Güney Kore Hint-Pasifik Strateji Belgesi’nde Okyanusya’nın Yeri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Güney Kore’nin Asya-Pasifik bölgesine ilişkin politikalarını ortaya koyan strateji belgesi 28 Aralık 2022 tarihinde “Özgür, Huzurlu ve Müreffeh Hint-Pasifik Bölgesi” ismiyle Güney Kore Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde yayınlanmıştır.[1] Bahse konu olan belge, toplam 4 bölümden ve 43 sayfadan oluşmaktadır. Söz konusu belge, Güney Kore’nin bölgeye dair dair jeopolitik, jeoekonomik ve jeostratejikokuması hakkında bilgi vermesi bakımından kritik bir öneme sahiptir.

Bahsi geçen belge, aynı zamanda Seul’un bölgeye yönelik stratejisini, konjonktürel tutumunu ve güvenlik perspektifini de yansıtmaktadır. Nitekim belgenin “Vizyon, İşbirliği İlkeleri ve Bölgesel Kapsam” başlıklı ikinci bölümünün son kısmında bölge bazlı stratejiler ele alınmıştır. Bu noktada Okyanusya üzerinden yapılan değerlendirmenin; bölgenin, Batı’nın önemli müttefikleri olan Avustralya ve Yeni Zelanda’yı kapsaması, birçok küçük adayı içermesi ve Güney Kore’ye coğrafi yakınlığı hasebiyle büyük ehemmiyete haiz olduğu öne sürülebilir. Buna ek olarak Seul’un bu bölge üzerindeki stratejisinin, ülkenin inşa etmeyi planladığı güvenlik mimarisi açısından da ipuçları barındırdığı söylenebilir.

Bu kapsamda ilk olarak Avustralya ve Yeni Zelanda’nın ortak değerler ve çıkarlar bağlamında Güney Kore’nin önemli birer müttefiki olduğu ve Seul’un söz konusu ülkelerle ortak düşünsel kapsamda yakınlığının bulunduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda hem Avustralya’nın hem de Yeni Zelanda’nın her ne kadar coğrafi olarak doğuda yer alsalar da jeopolitik ve jeostratejik açıdan Batı, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) temelli bir yönelime sahip oldukları söylenebilir. Özellikle de Kanberra, ABD ve Birleşik Krallık’ın yer aldığı AUKUS’a üye olması sebebiyle Batı’nın yakın diyaloglar geliştirdiği bir aktördür.

Öte yandan Avustralya, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) içerisinde de ABD’nin müttefikidir. Yeni Zelanda da “QUAD+” toplantılarına katılması nedeniyle örgütle yakın diyalog geliştiren aktörlerdendir. Nitekim bu durumun Avustralya’yı Çin’in çevrelenmesi ve Kuzey Kore’nin nükleer gücüyle mücadele edilmesi noktasında Batı açısından önemli bir konuma getirdiği öne sürülebilir. Zira AUKUS içerisinde Asya-Pasifik Bölgesi’nde yer alan tek ülke Avustralya’dır. Bununla birlikte ülke, Wellington’la birlikte QUAD’ın da bir üyesidir. Mevzubahis durum da Washington için Kanberra, Wellington ve Seul arasında ortak bir payda yaratmaktadır.

Diğer taraftan belgede Kore Savaşı’na vurgu yapılmış ve bu savaş vesilesiyle kurulan özel bağlara dikkat çekilerek Güney Kore’nin adı geçen ülkelerle Hint-Pasifik Bölgesi’ndeki stratejik diyaloğunu ve işbirliğini arttıracağı söylenmiştir. Bu noktada net bir şekilde Avustralya ile Yeni Zelanda’nın Güney Kore’nin mühim ortakları olduğu ve bu iki devletle de hem Hint-Pasifik Bölgesi’nde hem de küresel çapta işbirliğinin derinleştirileceği ve geliştirileceği vurgusu yapılmıştır.

Nitekim burada Kore Savaşı’na değinilmesi, ortak tarih vurgusunun yapıldığı şeklinde okunabilir. Zira bu durum hem toplumların hem de ülke elitlerinin düşünce yapısında güçlü diyalog fikrinin oluşturulmaya çalışıldığı şeklinde yorumlanabilir.

Ardından Avustralya’nın Güney Kore’nin önemli bir stratejik partneri olduğunun ve Seul’un Kanberra’yla geliştirilen kapsamlı ekonomik ilişkilerden memnuniyet duyduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda Güney Kore’nin ulusal savunma çerçevesi; savunma endüstrisi, güvenlik, yer altı kaynakları, iklim değişikliğiyle mücadele ve tedarik zinciri gibi yeni işbirliği konularında Avustralya’yla derinleştirilmesini amaçlamaktadır.

Kuşkusuz savunma ve güvenlik vurguları önemlidir. Zira yukarda da bahsedildiği üzere Güney Kore ve Avustralya, Batı temelli ittifakın iki önemli parçasıdır. Bilhassa Çin ve Kuzey Kore’yle olan bölgesel rekabette Seul’un güvenlik ve savunma ihtiyacını vurgulaması dikkat çekicidir.

Belgenin ilerleyen kısmında ise Yeni Zelanda’ya değinilmiş ve Seul’un Wellington’ın en büyük beşinci ticaret ortağı olduğu vurgulanarak taraflar arasındaki ekonomi temelli ilişkilerin geliştirilmeye devam edeceğinin altı çizilmiştir.

Avustralya ve Yeni Zelanda’yla ilgili son kısımda ise Güney Kore’nin her iki ülkeyle de kurallara dayalı uluslararası düzeni koruma konusunda yakın çalışacağı ifade edilmiştir. Bu çerçevede Batı’nın öncelikle bölgesel sonra da küresel düzenin devamı için mevzubahis aktörler üzerinden kendi nüfuzunu güçlendirmeye çalıştığı ve bu devletlerin konsolidasyonunu arttırarak kendi cephesini kuvvetlendirmeyi denediği çıkarımı yapılabilir.

Diğer taraftan Güney Kore’nin Pasifik Okyanusu’nu paylaşan Pasifik ülkeleriyle ilişkilerini geliştireceği de söylenmiştir. Burada öncelikle iklim değişikliğiyle mücadele vurgusu yapılmış ve Pasifik ülkelerinin karşı karşıya olduğu sorunun tüm insanlığın mücadele etmesi gereken bir problem olduğu belirtilmiştir. Bu yüzden de “Mavi Pasifik Kıtası için 2050 Stratejisi” kapsamında Pasifik ülkeleriyle uzun dönemli bir strateji geliştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bunun yan sıra Güney Kore’nin söz konusu ülkelerle iklim değişikliği, sağlık, denizcilik ve balıkçılık ve yenilenebilir enerji alanlarında müttefiklik ilişkilerini ilerleteceği söylenmiştir.

Tahmin edileceği üzere, Seul’un yeni işbirliği alanlarından bahsetmesi, işbirliklerinin yalnızca savunma ve güvenlik perspektifiyle sınırlı kalmayacağı alt metnini içermesi bakımından oldukça mühimdir. Çünkü bahse konu belge, bir güvenlik belgesi değil; bir strateji belgesidir. Haliyle belgenin yalnızca savunma ve güvenlik temelli işbirliklerinden bahsetmek yerine bölgeye yönelik genel bir strateji ortaya koyması hedeflenmiştir.

Üstelik Güney Kore’nin sadece savunma endişeleri üzerinden işbirlikleri geliştirmek istediği şeklinde bir izlenim yaratması, müttefiklerinin gözünde de işbirliğinden kaçınma durumu oluşturabilir. Tüm bu nedenlerden ötürü her ne kadar belgenin ana kapsamı güvenlik üzerinden oluşturulmuş olsa da Seul, birçok farklı işbirliği alanından bahsetmiştir.

Sonuç olarak Okyanusya hem jeopolitik konumu hem coğrafi yakınlığı hem de içerisinde yer alan aktörler nedeniyle Seul için önem arz eden bir bölgedir. Nitekim Güney Kore de belgede bu duruma sıklıkla vurgu yapmıştır. Aynı zamanda Avustralya ve Yeni Zelanda gibi önemli müttefiklerin bu bölgede yer alması da Okyanusya’yı Güney Kore açısından ön plana çıkan bir coğrafya haline getirmektedir.


[1] “Strategy for a Free, Peaceful and Prosperous Indo-Pacific Region”, Ministry of Foreign Affairs Republic of Korea, https://www.mofa.go.kr/viewer/skin/doc.html?fn=20221228060752073.pdf&rs=/viewer/result/202212, (Erişim Tarihi: 16.01.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler