Tahıl Koridoru’nda “Sabotaj”ın Diğer Adı “Pazarlık” mı?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli iki sorunun enerji ve gıda krizi olduğu söylenebilir. Küresel düzeyde tahıl tedariğinin başat ülkelerinden ikisinin savaşıyor olması, özellikle de temel gıdaya erişimde zaten problemler yaşayan Afrika ülkelerini sıkıntılı bir durumla yüzleştirmiştir. Aynı zamanda savaş, Covid-19 salgını nedeniyle tedarik zincirlerinde oluşan bozulmanın daha da derinleşmesine sebebiyet vermiştir. Mevzubahis sorun karşısında Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in (BM) krizler karşısında ön alıcı diplomasi faaliyetlerine yoğunlaşması neticesinde 22 Temmuz 2022 tarihinde İstanbul’da düzenlenen törenle “Tahıl Koridoru Anlaşması” imzalanmıştır.

Söz konusu dönemde Rusya ve Ukrayna’nın aynı masa etrafında bir araya gelebilmesi, diplomasi kanalının işlemesi bakımından da büyük önem arz etmiştir. Bu anlamda “Tahıl Koridoru”, barışa uzanan yolu açmış ve “Barış Koridoru” şeklinde de nitelendirilmiştir. Fakat Rusya-Ukrayna Savaşı, özelde Moskova-Kiev mücadelesi olarak tezahür etse de genel anlamda Rusya-Batı rekabeti gerçekleşmektedir. Bununla birlikte yekpare bir Batı’dan bahsetmek de mümkün değildir. Kıta Avrupası’nın enerji bağımlılığı nedeniyle savaşın en kısa sürede bitmesini istediği görülürken; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere gibi ülkeler, savaşın uzaması ve Rusya’ya diz çöktürülmesi amacıyla hareket etmektedir.

Tahmin edileceği üzere, savaşın uzamasını isteyen aktörler, barışa hizmet edecek ara mekanizmaları da sabote edecek adımlar atabilmektedir. Bu kapsamda iki kritik gelişmeden bahsetmek mümkündür. Bunlardan ilki, 26 Eylül 2022 tarihinde Kuzey Akım-I ve Kuzey Akım-II Doğalgaz Boru Hatlarına yapılan sabotajlardır. Kuşkusuz bu provokasyonun hedefi, Rusya ile Kıta Avrupası arasındaki enerji işbirliğinin sonlandırılması olmuştur.[1] Nitekim boru hatlarında meydana gelen sızıntıların ardından Moskova yönetimi, İngiltere’yi suçlamıştır.[2]

İkinci gelişme ise 30 Ekim 2022 tarihinde Rusya’nın “Tahıl Koridoru Anlaşması”nı askıya aldığını duyurmasıdır. Konuya ilişkin açıklama yapan Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Sivastopol kentinde bulunan Rus savaş ve sivil gemilerine yönelik saldırı düzenlediğini iddia etmiştir.[3] Bu kapsamda Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, “Anlaşma pek yürütülebilir değil, Ukrayna’nın adımları anlaşmaya zarar verdi… Tahıl anlaşması riskli ve garanti altında değil.” yorumunu yapmıştır.[4] Ayrıca Moskova, bahsi geçen saldırılar sebebiyle de Londra yönetimini suçlamıştır.[5] Buna karşılık İngiltere Savunma Bakanı James Cleverly ise sosyal medya sitesi Twitter’daki hesabı üzerinden “Rusya, tahılın açlıkla karşı karşıya kalan ülkelere ihraç edilmesine izin vermeli.” diyerek bir anlamda İngiltere’ye yönelik suçlamaları reddetmiştir.[6]

Kuşkusuz savaşın uzamasını isteyen İngiltere ve ABD gibi aktörlerin birtakım sabotajlarda bulunabileceği söylenebilir. Ancak benzer bir şekilde Rusya’nın da gıda krizini bir silah olarak kullanıp kendisi açısından daha avantajlı bir anlaşma yapabilmek böylesi bir hamlede bulunma ihtimali vardır. Yani Kremlin, Kırım çevresindeki saldırılar gerekçesiyle yaptırım baskısının azaltıldığı bir çözüme kavuşarak “Tahıl Koridoru”nu askıya almış olabilir.

Belirtmek gerekir ki; enerji krizinin derinleşmesi, en temelde Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacını ve dolayısıyla Kıta Avrupası’nı hedef alırken; gıda krizinin derinleşmesi tüm dünya açısından riskli bir sürece işaret etmektedir. Dolayısıyla sürecin arkasında kimin sabotajının bulunduğundan ziyade; en makul çözümün geliştirilmesi ihtiyacına dikkat çekilmesi zaruriyet arz etmektedir.

He şeye rağmen tarafların bu bilince sahip olduklarını da görmek mümkündür. Zira “Tahıl Koridoru Antlaşması”nın garantörleri olan Türkiye ve BM, hızlıca diplomasi trafiğini başlatmıştır. Bu doğrultuda 31 Ekim 2022 tarihinde 14 geminin hareket planı ve 40 gemiye yapılacak denetimler konusunda Türkiye, BM ve Ukrayna arasında anlaşmaya varılmış ve Rusya da bilgilendirilmiştir.[7] Üstelik Moskova yönetimi de anlaşmayı askıya almasına rağmen sağduyulu bir tavır ortaya koymuştur. Örneğin Rusya Tarım Bakanı Dmitri Patruşev şunları söylemiştir:[8]

“Rusya’nın her zaman güvenilir bir ortak olduğu ve olmaya devam ettiği gerçeğini dikkate alarak, dünyaya gerekli miktarda gıda sağlamaya hazır. Ülkemiz önümüzdeki dört ay içinde en yoksul ülkelere 500 bin tona kadar tahılı ücretsiz olarak tedarik etmeye hazır.”

Anlaşılacağı üzere Rusya, enerji krizinde olduğu gibi “Tahıl Koridoru” meselesinde de gıdayı bir silah olarak kullanmak istese de çatışmaların/kriz alanlarının genişlemesini ve derinleşmesini değil; kendi çıkarlarına daha uygun koşullarda diplomasiye dönüşü arzulamaktadır.

Esasen bu konudaki en net mesajı da Rusya Savunma Bakanlığı vermiştir. Zira söz konusu bakanlık, “Rusya bu anlaşmadan çıkmıyor, uygulanmasını askıya alıyor.”[9] şeklindeki açıklamasıyla diplomasiye dönüş seçeneğine kapılarını kapatmadığını net bir biçimde gözler önüne sermiştir.

Tüm bu açıklamalardan hareketle, imajına ve dolayısıyla diğer aktörler tarafından nasıl algılandığına dikkat eden bir Rusya’nın bulunduğu söylenebilir. Çünkü Moskova yönetimi, savaşın başında “işgalci ülke” imajına sürüklenirken; “Tahıl Koridoru” aracılığıyla olumlu bir imaj elde etmiştir. Gelinen noktada Kremlin’in bunu elinin tersiyle itmesi de rasyonel gözükmemektedir.

Sonuç olarak Rusya’nın Tahıl Koridoru’ndan çekilme kararı, savaşın uzamasını isteyen aktörlerin birtakım provokasyonlarına verilen bir yanıt olabileceği gibi, Moskova yönetiminin gıdayı bir silaha dönüştürerek diplomasi masasından azami kazanım elde etme arzusunu da yansıtıyor olabilir. Zira Rusya, gıda krizi üzerinden Batı’yla daha iyi koşullarda müzakere yürütmeye çalışabilir. Zaten Moskova yönetimi, anlaşmadan çekilmediğini; yalnızca askıya aldığını vurgulayarak diplomatik kanallara kapıları kapatmadığını da açıkça ortaya koymaktadır. Bu da her şeye rağmen “Tahıl/Barış Koridoru”nun yeniden sağlıklı bir şekilde işleyebileceği düşüncesinin oluşmasını sağlamaktadır.


[1] Sabir Askeroğlu, “End of Russia-Germany Energy Cooperation”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/end-of-russia-germany-energy-cooperation/?lang=en, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[2] “Russia Accuses UK of ‘Directing’ Nord Stream Blasts”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/11/1/russia-accuses-uk-of-directing-nord-stream-blasts, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[3] “Rusya Tahıl Koridoru Anlaşmasını Askıya Aldı: Diplomasi Trafiği Sürüyor”, Haber Türk, https://www.haberturk.com/rusya-tahil-koridoru-anlasmasini-askiya-aldi-diplomasi-trafigi-suruyor-3534753, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[4] Aynı yer.

[5] “Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan Çekilmesi BM’yi Derinden Endişelendiriyor”, Şarkül Avsat, https://turkish.aawsat.com/home/article/3961151/rusyan%C4%B1n-tah%C4%B1l-koridoru-anla%C5%9Fmas%C4%B1%E2%80%99ndan-%C3%A7ekilmesi-bm%E2%80%99yi-derinden, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[6] @JamesCleverly, “The UN Black Sea Grain Initiative is instrumental to global food security. Russia should allow grain exports to reach the world’s hungry.”, Twitter, https://twitter.com/JamesCleverly/status/1586424952642801665, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[7] “‘Tahıl Koridoru’nda Önemli Gelişme: Türkiye, Ukrayna ve BM Anlaştı”, Star, https://www.star.com.tr/dunya/tahil-koridorunda-onemli-gelisme-turkiye-ukrayna-ve-bm-anlasti-haber-1746212/, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[8] “Rusya’dan Yoksul Ülkelere Ücretsiz Tahıl: ‘Çok Kutuplu Dünyanın Ne Vaat Ettiğini Gösteriyor’”, Aydınlık, https://www.aydinlik.com.tr/haber/rusyadan-yoksul-ulkelere-ucretsiz-tahil-cok-kutuplu-dunyanin-ne-vaat-ettigini-gosteriyor-348456, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[9] “Rusya Savunma Bakanlığı: ‘(Tahıl anlaşması) Rusya Bu Anlaşmadan Çıkmıyor, Uygulanmasını Askıya Alıyor’”, İhlas Haber Ajansı, https://www.iha.com.tr/haber-rusya-savunma-bakanligi-tahil-anlasmasi-rusya-bu-anlasmadan-cikmiyor-uygulanmasini-askiya-aliyor-1115991/, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler