-in-fight-against-liberal-democracy/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[6] “Orbán Viktor: Magyarország az egyetlen Európában megmaradt keleti nép”, Népszava, https://nepszava.hu/3175309_orban-viktor-turk-allamok-szervezete, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
[7] “Hungary will not support NATO becoming ‘anti-China’ bloc, minister says”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/hungary-will-not-support-nato-becoming-anti-china-bloc-minister-says-2024-07-11/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).
