Prof. Dr. Erol: Washington’ın Ankara Üzerindeki Baskısı Geri Tepebilir
ANKARA, 7 Ekim – RIA Novosti. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’den Ukrayna’daki barış sürecine ilişkin tutumunu gözden geçirmesini beklemektedir. Ancak Washington’ın baskı politikası, tam tersi bir sonuç doğurabilir. Bu değerlendirme, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol tarafından RIA Novosti’ye yapılmıştır.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın daha önce bildirdiğine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’daki görüşmelerinde Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik ortak adımları ele almışlardır.
Uzman Erol’a göre Türkiye, çatışmanın başlangıcından bu yana yapıcı katılım ve bölgesel istikrar ilkelerine dayalı çok boyutlu ve dengeli bir dış politika izlemektedir.
“Ankara, ilk günden itibaren kendi bölgesinde, özellikle yakın çevresinde güvenlik ve barışın sağlanmasından yana olmuştur. Bu doğrultuda Türkiye, Karadeniz güvenliği ve ‘tahıl koridoru’ uygulaması gibi konularda her iki tarafça da ve uluslararası toplumca kabul gören bir katkı sunmuştur,” diyen Erol, söz konusu girişimlerin Beyaz Saray gündeminde yeniden ön plana çıktığını vurgulamıştır.
Erol ayrıca, 25 Eylül’de Beyaz Saray’da gerçekleşen Erdoğan–Trump görüşmesinde, Amerikan tarafının Ankara’nın bölgesel süreçlerdeki belirleyici rolünü kabul ettiğini ifade etmiştir.
“Washington, görünüşe göre Türkiye’nin mevcut tutumunda bir değişiklik beklemektedir. Ancak Ankara, mevcut politikasını sürdürme niyetindedir. Görüşmelerde Türk tarafı, muhtemelen şu mesajı vermiştir: Ya Türkiye’nin belirlediği çerçevede hareket edilir ya da süreç Ankara’nın katılımı olmadan devam eder,” açıklamasında bulunmuştur.
Profesör Erol, Ankara’nın kararlılığının Washington’da açık biçimde hissedildiğini belirtmiştir:
“Trump, mevcut koşullar altında ABD’nin Türkiye’yi bir ortak olarak kaybetmeyi göze alamayacağının farkında. Bu nedenle Ankara üzerinde baskı kurma girişimleri veya Ukrayna–Rusya hattında aşırı beklentiler, tam tersine bir etki yaratabilir,” ifadelerini kullanmıştır.
Erol’a göre, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmayı en kısa sürede sona erdirmeye çalışan ABD Başkanı Trump, sonunda “İstanbul Süreci”nin ve Türkiye’nin bu süreçteki yapıcı ve tarafsız rolünün önemini kabul etmek zorunda kalacaktır.
“Mevcut durumda, Rusya ve özellikle Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dolayısıyla Türkiye, pozisyonlarını güçlendirecek adımlar atılması gereken bir süreç içerisindedir. Bu nedenle Erdoğan ile Putin’in ortak girişimleri ve iş birliği giderek daha fazla önem kazanmaktadır,” diye eklemiştir.
Bilindiği üzere, Rusya ve Ukrayna bugüne kadar üç tur doğrudan müzakere gerçekleştirmiştir. Görüşmeler İstanbul’da yapılmış, taraflar esir takası konusunda anlaşmaya varmış ve Rusya, ölen Ukraynalı askerlerin naaşlarını Kiev yönetimine teslim etmiştir. Ayrıca, taraflar çatışmanın çözümüne yönelik muhtemel mutabakat taslaklarını da karşılıklı olarak paylaşmıştır.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov daha önce yaptığı açıklamada, Moskova’nın Ukrayna ile siyasi çözüm yollarını görüşmeye ve her türlü formatta çalışmaya hazır olduğunu belirtmişti. Ancak Rus tarafının, Temmuz ayında İstanbul’da gerçekleştirilen üçüncü müzakere turunda gündeme getirdiği, insani, askerî ve siyasi konulara ilişkin üç çalışma grubu kurulması önerisine Kiev’den hâlâ yanıt gelmemiştir. Öte yandan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova’da görüşme davetini de reddetmiştir.
ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL, Rus Haber Ajansı RIA Novosti’ye Rusya-Ukrayna Savaşında ABD, Rusya ve Türkiye Bağlamında Değerlendirmelerde Bulunmuştur
