Cinping’in Moskova Ziyareti ve Liderlerin Beklentileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 20-22 Mart 2023 tarihleri arasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in resmi davetlisi olarak Moskova’yı ziyaret etmiştir. Bu, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesinden sonra Cinping’in Moskova’ya ilk ziyareti olmuştur. Aynı zamanda söz konusu temaslar, Pekin’in Moskova’ya verdiği güçlü desteğin işareti olarak görülmektedir.

Mevzubahis ziyaret gerçekleşmeden hemen önce Cinping, Rusya’nın gazetelerinde yayımlanmak üzere “Çin-Rusya Dostluğu, İşbirliği ve Ortak Kalkınmasında Yeni Bir Sayfa Açmak İçin İlerliyoruz” başlıklı bir makale yayınlamıştır.[1] Aynı şekilde Putin, Çin’e ait devlet medyasında paylaşılmak üzere “Rusya ve Çin: Geleceğe Yönelik Bir Ortaklık” başlıklı bir makale de kaleme almıştır.[2] Bu noktada liderlerin analizlerine yer vermek gerekmektedir.

Cinping’in Makalesi

Putin’in daveti üzerine Moskova’ya ziyaret gerçekleştireceğini belirten Cinping, son 10 yılda Rusya’ya 8 ziyaret yaptığını ve hepsinden verimli sonuçlarla döndüğünü belirtmiştir. İkili ilişkilerin büyümesi için halen güçlü bir potansiyel ve karşılıklı siyasi irade vardır. Kişisel düzeyde Putin’le kurulan dostluklar, bu ilişkilerde asıl itici güç olmuştur. Bu noktada Cinping’in verdiği önemli mesaj şudur:[3]

İki ülke, kalıcı dostluk ve kazan-kazan işbirliği çerçevesinde ittifak yapmamaya, çatışmaya girmemeye ve herhangi bir üçüncü tarafı hedef almamaya kararlıdır.”  

Çin-Rusya ilişkileri, çok boyutlu bir işbirliği çerçevesi sunmaktadır. İkili ticaretin son 10 yılda ikiye katlandığı ve Çin’in Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olduğu vurgulanmaktadır. İşbirliği sektörleri enerjiden havacılık ve uzaya kadar bir dizi alanda istikrarlı bir şekilde gelişmektedir. Çin, önümüzdeki yıllarda bu kapsamlı stratejik ortaklığının büyümesini arzulamaktadır. Bu bağlamda Cinping, Moskova ziyaretinin “dostluk, işbirliği ve barış yolculuğu” olacağının altını çizmiştir. Bu sözlerle Pekin yönetimi, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi noktasında Moskova’ya açık bir mesaj vermiştir. Buna göre Çin-Rusya stratejik ortaklığının gelişmesi, ancak barış ortamında mümkün olabilir.

İlişkileri bir adım öteye taşıyabilmek adına tarafların koordinasyonu arttırması ve gelecek planlarını ortaklaşa kararlaştırması gerekmektedir. Buna bağlı olarak da karşılıklı güveni artırmanın önemi vurgulanmaktadır. Yoğunlaşan bağların en önemli katkısı ticaret boyutunda olacaktır. Bu çerçevede Pekin yönetimi, Moskova’ya Kuşak ve Yol Girişimi’ne destek verme çağrısı yapmakta ve bunun karşılığında da Avrasya Ekonomik Birliği’ni destekleyeceğini söylemektedir. Hemen ardından dünyanın karmaşık ve iç içe geçmiş güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Cinping, devletlerin ortak bir medeniyet inşa etmek için Küresel Kalkınma ve Güvenlik Girişimlerinin hayata geçirilmesini önermiştir.

Cinping, Moskova ziyaretinden önce Rus medyasında yayımladığı bu makalesinde, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili de önemli mesajlar vermiştir. Savaşta çok yönlü bir tırmanışın olduğunu belirten Cinping, ülkesinin tarafsız tutumunu bir kez daha tekrarlamış ve barış görüşmelerini desteklediğini dile getirmiştir. 24 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan “Ukrayna Krizi’ne İlişkin Siyasi Görüş Belgesi”ne atıfta bulunan Cinping, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın amaç ve ilkelerinin gözetilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu karmaşık sorunun kolay bir çözümünün olmayacağını vurgulayan Pekin yönetimi, tüm tarafların ortak noktalarda buluştuğu kapsamlı, eşit, akılcı ve sonuç odaklı diyalog yürüterek makul bir yol bulabileceklerini söylemiştir.

Bu ziyaretin özellikle bahara denk getirildiği söylenebilir. Cinping, her baharın yeni bir başlangıç olduğuna dikkat çekerek ikili ilişkilerde bu ziyaretin yeni bir sayfa açacağına dair ümidini dile getirmiştir.

Putin’in Makalesi

Putin, öncelikle bu ziyaretin bir dönüm noktasını ifade ettiğini ve görüşmelerden beklentisinin yüksek olduğunu belirtmektedir. Cinping’le olan kişisel dostluğuna atıf yapan Putin, ikili ilişkilerin tarihin en yüksek seviyesine ulaştığını ve daha da güçleneceği mesajını vermiştir. Ticaretten enerji ve kültüre kadar bir dizi alandaki ilerlemeler ortaya konulduktan sonra uluslararası ilişkilerdeki yakın işbirliğine dikkat çekilmiştir.

Küresel zorluklara karşı iki ülkenin “kaya” gibi sağlam durduğuna dikkat çeken Putin, uluslararası platformlarda yapılan işbirliğine vurgu yapmıştır. Bu bağlamda Rusya, Çin’in sistemdeki yapıcı-barışçıl rolünü ve Küresel Güvenlik Girişimi’ni desteklediğini belirtmektedir. Konu Ukrayna mevzusuna geldiğinde ise Rusya, Çin’in dengeli duruşunu takdir etmiş ve krizin çözümüne ilişkin sunacağı katkıları memnuniyetle karşıladığını belirtmiştir. Putin, bahsi geçen makalede şu önemli ifadeleri kullanmıştır:[4]

Çin’deki dostlarımız gibi biz de BM Şartı’na sıkı sıkıya uyulmasını ve insancıl hukuk da dahil olmak üzere uluslararası hukuk normlarına saygı gösterilmesini savunuyoruz. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) bloğu tarafından ağır bir şekilde ihlal edilen güvenliğin bölünmezliği ilkesine bağlıyız.”  

Bu sözlerle Çin’in duruşuna hak verdiğini belirten Rusya, NATO’nun genişlemesine vurgu yaparak asıl suçlunun karşı taraf olduğunu ima etmiştir. Barış görüşmelerinden çekilen tarafın Ukrayna olduğunu hatırlatan Rus lider, mevcut jeopolitik gerçekleri dikkate almadan hazırlanan barış planlarının sonuç getirmeyeceğini yinelemiştir. Buna rağmen Rusya, Ukrayna Krizi’nin siyasi ve diplomatik çözümüne açık olduğunu vurgulamaktadır. Daha sonra Putin, NATO’nun faaliyetlerinin Asya-Pasifik’e doğru kaydığını söyleyerek Çin’e uyarıda bulunmuştur.

İki Liderin Görüşlerinin Değerlendirilmesi

Bu metinlerin ortaklaşa kararlaştırıldığı veya karşılıklı onay sürecinden geçtiği söylenebilir. Putin’in makalesinin Cinping’in makalesiyle çok benzerlik arz ettiği ve ona cevap niteliğinde olduğu iddia edilebilir. Fakat Putin, “cevap verme” tarzında ifadeler kullanmak yerine Çin’in kaygılarını anladığını belirten “onay cümleleri” kullanmıştır. Açıkçası Cinping, Moskova’ya gitmeden önce barış mesajları vermiş ve Ukrayna Krizi’yle ilgili çekincelerini-kaygılarını dile getirmiştir. Putin ise Cinping’in bu endişelerini gidermeye çalışmıştır. Kısacası Cinping’in mesajının önce yazıldığı, Moskova’ya iletildiği ve ardından Putin’in buna cevap vermeye çalıştığı anlaşılmaktadır.

Çin’in en mühim beklentisi, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmektir. Cinping’in Moskova ziyaretindeki temel amacı da budur. Çin, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi noktasında Putin’i ikna etmeyi küresel imajını yükseltecek bir araç olarak da görmektedir. Putin, Cinping’in kendisi üzerinden prim yapmasına izin vermeyecektir. Özellikle de Çin’in “BM şartına saygı duyulması” çağrısı, Rusya nezdinden rahatsızlık yaratmaktadır. Moskova, BM şartıyla ilgili meseleden uzaklaşmaya çalışırken; suçu NATO bloğuna atmaya çalışmaktadır.  Ayrıca “NATO tehdidinin” yayılacağını söyleyerek Çin’i yanına çekmeyi amaçlamaktadır. 

Rusya’nın bu ziyaretten beklentisi, Çin’le birlikte gövde gösterisi yaparak Batı’nın direncini kırmaktır. Liderler, özellikle de Ukrayna’daki savaş üzerinden verilecek mesajlarda uzlaşamamaktadır. Cinping, barış mesajları vermek için Moskova’ya gitmektedir. Ortak basın açıklamasında Cinping’den Ukrayna’daki savaşa karşı olduğunu belirten sürpriz açıklamalar gelebilir. Putin, Cinping’den beklediği sıcak mesajları alamayabilir. Yine de bu açık mesajların ikili görüşmelerde verileceği tahmin edilmektedir. Çin, kamuoyu önünde Batı’yı sevindirecek bir hamle yapmayacaktır. Bir diğer ifadeyle Cinping, Ukrayna’yla ilgili sert mesajlar vererek Batı’yı sevindirmeyecektir. Bu anlamda Çin, Rusya’nın kesinlikle Batı karşısında darbe almasını istemeyecektir.

Cinping’in Moskova’ya gidip gitmeyeceği yakın zamana kadar belli değildi. Fakat son haftalarda bölgesel gerilimi tırmandıracak yeni gelişmeler yaşandı. AUKUS’un yol haritasının belirlenmesi, Çin’in tepkisini çekmiştir. Cinping, belki de buna cevabenMoskova’ya gitme kararı almıştır. Yani Çin’in tepkisel hareket ettiği söylenebilir. Çünkü AUKUS’un ilk kez duyurulduğu 2021 yılının Eylül ayında Çin, yine misilleme olarak İran’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne kabul edilmesini sağlamıştır. Günümüzde de Washington yönetiminin baskılarının da etkisiyle Pekin, Moskova’ya yakınlaşmaya devam etmektedir. Çin, her ne kadar Ukrayna’daki savaşı sonlandırmak istese de Rusya’yla bağlarını derinleştirme konusunda kararlıdır.


[1] “Full Text of Xi’s Signed Article on Russian Media”, Xinhua, https://english.news.cn/20230320/208baba76dc14ed78d308bfa32b9d4e2/c.html, (Erişim Tarihi: 20.03.2023).  

[2] “Vladimir Putin’s Article for People’s Daily Newspaper, Russia and China: A Future-Bound Partnership”, Kremlin, http://en.kremlin.ru/events/president/news/70743, (Erişim Tarihi: 20.03.2023).   

[3] “Full Text of Xi’s…”, a.g.m.

[4] “Vladimir Putin’s Article…”, a.g.m.

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler