ANKASAM Stratejik Araştırmalar Merkezi Avrasya Danışmanı Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kara Harp Okulu’nda yaptığı konuşmasında Adana Mutabakatı’nın önemini vurguladığını ifade eden Derman, söz konusu mutabakatın 1998 yılında yapıldığını ve 22 maddeden oluştuğunu belirtti. Ancak en önemli maddelerinden birinin sınır güvenliğinin sağlanması olduğuna dikkat çeken Derman, “Bu süreçte sınır güvenliği konusu, terör örgütü PKK’nın lojistik silah ve diğer bakımlardan tüm malzeme temininin önünün kesilmesi, buradaki terörist elebaşlarının iade edilmesi, terörist yapılanmaya hiçbir şekilde izin verilmemesi ve teröristlerin listelerinin verilmesi gibi birçok madde içeriyor.” dedi. Derman, içinde bulunduğumuz süreçte Moskova’nın mutabakat meselesini özellikle gündeme getirdiğini ifade ederek Rusya’nın Suriye yönetimini desteklediğini sözlerine ekledi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan ve Irak’tan çıkmadığı gibi Suriye’den de kontrolsüz şekilde çıkmayacağını dile getiren Derman, “Adana Mutabakatı günümüzde de geçerliliğini koruyor. Türkiye çok değerli bir aktördür. Özellikle Ortadoğu ve Avrupa arasındaki geçiş noktasında olan bir ülke için jeoekonomik ve jeostratejik açıdan son derece önemlidir.” açıklamasında bulundu.
Derman, bugün Suriye’deki meselelere bakıldığında İsrail’in Ortadoğu’daki güvenliği, İran konusu, Suriye’de arabuluculuk gibi konularda Türkiye’nin önemine dikkat çekerek Ankara-Moskova ilişkilerine vurgu yaptı.
Avrupa Birliği’nin (AB) sürekli genişlediğinin altını çizen Derman, “Özellikle eski Doğu Bloku ülkelerini AB kapsamına almak istiyorlar. Fakat AB’nin kendi özünde belirli devletler vardır. Mesela Fransa, Almanya ve İngiltere gibi. Bu devletler birlik içinde rol almış yerini belirlemiş ve oradaki pasta payından en fazla alan devletlerdir. Yeni aldıkları ülkelerin uyum sürecinde Doğu-Batı bloklaşmasından dolayı ciddi sıkıntıları vardır. Bu AB için önemli bir sorundur.” diye konuştu. Derman, Türkiye’yi almak istememelerinin sebebinin yine küresel devletlerin politikaları olduğunu dile getirdi.
