DEAŞ’ın Pakistan’ın Kabil Büyükelçiliği’ne Saldırması Ne Anlama Geliyor?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2 Aralık 2022 tarihinde Pakistan’ın Kabil Büyükelçiliği’ni hedef alan bir saldırı düzenlenmiş ve bu saldırıda büyükelçilikte görev yapan bir koruma polisi yaralanmıştır. Söz konusu saldırıyı terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam (DEAŞ) üstlenmiştir.[1] Bu noktada terör örgütü DEAŞ’ın 6 Eylül 2022 tarihinde de Rusya’nın Kabil Büyükelçiliği’ne saldırdığını hatırlatmak gerekmektedir.[2] Zira söz konusu saldırılar, DEAŞ’ın diplomatik misyonları hedef alarak ne yapmaya çalıştığı sorusunu tartışmaya açmaktadır.

DEAŞ’ın Afganistan’da sözde Horasan Emirliği (ISKP) adı altında faaliyette bulunduğu bilinmektedir. Örgütün ağırlıklı olarak Taliban yönetimini ve başta Hazaralar olmak üzere Afganistan Şiilerini hedef aldığı söylenebilir. Bu da ISKP’nin en temelde iki amacının bulunduğuna işaret etmektedir. Bunlardan ilki, Taliban’ın devrilmesidir. İkincisi ise Afganistan’ın Şii-Sünni temelli bir mezhep savaşına sürüklenmesi ve bu mezhep savaşının aşamalı olarak önce vekalet savaşına ve daha sonra da bölgesel savaşa dönüşmesidir. Yani ISKP, yalnızca Afganistan’ı değil; Orta Asya-Güney Asya hattını Rusya ve Çin’de dahil olmak üzere istikrarsızlaştıracak bir sürece hizmet etmektedir. Çünkü ISKP’nin Afganistan’daki saldırıları, etnik ve mezhepsel dinamiklerin harekete geçirilmesini amaçlamaktadır.

DEAŞ’ın bölgesel kaos planının farkında olan Taliban, 29 Şubat 2020 tarihinde imzalanan Doha Antlaşması’ndaki taahhütleri çerçevesinde terörle mücadele operasyonları yapmakta ve çeşitli bölgelerde Taliban ile DEAŞ arasında çatışmalar yaşanmaktadır. Bölge devletleri de Afganistan’da radikalleşmenin önüne geçmek için söz konusu ülkeyi izole etmek yerine Taliban’la de facto ilişkiler geliştirmekte ve Afganistan’ı uluslararası işbirliği zeminine çekmeye çalışmaktadır.

Böylesi bir ortamda terör örgütü DEAŞ’ın Afganistan’ı çeşitli projelere dahil etmek isteyen ve bölgesel işbirliği, istikrar, kalkınma, güvenlik ve barışın tesis edilmesine yönelik somut çaba harcayan aktörleri hedef aldığı söylenebilir. ISKP’nin buradaki amacı, mevzubahis devletlere Afganistan’ın güvensiz bir ülke olduğunu hissettirmektir. Saldırılar vesilesiyle bu ülkede terör örgütlerinin faaliyette bulunmaya devam ettiği mesajı verilmektedir.

Aynı zamanda söz konusu mesaj, Taliban’ın Doha Antlaşması’ndaki taahhütlerini yerine getirmediğini ya da getiremediğini göstermek çabasını da barındırmaktadır. Zira bu antlaşmada Taliban, Afganistan topraklarının kullanılarak üçüncü devletlerin hedef alınmasına izin vermeyeceğini beyan etmiştir.[3] Lakin uluslararası hukuka göre büyükelçilikler, ilgili devletlerin toprakları sayılmaktadır. Bu anlamda teorik olarak ISKP, Afganistan toprakları üzerinden yabancı devletleri hedef almaktadır.

Dahası DEAŞ’ın aynı amaç doğrultusunda Tacikistan’a füze saldırıları düzenlediği ve bu saldırıların Duşanbe yönetimi tarafından doğrulandığı hatırlanmaktadır.[4] Benzer bir şekilde 2022 yılının Ekim ayında İran’ın Şiraz kentinde de 15 kişinin hayatını kaybettiği bir terör saldırısı gerçekleşmiş ve bu saldırıyı da DEAŞ’ın Afganistan’daki unsurlarının; yani ISKP’nin düzenlediği açıklanmıştır.[5]

Son olarak DEAŞ, Pakistan’ın Kabil Büyükelçiliği’ni hedef almıştır. İslamabad yönetiminin tarihsel olarak Taliban’la olumlu münasebetlerinin bulunduğu düşünüldüğünde, ISKP’nin Pakistan üzerinden Taliban’la iyi ilişki kuran tüm aktörleri istikrarsızlaştırma eğiliminde olduğunu göstermeye çalıştığı ifade edilebilir. Nitekim Pakistan Dışişleri Bakanlığı heyetinin Kabil ziyaretinin[6] hemen akabinde böylesi bir saldırının gerçekleşmesi de tesadüf olarak nitelendirilemeyecek bir duruma işaret etmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse ISKP, Taliban’la iyi ilişki kuran aktörlere, güvende olmadıkları mesajını vermekte ve böylelikle söz konusu devletlerin Taliban’la arasına mesafe koymasını sağlamaya çalışmaktadır.

Bununla birlikte Taliban’ın tanınma sorununu aşamaması, yatırımların ve yardımların aksamasına sebebiyet vermekte; buna bağlı olarak ülkedeki yoksulluk artmakta ve böylesi bir ortam, DEAŞ gibi radikal örgütlerinin faaliyetleri için alan açmaktadır. Bu risk nedeniyle kolektif tavır geliştirmeye çalışan ve diyaloğu merkeze alan bir perspektifle Afgan Sorunu’nun çözülmesini savunan bölge devletlerinin DEAŞ terör örgütü tarafından hedef alınması, Taliban’ın Afganistan’ın güvenliğini sağlayamadığı algısını yaratmayı amaçlamaktadır.

Sonuç olarak Afganistan, terör örgütü DEAŞ’ın faaliyetlerine tanıklık etmekte ve bu saldırılar ağırlıklı olarak Taliban yönetiminin devrilmesi maksadıyla Taliban’ı ve mezhepsel fay hatlarının harekete geçirilmesi amacıyla Hazaraları hedef almaktadır. Fakat son dönemde DEAŞ, yabancı devletlerin diplomatik misyonlarında ve hatta Tacikistan ve İran örneklerinde görüldüğü üzere, doğrudan topraklarında terör eylemlerinde bulunmaktadır. Bu da DEAŞ’ın amacının Taliban’la ilişki kuran aktörlere, bu yönelimlerinin bir bedelinin bulunduğu mesajının verilmesi olduğu öne sürülebilir. En önemlisi de DEAŞ, Doha Antlaşması’nın ihlal edildiği şeklinde yorumlanabilecek eylemler vesilesiyle uluslararası toplumun Taliban üzerindeki baskısını arttırmaya çalışmaktadır. Belki de özelde Afganistan’ı ve genelde bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen küresel aktörlerin terör örgütü ISKP’ye biçtiği rol de budur.


[1] “گروه داعش مسئولیت حمله بر سفارت پاکستان در کابل را بدوش گرفت”, AFINTL, https://da.azadiradio.com/a/32160848.html, (Erişim Tarihi: 05.12.2022).

[2] “Afganistan’daki Rusya Büyükelçiliğine Yönelik Saldırıyı DEAŞ Üstlendi”, CNN Türk, https://www.cnnturk.com/dunya/afganistandaki-rusya-buyukelciligine-yonelik-saldiriyi-deas-ustlendi, (Erişim Tarihi: 05.12.2022).

[3] “Agreement for Bringing Peace to Afghanistan between the Islamic Emirate of Afghanistan Which is not Recognized by the United States as a State and is Known as the Taliban and the United States of America”, State, https://www.state.gov/wp-content/uploads/2020/02/Agreement-For-Bringing-Peace-to-Afghanistan-02.29.20.pdf, (Erişim Tarihi: 05.12.2022).

[4] Nurbek Bekmurzaev, “Islamic State in Khorasan Province’s Rocket Attack in Tajikistan”, The Jamestown Foundation, https://jamestown.org/program/islamic-state-in-khorasan-provinces-rocket-attack-in-tajikistan/, (Erişim Tarihi: 05.12.2022).

[5] “İran: Terör Örgütü DEAŞ’ın Üstlendiği Şiraz’daki Saldırıyla İlgili 26 Kişi Tutuklandı”, TRT Haber, https://www.trthaber.com/haber/dunya/iran-teror-orgutu-deasin-ustlendigi-sirazdaki-saldiriyla-ilgili-26-kisi-tutuklandi-721942.html, (Erişim Tarihi: 05.12.2022).

[6] “سرپرست وزارت امور خارجه، روابط افغانستان و پاکستان را  برای مردم منطقه مفید خواند”, Bakhtarnews, https://l24.im/ST0, (Erişim Tarihi: 30.11.2022).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler