Tarih:

Paylaş:

Fransa’nın Hint-Pasifik’teki Etkisini Arttırma Çabaları

Benzer İçerikler

Hint-Pasifik kavramı, son yıllarda uluslararası ilişkiler literatüründe sıklıkla kullanılmaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık %60’ının bu coğrafyada yaşaması, dünya ticaretinin yaklaşık üçte birinin Hint-Pasifik’ten geçmesi ve önemli transit geçiş hatlarının bu bölgede bulunması mevzubahis durumun başlıca sebepleri arasında gösterilebilir. Kavramın öne çıkmasının bir başka sebebi ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Çin arasında cereyan eden güç mücadelesinin bu alan içerisinde gerçekleşmesidir. Bölgenin ekonomik, siyasi, askeri ve sosyal ağırlığı düşünüldüğünde, birçok ülkenin bu coğrafya üzerine strateji geliştirmesi kaçınılmazdır. Son yıllarda bölgeye ilgisi artan ülkelerden birisi de Fransa’dır.

Avrupalı bir aktör olan Fransa, Hint-Pasifik bölgesi içerisinde bulunan adalarıyla bölgede güçlü bir devlet olarak dikkat çekmektedir. Fransa’nın 11 milyon km2 Münhasır Ekonomik Bölge’sinin (MEB) 9 milyon km2’sini oluşturan yedi denizaşırı bölgesi Hint-Pasifik’te yer almaktadır. Bunlar; Mayotte, La Reunion, Fransız Güney, Antarktik, Yeni Kaledonya, Wallis&Futuna ve Fransız Polinezya’sıdır. Bu bölgede 1.6 milyon Fransız vatandaşı yaşamaktadır.

Harita 1: Fransa’nın Kontrolünde Bulunan Adalar

Fransa’nın söz konusu topraklarda askeri komutanlıkları bulunmaktadır. Bunlar: Güney Hint Okyanusu Fransız Silahlı Kuvvetler Komutanlığı (COMSUP FAZSOI), Yeni Kaledonya Fransız Silahlı Kuvvetler Komutanlığı (COMSUP FANC), Fransız Polinezya ve Pasifik Okyanusu Fransız Silahlı Kuvvetler Komutanlığı (COMSUP FAPF/ALPACI), Birleşik Arap Emirlikleri ve Hint Okyanusu Fransız Silahlı Kuvvetler Komutanlığı (COMFOR FFEAU/ALINDIEN) ve Cibuti Fransız Silahlı Kuvvetler Komutanlığı’dır (COMFOR FFDJ). Fransa’nın mevzubahis komutanlıklar sayesinde Hint Okyanusu’nda 4.100 ve Pasifik Okyanusu’nda 2.900 olmak üzere toplam 7000 askeri personeli vardır.

Harita 2: Fransa’nın Hint-Pasifik’teki Askeri Komutanlıkları

 Fransa ile Hint-Pasifik bölgesi arasındaki ekonomik ilişkiler son yıllarda önemli ölçüde gelişmiştir. Fransa, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelere yaptığı toplam ihracatın üçte birinden fazlasını bölge ülkeleriyle gerçekleştirmektedir. Fransa’nın bölgeye yaptığı doğrudan yabancı yatırımları 2018 yılında 320 milyar avroya ulaşarak 2008 senesinden bu yana %75’lik bir artış göstermiştir.[1]

Hint-Pasifik bölgesinin giderek artan öneminin farkında olan Fransa, geçmişten bu yana bölgenin önemini resmi raporlarına yansıtsa da son yıllarda bölgeye yapılan vurgu artmıştır. 2008 yılında yayınlanan Savunma ve Ulusal Güvenlik Belgesi’nde; dünyanın stratejik merkezinin Asya’ya kaydığı tespiti yer almaktadır. Nitekim belgede Fransa’nın Batı Afrika’nın ötesinde, tüm Hint Okyanusu ve Doğu Asya bölgesine yönelmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.[2] 2013 yılında yayınlanan Savunma ve Ulusal Güvenlik Belgesi’nde ise Hint Okyanusu’nun önemi ve Asya’ya denizyoluyla ulaşımın hem Avrupa hem de Fransa için ehemmiyet arz ettiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda belgede Hint Okyanusu’nun dünyanın stratejik ağırlık merkezi olduğunun altı çizilmiştir.[3]

Fransa Cumhurbaşkanı olarak göreve geldiği andan itibaren Emmanuel Macron, Hint-Pasifik bölgesini yakından takip etmiştir. Özellikle de ABD’nin “Özgür ve Açık Hint-Pasifik” stratejisini başlatmasından itibaren Fransa, kendi stratejisini ABD’nin stratejisine paralel bir şekilde ayarlama çabası içerisindedir. Macron, 3 Mayıs 2018 tarihinde Sidney’deki Garden Adası’nda bulunan askeri üste yaptığı konuşmada, Fransa’yı ilk kez “Hint-Pasifik Gücü” olarak nitelendirmiş ve Paris’in bölgeye yönelik stratejisinin ana hatlarını açıklamıştır.[4]

2019 yılında ise Fransa Savunma Bakanlığı, “Hint-Pasifik’te Fransa’nın Savunma Stratejisi” başlıklı bir rapor yayınlamıştır.[5] Akabinde Fransa Dışişleri Bakanlığı da “Hint-Pasifik’te Fransa’nın Stratejisi” isimli bir belge hazırlamıştır.[6] 2021 yılının Nisan ayında Fransa Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki ülkelerle işbirliğini vurgulayan “Fransa’nın Hint-Pasifik’teki Ortaklıkları” başlıklı raporu ilan etmiştir.[7] Bu noktada Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan belgenin ön plana çıktığı vurgulanmalıdır. Bahsi geçen belgede Fransa’nın güvenlik alanında dört stratejik hedefinin bulunduğu belirtilmiştir. Bu hedefler şöyle sıralanabilir:[8]

  • Münhasır Ekonomik Bölgelerin (MEB) korunması
  • Askeri ve güvenlik alanında yapılan işbirlikleriyle bölgenin güvenliğine katkıda bulunulması
  • Küresel stratejik rekabet ve zorlu askeri alanlar bağlamında özgür ve açık alanlara erişimin sağlanması için müttefiklerle işbirliği yapılması
  • Stratejik istikrarın ve dengenin korunması amacıyla kapsamlı ve çok taraflı aksiyonların sağlanması

Bahse konu olan hedeflerine rağmen Fransa, son yıllarda eski gücünün uzağında bir görüntü çizmektedir. AB içinde Almanya’nın gölgesinde kalan, Akdeniz’deki gücünü giderek yitiren, Afrika’da Türkiye, Çin ve Rusya gibi aktörlerin artan gücüne paralel olarak etkisi azalan Fransa için Hint-Pasifik bölgesi, Paris’in “Küresel Fransa” hayallerine umut taşıyabilir. Lakin Fransa, bu bölgede de “oyun değiştirici aktör” kapasitesine sahip değildir. Bu sebeple Paris yönetimi, söz konusu bölgede kendi gerçekliğini yaratmaktan ziyade; ABD’nin başını çektiği ekonomik, güvenlik ve sosyal stratejilere ilgi göstermektedir. Fakat bunu yaparken de Avrupalı devletlerin Hint-Pasifik’e yönelik ilgisini kendi liderliğine katmaya çalışmakta ve Avrupa’nın bölge politikalarını şekillendirmek istemektedir. Bölgede hem topraklarının hem de askerlerinin bulunması, Fransa’nın en büyük avantajıdır. Ancak Paris’in uzun yıllar boyunca ihmal ettiği coğrafyada nüfuz alanını genişleten Çin, Rusya ve Hindistan gibi aktörler Fransa’nın gücünü sınırlandırmaktadır.

Neticede dünya çok kutuplu bir yapıya dönüşürken; bölgesel güçlerin manevra alanı artmaktadır. Fransa’nın Hint-Pasifik’te elde etmek istediği başarı, yeni güç dinamikleriyle uyumlu bir politika geliştirmesine bağlıdır. Özellikle de Akdeniz, Afrika ve Güneydoğu Asya’daki devletlerle yapılacak işbirliği ve gerilimi azaltmak amacıyla hayata geçireceği politikalar, Fransa’nın deniz hattı üzerindeki güvenliğine olumlu bir katkı yapabilir. Ancak Paris hem kendisi hem de liderlik etmek istediği Avrupa için önemli bir geçiş güzergâhı olan Akdeniz’de gerilimi arttıran adımlar atmaktadır. Bu da Fransa’nın Hint-Pasifik politikasını kendi eliyle baltalaması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Fransa’nın mevcut durumda izlediği stratejinin aksine; Akdeniz’de Türkiye’yle olan işbirliğini arttırması gerekmektedir.


[1] “French Strategy in The Indo-Pacific “For An Inclusive Indo-Pacific””, Ministry of Europe and Foreign Affairs, s. 9.

[2] “The French White Paper on Defence and National Security”, Présidence de la République, https://media.nti.org/pdfs/15-Fr.pdf, (Erişim Tarihi: 29.06.2021), s. 5.

[3] “The French White Paper on Defence and National Security”, Présidence de la République, https://www.defense.gouv.fr/english/dgris/defence-policy/white-paper-2013/white-paper-2013, (Erişim Tarihi: 29.06.2021), s. 56.

[4] “Discours à Garden Island, base navale de Sydney”, Elysee.fr, https://www.elysee.fr/emmanuel-macron/2018/05/03/discours-a-garden-island-base-navale-de-sydney, (Erişim Tarihi: 29.06.2021).

[5] “France’s Defence Strategy in the Indo-Pacific”, French Ministry of the Armed Forces, https://www.defense.gouv.fr/content/download/559608/9684004/file/France’s%20Defence%20Strategy%20in%20the%20Indo-Pacific%20-%202019.pdf, (Erişim Tarihi: 29.06.2021)

[6] “French Strategy for The Indo-Pacific: For An Inclusive Indo-Pacific”, French Ministry for Europe and Foreign Affairs, (Erişim Tarihi: 29.06.2021).

[7] “France’s Partnerships in the Indo-Pacific”, French Ministry for Europe and Foreign Affairs, https://www.diplomatie.gouv.fr/en/photos-publications-and-graphics/publications/article/france-s-partnerships-in-the-indo-pacific-apr-2021, (Erişim Tarihi: 29.06.2021).

[8] “France’s Defence Strategy in the Indo-Pacific”, a.g.m., s. 8

 

 

Mustafa Cem KOYUNCU
Mustafa Cem KOYUNCU
Mustafa Cem Koyuncu, Karabük Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler bölümünde Master öğrencisi olup Hint-Pasifik Bölgesi, ABD-Çin Rekabeti, uluslararası güvenlik, jeopolitik ve stratejik araştırmalar alanları üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Karabük Üniversitesi’nde eğitimine başlamadan önce, Boğaziçi Üniversitesinde Lisans eğitimini tamamlamıştır. Özel sektörde yöneticilik tecrübesi kazanmasının ardından Koyuncu, kariyerine ANKASAM’da devam etmektedir. Koyuncu, ileri seviyede İngilizce bilmektedir.