Asya-Pasifik Bölgesi’ndeki Tehlikeler Kapsamında Güney Kore’nin Proaktif Dış Politikası

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Asya-Pasifik Bölgesi, küresel güvenliğin en kırılganlaştığı ve bu sebeple de uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bölgelerin başında gelmektedir. Nitekim bölgede Tayvan, Güney Çin Denizi, Kuril Adaları, Dokdo ve Takeshima Adaları, Konfor kadınları, Japon işgaline yönelik tazminat davaları, Kore Yarımadası’ndaki istikrarsızlık gibi birçok sorunlu mesele bulunmaktadır. Bunların arasında özellikle de yarattığı tehdidin küreselliği açısından Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze denemelerinin büyük endişeler yattığı söylenebilir.

Nitekim 16 Mart 2023 tarihinde Güney Kore Hükümeti, Kuzey Kore’nin yeni bir füze fırlatmasının ardından Ulusal Güvenlik Konseyi’ni acilen toplantıya çağırmıştır. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-Yeol, Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze denemelerini sert bir dille kınamıştır. Yoon, Pyongyang’ın provokasyonlarının bedelini ödeyeceğini ve söz konusu denemelerin hem bölgesel hem de küresel çapta ciddi güvenlik endişeleri yarattığını söylemiştir.[1] Aynı zamanda Yoon’un Güney Kore ordusuna, Kuzey Kore’ye karşı hazırlığını sürdürebilmesi için Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) ortak tatbikatlar yapma emri verdiği bildirilmiştir. Ayrıca Yoon’un Japonya, ABD ve Güney Kore’nin güvenlik işbirliğini ilerletmesini istediğini söylediği de bildirilmiştir.[2]

Nitekim Güney Kore, Kore Yarımadası’ndaki de-nükleerizasyon çalışmalarından ve Kuzey Kore’ye yönelik diyalog ve müzakere çağrılarından sonuç alamamaktadır. Pyongyang hem söylemlerini hem de eylemlerini sertleştirmekte ve tehditvari açıklamalara devam etmektedir. Bu nedenle de Seul, yeni bir yöntem arayışı içerisindedir. Tüm bunların temel nedeninin ise Güney Kore’nin ulusal ve bölgesel güvenliğini sağlanmak olduğu ifade edilebilir. Seul’un arayışta bulunduğu farkı yöntemlerde ABD’nin önemli bir yerinin bulunduğu ve Güney Kore’nin de bu sebeple Kuzey Kore’ye karşı söylemini sertleştirdiği öne sürülebilir.

Öte yandan söz konusu gelişme de yine bu bağlamda okunabilir. Nitekim Seul’un söylemini sertleştirmesinin bir çözümden ziyade; çatışmayı körüklemesi muhtemeldir. Çünkü Asya-Pasifik Bölgesi üzerine hayata geçirilen ve özellikle de ABD temelli vuku bulan müttefiklik ilişkileri, tatbikatlar ve söylemler en nihayetinde Kuzey Kore’yi daha da provoke etmektedir.

Aynı zamanda Yoon Suk Yeol’un Japonya ziyareti de bu kapsamda değerlendirilebilir. Zira Yoon, iki ülke arasındaki tam konsolidasyonu sağlamak ve Pyonyang’a karşı net bir cephe oluşturmak istemektedir. Nitekim Güney Kore Devlet Başkanı Yoon, 15 Mart 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin artan tehditlerine karşı koymak ve küresel tedarik zincirlerini korumak için Japonya’yla işbirliğinin hayati önem taşıdığını söylemiş ve her iki ülkeyi de iç siyasette ilişkileri bozmamaya çağırmıştır..[3] Bu açıklamaların aynı zamanda 1910-1945 yılları arasındaki Japon işgali döneminde zorunlu çalıştırma kurbanlarına tazminat ödeneceğinin duyurulmasının ardından gelmesi de mühimdir.[4]   

Halihazırda Güney Kore ve Japonya, Asya-Pasifik Bölgesi’nde ABD’nin ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) en güçlü müttefikleri olarak konumlanmaktadır. Bu konuda söz konusu devletlerin ortak tehdit algısının belirleyici rol oynadığı öne sürülebilir. Zira her iki aktör de aslında tarihsel olarak ciddi problemlere sahip ülkelerdir. Ancak müşterek güvenlik kaygılarının tarafları bir araya getirdiği görülmektedir.

Bahse konu olan durumun hem ABD hem de NATO’nun işine geldiği söylenebilir. Çünkü söz konusu birliktelik, bu aktörlerin bölgede sahip oldukları nüfuz açısından önemlidir. Tüm bunların yanı sıra Batı’nın Çin’i çevreleme ve Kuzey Kore’yi nükleer denemeler konusunda caydırma politikasında yine bölgedeki müttefiklerinin ve ittifaklarının önemi büyüktür.

Söz konusu birlikteliğin Tokyo ve Seul için bir güvenlik garantisi oluşturduğu da iddia edilebilir. Yoon’un birliktelik çağırısı da bu minvalde okunabilir. Bu nedenle inşa edilen ilişkilerin karşılıklı kazan-kazan mantığıyla şekillendiğini iddia etmek mümkündür. Nitekim bu süreçten en zararlı çıkan aktörlerin Kuzey Kore ve Çin gibi devletler olduğu ortadadır.

Sonuç olarak Asya-Pasifik’teki tehditlerin hem niceliksel hem de niteliksel bakımdan artması, bölgede Batı’nın önemli bir müttefiki olan Güney Kore’nin dış politikasını da geçmişe nazaran daha proaktif bir mahiyete taşımıştır. Dolayısıyla Seul’un tehdit algılamaları değişmedikçe bu tutumun süreceği öngörülebilir.


[1] “Pyongyang Will Pay for Provocations, South Korean President Says”, NHK World-Japan, https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/news/20230316_14/, (Erişim Tarihi: 11.04.2023).

[2] “North Korea Launches ICBM Before South Korea-Japan Summit”, Associated Press News, https://apnews.com/article/north-korea-missile-launch-us-military-drills-fbbe3be09a9bd812baa541ea9b84832e, (Erişim Tarihi: 11.04.2023).

[3] “South Korea’s Yoon Says Cooperation With Japan Vital Amid Concerns on North Korea, Supply Chains”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/south-koreas-yoon-says-cooperation-with-japan-vital-amid-concerns-north-korea-2023-03-15/, (Erişim Tarihi: 11.04.2023).

[4] “Japan and South Korea Agree to Mend Ties as Leaders Meet Following Years of Dispute” Cable News Network, ceac.state.gov/GenNIV/General/complete/complete_personal.aspx?node=Personal1, (Erişim Tarihi: 11.04.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler