Analiz

Özbekistan’ın Yeni Sivil Toplum Kuruluşları Yasası: Kontrolden Ortaklığa

Yeni yasa, Özbekistan’da 2016 yılından bu yana süregelen daha geniş bir dönüşümü yansıtmaktadır.
STK’lar, izlenip kontrol edilmesi gereken rakipler değil, özgür ve hesap verebilir olmaları gereken yönetişim ortaklarıdır.
İdari kolaylıkların ötesinde yasa, mali ve düzenleyici çerçevelerdeki boşlukları kapatmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English

Sivil toplum, demokrasinin omurgası olarak sıkça nitelendirilse de birçok post-Sovyet ülkesinde uzun süredir bürokratik engeller ve siyasi baskılarla karşı karşıya kalmıştır. Özbekistan, bir zamanlar bu durumdan muaf olmayan bir ülke olarak, şimdi bu eğilimin tersine kararlı bir adım atmıştır. Yeni ve kapsamlı yasa, sivil toplum kuruluşlarını (STK) kısıtlamak yerine onları korumayı, güçlendirmeyi ve ülke yönetişim çerçevesine entegre etmeyi amaçlayarak daha sağlam bir sivil toplumun yolunu açmaktadır.

Yıllarca Özbekistan’ın mevzuatı, devlet müdahalesini STK faaliyetlerine yönelik resmen yasaklamıştı. Ancak bu yasağın bir eksikliği vardı: yaptırımı bulunmuyordu. Yeni yasa, bu durumu değiştirerek kamu görevlilerinin STK çalışmalarını hukuka aykırı bir şekilde engellemesi veya müdahale etmesi durumunda idari sorumluluk getirmektedir. Artık bu tür ihlallerde bulunanlara, temel hesaplama oranının on beş katına kadar para cezası uygulanacak; tekrarlanan ihlallerde ise cezalar daha da ağırlaşacaktır.

Bu, önemli bir dönüşümdür. Bölgenin pek çok yerinde, uyum yükümlülüğü tamamen STK’larınomuzlarındayken, yetkililer aşırı müdahalelerinden dolayı herhangi bir sonuçla karşılaşmamaktadır. Buna karşılık Özbekistan, devletin kendisi de sivil toplumu baltaladığında hesap verebilir olmasını sağlayarak bir emsal oluşturmaktadır.

Aynı derecede önemli bir başka yenilik, kamu denetiminin güçlendirilmesidir. Devlet kurumları artık STK’lar tarafından hazırlanan raporları ve önerileri bir ay içinde incelemek ve yanıtlamak zorundadır. Bunu yapmamaları durumunda idari cezalar öngörülmüştür. Bu hüküm, sivil toplumun denetim rolünü sembolik bir egzersiz olmaktan çıkararak yasal bir yükümlülüğe dönüştürmekte ve Özbekistan’ı Avrupa’daki katılımcı yönetişim modellerine bir adım daha yaklaştırmaktadır.

Reformlar, STK’ların kendileri için uzun süredir devam eden engelleri de hafifletmektedir. Raporlama gecikmeleri, etkinlikler hakkında yetkililere bildirimde bulunmama veya kayıt dışı sembol kullanımı gibi küçük idari ihlaller için öngörülen cezalar önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu, bir örgütün varlığını tehdit eden yaptırımlardan, ihlalleri orantılı ve adil bir şekilde ele almaya geçiş anlamına gelmekte ve STK camiasına bir rahatlama sağlamaktadır.

Aynı zamanda şeffaflık artırılmaktadır. STK’lar, fonlarını ve mülklerini nasıl kullandıklarını resmiweb sitelerinde, medyada veya sosyal platformlarda kamuya açık bir şekilde beyan etmek zorundadır. Bu, bağışçı güvenini ve kamu itibarını artıran uluslararası en iyi uygulamaları yansıtmaktadır.

Mesaj açıktır: STK’lar, izlenip kontrol edilmesi gereken rakipler değil, özgür ve hesap verebilir olmaları gereken yönetişim ortaklarıdır.

İdari kolaylıkların ötesinde yasa, mali ve düzenleyici çerçevelerdeki boşlukları kapatmaktadır. Vergi Kanunu artık hem tüzel hem de gerçek kişilerin sosyo-politik amaçlar için yurtdışından gelen fonları beyan etmesini zorunlu kılmaktadır. Bu hüküm, mali şeffaflığı güçlendirmeyi ve uluslararası kara para aklama karşıtı standartlarla uyumu sağlamayı amaçlayarak Özbekistan’ın küresel yönetişim taahhüdüne dair uluslararası ortaklarına güvence vermektedir.

Ayrıca Devlet Harçları Kanunu, STK’ların ve şubelerinin yeniden tescilini kapsayacak şekilde açıklığa kavuşturularak daha önce hukuki statülerini karmaşık hale getiren belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır.

Bu düzenlemeler teknik gibi görünebilir, ancak sivil toplum için daha öngörülebilir bir ortam yaratılmasına katkıda bulunmaktadır. Bu, uluslararası STK’lar ve bağışçılar için özellikle önemlidir.

Yeni yasa, Özbekistan’da 2016 yılından bu yana süregelen daha geniş bir dönüşümü yansıtmaktadır: yukarıdan aşağıya, devlet merkezli bir modelden, vatandaşların ve sivil grupların ulusal kalkınma sorumluluğunu paylaştığı daha kapsayıcı bir sisteme geçiş. Yerel aktörler için bu, savunuculuk yapma, yenilik üretme ve hükümeti hesap verebilir kılma konusunda daha fazla alan anlamına gelmektedir. Avrupa Birliği gibi uluslararası ortaklar için bu yasa, Özbekistan’ın küresel yönetişim standartlarını karşılama ve reform odaklı, güvenilir bir ortak olarak kendini sunma niyetine işaret etmektedir. Yasa, uluslararası STK’lar ve bağışçılar için de daha öngörülebilir ve şeffaf bir çalışma ortamı sağlayarak yerel aktörlerle ortaklıklarını güçlendirme potansiyeli sunmaktadır.

Buna karşılık Avrasya’daki birçok ülke ters yönde hareket ederek özellikle uluslararası bağlantıları olan STK’lara yönelik kısıtlamaları sıkılaştırmaktadır. Özbekistan’ın yaklaşımı bu nedenle dikkat çekicidir: güçlü bir sivil toplumun istikrar için bir tehdit değil, garantör olduğunu kabul etmektedir.

Elbette hiçbir yasa her derde deva değildir. Uygulama, gerçek sınav olacaktır. Yetkililere yönelik cezaların adil bir şekilde uygulanması, STK beyanlarının orantılı ve erişilebilir olması ve sivil toplum seslerinin anlamlı bir şekilde duyulması için sürekli bir dikkat gerekecektir. Cezaların tutarlı bir şekilde uygulanması, STK beyanlarının aşırı külfetli olmaması ve sivil toplumun anlamlı katılımı için mekanizmalar oluşturulması gibi konularda zorluklar ortaya çıkabilir. Ancak bu zorluklar, yasanın temsil ettiği önemli ilerlemeyi gölgede bırakmamalıdır.

Yine de bu yasanın kabulü bir dönüm noktasıdır. Özbekistan’da STK’lara yönelik şüphe çağının yerini, ortaklık, hesap verebilirlik ve karşılıklı güven çağının aldığını güçlü bir şekilde işaret etmektedir.

Eldor TULYAKOV
Eldor TULYAKOV
Eldor Tulyakov is the Executive Director of the Development Strategy Center. In 2015-2019, member of the Legislative Chamber of Oliy Majlis of the Republic of Uzbekistan, the Committee on Budget and Economic Reforms of the Lower Chamber, and the Central Council of the Milliy Tiklanish Democratic Party.

Benzer İçerikler