Tarih:

Paylaş:

Çin’in Tayvan’daki Kırmızı Çizgileri Neler Olabilir?

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin, 10 Ağustos 2022 tarihinde Tayvan’la ilgili yayımladığı Beyaz Kitap’ta adayla “yeniden birleşmenin” barışçıl bir şekilde gerçekleşeceğinden bahsetmektedir. Ancak Pekin yönetimi, söz konusu belgede gerekirse güç kullanımına başvurabileceğini ve tüm önlemleri alma seçeneğini saklı tuttuğunu da belirtmiştir.[1] Peki Çin’inTayvan’da kuvvet kullanımına başvurması için “dış güçlerin” daha ne kadar ileri gitmesi gerekmektedir? Yani Çin’in askeri güç kullanmasına yol açacak kırmızı çizgileri nelerdir? 

Çin’in Londra Büyükelçisi Zheng Zeguang, İngiltere’nin “Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yolunu izlemesi” ve Tayvan konusundaki “kırmızı çizgileri” aşması halinde “ciddi sonuçlarla” karşılaşacağını söylemiştir.[2] Zeguang, “Tayvan’ın bağımsızlığı savaş demektir ve bir çıkmaza yol açacaktır.” demiştir.[3] Bu sözlerden hareketle, Çin’in kırmızı çizgisinin Tayvan’ın bağımsızlığı olduğunu düşünülebilir. Fakat benzer uyarıları Pekin yönetimi,ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti öncesinde deyapmıştır. O dönemde Çin’in kırmızı çizgisinin Tayvan’ın ziyaret edilmesi olduğu düşünülmekteydi.Buna rağmen Pelosi’nin uçağı, Tayvan’a inmiştir ve Pekin, buna karşı herhangi bir şey yapamamıştır. Dolayısıyla Çin’in kırmızı çizgisinin bu ziyaretler olmadığı anlaşılmıştır.    

Son birkaç aydır İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Ukrayna’dan ders alınması gerektiğini ve Tayvan’a askeri destekte bulunulmasının önemini vurgulamaktadır. Örneğin İngiltere Parlamentosu’ndan bir heyetin önümüzde aylarda Tayvan’ı ziyaret etmesi beklenmektedir.Çin ise İngiltere’nin eğer bu yönde bir adım atarsa ciddi sonuçlarla karşılaşacağını söyleyerek uyarılarda bulunmaktadır. Öyleyse Çin’in kırmızı çizgisi, Tayvan’a siyasi, ekonomik ve askeri destek verilmesi de olabilir. Ancak Londra, Pekin’in bu kırmızı çizgilerini geçmeye kararlıdır. Çünkü daha önce Washington, bunu yapmış ve herhangi bir ciddi yanıtla karşı karşıya kalmamıştır. Ayrıca İngiltere de ABD’nin koruması altında ve ona güvenerek bu ziyaretleri yapacaktır.

İngiltere’nin yanı sıra Almanya ve Fransa’dan Parlamento heyetleri de önümüzdeki aylarda adayı ziyaret edecektir. Bu durumda Çin, her bir Avrupa ülkesine ayrı ayrı yaptırımlar getirmek durumunda kalabilir. Çin’in “sözde” kırmızı çizgileri aşıldığında, nasıl tepki verdiğini öğrenmek için Pelosi’nin Tayvan ziyareti sonrasındaki tepkisine bakmak gerekmektedir. Buna cevaben Çin, ABD’ye 8 maddelik “karşı tedbirler” getirmiştir. Dolayısıyla Pekin yönetimi, Avrupa’ya karşı da yaptırım yerine bazı ek tedbirler alabilir.

Ekonomik bağımlılık sadece Avrupa açısından değil; Çin bakımından da geçerlidir. Pekin, Avrupa’daki pazarını kolay kolay kaybetmek istemeyecektir. Kısacası Avrupa’dan heyetler, Tayvan’ı daha sık ziyaret etmeye başlasa bile Çin, buna büyük tepki vermeyecek ve sadece onları tehdit etmekle yetinecektir. Bunun yanı sıra ABD’ye yaptığı gibi, ikili diyaloğu azaltmaya dönük bazı tedbirler alacaktır.  

Pekin’in öfkesini çeken bir başka gelişme; ABD Ordusu’nun Tayvan Boğazı’nda seyrüsefer güvenliğini sağlamak maksadıyla tatbikat yapma niyetini dile getirmesidir. Buna cevaben“ABD saldırganlığına” karşı koyacağını dile getiren Çin, “Ülkemizin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine zarar verecek herhangi bir hareket olursa, karşılık vereceğiz” açıklamasında bulunmuştur.[4] Bu sözlerden yola çıkıldığında, Çin’in kırmızı çizgisinin ABD ve müttefiklerinin Tayvan Boğazı’ndan geçmeleri veya burada güvenlik devrilerinde bulunmaları olduğu düşünülebilir.Ancak Pekin, Tayvan Boğazı’ndan geçişlerle ilgili daha önce de ABD ve müttefiklerine benzer uyarılarda bulunmuştur.

Geçtiğimiz yıllarda söz konusu uyarıları dikkate alan bazı Avrupalı devletler, örneğin Almanya, boğazdan geçiş yapmaktan vazgeçmiştir. Fakat Washington yönetimi, Pekin’in kırmızı çizgilerini aşmak suretiyle Avrupalı devletlere öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda ABD, geçmiş yıllarda yaptığı gibi, Tayvan Boğazı’ndan bir kez daha geçerek Çin’in burada yarattığı “de facto” durumları bozmayı hedeflemektedir. Pekin ise bu geçiş sırasında egemenliğinin ihlal edilmesi durumunda sert karşılık vereceğini belirtmektedir.

Çin’in bu uyarılarının dikkate alınması için sert güce başvurmak zorunda kalacağı görülmektedir. Geçmişte Pelosi’nin ziyareti sırasında Çin, bundan çok daha büyük tehditlerde bulunmuş; ancak sonunda hiçbir bir şey yapmamıştır. Böylece inandırıcılığını ve caydırıcılığını kaybetmiştir. Gelinen noktada ise sadece ABD değil; tüm Avrupalı güçler, Çin’in yakın denizlerinde provokatif eylemlerde bulunabileceklerinin mesajını vermektedir. Çünkü Çin’in bu hamleleri yanıtsız bırakacağını bilmektedirler.  Örneğin Pekin yönetimi, Pelosi’nin Tayvan ziyaretine ses çıkarmayınca ABD, daha da ileri giderek senatörlerden oluşan bir heyeti adaya göndermiştir. Çin ise bu ziyarete cevap olarak yine Tayvan çevresinde tatbikat yapmıştır. Üstelik ABD, elini bir kez daha yükselterek Tayvan Boğazı’nda seyrüsefer güvenliği tatbikatı yapmaya hazırlanmaktadır.

Anlaşılacağı gibi ABD, Çin’in cevap veremediğini gördükçe, elini yükseltmektedir. Bu da ABD’nin Çin’i baskılama ve Hint-Pasifik’teki hegemonyasını sağlamlaştırma çabasının bir parçasıdır. Yani ABD’nin bu adımlarından vazgeçmesi beklenmemelidir. Bir diğer ifadeyle Washington, yumuşak güçten anlamamaktadır. Burada “Çin’in Tayvan’daki kırmızı çizgisi nedir?”  sorusu gündeme gelmektedir. Çin’in Tayvan’da kuvvet kullanımına yol açacak kırmızı çizgileri şunlar olabilir:

  • Birincisi, Tayvan’ı ziyaret etmek Çin’in kırmızı çizgisi değildir. Bu anlaşılmıştır. Yani Çin, bu tür bir eylemi, egemenlik ihlali olarak görse de sert güç kullanmamaktadır.
  • İkincisi Çin, “Tayvan’ın bağımsızlığını” kırmızı çizgi olarak gördüğünü söylemektedir.[5] Dolayısıyla ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin Tayvan’ı resmi olarak tanıdıklarını duyurmaları halinde Pekin, kuvvet kullanma yoluna gidebilir.
  • Üçüncüsü Tayvan, uluslararası organizasyonlarda, sivil toplum örgütlerinde ve genel anlamda hükümetler arası örgütlerde temsil edilmeye başlarsa Çin, buna sert güç yoluyla karşılık verebilir.
  • Dördüncüsü ABD ve müttefikleri, Tayvan’la de facto ilişkilerini sürdürmekle birlikte ekonomik ve askeri işbirliğini geliştirirlerse Çin, bunu engellemek için askeri güç kullanabilir. Çin’in buradaki kırmızı çizgisi; Tayvan’la ticaret anlaşmaları imzalamaları ve adaya askeri yardımda bulunmalarıdır.
  • Beşincisi, Batılı güçlerin Tayvan’ı koruyacaklarını açıklamaları ve bunun için bir koalisyon kurmaları halinde Çin, adayla birleşmek için harekete geçebilir. Bu anlamda Pekin’in kırmızı çizgisi; Tayvan’ın savunma ittifaklarına ve koalisyonlara katılmasıdır.
  • Altıncısı, eğer Tayvan Boğazı’nda ABD, Çin’in karasularını ihlal ederse Pekin, buna misillemeyle karşılık verebilir. Yani kuvvet kullanabilir. Zaten Çin’in Washington Büyükelçisi’nin son uyarısı da bu yöndedir.      

Sonuç olarak Çin’in Tayvan’la ilgili kırmızı çizgileri, ABD tarafından test edilmektedir. Pekin’in hangi alanda, ne zaman ve neye tepki vereceği bilinmemektedir. Yukarıdaki ihtimallerden yola çıkarak bir neticeye ulaşmak gerekirse; Çin’in Tayvan’daki kırmızı çizgisi, ABD ve müttefiklerinin Tayvan’ın bağımsızlığını tanımaya başlaması olabilir. Fakat Batılı güçler, Tayvan’la ilişkilerini geliştirirlerken; aynı zamanda “Tek Çin İlkesi”ne bağlılıklarını da vurgulamaktadır. Tayvan’ın uluslararası sisteme daha fazla entegre olması, Çin’in ulusal çıkarlarına büyük bir tehdit oluşturabilir. Yani ABD ve müttefikleri, “Tek Çin İlkesi”ne bağlılıklarını teyit etmek ve aynı zamanda Tayvan’la ilişkilerini geliştirmek suretiyle Çin’i kışkırtmak, sınırlarını zorlamak ve dolayısıyla Pekin’i hataya zorlamak istemektedir.


[1] “Full Text: The Taiwan Question and China’s Reunification in the New Era”, Xinhua, https://english.news.cn/20220810/df9d3b8702154b34bbf1d451b99bf64a/c.html, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).

[2] “Chinese Ambassador Warns UK Not to Cross ‘Red Lines’ over Taiwan”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/aug/16/chinese-ambassador-warns-uk-not-to-cross-red-lines-over-taiwan, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).

[3] Aynı yer.

[4] “China Doubles Down On Its Warnings; Vows To Respond To US Army Drills In Taiwan Strait”, Republic World, https://www.republicworld.com/world-news/china/china-doubles-down-on-its-warnings-vows-to-respond-to-us-army-drills-in-taiwan-strait-articleshow.html, (Erişim Tarihi: 24.08.2022). 

[5] “Chinese Ambassador Warns UK Not to Cross ‘Red Lines’ over Taiwan”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 24.08.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.